Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

13 Mart 2011 Pazar

Eskikent Yazıları / Yüzlerce yıllık kadim dost: Pişmiş toprak

Yüzlerce yıllık kadim dost: Pişmiş toprak
Tuğla ve kiremit, tarihte imalatı yapılan ilk yapı malzemesidir. Evlerimizin ana maddesi olan bu sıcak yapı malzemesi bugüne kadar mükemmel karakteri ile dizayn, boyut ve işlevi dışında hemen hiç değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir.

Tuğlanın ilk kez MÖ 3. yüzyılda Mezopotamya'da kullanıldığı arkeolojik kazılar ve bilimsel çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Yine M.Ö. 4. yüzyılda Babil Kulesi'nin yapımında 85 milyon adet tuğla kullanıldığı dikkate alındığında, o tarihlerde nasıl bir endüstriyel çalışma yapıldığı görülmektedir.

Tuğla daha sonra Anadolu ve Avrupa'da yaygınlaşmıştır. M.Ö. 4. yüzyılda Anadolu'da Lidyalılar tarafından üretilmiştir. Yunanlılar ve Bizanslıların katkıları ile gelişen tuğla üretiminde Osmanlı dönemine geçişle birlikte önemli gelişmeler yaşanmıştır.


Cumhuriyet'in ilanından sonra yabancı girişimciler tarafından Marmara ve Ege bölgelerinde tuğla ve kiremit üretim tesisleri yapılmaya başlanmıştır. Önce ithal makinelerle yapılan üretim, daha sonra yerini yerli makinelere bırakmıştır.
Ülkemizde tuğla ve kiremit sektöründe son on-on beş yıla kadar teknolojik açıdan çok büyük atılım olmadığı gözlenmektedir. 1986 yılından sonra konut sektöründeki gelişme, tuğla ve kiremit sektöründeki gelişmeye neden olmuştur. 1997 yılından sonra inşaat sektöründe artan durgunluk, öz sermayesi kısıtlı olan fabrikaların birer birer kapanmasına yol açmış, atıl tesisler oluşmuştur. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Eskişehir'de de benzer sonuçlar yaşanmıştır.

Eskişehir'in Tepebaşı bölgesi, özellikle tuğla- kiremit üretimiyle tanınır. Şu rahatlıkla söylenebilir ki, ‘70'li yıllarda her üç aileden birinde, mutlaka bir tuğla- kiremit işçisi vardı. Fabrikaların hepsi de Tepebaşı bölgesinde kuruluydu. Kentin gelişmesiyle birlikte, bu fabrikalar da kent içinde kaldığından, alınan bir kararla kent dışına taşındılar. Bazıları ayakta kaldı, bazıları ise silinip gitti. Cumhuriyetin ilk yıllarında, demiryolları ve Şeker Fabrikası ile birlikte, kentin en önemli kuruluşlarını oluşturmaktadır bu fabrikalar.

Eskişehir'de tuğla- kiremit sanayii 1920'li yıllarda başlamıştır. 1927 yılına kadar yurt dışından satın alınan Marsilya tipi kiremit, bu yıldan sonra Türkiye'de ilk kez Eskişehir'de üretilmeye başlanmış. 1927 yılında Kurt Sait ve Muhtar Başkurt'un ortaklığıyla kurulan Kurt Kiremit Fabrikası ile, Bulgar Çirkof Kardeşler tarafından kurulan Aslan Kiremit Fabrikası, kiremit üreten ilk işletmelerdir. Kurt Sait, 1933'de Çift Kurt adlı kiremit tesisini kurmuş, 1949'da ise Aslan Kiremit Fabrikası'nı da alarak adını Kılıçoğlu Kiremit olarak değiştirmiş.

Yerel yönetimlerin görevi, sadece yol, tretuvar, park yapmak değildir. Sosyal ve kültürel konularda da faaliyet yürütmek, halkın bu konudaki taleplerine de yönelmek durumundadır. Sorumluluk taşıdığı bölgenin kimliği, yerel yönetimlerin ilgi alanı içinde yer alır. Eskişehir'in Tepebaşı bölgesinin kimliğinin tamamlayıcılarından biri, hatta en önemlisi tuğla ve kiremittir.

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi tarafından, 2001-2002- 2003 (Ve 6 yıl aradan sonra) ve 2010 yıllarında gerçekleştirilen Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu bu kimliği ve daha doğrusu kent belleğini canlı tutma anlamında önemli bir işlev üstlenmiştir. Pişmiş toprağı; sanatsal, bilimsel ve sektörel anlamda ele alan sempozyumlarda pişmiş toprak üzerine bu zamana kadar 200'ün üzerinde bildiri sunulmuş, 2010 yılı hariç, diğer yıllara ait bildiriler kitaplaştırılarak geleceğe taşınmıştır. Ayrıca Türkiye'den ve yurt dışından gelen sanatçıların yaptığı pişmiş topraktan heykeller de, kentin muhtelif yerlerine dikilerek kente armağan edilmiştir. Anadolu Üniversitesi Yunusemre Yerleşkesi girişi karşısındaki ‘Heykel Park'ta, bu sempozyumun önemli eserleri bir arada bulunmaktadır. Sempozyumun diğer bir ayağı da, pişmiş toprak alanında üretim yapanlardır. Özellikle Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sorkun köyü ile Bilecik Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık köyünde geleneksel üretim (toprak kaplar, hediyelik eşyalar) hâlâ yaşatılmaktadır. Üreticiler, bu sempozyuma katılmakta, tornalarında şekillendirme yapmakta, ürettiklerini halka sunmaktadır.

Tepebaşı bölgesinde, son yıllardaki yapılaşmalarda, dış cephelerde yaygın olarak pişmiş toprak kullanılması bölge insanının da bu kimliği benimsediğinin en önemli belirtisidir.

Hiç yorum yok: