Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

sensiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sensiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2011 Salı

Aşkı Anlatmak

Bir Aşkı Anlatmak
Uzun yollarda yorulup da geldim. Kendimi anlamak için çıktım bu yola. Bir aşkı anlatmak için. Uzun yollara, bir düşü yaşamak için çıktım. Yüreğe hapsolmasın diye hasret. Boğmasın diye ruhu canda… Her adımında bedeni, salmak için aşk denizine. Kendimden vazgeçtim de geldim. Her nefeste aşkı solumaya geldim. Geldim de kapında binlerce yanık tomurcuk verdim. Ya tutar can verirsin, ya durur kan görürsün. Sana beni adadım…

Kapına geldim. Yaralı ruhumu onarmak sana düştü. Uzun yolların dikenleri hala ayaklarımda duruyor. Dallarımsa kırık… Oyun değil, yalan değil yürekten söylediğim hiçbir söz. Durma öyle, mürekkep kan kızıl damlar. Sen susarsan her şey ağlar… Suretini düşümde gördüm, öyle düştüm yollara. Yüreğime inandım, ruhuma sarıldım. İnancımla, aşkımla vardım sana. Kimseler demedi seni bana. Dicle’ye düşen aksimde gördüm seni. Tenime gizlenmiş bir çocuk gibiydin. O çocuğun peşine düştüm geldim. Onunla beraber, caddelerinde sokaklarında deliler gibi koşmaya, en mavisinde göğün özgürce uçmaya geldim. Aç kapılarını da al içeri, ikimizi de… Coşkuna neşe katmaya geldik. Aşkına yaren olmaya…
Sana vardım… Ya aç kapılarını da içine gireyim. Kaybet teninde beni. Ya da izin ver, kendimde bulayım seni. Kal öyle; sakin, huzurlu, mutlu… Yalnızlığımda çoğalt beni. Yanlışlığımda doğrult. Yeniden şekil ver, istediğin gibi. Yak beni. İster külümü Ege’ye savur, istersen közümden yeni bir ben yarat. Aşka susamış, aşkla sulanmış toprağında büyüt beni. Bırak boy vereyim umutla, sevdayla…