Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

16 Nisan 2010 Cuma

ÇOCUKSU ŞİZOFRENİ Mİ veya DAHİLİK Mİ?

ÇOCUKSU ŞİZOFRENİ Mİ veya DAHİLİK Mİ?




Kazan şehrinde bir mucizevi çocuk doğuyor: Bulat Husainov. 10 aylık iken yüze kadar sayabiliyordu. İki yaşındaki Bulat yüze kadar saymaktan öte Rusça, Tatarca ve İngilizce konuşabiliyordu. Ayrıca özel bilimsel kitaplar okuyordu. 1 yıl 10 aylık iken Bulat çocuk yuvasına gidiyor; çocukların hepsi uyuduğu zaman kendi yatağında yatan çocuk, ünlü bir kompozitörün şarkılarını söyleyerek öğretmenlerini şok etmiş. Aynı çocuk kendi öğretmenlerini çok ciddi şekilde sorgulamış. Yemekten sonra eline kalem alıp yazmış: "et yasak" diye. 1 yaş sekiz aylıkken Bulat’ın fenomenal özelliği ortaya çıkıyor.




Annesi ona Agni Barto’nun şiirlerini okurken bir mola verdikten sonra çocuk duyduğu tüm şiirlerin hepsini ezbere söylemeye başlıyor. Birinci sınıfa gittiğinde öğretmenler bu dahi çocuğu anormal görüp psikiyatriste götürmeyi tavsiye etmişler. Ama psikiyatristlerin kafasında hala bazı bilgiler ve kavramlar oturmamış; örneğin autizm kavramı… ve böylece psikiyatristler Bulat’a çocuksu şizofreni teşhisi koymuşlar. Batı ülkelerinin bilmine göre autizm hastalık sayılmıyor; o bir ruh halidir. Bill Gates ile en yüksek enformasyon teknolojileri üzerine çalışan bir sürü yetenekli programcılar zaten autistlerdir. Bulat çok iyi okulda okumuş. O şiirler yazmayı ve akvaryumdaki balıkların sohbetlerini dinlemeyi çok seviyor.

Volgograd şehrindeki üç yaşındaki başka bir olağanüstü çocuk Boris Kupriyanoviç tuhaf astronomik bilgileri ortaya koyuyor. Mars gezegeninin nasıl bir görünümde olduğunu tam olarak yazıp anlatıyor. Gelecek hakkında da çok iddialı bilgilere sahip. Rusya’nın geleceği hakkında çok optimistik konuşup, bizim ülkemizde her şey çok iyi olacak, diyor. Dünyada iki büyük felaket olacağını söylüyor: biri 2009’da ve diğeri 2013’te ve ikisi de su ile ilgili. İşte küçük çocuğun kehanetleri…

Nika Turbina küçük dahi kız çocuğu, 4 yaşından itibaren bilge şiirler yazmaya başlıyor. 9 yaşında ilk şiir kitabını yayına çıkarıp bütün SSCB’de ünlü oluyor. Bu şiir kitabı 12 dile tercüme ediliyor ve çok prestijli Altın Aslan ödülü alıyor. Bu ödülü Rus şairlerinden sadece Anna Ahmatova almıştı. Olağanüstü kız çocuğuna çok parlak geleceği olacağını söylüyorlardı. Ama yirmi yedi yaşına gelen Nika, etrafındaki toplumun yanlış algılaması ve baskısının yarattığı stresinden kendini kurtaramadı ve 2002’de kendini pencereden atarak öldü.

Hiç yorum yok: