Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

3 Mart 2011 Perşembe

Her şey biçimin arkasındadır

Her şey oradadır, şeklin arkasında. İyi de kötü de. Cehalet de, aydınlık da. Olan da olmayan da…

Şehirler gizler binalarının arkasında yatan fakirlerini ve sefasını süren güçlü zenginlerini. Ne lüks arabalar vardır içi doldurulamamış ve nice yüzler maskelerinin arkasında kalmak zorunda bırakılmış. Ne sesler, ne yetenekler vardır; yırtık paçalarıyla kendi çevresinde anlam bulmaya çalışan. Dolu gösterilen boşlar, boyalarının arkasında saklananlar. Çığlıklar vardır bazen de, seslerini duyurmaya çalışan…
Yeni karşılaştığımız insanları, olayları veya durumları, ilk bakışta gördüklerimizle değerlendirmeye ve değerlendirmeye devam etmeye pek bir meyilliyiz bilir misiniz? Eğer bunu fark etmezsek, bir süre daha böyle devam ederiz. Lütfen bunu fark eder misiniz?
“Elde var olan bilgiler ışığında değerlendirme yapılır.” der bazıları. Ona ne şüphe! Lakin bilinmeli ki; henüz öğrenemediğimiz değerler de vardır belki derinlerde.
İlk kez gördüğünüz insanları neye göre değerlendirirsiniz?
Eli, yüzü, ayakkabısı, elbisesi… İlk görüştüğünüz zamanlarda gülümsememesi veya kahkahalarından geçilmemesi mi? Sonra ne olacak peki? Size gülümseyene kadar somurtkan, sakin kalana kadar vıcık vıcık damgası mı vuracaksınız onlara? Cevabınız evetse, lütfen yazının devamını okumayın. Zamanı gelmemiştir.
Aykırı bir şeyler söyleyeceğim belki şimdi…

Başkalarından duyduğunuzu sandığınız ya da yeni yeni gördüğünüz insanlara, durumlara mutlaka bir değer verin. Başkalarının etkisinde kalmak yerine, onun sizde yansıyacak değerini kendiniz keşfedin. Kendi kafanızda yaratıp, damga damga insanlara vurmaya çalıştığınız olmayan haneye değer eklemeye çalışmaktansa, verdiğiniz değerden eksiltmeyi deneyin. Abartmadan, olması gerektiği şekilde…
Eğer işe yaramazsa dediklerim, unutun gitsin.
İnsanlara az ya da çok mutlaka bir değer verin. Bir insan sizin gözünüzde değersiz kalıyorsa, bilin ki siz kendi değerinizden kaybediyorsunuzdur…

Hiç yorum yok: