Bir Aşkı Anlatmak
Uzun yollarda yorulup da geldim. Kendimi anlamak için çıktım bu yola. Bir aşkı anlatmak için. Uzun yollara, bir düşü yaşamak için çıktım. Yüreğe hapsolmasın diye hasret. Boğmasın diye ruhu canda… Her adımında bedeni, salmak için aşk denizine. Kendimden vazgeçtim de geldim. Her nefeste aşkı solumaya geldim. Geldim de kapında binlerce yanık tomurcuk verdim. Ya tutar can verirsin, ya durur kan görürsün. Sana beni adadım…
Kapına geldim. Yaralı ruhumu onarmak sana düştü. Uzun yolların dikenleri hala ayaklarımda duruyor. Dallarımsa kırık… Oyun değil, yalan değil yürekten söylediğim hiçbir söz. Durma öyle, mürekkep kan kızıl damlar. Sen susarsan her şey ağlar… Suretini düşümde gördüm, öyle düştüm yollara. Yüreğime inandım, ruhuma sarıldım. İnancımla, aşkımla vardım sana. Kimseler demedi seni bana. Dicle’ye düşen aksimde gördüm seni. Tenime gizlenmiş bir çocuk gibiydin. O çocuğun peşine düştüm geldim. Onunla beraber, caddelerinde sokaklarında deliler gibi koşmaya, en mavisinde göğün özgürce uçmaya geldim. Aç kapılarını da al içeri, ikimizi de… Coşkuna neşe katmaya geldik. Aşkına yaren olmaya…
Sana vardım… Ya aç kapılarını da içine gireyim. Kaybet teninde beni. Ya da izin ver, kendimde bulayım seni. Kal öyle; sakin, huzurlu, mutlu… Yalnızlığımda çoğalt beni. Yanlışlığımda doğrult. Yeniden şekil ver, istediğin gibi. Yak beni. İster külümü Ege’ye savur, istersen közümden yeni bir ben yarat. Aşka susamış, aşkla sulanmış toprağında büyüt beni. Bırak boy vereyim umutla, sevdayla…
Koştum sana. Tanrılar makamında adını duydum. Duydum da sana haykırdım seni. Duyasın diye. Duyup da yanına alasın diye, canına... Resmini çizdim satırlara. Harflere derin anlamlar yükledin. Sırtımda bir yük gibi değil, koynumda bir gül gibi taşıdım seni. Sardım cigarama. İçime çektim; serin, tatlı…
Uzun yollardan geçip geldim. Toroslar, derin vadiler, en uzun en asi nehirler şahidimdir… Mavi gök, sıcak güneş, parlak yıldız ve deli rüzgâr yoldaşım... Bir aşkı anlatmak için çıktım bu yola. Kendimi anlamak için. Belki de hep hayal olarak kalacak bir düşü yaşamak umuduyla geldim. Yolların tozu üstümde, ayaklarımda dikenler, dallarım kırık… Gayrı senden başkası saramaz bu yaralı ruhu. Avutamaz teni. Ya açar kapılarını alırsın bu Mecnun’u içeri… Ya da fırtınalarda kaybolmasını, çöllerde yitip gitmesini izlersin. Seçim senin...
aşk mektubu, aşk mektupları, aşk yazıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder