Natural Life - Doğa ve Doğal Yaşam: Nar - Her tanesi bir derde deva!: İspanyol bilim adamları özellikle son yıllarda tıp dünyası tarafından mucize içecek olarak lanse edilen nar suyunun yeni faydalarını ort...
Naturel Life Channel Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda , canlı yaşamı
Keyifli ve Doygun zaman geçirmek isteyenlerin tek adresi... Unusual Life Game Forums
27 Kasım 2011 Pazar
25 Kasım 2011 Cuma
Yaşam Enerji: Yaşlanmaya karşı hindistan cevizi!
Yaşam Enerji: Yaşlanmaya karşı hindistan cevizi!: Bilim adamları hindistan cevizi suyunun cildi yenilediğini belirtti. Bir bardak hindistan cevizi suyu sadece 46 kalori içeriyor. Hindista...
Güzellik Sırları , Güzellik Oyunları Estetik - Plastik Cerrahi( Estetik,Cilt - Saç Bakımı,Makyaj,kozmetik,Egsersiz )
Güzellik Sırları , Güzellik Oyunları Estetik - Plastik Cerrahi( Estetik,Cilt - Saç Bakımı,Makyaj,kozmetik,Egsersiz )
Yaşlanmaya karşı hindistan cevizi!
Bilim adamları hindistan cevizi suyunun cildi yenilediğini belirtti.
Bir bardak hindistan cevizi suyu sadece 46 kalori içeriyor. Hindistan cevizinin sütü ise 550 kalori içeriyor.
Hindistan cevizi suyu vücuttaki sıvı kaybına iyi geliyor. Çünkü içerisinde elektrolitler bulunuyor. Bu sıvı içeriği açısından bir plazma yapısındadır ve bazı savaşlar esnasında tuzlu solüsyon olarak yaraları temizlemekte de kullanılmıştır.
Bilim adamları hindistan cevizi suyunun kilo vermeye de yardımcı olduğunu belirtiyor. Tatlı bir su olduğu için şekerli yiyecekler yemeye olan isteği köreltiyor. Ayrıca hindistan cevizi suyu hiç yağ içermiyor. İçerisinde doğal şekerler ve mineraller bulunuyor. Magnezyum, potasyum ve lifler açısından da zengin olduğu biliniyor.
Bir bardak hindistan cevizi suyu sadece 46 kalori içeriyor. Hindistan cevizinin sütü ise 550 kalori içeriyor.
Hindistan cevizi suyu vücuttaki sıvı kaybına iyi geliyor. Çünkü içerisinde elektrolitler bulunuyor. Bu sıvı içeriği açısından bir plazma yapısındadır ve bazı savaşlar esnasında tuzlu solüsyon olarak yaraları temizlemekte de kullanılmıştır.
Bilim adamları hindistan cevizi suyunun kilo vermeye de yardımcı olduğunu belirtiyor. Tatlı bir su olduğu için şekerli yiyecekler yemeye olan isteği köreltiyor. Ayrıca hindistan cevizi suyu hiç yağ içermiyor. İçerisinde doğal şekerler ve mineraller bulunuyor. Magnezyum, potasyum ve lifler açısından da zengin olduğu biliniyor.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bilim,
cevizi,
hindistan,
hindistan cevizi,
karşı,
sağlık
22 Kasım 2011 Salı
Yoga For Scoliosis Video For A Home Practice
Yoga For Scoliosis Video For A Home Practice
Yoga For Scoliosis Video For A Home Practice
Yoga For Scoliosis with Elise Browning Miller (2003)
eLearning - DVDRip | AVI | English | Run time: ~50 min | 510 MB
video: XVID | ~1041 Kbps | 512x288 | audio: 128 Kbps | 2 ch | 44.1 KHz | mp3
Lecture, Yoga, Sport, Health Care
Description:
Thirty years after yoga relieving her own scoliosis, Senior Certified Iyengar yoga teacher and back care expert, Elise Browning Miller, has just launched a new video and DVD on yoga for scoliosis.
�Yoga for Scoliosis with Elise Browning Miller� is a 50-minute home yoga practice with three sections, approx. 17 minutes each, that can be practiced individually or in their entirety. This program provides a beginning practice for most people with scoliosis based upon a proven method that focuses on lengthening the spine, stretching muscles that have become tight and strengthening those that have become weak. Focused attention is placed on de-rotating the spine and ribs, while overall creating more balance and harmony in the body.
Bedava İndir Download
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part1.rar for free on Filesonic.com
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part2.rar for free on Filesonic.com
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part3.rar for free on Filesonic.com
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Yoga For Scoliosis Video For A Home Practice
Yoga For Scoliosis with Elise Browning Miller (2003)
eLearning - DVDRip | AVI | English | Run time: ~50 min | 510 MB
video: XVID | ~1041 Kbps | 512x288 | audio: 128 Kbps | 2 ch | 44.1 KHz | mp3
Lecture, Yoga, Sport, Health Care
Description:
Thirty years after yoga relieving her own scoliosis, Senior Certified Iyengar yoga teacher and back care expert, Elise Browning Miller, has just launched a new video and DVD on yoga for scoliosis.
�Yoga for Scoliosis with Elise Browning Miller� is a 50-minute home yoga practice with three sections, approx. 17 minutes each, that can be practiced individually or in their entirety. This program provides a beginning practice for most people with scoliosis based upon a proven method that focuses on lengthening the spine, stretching muscles that have become tight and strengthening those that have become weak. Focused attention is placed on de-rotating the spine and ribs, while overall creating more balance and harmony in the body.
Bedava İndir Download
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part1.rar for free on Filesonic.com
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part2.rar for free on Filesonic.com
Download Elise_Browning_Miller_-_Yoga_for_Scoliosis.part3.rar for free on Filesonic.com
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Meditasyon sinir hücrelerinin iletişimini etkiliyor
Meditasyon sinir hücrelerinin iletişimini etkiliyor
Meditasyonun, beyin sinir hücreleri arasındaki iletişim ağı üzerinde etkili olduğu bildirildi.
Bilim adamları, sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada, düzenli olarak yapılan meditasyonun, insan beyninin korku, psikolojik rahatsızlıklar ve dikkat sorunlarıyla ilgili bölümünde olumlu etki yarattığını gördü.
Araştırmada, beynin algılama ve otokontrol ile ilgili kesimleri arasındaki iletişimin de daha güçlü olduğu tespit edildi.
Araştırmayı yürüten, Yale Üniversitesinden Judson Brewer, düzenli meditasyonun ağrılara karşı etkili olabildiğini, sigara ve benzeri maddelerin bağımlılığından kurtulmada da fayda sağlayabildiğini belirtti.
Brewer, yaptıkları araştırmada, meditasyonun özellikle Default Mode Network (DMN) olarak adlandırılan iletişim ağı üzerinde etkili olduğunu gördüklerini ifade etti.
Meditasyonun, beyin sinir hücreleri arasındaki iletişim ağı üzerinde etkili olduğu bildirildi.
Bilim adamları, sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada, düzenli olarak yapılan meditasyonun, insan beyninin korku, psikolojik rahatsızlıklar ve dikkat sorunlarıyla ilgili bölümünde olumlu etki yarattığını gördü.
Araştırmada, beynin algılama ve otokontrol ile ilgili kesimleri arasındaki iletişimin de daha güçlü olduğu tespit edildi.
Araştırmayı yürüten, Yale Üniversitesinden Judson Brewer, düzenli meditasyonun ağrılara karşı etkili olabildiğini, sigara ve benzeri maddelerin bağımlılığından kurtulmada da fayda sağlayabildiğini belirtti.
Brewer, yaptıkları araştırmada, meditasyonun özellikle Default Mode Network (DMN) olarak adlandırılan iletişim ağı üzerinde etkili olduğunu gördüklerini ifade etti.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
meditasyon,
sinir
20 Kasım 2011 Pazar
Tao - Taoism
Taoism
Commentary on the Tao Teh King–by Swami Nirmalananda Giri The Ineffable Tao
Introductory remarks
On of the accusations made about the Essenes by the "regular" adherents of the Mosaic Laws was that they "kept alien scriptures." According to the Aquarian Gospel of Jesus the Christ this was so.
All sages are mysteries to the rest of mankind, but perhaps the most mysterious was the sage Lao Tse whose teachings inspired the religion of Taoism. Born in the Hunan province around 604 B.C., he eventually became historian and librarian of the Emperor’s royal library at the Court of Chow. Loving solitude, he was rarely seen, but he met the great Confucius at least once, inspiring him to say about Lao Tse: “This day I have seen a dragon. Birds have wings to fly with, fish have fins to swim with, wild beasts have feet to run with. For feet there are traps, for fins nets, for wings arrows. But who knows how dragons surmount wind and clouds into heaven?” Those who know and comprehend the teachings of Lao Tse know how–and do.
Introductory remarks
On of the accusations made about the Essenes by the "regular" adherents of the Mosaic Laws was that they "kept alien scriptures." According to the Aquarian Gospel of Jesus the Christ this was so.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Bhagavad Gita,
book,
taoism,
Taoist
17 Kasım 2011 Perşembe
Astral Seyahat tavan ve pencere tekniği
-Rahat bir şekilde oturun veya uzanın ve bakışlarınızı pencerenin üst köşesine veya tavanın size en uzak köşesine sabitleyin.İçinizden 100'e kaar sayın ve yavaşça kendinizi o noktaya fırlatın,böylece aşağıdaki bedeninizi görebilirsiniz.Şimdi tavana doğru hareket edin veya pencerenin içinden geçin,sert yüzey,içinden zorlanmadan geçmenize izin vermek için eriyecektir.Kendinizi,iyi bildiğiniz bir yerin üzerinde,tanıdık detaylara dikkat ederek uçarken görün.Aynı yoldan geri dönerek bedeninize girin.
-Teknikten memnunsanız,iyi tanıdığınız birini seçip güzdüz vakti onu ziyaret edin.Aynı metodu uygulayın,ama evine giderken her zaman kullandığınız yolu kullanın ve eve ön kapıdan girin.Kapı siz girerken eriyip arkanızdan kapanacaktır.Astral yolculuklar,diğer ziyaretler gibi aynı protokolü izlemeli ve davetsiz olmamalı veya özel konuşmaları yada evin özel bölümlerini ihlal etmemelidir.Evde kimse yoksa yeni bir süs eşyası veya eşyaların yerinde bir değişiklik olup olmadığına bakın.Eğer ziyaret ettiğiniz kişi evdeyse ona yavaşça dokunun veya yanağından öpün.
-Aynı yolu izleyerek bedeninize geri dönün.O kişi nesnenin orada olup olmadığına bakın - o da belki, astral ziyaretiniz sırasında sizi düşünmüş olduğundan bahseder.Bu oldukça yaygın bir uygulamadır,ama eğer korkmayacağından veya bozulmayacağından emin değilseniz,ona bu ziyaretinizden bahsetmek iyi bir fikir olmayabilir.
-Psişikle ilgilenen veya bir psişik grubun üyesi olan bir arkadaşınız varsa,ziyaret edeceğiniz ve edileceğiniz zamanları önceden ayarlayıp çok göze çarpan,ama alışılmadık bir yerebir şey koyun.Sonra notlarınızı karşılaştırın.Labaratuarda yapılan beden dışı deneyimler,koşulların daha esnek olduğu ve ziyaret edilen ile eden arasında duygusal bir bağın bulunduğu ev deneyleri kadar başarılı değildir.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Kirlian Foto Yöntemi İle Şifacılık ve Şifa Enerjilerinin Etüdleri
Kirlian Foto Yöntemi İle Şifacılık ve Şifa Enerjilerinin Etüdleri
Bilim Araştırma Grubu
Bilim Araştırma Grubu
Bu metod, psikosomatik hastalıkların önceden teşhisi ve tedavileri konusunda yararlı bir vasıta olarak kullanılabilir.
Stanley Krippner
Şifa Enerjileri ve Kirlian Tespitlerinin Yorumları
Şifa Enerjileri ve Kirlian Tespitlerinin Yorumları
Kirlian fotoğraf tekniğiyle şifacılar üzerinde, test şartları altında yapılan denemeler göstermiş bulunmaktadır ki, gerek yakın şifa sırasında, gerekse uzaktan ruhsal şifa sırasında, şifacı medyumun aurasında meydana gelen değişiklikler aynı olmaktadır. Bu konuyla ilgili araştırmaların sonuçları ilk olarak "Psiko*enerjetik Sistemler" isimli dergide yayımlanmış bulunmaktadır. Söz konusu dergide çıkan makaleye göre; yapılan araştırmalar, "New York Duyular Ötesi Araştırmalar Kurumu" tarafından yürütülmüş ve süje olarak Maria Janis Cooper (Babası Gary Cooper) kullanılmıştır. Üstüste yapılan 12 deneme sonucu tespil edilen şifacı medyumun Kirlian Fotoğrafları, bir kısmı da renkli olmak üzere, yorumlanmış ve araştırıcıların dikkatlerine sunulmuştur. Bir kısmı renkli olarak çekilmiş bulunan bu fotoğraflarda, şifadan önceki ve sonraki değişiklikler arasındaki farklar açık olarak belli olmaktadır.
Ayrıca yukarıda adı geçen yayın organında Kirlian Fotoğrafçılığının öncüleri olan (Rusya Kazakistan, Alma-Ata'dan) Semyon ve Valentina Kirlian'ın dolu dolu 4 sayfalık makaleleri de yayımlanmıştır. Kirlianlar'ın makalesine göre; fotoğraf çekiminde renkli film kullanıldığı zaman, insan cildinin farklı farklı gölgeleri elde edilmektedir. Genellikle iç kısımlar mavi ve dışa doğru bu mavilik yeşile doğru açılır. İnsanın heyecansal durumlarına ya da heyecanlarındaki değişikliklere paralel olarak bu renklerde de değişmeler olmaktadır. Ciltten intişar eden renkler arasında belli başlıları şunlar olmaktadır: Mavi, eflatun, sarı, açık mor, gri ve turuncu.
Dr. Thelma Moss ve Şifacıların Etüdleri Çalışmaları
H. Nelson ve Konuya ilişkin Yorumları
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
enerjilerinin,
etüdleri,
foto,
kirlian,
şifa,
Şifacılık,
Yöntemi
Astral Seyahat Teknikleri 1
Astral Seyahat Teknikleri 1
Pratik Astral Seyehat tekniklerine geçmeden önce deney öncesi sağlanması gereken çok önemli şartlar vardır. Ve hemen belirtelim ki, bu şartlar yerine getirilmeden, Astral Seyahat yapılabilmesi mümkün değildir. Deney öncesi sağlamanız gereken şartları yerine getirebilirseniz; çalışmanızda elde edeceğiniz başarıya %60 yaklaştınız demektir.
İlk olarak uygun bir yer seçimiyle çalışmaya kendinizi hazırlayın. Herkes yattıktan sonra odanızda bu çalışmayı yapabilirsiniz. Üzerinizde sizi rahatsız etmeyecek, sizi sıkmayacak bir elbise olmasına dikkat edin. Odanız ne çok soğuk, ne de çok sıcak olmamalıdır.
Evdeki diğer insanları, özel bir çalışma yapacağınızı ve sizi kesinlikle rahatsız etmemeleri konusunda uyarın. Bedeninizden ayrıldığınızda, herhangi bir kimsenin yanınıza gelmesi sizin bedeninize ani dönmenize sebebiyet verebilir. Bu konuda dikkatli olun.
Eğer herhangi bir sebepten dolayı, ani geri dönüş yaparsanız, yatıp uyumak yapılacak en iyi şey olacaktır. Böylelikle astral bedeniniz uyku esnasında kendiliğinden ayrışıp tekrar fizik bedene geri döneceği için, az Önceki ani girişin olumsuz etkisi kendiliğinden kaybolacaktır.
NİYETİNİZ
Bu çalışmalara başlamadan önce, konunun ciddiyetini fark etmek çok önemlidir. Niyetinizi önceden belirleyin…
Bu tür bir deneyi gerçekleştirmek istemenizin sebebi olarak; diğer insanlara hava atmak, diğer insanlara karşın üstünlük sağlamak gibi düşüncelerinizin şuuraltınızda olup olmadığını çok iyi tespit edin… Eğer böyle bir düşünceye sahipseniz bu çalışmaya hiç başlamamanız sizin açınızdan daha yararlı olacaktır. Çünkü bu tür negatif düşünceler negatif tesirleri üzerinize çeker ve başarınızı olumsuz yönde etkiler.
Ayrıca bu tür negatif enerjiler arzu edilmeyen sonuçlarla karşılaşılmasına sebebiyet verebilir. Bu çalışmaya sizi yönlendiren etken bu tür bir isteğin sonucuysa, Astral Seyahat deneyinde başarı elde etseniz bile, bedeninizden ayrıldıktan sonra serbest hale gelen şuuraltınıza negatif enerjilerin birikmesi sonucuyla karşılaşabilirsiniz. Bu da sizin psikolojik ve fizyolojik dengenizi olumsuz yönde etkileyecektir.
DENEY HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ
Her şeyden önce arzu edilen başarıya ulaşabileceğinizden emin olmalısınız. Başarıya olan inancınız ve konsantrasyonunuz sizi başarıya hızla yaklaştıracaktır. Buna karşı her türlü tereddütleriniz sizi başarıdan uzaklaştıracaktır. Bu çalışmada başarı elde edemeyeceğinizi düşündüğünüz müddetçe, Astral Seyahat yapabilmeniz mümkün değildir. Çünkü Astral Seyahat tamamıyla düşüncelerinizin konsantrasyonuyla yapılabilecek bir çalışmadır… Ve kesinlikle unutmayınız ki, bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren bütün hareketlerinizi düşüncelerinizle yönlendireceksiniz. Düşünceleriniz, bu çalışmanızın başlangıcından sonuna kadar çok önemli bir fonksiyon görecektir
Her alanda olduğu gibi, bu alanda da; itimatsızlık, şüphe, korku endişe gibi duygular her türlü isteklerinizin gerçekleşmesine engel olurlar. Buna karşılık olumlu, yapıcı düşünceleriniz sizin en büyük yardımcınız olacaktır.
Unutmayın! İstediğinizi yapabileceğinize kuvvetle inandığınız andan itibaren başarıya çok yaklaşmış olacaksınız. Aslında bu durum, Duyular Dışı Algılamalarımız’la ilgili bundan sonraki yapacağımız her alandaki çalışmalarımızda önemli bir yer işgal eder… Ancak Astral Seyahafda bu bir kat daha fazladır….
İÇ HUZURUNUZ
Bu deneyi gerçekleştireceğiniz gününüzün, sakin ve huzur içinde geçirilmiş bir gün olmasına dikkat etmelisiniz. O gün birisiyle aranızda sizi sinirlendirecek şekilde bir münakaşa olduysa, aynı günün akşamında deneye girişmekte fayda yoktur. Bu sinirlilik hali konsantrasyonunuzun bozulmasına sebebiyet verebileceği için başarınızı engelleyecektir… Bu yüzden deneyci, deney günü huzur içinde olmalıdır. Hareketlerine çok dikkat etmeli ve huzurunu bozabilecek olaylardan uzak durmalıdır.
Konsantrasyonunuzu bozacak, düşüncelerinizin belli bir noktaya odaklamanıza engel olacak, zihninizin dağılmasına sebebiyet verecek her türlü iç sıkıntılarınızdan uzak bir zihin haliyle bu çalışmaya başlamalısınız. Bu da gerçek anlamda bir iç huzuruyla yakalayabileceğiniz bir haldir… Hiç değilse çalışmaya başlamadan birkaç saat önce tüm sorunlardan arının… Streslerden kurtularak istenen hale kendinizi sokabilmek için “Gevşeme Egzersizlerinden yararlanabilirsiniz…
KORKULARINIZ
Deneyci korku hissini mutlaka yenmek zorundadır. Bu çalışmalarda sizlere en büyük engel: Korkularmızdır… Korkularınızı yenemediğiniz müddetçe bu çalışmada başarı elde etmenize imkan yoktur. Çünkü korku hissi derhal bedeninize geri dönmenize sebebiyet verir. Heyecanlanmanıza ve korkmanıza bu çalışmalarda hiç bir gerek yoktur. Ancak korkmanıza gerek yoktur demekle, korkunun ya da heyecanın ortadan kaldırılmasının mümkün olamadığını da biliyoruz. Korkunuzun ya da heyecanınızın yenilebilmesi bu konulardaki teorik ve pratik bilgilerinizin artmasıyla mümkün olabilecektir.
Korkunun temelinde; bilgisizlik vardır… Bu nedenle korkumuzu yenebilmeniz için yapılacak tek şey; bu konuyla ilgili bilginizi artırmaktır… Böylelikle korkulacak yegane şeyin korkunun kendisinden başka bir şey olmadığını gerçek anlamda farkedebileceksiniz. Bunu gerçek anlamda farketmeden korkularınızı, endişelerinizi ve heyecanlarınızı yenebilmeniz mümkün değildir.
BEDENİ ŞARTLAR
Bedeninizin Pozisyonu
Bedeninizin çok rahat bir şekilde olması gerekmektedir. Burada bedenin en rahat pozisyonu uzanma halidir. Bedenin rahat olması, dikkatin dağılmaması, sakinlik devresine kolayca erişebilmeniz bakımından önemlidir. Bu yüzden, fiziki bedeniniz en rahat olacak şekilde uzanınız. Bacaklarınızı çapraz yaparak kanın damarlardaki dolanımına engel olmayınız. Aksi takdirde tecrübenizin bitiminde rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Ellerinizi vücudunuzun yanına koyunuz. Başınızın altında da bir yastık olmalıdır.
Beslenme ve Sağlık Durumunuz
Çalışma saatinden hemen önce hiç bir şey yemeyiniz. Normalin üzerinde yemek yemek tecrübelerinizdeki başarınıza engel teşkil eder. Aç kalma çoğunlukla dublenin serbest kalmasına yardım eden bir unsurdur. Sebze ve meyve türü yiyeceklerle o gün beslenmiş olmanız, çalışmanızda size yardımcı olacak unsurlardandır. Aşırı olmamak kaydıyla sıvı alınan gıdalar faydalıdır. Mütevazı bir yemekten 3-4 saat sonra denemeye başlanabilir.
Bu çalışmaya başlamadan önce kesinlikle anestezik ilaçlar, alkol ve her türlü uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler alınmamalıdır. Bedeninizin sağlıklı olması çok önemlidir. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde ağrı, sızı varsa, düşüncelerinizi konsantre edemezsiniz. Kalbinizle ilgili herhangi bir rahatsızlığınız varsa, kesinlikle bu çalışmayı yapmayınız.
Pratik Astral Seyehat tekniklerine geçmeden önce deney öncesi sağlanması gereken çok önemli şartlar vardır. Ve hemen belirtelim ki, bu şartlar yerine getirilmeden, Astral Seyahat yapılabilmesi mümkün değildir. Deney öncesi sağlamanız gereken şartları yerine getirebilirseniz; çalışmanızda elde edeceğiniz başarıya %60 yaklaştınız demektir.
İlk olarak uygun bir yer seçimiyle çalışmaya kendinizi hazırlayın. Herkes yattıktan sonra odanızda bu çalışmayı yapabilirsiniz. Üzerinizde sizi rahatsız etmeyecek, sizi sıkmayacak bir elbise olmasına dikkat edin. Odanız ne çok soğuk, ne de çok sıcak olmamalıdır.
Evdeki diğer insanları, özel bir çalışma yapacağınızı ve sizi kesinlikle rahatsız etmemeleri konusunda uyarın. Bedeninizden ayrıldığınızda, herhangi bir kimsenin yanınıza gelmesi sizin bedeninize ani dönmenize sebebiyet verebilir. Bu konuda dikkatli olun.
Eğer herhangi bir sebepten dolayı, ani geri dönüş yaparsanız, yatıp uyumak yapılacak en iyi şey olacaktır. Böylelikle astral bedeniniz uyku esnasında kendiliğinden ayrışıp tekrar fizik bedene geri döneceği için, az Önceki ani girişin olumsuz etkisi kendiliğinden kaybolacaktır.
NİYETİNİZ
Bu çalışmalara başlamadan önce, konunun ciddiyetini fark etmek çok önemlidir. Niyetinizi önceden belirleyin…
Bu tür bir deneyi gerçekleştirmek istemenizin sebebi olarak; diğer insanlara hava atmak, diğer insanlara karşın üstünlük sağlamak gibi düşüncelerinizin şuuraltınızda olup olmadığını çok iyi tespit edin… Eğer böyle bir düşünceye sahipseniz bu çalışmaya hiç başlamamanız sizin açınızdan daha yararlı olacaktır. Çünkü bu tür negatif düşünceler negatif tesirleri üzerinize çeker ve başarınızı olumsuz yönde etkiler.
Ayrıca bu tür negatif enerjiler arzu edilmeyen sonuçlarla karşılaşılmasına sebebiyet verebilir. Bu çalışmaya sizi yönlendiren etken bu tür bir isteğin sonucuysa, Astral Seyahat deneyinde başarı elde etseniz bile, bedeninizden ayrıldıktan sonra serbest hale gelen şuuraltınıza negatif enerjilerin birikmesi sonucuyla karşılaşabilirsiniz. Bu da sizin psikolojik ve fizyolojik dengenizi olumsuz yönde etkileyecektir.
DENEY HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ
Her şeyden önce arzu edilen başarıya ulaşabileceğinizden emin olmalısınız. Başarıya olan inancınız ve konsantrasyonunuz sizi başarıya hızla yaklaştıracaktır. Buna karşı her türlü tereddütleriniz sizi başarıdan uzaklaştıracaktır. Bu çalışmada başarı elde edemeyeceğinizi düşündüğünüz müddetçe, Astral Seyahat yapabilmeniz mümkün değildir. Çünkü Astral Seyahat tamamıyla düşüncelerinizin konsantrasyonuyla yapılabilecek bir çalışmadır… Ve kesinlikle unutmayınız ki, bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren bütün hareketlerinizi düşüncelerinizle yönlendireceksiniz. Düşünceleriniz, bu çalışmanızın başlangıcından sonuna kadar çok önemli bir fonksiyon görecektir
Her alanda olduğu gibi, bu alanda da; itimatsızlık, şüphe, korku endişe gibi duygular her türlü isteklerinizin gerçekleşmesine engel olurlar. Buna karşılık olumlu, yapıcı düşünceleriniz sizin en büyük yardımcınız olacaktır.
Unutmayın! İstediğinizi yapabileceğinize kuvvetle inandığınız andan itibaren başarıya çok yaklaşmış olacaksınız. Aslında bu durum, Duyular Dışı Algılamalarımız’la ilgili bundan sonraki yapacağımız her alandaki çalışmalarımızda önemli bir yer işgal eder… Ancak Astral Seyahafda bu bir kat daha fazladır….
İÇ HUZURUNUZ
Bu deneyi gerçekleştireceğiniz gününüzün, sakin ve huzur içinde geçirilmiş bir gün olmasına dikkat etmelisiniz. O gün birisiyle aranızda sizi sinirlendirecek şekilde bir münakaşa olduysa, aynı günün akşamında deneye girişmekte fayda yoktur. Bu sinirlilik hali konsantrasyonunuzun bozulmasına sebebiyet verebileceği için başarınızı engelleyecektir… Bu yüzden deneyci, deney günü huzur içinde olmalıdır. Hareketlerine çok dikkat etmeli ve huzurunu bozabilecek olaylardan uzak durmalıdır.
Konsantrasyonunuzu bozacak, düşüncelerinizin belli bir noktaya odaklamanıza engel olacak, zihninizin dağılmasına sebebiyet verecek her türlü iç sıkıntılarınızdan uzak bir zihin haliyle bu çalışmaya başlamalısınız. Bu da gerçek anlamda bir iç huzuruyla yakalayabileceğiniz bir haldir… Hiç değilse çalışmaya başlamadan birkaç saat önce tüm sorunlardan arının… Streslerden kurtularak istenen hale kendinizi sokabilmek için “Gevşeme Egzersizlerinden yararlanabilirsiniz…
KORKULARINIZ
Deneyci korku hissini mutlaka yenmek zorundadır. Bu çalışmalarda sizlere en büyük engel: Korkularmızdır… Korkularınızı yenemediğiniz müddetçe bu çalışmada başarı elde etmenize imkan yoktur. Çünkü korku hissi derhal bedeninize geri dönmenize sebebiyet verir. Heyecanlanmanıza ve korkmanıza bu çalışmalarda hiç bir gerek yoktur. Ancak korkmanıza gerek yoktur demekle, korkunun ya da heyecanın ortadan kaldırılmasının mümkün olamadığını da biliyoruz. Korkunuzun ya da heyecanınızın yenilebilmesi bu konulardaki teorik ve pratik bilgilerinizin artmasıyla mümkün olabilecektir.
Korkunun temelinde; bilgisizlik vardır… Bu nedenle korkumuzu yenebilmeniz için yapılacak tek şey; bu konuyla ilgili bilginizi artırmaktır… Böylelikle korkulacak yegane şeyin korkunun kendisinden başka bir şey olmadığını gerçek anlamda farkedebileceksiniz. Bunu gerçek anlamda farketmeden korkularınızı, endişelerinizi ve heyecanlarınızı yenebilmeniz mümkün değildir.
BEDENİ ŞARTLAR
Bedeninizin Pozisyonu
Bedeninizin çok rahat bir şekilde olması gerekmektedir. Burada bedenin en rahat pozisyonu uzanma halidir. Bedenin rahat olması, dikkatin dağılmaması, sakinlik devresine kolayca erişebilmeniz bakımından önemlidir. Bu yüzden, fiziki bedeniniz en rahat olacak şekilde uzanınız. Bacaklarınızı çapraz yaparak kanın damarlardaki dolanımına engel olmayınız. Aksi takdirde tecrübenizin bitiminde rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Ellerinizi vücudunuzun yanına koyunuz. Başınızın altında da bir yastık olmalıdır.
Beslenme ve Sağlık Durumunuz
Çalışma saatinden hemen önce hiç bir şey yemeyiniz. Normalin üzerinde yemek yemek tecrübelerinizdeki başarınıza engel teşkil eder. Aç kalma çoğunlukla dublenin serbest kalmasına yardım eden bir unsurdur. Sebze ve meyve türü yiyeceklerle o gün beslenmiş olmanız, çalışmanızda size yardımcı olacak unsurlardandır. Aşırı olmamak kaydıyla sıvı alınan gıdalar faydalıdır. Mütevazı bir yemekten 3-4 saat sonra denemeye başlanabilir.
Bu çalışmaya başlamadan önce kesinlikle anestezik ilaçlar, alkol ve her türlü uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler alınmamalıdır. Bedeninizin sağlıklı olması çok önemlidir. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde ağrı, sızı varsa, düşüncelerinizi konsantre edemezsiniz. Kalbinizle ilgili herhangi bir rahatsızlığınız varsa, kesinlikle bu çalışmayı yapmayınız.
Astral Seyahat teknikleri 4
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
astral,
astral seyahat,
seyahat,
teknikleri
Astral seyahat teknikleri
Astral seyahati gerçeklestirmenin türlü yöntemleri vardir.Herkes beden disina çikabilmek için kendisine özgü bir yöntem belirlemistir.Dogrusu da bence budur.Sizin için hangi yöntemin daha uygun oldugunu bulana hatta kendi metodunuzunu gelistirene kadar en çok kullanilan etkili yöntemlerle en azindan bir baslangiç yapabilirsiniz.
Astral Seyahat Denemelerine Baslamadan Once Yapmanız Gerekenler!
* Vücudunuzu rahatsiz eden ve hissettiginiz tüm aksesuarlari çikartin. (saat, yüzük, kolye)
* Göz kapaklariniza direkt isik gelmeyecek sekilde odayi karartin.
* Basiniz kuzeye gelecek sekilde kuzey-güney aksisine göre sirt üstü yatin.
* Tüm elbiselerinizi çikartin, fakat vücut isinizi normal seviyede tutacak sekilde ayarlayin.
* Nerede ve hangi zamanda olursa olsun mutlaka rahatsiz edilmeyeceginizi bildiginiz bir yerde olun.
* Rahatlama durumuna geçin.
* Nefesinizi yarim açik dudaklarinizdan alip verin.
METOD 1
(Rahatlama ve Ucma istegi)
Ayaginizdan alniniza kadar vücudunuzu nokta olarak düsün ve zihinsen gücünüzle bedeninizin 1 metre yukarida olduguna odaklayın Astral bedeninizin alin kismini vücudunuzun ayak hizasina gelecek sekilde ileriye gittigine odaklanin.
Ayaklariniz sabit bir noktada kalacak ve yüzünüz 90 derece dik gelecek sekilde yukari ve ileri dogru kalktiginizi ve ayaklarinizin üzerinde dogruldugunuzu düsünün ve buna odaklanin. Birden hafiflediginiz kus gibi oldugunuzu hissedeceksiniz iste ozaman kendi bedeninizi yatarken gorebilirsiniz.
METOD 2
(Ters düşünme beyin aldatmacası)
Hazirlik bölümündeki asamalarin tümü gerçeklestirilir.
Kuzeye dogru yatis pozisyonunuzu, güneye dogru yatmis gibi düsünerek beyninizi aldatmaya çalisin.Beyniniz devamli kuzeye dogru oldugunuzu ispatlamaya çalisacaktir. Beyninizi inandirdiginiz anda titresimlerle birlikte yükselmeyi gerçeklestirin Yükselmede zorluk çekiliyorsa her nefes verisinizde biraz daha hafifleyip yükseldiginize odaklanin.Yükselmenin diger yolu ise yukarida asili bir ipi çektiginizi düsünmektir.Eger titresimler halen olusmamissa ipi her çektiginizde belli bir rahatlama ve titresimler meydana gelecektir.Ugrasilar sirasinda birden fazla teknigi kullanmaktansa her adima tam konsantre olmak akla baska seyleri getirmeyeceginden mutlak basariya kolayca gitmenizi syacaktir.Ayrilma tam olarak gerçeklestiginde görüntüler ve ugultular baslayacaktir. (herkes için ayni olmayabilir)Artik yapmaniz gereken tek sey düsüncelerinize hakimiyet ve uçus provalaridir.
Beyinde orientation denilen bir özellik vardir.Bu su demektir.Sizin gözleriniz kapali olsada elinizin ayaginizin nerede oldugunu bilirsiniz.Gözlerinizi kapayin ve parmaginizla burnunuza dokunmayi deneyin.Bunu ilk denemenizde basarabilirsiniz , her ne kadar farkinda olmadan gayet dogal bir sekilde yaptiginiz bu eylem beynimizdeki spesifik bir özellik olmadan gerçeklesemez.
Sizin amaciniz basit bir hile yaparak beyninizi kandirmak ve bedeninizi bir süre için terketmek.Kendinizi bir hapishaneden kaçmaya çalisan bir mahkum gibi düsünün.Beyniniz ve onun koruma iç güdüsünü ise sizin disari kaçmanizi engellemek üzere orada bulunan gardiyanlara benzetebiliriz.Bedenden disari kaçabilmek her tarafi kameralarla dolu olan bir hapishaneden kaçmaktan daha zordur.Beynin oryantasyon özelligi sayesinde sizin tam olarak nerede oldugunuzu bilir.Normal bir uyku esnasinda da sizin tam olarak uyku haline geçmeniz bekler ve öyle uyur.Oysa beyni kandirarak bedeni uyutnak ve disari kaçabilmek mümkündür.Eger korkarsaniz zaten beden disina çikmaniz imkansizdir.
Simdi her zamanki gibi uyumak için yataginiza gittiginizi düsünelim.Beyin gayet her zamanki gibi siradan bir sekilde hormonlorunuzda gerekli ayarlamalari yapiyor metabolizmanizi yavaslatiyor ve gayet siradan bir durum bu.Bu arada beyin tabiiki oryantasyon olayini son olarak bir kez daha kontrol ediyor.Bu arada siz duruma müdahele ediyorsunuz ve aslinda bulundugunuz yerin tam ters tarafinda yani ayakucunuzun oldugu yerde basinizin oldugunu iddia ediyorsunuz.Beyin hemen gerekli kontrolleri yapar ve size tam tersini iddia eder.Bu sirada önemli olan kendi iddianizi ona kabul ettirebilmektir.Eger diger odalardan ses gelirse ,sesin gelis yönünü kontrol eden beyniniz bir avantaj kazanir ve baksana ses nereden geliyor demekki beden senin söyledigin yönde degil der.Eger odada bir gece lambasi varsa yada pencereden gelen bir isik varsa gözleriniz kapali bile olsa göz kapaklariniza gelen isik sayesinde beyin bedenin gerçek yönünü belirler ve sizin onu yaniltmak istediginizi anlayabilir.Tüm bunlara ragmen en azindan ilk denemeleriniz de beyniniz size karsi koyamayacaktir.Bir süre sonra ona ayaklarinizin oldugu yerde aslinda basinizin oldugunu kabül ettireceksiniz.Bu asamadan sonra artik beyin oryantasyon özelligini kaybetmistir.Uyku durumuna geçene kadar bedenin gevsemesini hissetmeye basliyabilirsiniz.Bedeniniz bu durumda o kadar gevser ki ayaklarinizi bile hissedemessiniz.Karin boslugunuzda da bir gevseme hissedersiniz.Kendinizi oldukça hafiflemis hissedersiniz.Daha sonra kulaklarinizda bir ugultu hissedersiniz.Sakin paniklemeyin, bilahere bedende vibrational state olarak adlandirilan çesitli titremeler hissederseniz.Bu titremeler astral bedeninizde meydana gelmektedir.Ve gerçekte yatakta yatan bedeniniz titremez.Bu durum artik iyice bedenden ayrilmaya yaklastiginizin habercisidir.Genelde ilk denemeleriniz de böyle bir durumla karsilastiginizda korkar ve vazgeçerseniz hata edersiniz.Bir dahaki sefere bu asamalara ulasmak daha zor olabilir.Bir de bu asamalara ulastiktan sonra beden den ayrilmayi gerçeklestirmek önemlidir.Bu da bir yetenek ,biraz da bilgi isidir.
Bu asamada rope metodu diye adlandirilan yöntem etkilidir.Karanlikta yukaridan asagiya dogru bir halat sarktigini ve sizin ellerinizle onu çektiginizi düsünün.Burada halati görmeniz önemli degil ,büyük ihtimalle bir kaç kez çektikten sonra görüntü de bazi kopukluklar olacaktir.Kesinlikle vazgeçmeyin ve ipi çekmeye devam edin.Ipi göremeseniz de çekin.Bu sekilde Astral ayrilmayi rahatca gerceklestirebilirsiniz.
METOD 3
(IP METODU )
Astral Seyahat tekniklerinde en çok anlatilan metodlardan biridir..Ön hazirlik safhasi tamamsa hiç biryerinizi hissetmiyorsaniz hayalinizde tavandan bedeninize dogru bir ip sallandigini ve sizde o ipe tutunup kendinizi yukeri çektiginizi hayal edin.Vücudunuzu kipirdatmayin.Yavasa yavas kendinizin yukari dogru çekildiginizi hissedeceksiniz.Bazen o esnada özellikle el,kol ve bacaklarda karincalanmalar olabilir sükunetinizi asla bozmadan heyecanlanmadan olayin akisina kendinizi birakirsaniz kendinizi odanizin içinde aniden buluverirsiniz.
METOD 4
(HAYAL telkin metodu)
Bu deneyden önce yattiginiz odanizi iyice inceleyiniz. Ön hazirlik safhasindan sonra kendinizi bedeninizden 1 kaç metre yukarida süzülürken ve odaniza bakarken hayal edin detaylari atlamadan herseyi görmeye çalisin.Oda lambasini,oda kapisini,masanizi vs...Bu teknik sizin bedeninizden ayrilmaniza yarar sagliyacaktir.
METOD 5
(Ruya metodu)
Rüya metodları sayesinde stral seyahat deneyimleri yasayan kisilerin sayisi bir hayli fazladir.Bu teknikteki amaç rüya görüken rüyada oldugunuzu fark ederek suurunuzu geri kazanmaya dayanir.Bunun için yapmaniz gereken günlük hayatta yasadiginiz olaylar karsisinda Neden oldu? Nasil oldu? niçin oldu? gibi sorular sorup ve kendinize her mantikli cevaplar verisinizden sonra Demekki riyada degilim demeniz gerekmektedir.Rüyada gördügünüz o saçma seyler karsisinda beyin ayni mantigi aranmaya çalisacak ve bulamayincada rüyada olmadiginizin farkina varabilecek ve kendinizi aniden odanizda yada bildiginiz baska biryerde astral seyahatteyken bulabileceksiniz.
Kendi kendinize vereceginiz telkinler astral seyahatte büyük önem tasir.Gece yatmadan tuzlu birseyler yiyin ve odanizin bir kösesine bir bardak su koyun.Her gece yatmadan bunlari yapin ve yine her gece yatmadan kendinize su telkinde bulunun Rüyamda susadigimda kalkip o kösedeki bardaktan su içecegim fakat bardaga dokundugum anda suurumu kazanacagim Bu teknik uygulanmasi çok kolay oldugundan bir çok kisi bu yolla astral seyahat deneyimi yasayabilmistir.Bu teknigi en az 15 gün boyunca sürekli denemelisiniz.Ben teknikleri yeterince kisa ve öz olarak tuttum.Bu teknikler en çok kullanilan ve iyi sonuç getirebilicek tekniklerdir ama hiç birinin digerinden üstün bir yani yok bence.Siz yapabiliceginize inandiktan ve korkmadiktan sonra yeterli telkin kullanirsaniz sonuca ulasabilirsiniz.
METOD 6
(Kaslari art arda gevsetme yontemiyle seyahat)
Rahat edebileceginiz bir yer bulun.Bir koltuk,yatak veya divani kullanabilirsiniz; fakat yatay bir posizyondayken gevsemek buyuk olasilikla astral cikmayi kolaylastiracaktir.( Onceki yillarda ilgilterede yurutulen bi arastirmada, kendiliginden astral seyahat yasayan oldukca fazla sayida kisinin o sirada yatmakta olduklarini ortaya koymustur.) Basladiginiz zaman kaslaranizi kramp girme raddesinde sikmayin. Yanlizca sikin, bese kadar sayin, sonra bir kac saniye (5-10) gevsetin ve diger kas grubuna gecin. Tum dikkatinizi gerilimi ve gevsemeyi hissetme uzerinde toplayin.Dusuncelerinizin farkli ilgelere kaymasini izin vermeyin.Bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz belli kismina odaklanmayi surdurun.Unutmayin. Kaslari art arda gevsetmek fiziklsel bir egzersiz oldugu kadar zihinsel bir egzersizdir. Her kas grubunu 2 yada 3 kere sikip gevsetin. Her ayri kas grubunu sikarken, bedeninizin diger kisimlarini hareketsiz ve sakin kalmsina calisin. Tum benliginizin, bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz kisminda konuslandigini varsayin. bunlari yaptiktan sonra bedeninizi hissetmemeye baslicaksiniz cok rahatladiginizi hissedeceksiniz iste o anda kendinize telkinler verin yukardan asagi ip sarktigini dusunun ve yukari dogru cekildiginizi hissedin bunu isteyin ve birden kendinizi yukarda vucudunuzu izlerken bulabilirsiniz... __________________
Astral Seyahat Denemelerine Baslamadan Once Yapmanız Gerekenler!
* Vücudunuzu rahatsiz eden ve hissettiginiz tüm aksesuarlari çikartin. (saat, yüzük, kolye)
* Göz kapaklariniza direkt isik gelmeyecek sekilde odayi karartin.
* Basiniz kuzeye gelecek sekilde kuzey-güney aksisine göre sirt üstü yatin.
* Tüm elbiselerinizi çikartin, fakat vücut isinizi normal seviyede tutacak sekilde ayarlayin.
* Nerede ve hangi zamanda olursa olsun mutlaka rahatsiz edilmeyeceginizi bildiginiz bir yerde olun.
* Rahatlama durumuna geçin.
* Nefesinizi yarim açik dudaklarinizdan alip verin.
METOD 1
(Rahatlama ve Ucma istegi)
Ayaginizdan alniniza kadar vücudunuzu nokta olarak düsün ve zihinsen gücünüzle bedeninizin 1 metre yukarida olduguna odaklayın Astral bedeninizin alin kismini vücudunuzun ayak hizasina gelecek sekilde ileriye gittigine odaklanin.
Ayaklariniz sabit bir noktada kalacak ve yüzünüz 90 derece dik gelecek sekilde yukari ve ileri dogru kalktiginizi ve ayaklarinizin üzerinde dogruldugunuzu düsünün ve buna odaklanin. Birden hafiflediginiz kus gibi oldugunuzu hissedeceksiniz iste ozaman kendi bedeninizi yatarken gorebilirsiniz.
METOD 2
(Ters düşünme beyin aldatmacası)
Hazirlik bölümündeki asamalarin tümü gerçeklestirilir.
Kuzeye dogru yatis pozisyonunuzu, güneye dogru yatmis gibi düsünerek beyninizi aldatmaya çalisin.Beyniniz devamli kuzeye dogru oldugunuzu ispatlamaya çalisacaktir. Beyninizi inandirdiginiz anda titresimlerle birlikte yükselmeyi gerçeklestirin Yükselmede zorluk çekiliyorsa her nefes verisinizde biraz daha hafifleyip yükseldiginize odaklanin.Yükselmenin diger yolu ise yukarida asili bir ipi çektiginizi düsünmektir.Eger titresimler halen olusmamissa ipi her çektiginizde belli bir rahatlama ve titresimler meydana gelecektir.Ugrasilar sirasinda birden fazla teknigi kullanmaktansa her adima tam konsantre olmak akla baska seyleri getirmeyeceginden mutlak basariya kolayca gitmenizi syacaktir.Ayrilma tam olarak gerçeklestiginde görüntüler ve ugultular baslayacaktir. (herkes için ayni olmayabilir)Artik yapmaniz gereken tek sey düsüncelerinize hakimiyet ve uçus provalaridir.
Beyinde orientation denilen bir özellik vardir.Bu su demektir.Sizin gözleriniz kapali olsada elinizin ayaginizin nerede oldugunu bilirsiniz.Gözlerinizi kapayin ve parmaginizla burnunuza dokunmayi deneyin.Bunu ilk denemenizde basarabilirsiniz , her ne kadar farkinda olmadan gayet dogal bir sekilde yaptiginiz bu eylem beynimizdeki spesifik bir özellik olmadan gerçeklesemez.
Sizin amaciniz basit bir hile yaparak beyninizi kandirmak ve bedeninizi bir süre için terketmek.Kendinizi bir hapishaneden kaçmaya çalisan bir mahkum gibi düsünün.Beyniniz ve onun koruma iç güdüsünü ise sizin disari kaçmanizi engellemek üzere orada bulunan gardiyanlara benzetebiliriz.Bedenden disari kaçabilmek her tarafi kameralarla dolu olan bir hapishaneden kaçmaktan daha zordur.Beynin oryantasyon özelligi sayesinde sizin tam olarak nerede oldugunuzu bilir.Normal bir uyku esnasinda da sizin tam olarak uyku haline geçmeniz bekler ve öyle uyur.Oysa beyni kandirarak bedeni uyutnak ve disari kaçabilmek mümkündür.Eger korkarsaniz zaten beden disina çikmaniz imkansizdir.
Simdi her zamanki gibi uyumak için yataginiza gittiginizi düsünelim.Beyin gayet her zamanki gibi siradan bir sekilde hormonlorunuzda gerekli ayarlamalari yapiyor metabolizmanizi yavaslatiyor ve gayet siradan bir durum bu.Bu arada beyin tabiiki oryantasyon olayini son olarak bir kez daha kontrol ediyor.Bu arada siz duruma müdahele ediyorsunuz ve aslinda bulundugunuz yerin tam ters tarafinda yani ayakucunuzun oldugu yerde basinizin oldugunu iddia ediyorsunuz.Beyin hemen gerekli kontrolleri yapar ve size tam tersini iddia eder.Bu sirada önemli olan kendi iddianizi ona kabul ettirebilmektir.Eger diger odalardan ses gelirse ,sesin gelis yönünü kontrol eden beyniniz bir avantaj kazanir ve baksana ses nereden geliyor demekki beden senin söyledigin yönde degil der.Eger odada bir gece lambasi varsa yada pencereden gelen bir isik varsa gözleriniz kapali bile olsa göz kapaklariniza gelen isik sayesinde beyin bedenin gerçek yönünü belirler ve sizin onu yaniltmak istediginizi anlayabilir.Tüm bunlara ragmen en azindan ilk denemeleriniz de beyniniz size karsi koyamayacaktir.Bir süre sonra ona ayaklarinizin oldugu yerde aslinda basinizin oldugunu kabül ettireceksiniz.Bu asamadan sonra artik beyin oryantasyon özelligini kaybetmistir.Uyku durumuna geçene kadar bedenin gevsemesini hissetmeye basliyabilirsiniz.Bedeniniz bu durumda o kadar gevser ki ayaklarinizi bile hissedemessiniz.Karin boslugunuzda da bir gevseme hissedersiniz.Kendinizi oldukça hafiflemis hissedersiniz.Daha sonra kulaklarinizda bir ugultu hissedersiniz.Sakin paniklemeyin, bilahere bedende vibrational state olarak adlandirilan çesitli titremeler hissederseniz.Bu titremeler astral bedeninizde meydana gelmektedir.Ve gerçekte yatakta yatan bedeniniz titremez.Bu durum artik iyice bedenden ayrilmaya yaklastiginizin habercisidir.Genelde ilk denemeleriniz de böyle bir durumla karsilastiginizda korkar ve vazgeçerseniz hata edersiniz.Bir dahaki sefere bu asamalara ulasmak daha zor olabilir.Bir de bu asamalara ulastiktan sonra beden den ayrilmayi gerçeklestirmek önemlidir.Bu da bir yetenek ,biraz da bilgi isidir.
Bu asamada rope metodu diye adlandirilan yöntem etkilidir.Karanlikta yukaridan asagiya dogru bir halat sarktigini ve sizin ellerinizle onu çektiginizi düsünün.Burada halati görmeniz önemli degil ,büyük ihtimalle bir kaç kez çektikten sonra görüntü de bazi kopukluklar olacaktir.Kesinlikle vazgeçmeyin ve ipi çekmeye devam edin.Ipi göremeseniz de çekin.Bu sekilde Astral ayrilmayi rahatca gerceklestirebilirsiniz.
METOD 3
(IP METODU )
Astral Seyahat tekniklerinde en çok anlatilan metodlardan biridir..Ön hazirlik safhasi tamamsa hiç biryerinizi hissetmiyorsaniz hayalinizde tavandan bedeninize dogru bir ip sallandigini ve sizde o ipe tutunup kendinizi yukeri çektiginizi hayal edin.Vücudunuzu kipirdatmayin.Yavasa yavas kendinizin yukari dogru çekildiginizi hissedeceksiniz.Bazen o esnada özellikle el,kol ve bacaklarda karincalanmalar olabilir sükunetinizi asla bozmadan heyecanlanmadan olayin akisina kendinizi birakirsaniz kendinizi odanizin içinde aniden buluverirsiniz.
METOD 4
(HAYAL telkin metodu)
Bu deneyden önce yattiginiz odanizi iyice inceleyiniz. Ön hazirlik safhasindan sonra kendinizi bedeninizden 1 kaç metre yukarida süzülürken ve odaniza bakarken hayal edin detaylari atlamadan herseyi görmeye çalisin.Oda lambasini,oda kapisini,masanizi vs...Bu teknik sizin bedeninizden ayrilmaniza yarar sagliyacaktir.
METOD 5
(Ruya metodu)
Rüya metodları sayesinde stral seyahat deneyimleri yasayan kisilerin sayisi bir hayli fazladir.Bu teknikteki amaç rüya görüken rüyada oldugunuzu fark ederek suurunuzu geri kazanmaya dayanir.Bunun için yapmaniz gereken günlük hayatta yasadiginiz olaylar karsisinda Neden oldu? Nasil oldu? niçin oldu? gibi sorular sorup ve kendinize her mantikli cevaplar verisinizden sonra Demekki riyada degilim demeniz gerekmektedir.Rüyada gördügünüz o saçma seyler karsisinda beyin ayni mantigi aranmaya çalisacak ve bulamayincada rüyada olmadiginizin farkina varabilecek ve kendinizi aniden odanizda yada bildiginiz baska biryerde astral seyahatteyken bulabileceksiniz.
Kendi kendinize vereceginiz telkinler astral seyahatte büyük önem tasir.Gece yatmadan tuzlu birseyler yiyin ve odanizin bir kösesine bir bardak su koyun.Her gece yatmadan bunlari yapin ve yine her gece yatmadan kendinize su telkinde bulunun Rüyamda susadigimda kalkip o kösedeki bardaktan su içecegim fakat bardaga dokundugum anda suurumu kazanacagim Bu teknik uygulanmasi çok kolay oldugundan bir çok kisi bu yolla astral seyahat deneyimi yasayabilmistir.Bu teknigi en az 15 gün boyunca sürekli denemelisiniz.Ben teknikleri yeterince kisa ve öz olarak tuttum.Bu teknikler en çok kullanilan ve iyi sonuç getirebilicek tekniklerdir ama hiç birinin digerinden üstün bir yani yok bence.Siz yapabiliceginize inandiktan ve korkmadiktan sonra yeterli telkin kullanirsaniz sonuca ulasabilirsiniz.
METOD 6
(Kaslari art arda gevsetme yontemiyle seyahat)
Rahat edebileceginiz bir yer bulun.Bir koltuk,yatak veya divani kullanabilirsiniz; fakat yatay bir posizyondayken gevsemek buyuk olasilikla astral cikmayi kolaylastiracaktir.( Onceki yillarda ilgilterede yurutulen bi arastirmada, kendiliginden astral seyahat yasayan oldukca fazla sayida kisinin o sirada yatmakta olduklarini ortaya koymustur.) Basladiginiz zaman kaslaranizi kramp girme raddesinde sikmayin. Yanlizca sikin, bese kadar sayin, sonra bir kac saniye (5-10) gevsetin ve diger kas grubuna gecin. Tum dikkatinizi gerilimi ve gevsemeyi hissetme uzerinde toplayin.Dusuncelerinizin farkli ilgelere kaymasini izin vermeyin.Bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz belli kismina odaklanmayi surdurun.Unutmayin. Kaslari art arda gevsetmek fiziklsel bir egzersiz oldugu kadar zihinsel bir egzersizdir. Her kas grubunu 2 yada 3 kere sikip gevsetin. Her ayri kas grubunu sikarken, bedeninizin diger kisimlarini hareketsiz ve sakin kalmsina calisin. Tum benliginizin, bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz kisminda konuslandigini varsayin. bunlari yaptiktan sonra bedeninizi hissetmemeye baslicaksiniz cok rahatladiginizi hissedeceksiniz iste o anda kendinize telkinler verin yukardan asagi ip sarktigini dusunun ve yukari dogru cekildiginizi hissedin bunu isteyin ve birden kendinizi yukarda vucudunuzu izlerken bulabilirsiniz... __________________
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
astral,
astral seyahat,
seyahat,
teknikleri
Bedenin İkizi Olan Astral Duble ve Matrix Enerji
Bedenin Eşi Olan Astral ikiz'in Keşfi
Bedenin İkizi Olan Astral Duble ve Matrix Enerji
Sovyetler, canlılarda bir çeşit matrix enerjinin mevcut olduğunun ipuçlarını ve delillerini elde etmiş bulunmaktadırlar. Fi*zik bedenlerimiz içinde kıpırdanıp duran bir çeşit birleştirci ve gözle görünmez bir beden ...
Fakat bu Enerji Beden aslında nedir?
Nasıl bir fonksiyonu var?
Bu gibi soruların cevaplarının araştırılmasına Kazakistan'da Sovyet uzay merkezlerinin yakınlannda başlanmıştı. Alma Ata'da Kazakistan'ın Kirov Devlet Universitesinde bir grup biyolog, biyo-kimyacı ve biyo-fizikçilerden meydana getirilen bir ko*misyon, büyük bir elektron mikroskobunun etrafında toplanmıştı. Kirlian'ın cihazları uzaklardan getirilip, bu elektronik alete bağlanmıştı. Bir zamanlar yalnızca klervoyanlar tarafından görülebilen bu sakin yüksek frekans deşarjını, şimdi bilim adamları elektron mikroskobundan gözlüyorlardı. Burada, yaşayan bir organizmanın hareket halindeki canlı Dublesi'ni görmüşlerdi.
Üst üste deneyler canlı bitki, hayvan ve insanlar üzerinde yapıldı. Bu "Duble" neydi? Bilim adamları buna "iyonize edilmiş, uyarılmış elektron, proton ve muhtemelen diğer partiküllerden yapılmış bir çeşit ilkel plazma şeklinde bir takım" dediler. "Fakat aynı zamanda bu Enerji Beden, yalnızca partiküllerden yapılmış da değil. Kaotik bir sistem değil. Başlı başına birleştirilmiş bir organizma. Bir ünite olarak hareket ediyor. Bir ünite olması dolayısıyla da, Enerji Beden, biyolojik alanların temeli olan kendi elektromanyetik alanını yapıyor."
1968'de V. Inyushin, V. Grishchenko, N. Vorobev, N. Shou*iski, N. Fedorova ve F. Gibadulin isimli doktorlar, keşiflerini açıkladılar: "Bütün canlıların -hayvan, bitki ve insan- sadece atom ve moleküllerden yapılmış olan bir fiziki bedenleri değil, aynı zamanda bir de (bunun bir kopyası olan) Enerji Bedenleri vardır." Ve onlar bu ikinci bedene Biyolojik Plazma Beden ismini vermişlerdir. Sonuçlar, insana huşü verecek mahiyetteydi.
Kitap şeklinde bilimsel bir yazı, Kazakistan Devlet Üniversitesi tarafından yayımlandı: "Kirlian Metodunun Biyolojik Esası" Alma Ata 1968. Burada "Enerji Bedenle ilgili" bütün çalışmalar anlatıldı.
Matrix: Biyolojide hücreler arasında bulunan madde; kalıp.
Bir insan elinin Kirlian Fotoğraf yöntemi ile çekilmiş Resmi
"Kirlian fotoğraflarında görülen biyolojik ışımanın sebebi, Biyoplazma oluyordu, organizmanın elektriksel durumu değil" diyorlardı. Bütün canlılarda bulunan titreşim yapan renkli enerji Beden'in en belirgin özelliği, Kazak ilim adamlarına göre; onun belirli bir uzaysal organizasyona sahip olmasıydı. "Enerji Beden'in içinde" diyor bilim adamları, "fizik bedendeki enerji kalıbından tamamen farklı olarak bir hareket tarzı devam edip gider. Biyo-plazmik Beden'in de polarizasyonu vardır.
"Biyolojik enerji plazması her organizma, doku ve muhtemelen de biyo-molekül için spesifiktir. Bu, spesifik oluş hali (belirliliği) organizmanın formunu tayin eder" diyorlar.
Son birkaç yıl içinde de çeşitli ülkelerden bir çok bilim adamı, yaşayan canlıların içinde bir çeşit matrix, bir çeşit gözle görülmez organizatör kalıp bulunduğu hakkında teoriler ileri sürdüler. Örneğin, Moskova'da Hayvan Morfolojisi Enstitüsünden Dr. Alexander Studitsky, kas dokusundan bir parça kıydı ve onu bir farenin bedenindeki yaraya yerleştirdi. Beden bundan tamamen yeni bir kas geliştirmişti. Sanki orada bir çeşit organizatör bir kalıp varmış gibi. ..
Son birkaç yıl içinde de çeşitli ülkelerden bir çok bilim adamı, yaşayan canlıların içinde bir çeşit matrix, bir çeşit gözle görülmez organizatör kalıp bulunduğu hakkında teoriler ileri sürdüler. Örneğin, Moskova'da Hayvan Morfolojisi Enstitüsünden Dr. Alexander Studitsky, kas dokusundan bir parça kıydı ve onu bir farenin bedenindeki yaraya yerleştirdi. Beden bundan tamamen yeni bir kas geliştirmişti. Sanki orada bir çeşit organizatör bir kalıp varmış gibi. ..
Kazak Bilim adamlarının raporuna göre, fizik ve Enerji Bedenler arasında (atomik, moleküler ve plazmik seviyede) sıkı bir ilişki vardır. "Bir canlının enerjisi, fiziki hücrelerinden ve daha hareketli olan biyoplazmasından yapılır" diyor Dr. Inyushin ve Grishchenko ve arkadaşları.
Bedenin Eşi Olan Astral ikiz'in KeşfiAlternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...
Biyoplazmik Enerji Beden ve Solunum ile Şarjı
Biyoplazmik Enerji Beden ve Solunum ile Şarjı
Bu biyoplazmik enerjiyi meydana getiren nedir? Enerji Bedenimizi tekrar nasıl doldurabiliriz? Kazak bilim adamlarının keşfettiklerine göre; Enerji Bedenimizin belirli miktardaki enerjisi, teneffüs ettiğimiz oksijenden oluşuyor. Sakin yüksek frekans deşarjında onlar bunun oluşumunu izleyebiliyorlar.
Öyle görülüyor ki, teneffüs etmek tüm Biyoplazmik Bedeni şarj ediyor, vital enerjimizi yeniliyor ve yıpranmış enerji kalıpları*nın onarılmasına yardım ediyor. Kuşkusuz, Hint Yoga Felsefesi eskiden beri teneffüsün bütün bedeni "vital güç" ya da "prana" ile şarj ettiğini söylemiş durmuştur ve sağlığın gelişmesi için belirli teneffüs egzersizleri tan] etmiştir.
Şimdi Kazak Devlet Universitesindeki biyologlar, iyonize havanın teneffüsünün, niçin bir çok hastalıklar üzerinde iyileştirici tesiri olduğunu anlamaya başlamış bulunuyorlar. Biyoplazma kötüleştiği zaman, bir çok hastalıkların ortaya çıktığını söylüyor Sovyetler. Hatta Sovyetler bir yaraya iyonize hava püskürterek, tedaviyi büyük ölçüde hızlandırmışlardır. Çünkü negatif iyonların Plazmik Beden'in restorasyonunda rolünün büyük olduğunu biliyorlar.
"Bu Biyolojik Plazma Beden görüşüyle kanser, tümör ve diğer hastalıkların gelişimleriyle ilgili yeni anlayışlara ulaşabiliriz" diye yazdı biyologlar.
"Bilim adamları aynı zamanda çeşitli renklerin Biyoplazma üzerindeki etkilerini de araştırdılar. Gördüler ki, her renk Biyoplazma'da çeşitli salınımlara sebep oluyor ve aktivitesini değiştiriyor. Örneğin; mavi ışıma deşarjın şiddetini arttırıyor. Belki de 'gözsüz görüş'ün temelleri, insan Biyoplazması'nın renklere karşı olan reaksiyonlarında bulunmaktadır. Yine gördüler ki, zayıf manyetik alanlar Biyoplazma'nın ışımasını stabilize etmektedir.
"'Moskova'daki Parapsikoloji konferansında, bu çalışmaların bir kısmını yürüten Alma Ata'lı bilim adamı Dr. İnyushin ile karşılaştık. Alma Ata'ya gelip, çalışmaları yakından görmemiz hususunda herkese ısrar ediyor, hem de neden Amerikan biyolog ve biyokimyacılarının, Parapsikoloji araştırmalarına girişmediklerini, niçin bu konferansa kimsenin gönderilmemiş olduğunu merak ettiğini ifade etmeye çalışıyordu. "Kirlian keşfi bize, organizmanın plazmik durumlarının incelenmesi imkanını açmıştır. Bütün kozmik tezahürata Biyolojik-Plazma Bedenimizle reaksiyonda bulunuyoruz. Güneş patlamaları sırasında bilim adamlarımız insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde her çeşit biyolojik reaksiyonların tablolarını çıkardılar." dedi Dr. Inyushin. "Bu patlamalar evrenin tüm plazmik dengesini değiştirmektedir. Ve dolayısıyla yaşayan organizmaların Biyoplazmları da etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak bildiğimiz fiziki hastalıklar ortaya çıkmaktadır."
Sovyetlerin buluşları medyum Eillen Garrett'in söyledikleriyle paralellik arz etmektedir. Ve ister istemez merak ediyorsunuz: Acaba Sovyetler Biyoplazmik Beden çalışmalarıyla başka (eski) bir düşünce sistemi olan Astroloji'nin bilimsel temellerini mi atmaya çalışıyorlar?
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Enerji Beden ve Ölüm Olayındaki Durumu
Enerji Beden ve Ölüm Olayındaki Durumu
Ölümle birlikte bu Enerji Bedenin, fizik bedenle olan irtibatının kesildiği söylenir. Medyumların raporuna göre; Esiri ya da Enerji Beden, fizik bedenin içindedir. Tam bir Duble durumundadır. Ölüm sırasında et kılıfımızdan çıkarız. Ve yaşantımıza Enerji Beden olarak devam edip, gideriz.
Bu çalışmalarıyla Sovyetler, ölüm sonrası hayata adeta sondaj yapmaktadırlar. Ve öyle görünüyor ki, astral seyahatin bütün izahı, Sovyetlerin Biyoplazmasında gizlidir. Bu ileri araştırmaları sırasında Kirlian metoduyla bir çok defalar ölüm anının fotoğrafını çektiler. Hayvan ya da bitki bedeni yavaş yavaş ölürken, Biyoplazmik Beden'in kıvılcım ve alevlerinin dışa (uzaya) doğru fırladığını, sonra uzaklaşıp, gözden kaybolduğunu gördüler. Yavaş yavaş ölmüş bitki ya da hayvan bedenindeki ışımanın dindiğini, fakat biyolojik dedektörlerin, bir süre daha pulsasyon halinde, henüz ılık olan bedenden gelen güç alanını tespit etmişti. Bu, acaba dağılmakta olan Biyoplazmik Bedenden gelen enerji midir? Belki de Kirlian Fotoğrafçılığı yardımıyla ölüm olayının esrar perdesi biraz daha aralanacaktır.
Valentina ve Semyon Kirlian, Aura'nın, hiç değilse bir kısmının, herkes tarafından görülebilmesini mümkün kılmışlardır.Onlar ikinci, Suptil Bedenimizin fotoğrafını çekmiş bulunuyorlar. Curie'lerin bir radyum parçası içindeki devreden Evren'i buldukları gibi, Kirlianlar da yaşayan organizmaların, bizim içimizdeki mavi, sarı, yeşil, ışık galaksilerini ateşli dünyaları keşfetmiş bulunmaktadırlar.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
beden,
durumu,
enerji,
olayındaki,
ölüm
Enerji Beden Olgusu ve Getirdiği Yenilikler
Sosyalist ülkelerde gördüğümüz yeni ve alışılmış olmayan keşifler, potansiyel olarak büyük önemi haizdir. Artık kendimizi ya da başka herhangi bir kimseyi (Kirlian Fotoğraflarını görmeden önce olduğu gibi) katı maddesel bir yapı olarak düşünemeyeceğiz.
Bir Enerji ya da Astral Bedenimizin var oluşu ile ilgili olarak Sovyet bilim adamlarının vardığı sonuçlar çok şurnüllüdür. Bizim iki bedene sahip olduğumuz konusundan dolayı felsefe, bilim, sanat, din ve tıp alanlarındaki görüşlerimizin değişmemesine imkan yoktur. Ona şimdilik ikinci (tali) beden diyoruz, ama belki de o birinci (esas) bedenimizdir. Belki onunla evrendeki her şeye şimdiye kadar tahmin ettiğimizden daha hayati bir şekilde bağlı bulunuyoruz.
Parapsikoloji için dahi, insanın Enerji Beden anlayışı, asırların getirdiği bir çok esrara anahtar olabilir. Öyle görünüyor ki, Bayan Garrett'in, Enerji Bedenin mevcudiyeti ve Güneşsel tesirIerin onun üzerinde etkili olduğu hakkında söyledikleri doğrudur. Acaba, o, bu Enerji Beden'in bir çok ruhsal olayda vasıtalık ettiğini söylerken de haklı mıydı?
Kirlianlar, parapsikologlara yeni bir keşif tekniği verdiler. Ve onlar da bu teknikten derhal D.D.İ. ve Enerji Beden'in keşfinde yararlanmaya başladılar.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Enerji Beden
Kirlian Foto Tekniği İle Brain SnellGrove Tarafından Yapılmış İlginç Deneyimler
Kirlian Foto Tekniği İle Brain Snell Grove Tarafından Yapılmış İlginç Deneyimler
Bilim Araştırma Grubu
Aura, yani 'bedeni çevreleyen ve ışıyan parlak bir bulut' kavramı, kadim (eski) Mısır'dan da ötesine, Hıristiyanlık dönemi ressamlarının hale ile çevrili azizler tasvir ettiklerinden çok daha önce, kutsal kişilerin parlak bir kuşantı içinde gösterildikleri zamanlara değin dayanır. Durugörü yeteneği olan hassas kişilerin belirttiğine göre, insan bedeninin yanısıra yapraklar, hayvanlar ve hatta taşlar bile bir aura ile çevrilidirler.Bilim Araştırma Grubu
Aura Fotoğrafı Tekniği Öncüsü S. Kirlian ve Çalışması
Kirlian Fotoğraf Apareylerinin Çalışma İlkeleri
Aura'yı Etkileyen Faktörler ve Psikolojik Durum
Kirlian Fotoları ile Çeşitli Araştırma ve Çalışmalar
Yiyecekler Üzerinde İlginç Kirlian Foto incelemeleri
Kirlian Foto Araştırmalarında, Snellgrove'un Vardığı Sonuçlar
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
deneyimler,
foto,
ilginç,
kirlian,
snellgrove,
tarafından,
tekniği,
yapılmış
13 Kasım 2011 Pazar
Kekik yağı ölüme neden olan bakterileri yok ediyor
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda, kekik yağının, hastanelerde ölüme neden olan bakterileri yok edebildiği saptandı.
ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Fatih Özoğul, laboratuvarda karabaş, lavanta, ardıç, kekik, adaçayı, biberiye ve defne
bitkilerinden elde edilen aromatik yağların antimikrobiyal etkisini ayrıntılı olarak araştırdı. Yapılan incelemede ’Origanum Onites’ türü kekik bitkisinden elde edilen aromatik yağda bakterileri ’yok edici’ özellikte yüzde 67.12 oranında ’Carvacrol’ ile yüzde 8.96 oranında ’P-Cymene’ maddesi bulundu. Yine aynı araştırmada ’Origanum Onites’ türü kekikten elde edilen yağın, ’Klebsiella pneumoniae ATCC700603’ ve boğaz enfeksiyonuna neden olan ’Staphylococcus aureus ATCC29213’ adlı bakterilerinin üremesine karşı antimikrobiyal etkisinin bulunduğu belirlendi.
'TEMİZLİKLİKTE DOĞAL MADDELER KULLANILMALI'
'Origanum Onites' türü kekikten elde edilen uçucu yağın insanlarda oral yolla denenmesini isteyen Doç. Dr. Fatih Özoğul, şunları söyledi:
"Enfeksiyona neden olan bu bakterilerin eliminasyonu için bilim adamları duyarlı olmalı. Alınacak sonuçların olumlu olması durumunda özellikle hastane gibi yerlerde bu bakterinin yol açtığı ölümlerin önüne geçilebilir. Özellikle Akdeniz Bölgesi’nde kolaylıkla bulunabilen kekikten elde edilen yağ temizlik maddelerinin içerisinde de kullanabilir. Böylelikle tamamen doğal temizlik ürünleri elde edilecek ve maliyetler azalacaktır. Her şeyden önce temizlik maddelerinin içerisindeki alkol maddesi yerine tamamen doğal maddeler kullanılarak doğaya katkıda bulunabilecek.
ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Fatih Özoğul, laboratuvarda karabaş, lavanta, ardıç, kekik, adaçayı, biberiye ve defne
bitkilerinden elde edilen aromatik yağların antimikrobiyal etkisini ayrıntılı olarak araştırdı. Yapılan incelemede ’Origanum Onites’ türü kekik bitkisinden elde edilen aromatik yağda bakterileri ’yok edici’ özellikte yüzde 67.12 oranında ’Carvacrol’ ile yüzde 8.96 oranında ’P-Cymene’ maddesi bulundu. Yine aynı araştırmada ’Origanum Onites’ türü kekikten elde edilen yağın, ’Klebsiella pneumoniae ATCC700603’ ve boğaz enfeksiyonuna neden olan ’Staphylococcus aureus ATCC29213’ adlı bakterilerinin üremesine karşı antimikrobiyal etkisinin bulunduğu belirlendi.
'TEMİZLİKLİKTE DOĞAL MADDELER KULLANILMALI'
'Origanum Onites' türü kekikten elde edilen uçucu yağın insanlarda oral yolla denenmesini isteyen Doç. Dr. Fatih Özoğul, şunları söyledi:
"Enfeksiyona neden olan bu bakterilerin eliminasyonu için bilim adamları duyarlı olmalı. Alınacak sonuçların olumlu olması durumunda özellikle hastane gibi yerlerde bu bakterinin yol açtığı ölümlerin önüne geçilebilir. Özellikle Akdeniz Bölgesi’nde kolaylıkla bulunabilen kekikten elde edilen yağ temizlik maddelerinin içerisinde de kullanabilir. Böylelikle tamamen doğal temizlik ürünleri elde edilecek ve maliyetler azalacaktır. Her şeyden önce temizlik maddelerinin içerisindeki alkol maddesi yerine tamamen doğal maddeler kullanılarak doğaya katkıda bulunabilecek.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bakterileri,
baktesi,
bilim,
hastane,
ilaç,
kekik yağı,
neden,
sağlık,
yağı
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Güzel kadınlar sağlığa zararlı!
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Güzel kadınlar sağlığa zararlı!: Yapılan bir araştırma, güzel kadınların "sağlığa zararlı" olabileceğini gösterdi. İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan araştı...
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Vücut ısısını yükselten ceket kar, yağmur ve fırtı...
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Vücut ısısını yükselten ceket kar, yağmur ve fırtı...: Mucize ceket Türkiye'de Vücut ısısını yükselten bu ceket kar, yağmur ve fırtınadan etkilenmiyor. Giyen kişiyi donmaktan ve hipotermiden ...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Hayata Söylenmiş Şarkılar - Celal Başlangıç
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Hayata Söylenmiş Şarkılar - Celal Başlangıç: Hayata söylenmiş 48 şarkı Rıfat Ilgaz, Vedat Türkali, Hrant Dink, Eflatun Nuri, Mihri Belli, Emil Galip Sandalcı, Ahmet Piriştina... Kim...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
12 Kasım 2011 Cumartesi
Şarkımızı tamamlamak için: Ağustos Böcekleri
Şarkımızı tamamlamak için: Ağustos Böcekleri: O hep özgürlüğe dalıp çıkar Hiç gerçeklik taslamadan, sadece gerçeği arar... Yok, acımalarınıza ihtiyacı!.. Herşeyinizin sahte olduğ...
Özgün İçerik : Deneme,Makale,Öykü, Sosyal içerik
Özgün İçerik : Deneme,Makale,Öykü, Sosyal içerik
Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: Çocuğa özel koruma
Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: Çocuğa özel koruma: Taciz ve istismara uğrayan çocuklarla ilgili çalışma başlatan Bakanlık, mağduriyeten herkesi sorumlu tutacak. Sevil Arınan İnsanlığın Büy...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
10 Kasım 2011 Perşembe
Tehlike altındaki kültürleriyle çocuklar
Tehlike altındaki kültürleriyle çocuklar
Ev ödevleriyle gelenekleri arasında sıkışan dünya çocukları günümüzde özgün kültürlerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.
PAPUA YENİ GİNE
OKYANUSYA
Papua Yeni Gineli bu küçük kız, tepeli devekuşunun uzun, siyah tüylerinden yapılma geleneksel şapkasını takmış, dans etmeye hazır. Bu kuş Papua Yeni Gine’deki Simbu kabilesi için zenginliği temsil ediyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Çocuklar,
gelenekler,
kültür,
ödev
Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk: Atatürk harbe giderken hangi duayı ederdi?
Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk: Atatürk harbe giderken hangi duayı ederdi?: Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, Atatürk'ün harbe giderken daima iki elini açıp 'Allah'ım sen Türk milletini...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
9 Kasım 2011 Çarşamba
Articles on Om, Om Meditation, and Yoga
Articles on Om,
Om Meditation, and Yoga
Articles on Om
The Word That Is God–the Book
• Forward
• Chapter One–The Scriptures on the Pranava
• Chapter Two–The Scriptures on the Pranava, continued
• Chapter Three–The Masters of Wisdom on the Pranava
• Chapter Four–The Glories and Powers of Om – This chapter consists of quotations from the Vedas, Upanishads, Puranas, and the teachings of great yogis and Masters regarding the many divine aspects of the Pranava: Om.
• Om in the Upanishads, Bhagavad Gita, and Yoga Sutras
• The Word that is God–article
• Om: The Sound of Cosmic Resonance
A profound and inspiring study of Om, the Shabda Brahman (God as Sound)
by Suchakar S. Dikshit, a contemporary spiritual writer and teacher.
Saints on OM
• Meditation on Om – Swami Sivananda This is an abridgement of a complete book by Sri Swami Sivananda, founder of the Divine Life Society, regarding the nature and meditation of Om as the atma-mantra, the key to Divine realization.
• Swami Vivekananda on OM
• Shankaracharya on Om
• Swami Rama Tirtha on OM
• The Sacred Syllable Om – Swami Rama Tirtha. A transcript of a lecture given by Swami Rama Tirtha on December 22, 19O2, in the Hermetic Brotherhood Hall in San Francisco. This discourse explains the meaning and effects of Om, the prime mantra of the spiritual tradition of India, and its relevance to the Advaitic (non-dual) philosophy.
• Nityananda on Om –The Nitya Sutras of Avadhuta Nityananda contain some of the most profound statements on the Pranava and Its application by the yogi.
Om Meditation, and Yoga
"I am the syllable Om." (Bhagavad Gita 7:8)Om is the resonant frequency of the cosmos. In the beginning Om arose from the primal silence of pure consciousness, and from It came forth all that has ever been, is now, or ever shall be. And into It do all things return.
"I will tell you briefly of that Goal which all the Vedas with one voice propound, which all the austerities speak of, and wishing for Which people practice discipline: It is Om." (Katha Upanishad 1.2.15)
"Dismiss other utterances. Om is the bridge to immortality." (Mundaka Upanishad 2.2.5)
"Om is Brahman. Om is all this. He who utters Om with the intention 'I shall attain Brahman' does verily attain Brahman." (Taittiriya Upanishad 1.8.1)
Articles on Om
The Word That Is God–the Book
• Forward
• Chapter One–The Scriptures on the Pranava
• Chapter Two–The Scriptures on the Pranava, continued
• Chapter Three–The Masters of Wisdom on the Pranava
• Chapter Four–The Glories and Powers of Om – This chapter consists of quotations from the Vedas, Upanishads, Puranas, and the teachings of great yogis and Masters regarding the many divine aspects of the Pranava: Om.
• Om in the Upanishads, Bhagavad Gita, and Yoga Sutras
• The Word that is God–article
• Om: The Sound of Cosmic Resonance
A profound and inspiring study of Om, the Shabda Brahman (God as Sound)
by Suchakar S. Dikshit, a contemporary spiritual writer and teacher.
Saints on OM
• Meditation on Om – Swami Sivananda This is an abridgement of a complete book by Sri Swami Sivananda, founder of the Divine Life Society, regarding the nature and meditation of Om as the atma-mantra, the key to Divine realization.
• Swami Vivekananda on OM
• Shankaracharya on Om
• Swami Rama Tirtha on OM
• The Sacred Syllable Om – Swami Rama Tirtha. A transcript of a lecture given by Swami Rama Tirtha on December 22, 19O2, in the Hermetic Brotherhood Hall in San Francisco. This discourse explains the meaning and effects of Om, the prime mantra of the spiritual tradition of India, and its relevance to the Advaitic (non-dual) philosophy.
• Nityananda on Om –The Nitya Sutras of Avadhuta Nityananda contain some of the most profound statements on the Pranava and Its application by the yogi.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
articles,
Meditation,
yoga
8 Kasım 2011 Salı
Güzellik Salonu / Güzellik - Bakım: Maşalar, fön, Maşalar, fön saça zarar verir mi?
Güzellik Salonu / Güzellik - Bakım: Maşalar, fön, Maşalar, fön saça zarar verir mi?: Saçın her bir teli sağlık ister Düzensiz yeme alışkanlığı, hızlı şehir yaşamı, mevsim geçişleri, stres... Yaşadığımız her şeyden, önce s...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
7 Kasım 2011 Pazartesi
Sokrat'ın Üçlü Süzgeci
SOKRAT'ın ÜÇLÜ SÜZGECİ
Eski Yunanda , Sokrat sadece bir filozof değil, sevilen ve çok sayılan bir kişilikti. Bir gün bir dostu büyük filozofa dedi ki:
- Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun ?
- Bir dakika bekle, diye cevap verdi Sokrat.
Eski Yunanda , Sokrat sadece bir filozof değil, sevilen ve çok sayılan bir kişilikti. Bir gün bir dostu büyük filozofa dedi ki:
- Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun ?
- Bir dakika bekle, diye cevap verdi Sokrat.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Sokrat,
Sokrat'ın Üçlü Süzgeci
6 Kasım 2011 Pazar
DEFORME ESKİ KAFATASLARI
Mexico ve Peru' da garip şekilde deforme olmuş Hominoid kafatasları bulunmuştur. Dünyanın diğer yerlerinde farklı kafatasları bulunmuştu ama böyle küçük bir alanda (bu olayda Peru'nun Paracas bölgesi) ilk kez kafatası farklılıkları incelendi. Bazı kafatasları oldukça farklı sanki; başka türlere aitlermiş gibi, Homo cinsinden oldukça uzak türler.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
deforme,
hominoid,
kafatası,
kafatasları
5 Kasım 2011 Cumartesi
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Dünya'nın büyüleyen görüntüsü! Mavi Gezegen
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Dünya'nın büyüleyen görüntüsü! Mavi Gezegen: Mavi Gezegen Dünya üst yörüngeden nasıl görünüyor? Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA yörüngedeki Uluslararası Uzay İstasyonu'nda...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Ekosistem Canlı Yaşamı: İklimle ilgili korkunç senaryo!
Ekosistem Canlı Yaşamı: İklimle ilgili korkunç senaryo!: Güney Afrika’nın Durban kentinde 28 Kasım'da başlayacak olan Dünya İklim Konferansı için hazırlıklar sürüyor. Hamburg'daki Alman İklim H...
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android
4 Kasım 2011 Cuma
Anadolu'da Yaşam I Life in Anatolia: Kanesh (Kaniş, Kültepe)
Anadolu'da Yaşam I Life in Anatolia: Kanesh (Kaniş, Kültepe): Kanesh, Kayseri’nin 21 km. kuzey-doğusunda eski Kayseri-Sivas karayolunun 20. km.sinde yolun 2 km. kuzeyinde; Kayseri-Malatya anayolu üz...
Anadolu kültürü ve tarihi, insan yaşamı, bitki örtüsü, dağları, denizleri, gölleri ve akarsuları, mimarisi ve diğer folklorik ögeleri
Anadolu kültürü ve tarihi, insan yaşamı, bitki örtüsü, dağları, denizleri, gölleri ve akarsuları, mimarisi ve diğer folklorik ögeleri
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir: Bilimin yanlışları
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir: Bilimin yanlışları: Bilim, kendi yanlışlıklarını düzeltiyor Yanlışlıklarına sahip çıkmak bilimin en güçlü özelliklerinden biri. Bildiğimizi sandığımız, anca...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Bilimin yanlışları
Bilim, kendi yanlışlıklarını düzeltiyor
Yanlışlıklarına sahip çıkmak bilimin en güçlü özelliklerinden biri. Bildiğimizi sandığımız, ancak bilmediğimizin yeni ayırdına vardığımız konuları gözden geçiriyor..
Bilim Teknoloji- 1) SADİST SOY İLİŞKİLERİ
Sürüngenler Huzur İçinde Yatın
Omurgalılar bir zamanlar son derece basit canlılardı. Mantıklı bir biçimde beş sınıfa ayrılmışlardı: İkiyaşamlılar (Amfibik), kuşlar, balıklar, memeliler ve sürüngenler. Kanatlı ve tüylü olanlar kuşlardı, pullu ve soğukkanlı olanlar sürüngenlerdi. Kısaca her şey yerli yerindeydi.
Ta ki, Alman böcekbilimci Willi Hennig tarafından 1960’larda geliştirilen ve çok daha mantıklı bir yöntem yaşamımıza girinceye dek. Canlı türlerinin evrimsel atalarına göre sınıflandırıldığı bu yöntemde, ortak özellikler ve genetik ilişkiler inceleniyor. Oldukça mantıklı, ancak şimdi katı mantıklılığın bu bildik sınıflandırmaları yerle bir ettiği anlaşılıyor.
Tek iyi haber, memelilerin bu süreci salimen atlatmış olmaları: Yeryüzünde yaşayan ya da soyu tükenmiş olan tüm memeliler tek bir canlı türünden geliyorlar. Kuşlar da durumu kurtarıyorlar.
Gelgelelim, zavallı sürüngenlerin durumu içler acısı. Geleneksel Reptilia sınıfı- kertenkele, timsah, yılan, kaplumbağa ve daha birçok soyu tükenmiş canlı türleri gerçek anlamda “tek atalı” değiller, çünkü tüm bu canlıların ortak akrabalarından farklı aşamalarda memeliler ve kuşlar da türemiş. Türlerin atalarına göre sınıflandırıldığı yöntemle bu üç grubu Amniyotlar adı verilen tek bir büyük grubun altında toplayabilirsiniz, ama dengeli tek bir sürüngenler kolu oluşturamazsınız.
Ortak ata konusunda doğruculuğun çılgınlık boyutuna vardırıldığını düşünüyorsanız, yerden göğe haklısınız. Dirimbilim uzmanlarının büyük bir bölümü gündelik yaşamda belirli özellikleri esas alan geleneksel sınıflandırmadan yararlanmayı yeğliyor. Öyle ki, bu canlı türüne “sürüngenler” demek varken, “kuş olmayan, memeli olmayan Amniyot” diyen birine pek rastlayamazsınız. Ancak “sürüngen” deyiminin bilinenlerin daha az olduğu bir dönemden kaldığını bilmenizde yine de yarar var.
2) NÜKLEER KARMAŞA
Fizyon Olmasına Oluyor- Ama Nasıl?
Bombayı yaptık. Büyük miktarlarda düşük karbonlu güç sağlayan reaktörler oluşturduk. Bu size şaşırtıcı geliyorsa, nükleer fizyon (çekirdek bölünmesi) olarak bilinen bu alanın tümden bir yanlış anlama üzerine kurulmuş olduğunu öğrenmek daha da şaşırtıcı gelebilir.
Bu kadarını bildiğimizi sanıyorduk: Kararsız bir element bölünme sürecinden geçerse kabaca eşit parçalara ayrılır, yoksa bunun sorumlusu “sihirli” sayılardır. Bu sayılar atomun çekirdeklerini anlamak için oluşturulan incelikli, ancak biraz sakat yorumdan kaynaklanırlar. İşe çekirdeğin garip biçimde akışkansı bir sıvı damlası olduğu düşünülerek başlanır. Bu istenen sonucu tam olarak vermezse, atomun dış örtüsünü oluşturduğu düşünülen elektron kabukları gibi, her biri belli sayıda proton ve nötron içerebilen “kabuklar” eklenir.
Dış elektron kabuğu tam olan bir atom nasıl ki alışılmışın dışında tepkimesiz bir asal gaz ise, uygun sayıda proton ve nötron içeren bir dış kabuk da çekirdeği sihirli biçimde sabit kılar. Öyle ki, atom eşit olarak ikiye bölünmezse, tercihli olarak sihirli bir ya da iki çekirdek oluşturacak biçimde bölünecektir.
Geçtiğimiz yıl cıva-180’nin çekirdek bölünmesi sonucuyla ilgili bir kestirimde bulunmak amacıyla bu görüşler CERN yakınındaki ender radyoaktif izotop üretim merkezi olan ISOLDE’de sınamadan geçirildi. Ne yazık ki, cıva-180 kurala göre oynamıyor ve asimetrik olarak bölünerek sihirli olmayan rutenyum-100 ile kripton-80 çekirdeklerini oluşturuyor. Çekirdek bölünmesi gibi temel süreçlerden birinin beklentilere açıkça uymaması son derece şaşırtıcı. ISOLDE burada unutulan unsurun zaman olduğunu öne sürüyor. Çekirdek bölünme süreci sırasında uzuyor ve iki lobu arasında bir boyun beliriyor. Uzmanlar kimi çekirdeklerin belki de bu boyun kırılmadan dengeye ulaşamadıklarına dikkat çekiyorlar. Ancak bu duruma hangi nükleer etmenlerin yol açtığı konusunda farklı görüşler ortaya atılıyor.
3)BİRLEŞTİREN BAĞLAR
Kimya Eskilerden Kalma Ne İdüğü Belirsiz Bir İş
Buzun su üzerinde yüzmesinin bir nedeni vardır ve bu neden hidrojen bağı adıyla biliniyor. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC) bugün bile hidrojen bağının resmi tanımında bu kavramı ortaya atan Nobel ödüllü Linus Pauling’in 1939 yılında yayımlanan “Kimyasal Bağın Doğası” adlı kitabını temel alıyor.
Buna göre hidrojen bağı, zaten bir moleküle sabit bir biçimde bağlanmış olan bir hidrojen atomunun, aynı molekülün başka bir yerinde, ya da yakındaki bir molekülde-oksijen, azot, ya da flor gibi- yüksek düzeyde elektronegatif bir atomun çekimine kapılması durumunda meydana geliyor.
H2O’yu ele alalım. Su molekülündeki iki hidrojen atomu ortak elektronlar aracılığıyla eşdeğer biçimde merkezindeki oksijen atomuna bağlanmışlardır. Ancak ikinci bir su molekülünün yakına gelmesi durumunda hidrojen atomlarından birinin çevresinde dönen elektron ikinci moleküldeki elektrona aç oksijenin çekimine kapılabilir.
Buzun yoğunluğu sıvı suya kıyasla daha azdır, çünkü su molekülleri soğuk ve durgun olduklarında aralarındaki güçsüz hidrojen bağları sürekli araya mesafe koyar. Oysa, serbest akışlı suda bağlar sürekli kopup yeniden oluştuklarından moleküllerin birbirlerine yakın olmaları sağlanmış olur. Her şey iyi hoş, ama bu geleneksel tanım uygun hidrojen bağı güçlerinin katı bir biçimde sınırlandığına işaret ediyor. Oysa, son 40 yılda çok daha güçsüz bağlarla ilgili sayısız kanıt elde edildi. Bu karışıklığın giderilmesi amacıyla bir heyet oluşturan IUPAC hidrojen bağının sanıldığından çok daha belirsiz bir kavram olduğu sonucuna vardı.
4) KUTUPLARA ÖZGÜRLÜK
Manyetik Yükler, Gerçekten de Tek Başlarına Yaşamaktan Hoşlanıyor
“Manyetik monopol, ya da tekkutupluluk diye bir şey yoktur.” Bu sözcüklerin tahtaya büyük harflerle yazıldığı 1997 yılından bu yana dünya çok değişti. Belki de değişmedi. Evrensel tekkutupluluk günümüzde de her zamanki belirsizliğini koruyor. Evrenle ilgili önemli kuramlarda karşımıza çıkan bu serbest devinimli tahmini parçacığın tek bir manyetik “yük” taşıdığına inanılıyor. Ancak, bilindiği kadarıyla, doğada manyetik yükler ya da kutuplar çift olarak bulunuyor. Bunun nedeni de tam olarak bilinmiyor.
Oysa artık kendi tekkutuplarımızı oluşturabiliyoruz. Atomlara kuvantum mekaniğinin “Spin” ya da dönü olarak bilinen özelliği aşılandığında bunlar kuzey ve güney kutuplu minik birer çubuk mıknatıs işlevini görebiliyorlar. Atomların kutup eksenleri aynı sıraya dizildiğinde malzemenin kendisi de manyetik bir özellik kazanıyor.
İşin püf noktası şu: “Spin ice” olarak bilinen kimi özel malzemeler çok düşük sıcaklıklarda “önlenmiş” bir manyetik durum sergiliyorlar. Atomları manyetik bir sıralamaya can atsalar da, bunu yapmalarını önleyen sıkı bir kristal yapının içine kapatılıyorlar. Ancak sıcaklığın biraz yükseltilmesi, tek başına bir atomun kutuplarını doğru yöne çevirerek bir domino etkisi başlatmasına neden oluyor.
Londra University College uzmanlarından Steve Bramwell ve arkadaşları geçen Mart ayında kapasitörün manyetik özdeşinde uzun ömürlü tekkutuplu akımı saklamayı başardıklarını duyurdular. Bu da tam gelişmiş “magnetronlu” devre yönünde bir ilk adım sayılıyor.
5) NEREDE SON BULACAK?
Evrenin Yazgısı En Parlak Zekâlıları Bile İkilemde Bırakıyor
Albert Einstein’ın ününü daha da arttıran gafı, nihayetinde bir gaf olmayabilir. Ünlü fizikçi 1951 yılında yerçekiminin egemen olduğu bir evrenin işleyişini betimlemek amacıyla genel görelilikle ilgili denklemlerini oluşturdu. Çağının görüşlerine uydurmak için de, betimlenen evrenin büyüyüp küçülmediğini temin etmek üzere evrensel sabit olarak bilinen abartılı bir unsuru da denklemlere ekledi. Ancak kısa bir süre sonra Edwin Hubble uzak gökadaların bizden uzaklaştıklarını ve durağan evreni yerinden oynattığını ortaya koydu. Bilindiği gibi Einstein görüşünden çark etti. Şimdi olsa çark ettiği görüşten belki de çark etmezdi. 1998 yılında çok uzak süpernovaların bizden uzaklaşmakla kalmayıp, aynı zamanda giderek ivme kazandıklarının da ortaya çıkması yerçekimine karşı koyan gizemli bir “karanlık enerjinin” varlığına işaret ediyor. Şimdi anlaşılıyor ki, bu etkiyi yeniden oluşturmanın iyi bir yolu abartılı unsurun Einstein’ın evrensel reçetesine yine eklemekten geçiyor.
Karanlık enerjinin ne olabileceği konusunda pek bir bilgimiz olmadığından olsa gerek, bu yaklaşım herkesin ilgisini çekmiyor. Kimi evrenbilimciler başka çözümleri destekliyorlar. Söz gelimi, dünya dev bir kozmik boşluğun ortasında yer alıyor olsaydı, yine uzak evrenin bizden uzaklaştığı yanılsamasına kapılabilirdik. Ancak böyle bir durum yüzyıllarca değer verdiğimiz ve dünyanın evrendeki yerinin hiç de özel olmadığını savunan “Kopernik ilkesinden” vazgeçmemizi gerektirirdi. Gerçek öyküyü belirlemek epey zaman alabilir. Ancak yukarıdaki satırlardan da anlaşılabileceği gibi, bilim çok ender olarak kutsal saydıklarını ayaklar altına almaktan kaçınır.
Rita Urgan, New Scientist
Yanlışlıklarına sahip çıkmak bilimin en güçlü özelliklerinden biri. Bildiğimizi sandığımız, ancak bilmediğimizin yeni ayırdına vardığımız konuları gözden geçiriyor..
Bilim Teknoloji- 1) SADİST SOY İLİŞKİLERİ
Sürüngenler Huzur İçinde Yatın
Omurgalılar bir zamanlar son derece basit canlılardı. Mantıklı bir biçimde beş sınıfa ayrılmışlardı: İkiyaşamlılar (Amfibik), kuşlar, balıklar, memeliler ve sürüngenler. Kanatlı ve tüylü olanlar kuşlardı, pullu ve soğukkanlı olanlar sürüngenlerdi. Kısaca her şey yerli yerindeydi.
Ta ki, Alman böcekbilimci Willi Hennig tarafından 1960’larda geliştirilen ve çok daha mantıklı bir yöntem yaşamımıza girinceye dek. Canlı türlerinin evrimsel atalarına göre sınıflandırıldığı bu yöntemde, ortak özellikler ve genetik ilişkiler inceleniyor. Oldukça mantıklı, ancak şimdi katı mantıklılığın bu bildik sınıflandırmaları yerle bir ettiği anlaşılıyor.
Tek iyi haber, memelilerin bu süreci salimen atlatmış olmaları: Yeryüzünde yaşayan ya da soyu tükenmiş olan tüm memeliler tek bir canlı türünden geliyorlar. Kuşlar da durumu kurtarıyorlar.
Gelgelelim, zavallı sürüngenlerin durumu içler acısı. Geleneksel Reptilia sınıfı- kertenkele, timsah, yılan, kaplumbağa ve daha birçok soyu tükenmiş canlı türleri gerçek anlamda “tek atalı” değiller, çünkü tüm bu canlıların ortak akrabalarından farklı aşamalarda memeliler ve kuşlar da türemiş. Türlerin atalarına göre sınıflandırıldığı yöntemle bu üç grubu Amniyotlar adı verilen tek bir büyük grubun altında toplayabilirsiniz, ama dengeli tek bir sürüngenler kolu oluşturamazsınız.
Ortak ata konusunda doğruculuğun çılgınlık boyutuna vardırıldığını düşünüyorsanız, yerden göğe haklısınız. Dirimbilim uzmanlarının büyük bir bölümü gündelik yaşamda belirli özellikleri esas alan geleneksel sınıflandırmadan yararlanmayı yeğliyor. Öyle ki, bu canlı türüne “sürüngenler” demek varken, “kuş olmayan, memeli olmayan Amniyot” diyen birine pek rastlayamazsınız. Ancak “sürüngen” deyiminin bilinenlerin daha az olduğu bir dönemden kaldığını bilmenizde yine de yarar var.
2) NÜKLEER KARMAŞA
Fizyon Olmasına Oluyor- Ama Nasıl?
Bombayı yaptık. Büyük miktarlarda düşük karbonlu güç sağlayan reaktörler oluşturduk. Bu size şaşırtıcı geliyorsa, nükleer fizyon (çekirdek bölünmesi) olarak bilinen bu alanın tümden bir yanlış anlama üzerine kurulmuş olduğunu öğrenmek daha da şaşırtıcı gelebilir.
Bu kadarını bildiğimizi sanıyorduk: Kararsız bir element bölünme sürecinden geçerse kabaca eşit parçalara ayrılır, yoksa bunun sorumlusu “sihirli” sayılardır. Bu sayılar atomun çekirdeklerini anlamak için oluşturulan incelikli, ancak biraz sakat yorumdan kaynaklanırlar. İşe çekirdeğin garip biçimde akışkansı bir sıvı damlası olduğu düşünülerek başlanır. Bu istenen sonucu tam olarak vermezse, atomun dış örtüsünü oluşturduğu düşünülen elektron kabukları gibi, her biri belli sayıda proton ve nötron içerebilen “kabuklar” eklenir.
Dış elektron kabuğu tam olan bir atom nasıl ki alışılmışın dışında tepkimesiz bir asal gaz ise, uygun sayıda proton ve nötron içeren bir dış kabuk da çekirdeği sihirli biçimde sabit kılar. Öyle ki, atom eşit olarak ikiye bölünmezse, tercihli olarak sihirli bir ya da iki çekirdek oluşturacak biçimde bölünecektir.
Geçtiğimiz yıl cıva-180’nin çekirdek bölünmesi sonucuyla ilgili bir kestirimde bulunmak amacıyla bu görüşler CERN yakınındaki ender radyoaktif izotop üretim merkezi olan ISOLDE’de sınamadan geçirildi. Ne yazık ki, cıva-180 kurala göre oynamıyor ve asimetrik olarak bölünerek sihirli olmayan rutenyum-100 ile kripton-80 çekirdeklerini oluşturuyor. Çekirdek bölünmesi gibi temel süreçlerden birinin beklentilere açıkça uymaması son derece şaşırtıcı. ISOLDE burada unutulan unsurun zaman olduğunu öne sürüyor. Çekirdek bölünme süreci sırasında uzuyor ve iki lobu arasında bir boyun beliriyor. Uzmanlar kimi çekirdeklerin belki de bu boyun kırılmadan dengeye ulaşamadıklarına dikkat çekiyorlar. Ancak bu duruma hangi nükleer etmenlerin yol açtığı konusunda farklı görüşler ortaya atılıyor.
3)BİRLEŞTİREN BAĞLAR
Kimya Eskilerden Kalma Ne İdüğü Belirsiz Bir İş
Buzun su üzerinde yüzmesinin bir nedeni vardır ve bu neden hidrojen bağı adıyla biliniyor. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC) bugün bile hidrojen bağının resmi tanımında bu kavramı ortaya atan Nobel ödüllü Linus Pauling’in 1939 yılında yayımlanan “Kimyasal Bağın Doğası” adlı kitabını temel alıyor.
Buna göre hidrojen bağı, zaten bir moleküle sabit bir biçimde bağlanmış olan bir hidrojen atomunun, aynı molekülün başka bir yerinde, ya da yakındaki bir molekülde-oksijen, azot, ya da flor gibi- yüksek düzeyde elektronegatif bir atomun çekimine kapılması durumunda meydana geliyor.
H2O’yu ele alalım. Su molekülündeki iki hidrojen atomu ortak elektronlar aracılığıyla eşdeğer biçimde merkezindeki oksijen atomuna bağlanmışlardır. Ancak ikinci bir su molekülünün yakına gelmesi durumunda hidrojen atomlarından birinin çevresinde dönen elektron ikinci moleküldeki elektrona aç oksijenin çekimine kapılabilir.
Buzun yoğunluğu sıvı suya kıyasla daha azdır, çünkü su molekülleri soğuk ve durgun olduklarında aralarındaki güçsüz hidrojen bağları sürekli araya mesafe koyar. Oysa, serbest akışlı suda bağlar sürekli kopup yeniden oluştuklarından moleküllerin birbirlerine yakın olmaları sağlanmış olur. Her şey iyi hoş, ama bu geleneksel tanım uygun hidrojen bağı güçlerinin katı bir biçimde sınırlandığına işaret ediyor. Oysa, son 40 yılda çok daha güçsüz bağlarla ilgili sayısız kanıt elde edildi. Bu karışıklığın giderilmesi amacıyla bir heyet oluşturan IUPAC hidrojen bağının sanıldığından çok daha belirsiz bir kavram olduğu sonucuna vardı.
4) KUTUPLARA ÖZGÜRLÜK
Manyetik Yükler, Gerçekten de Tek Başlarına Yaşamaktan Hoşlanıyor
“Manyetik monopol, ya da tekkutupluluk diye bir şey yoktur.” Bu sözcüklerin tahtaya büyük harflerle yazıldığı 1997 yılından bu yana dünya çok değişti. Belki de değişmedi. Evrensel tekkutupluluk günümüzde de her zamanki belirsizliğini koruyor. Evrenle ilgili önemli kuramlarda karşımıza çıkan bu serbest devinimli tahmini parçacığın tek bir manyetik “yük” taşıdığına inanılıyor. Ancak, bilindiği kadarıyla, doğada manyetik yükler ya da kutuplar çift olarak bulunuyor. Bunun nedeni de tam olarak bilinmiyor.
Oysa artık kendi tekkutuplarımızı oluşturabiliyoruz. Atomlara kuvantum mekaniğinin “Spin” ya da dönü olarak bilinen özelliği aşılandığında bunlar kuzey ve güney kutuplu minik birer çubuk mıknatıs işlevini görebiliyorlar. Atomların kutup eksenleri aynı sıraya dizildiğinde malzemenin kendisi de manyetik bir özellik kazanıyor.
İşin püf noktası şu: “Spin ice” olarak bilinen kimi özel malzemeler çok düşük sıcaklıklarda “önlenmiş” bir manyetik durum sergiliyorlar. Atomları manyetik bir sıralamaya can atsalar da, bunu yapmalarını önleyen sıkı bir kristal yapının içine kapatılıyorlar. Ancak sıcaklığın biraz yükseltilmesi, tek başına bir atomun kutuplarını doğru yöne çevirerek bir domino etkisi başlatmasına neden oluyor.
Londra University College uzmanlarından Steve Bramwell ve arkadaşları geçen Mart ayında kapasitörün manyetik özdeşinde uzun ömürlü tekkutuplu akımı saklamayı başardıklarını duyurdular. Bu da tam gelişmiş “magnetronlu” devre yönünde bir ilk adım sayılıyor.
5) NEREDE SON BULACAK?
Evrenin Yazgısı En Parlak Zekâlıları Bile İkilemde Bırakıyor
Albert Einstein’ın ününü daha da arttıran gafı, nihayetinde bir gaf olmayabilir. Ünlü fizikçi 1951 yılında yerçekiminin egemen olduğu bir evrenin işleyişini betimlemek amacıyla genel görelilikle ilgili denklemlerini oluşturdu. Çağının görüşlerine uydurmak için de, betimlenen evrenin büyüyüp küçülmediğini temin etmek üzere evrensel sabit olarak bilinen abartılı bir unsuru da denklemlere ekledi. Ancak kısa bir süre sonra Edwin Hubble uzak gökadaların bizden uzaklaştıklarını ve durağan evreni yerinden oynattığını ortaya koydu. Bilindiği gibi Einstein görüşünden çark etti. Şimdi olsa çark ettiği görüşten belki de çark etmezdi. 1998 yılında çok uzak süpernovaların bizden uzaklaşmakla kalmayıp, aynı zamanda giderek ivme kazandıklarının da ortaya çıkması yerçekimine karşı koyan gizemli bir “karanlık enerjinin” varlığına işaret ediyor. Şimdi anlaşılıyor ki, bu etkiyi yeniden oluşturmanın iyi bir yolu abartılı unsurun Einstein’ın evrensel reçetesine yine eklemekten geçiyor.
Karanlık enerjinin ne olabileceği konusunda pek bir bilgimiz olmadığından olsa gerek, bu yaklaşım herkesin ilgisini çekmiyor. Kimi evrenbilimciler başka çözümleri destekliyorlar. Söz gelimi, dünya dev bir kozmik boşluğun ortasında yer alıyor olsaydı, yine uzak evrenin bizden uzaklaştığı yanılsamasına kapılabilirdik. Ancak böyle bir durum yüzyıllarca değer verdiğimiz ve dünyanın evrendeki yerinin hiç de özel olmadığını savunan “Kopernik ilkesinden” vazgeçmemizi gerektirirdi. Gerçek öyküyü belirlemek epey zaman alabilir. Ancak yukarıdaki satırlardan da anlaşılabileceği gibi, bilim çok ender olarak kutsal saydıklarını ayaklar altına almaktan kaçınır.
Rita Urgan, New Scientist
Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon, Ekoloji
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Bilimin yanlışları
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir: İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir: İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor: İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor Kültür sadece insanda bulunan bir özellik değil. Orangutan topluluklarını inceleyen araştırm...
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android
Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android
İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor
İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor
Kültür sadece insanda bulunan bir özellik değil. Orangutan topluluklarını inceleyen araştırmacılar, insansı maymunların da topluluk içinde öğrendiklerini birçok kuşağa aktardıklarını gösterdi. Böylece ilk kez insan ve insansı maymunun evrimsel köklerini paylaştıklarını kanıtlayan bir sonuç elde edildi (Current Biology).
Bilim Teknik
İnsanlar yeni davranış biçimlerini sosyal öğrenmeyle bir kuşaktan diğerine aktarır. Birçokları için insanda kültürün varlığı çevresine en iyi şekilde uyum sağladığını gösterir. Bu insan ve hayvanda farklıdır. Kültürün sadece insanlarda mı varolduğu yoksa daha derin evrimsel köklere mi uzandığı, bilimin çözülmemiş problemlerinden biriydi. Biyologlar yaklaşık on yıl önce, doğada yaşayan insansı maymunları inceleyerek, davranış motiflerinin coğrafi dağılımlarını dikkate almış ve davranışların tıpkı insanda olduğu gibi yeniliklerin kültürel aktarımı sayesinde oluşup oluşmadığını araştırmış. Davranışlardaki coğrafi çeşitliliğin kültürel mi olduğu yoksa genetik faktörlerin ve çevresel etkilerin bir sonucu mu olduğu açıklanamıyordu.
Zürich Üniversitesi’nde Michael Krützen ile çalışan antropologlar Sumatra ve Borneo’da yaşayan dokuz orangutan topluluğunun davranış motiflerinin coğrafi dağılımını inceledi. Sonuca göre genetik faktörler veya çevresel etkiler, orangutan popülasyonlarındaki davranış motiflerini açıklayamıyor. Bazı şeyleri sosyal olarak öğrenmek ve aktarmak birçok kuşak üzerinden hem insanda hem de insanlı maymunda evrimle yansımıştır. Anlaşıldığı üzere kültürel davranış yetisi insansı maymunun uzun yaşam beklentisi ve değişen çevre koşullarına uyum sağlama ihtiyacıyla gelişti.
İnsansı kültürün kökleri düşündüğümüzden çok daha derinlere iniyor. Bilimciler bir insansı maymun türü için bir araya getirilen en büyük veri yığınından yararlanarak, 100.000 saatlik davranış verisini inceledi, 150’yi aşkın orangutanın genetik profilini çıkardı ve uydu destekli uzaktan keşif sistemiyle de ekolojik farklılıklar hakkında bilgi topladı. Sosyal yapı ve davranış ekolojisindeki farklılıklardan sorumlu parametreleri incelediklerinde çevresel etkiler ve az da olsa genetik faktörlerin etkili olduğunu gördü. Bu şekilde ölçülen parametrelerin gerçekten de bir şeyler ifade ettiği ortaya çıkmış. Bu da onları genetik faktörlerin ya da çevresel etkilerin orangutanlardaki davranış motiflerini açıklayabilir mi sorusuna götürmüş. Yanıt hayır olduğu için, davranış çeşitliliklerindeki kültürel yorumlamanın orangutanlar için de geçerli olduğu sonucuna vardık diyor bilim insanları.
Kültür sadece insanda bulunan bir özellik değil. Orangutan topluluklarını inceleyen araştırmacılar, insansı maymunların da topluluk içinde öğrendiklerini birçok kuşağa aktardıklarını gösterdi. Böylece ilk kez insan ve insansı maymunun evrimsel köklerini paylaştıklarını kanıtlayan bir sonuç elde edildi (Current Biology).
Bilim Teknik
İnsanlar yeni davranış biçimlerini sosyal öğrenmeyle bir kuşaktan diğerine aktarır. Birçokları için insanda kültürün varlığı çevresine en iyi şekilde uyum sağladığını gösterir. Bu insan ve hayvanda farklıdır. Kültürün sadece insanlarda mı varolduğu yoksa daha derin evrimsel köklere mi uzandığı, bilimin çözülmemiş problemlerinden biriydi. Biyologlar yaklaşık on yıl önce, doğada yaşayan insansı maymunları inceleyerek, davranış motiflerinin coğrafi dağılımlarını dikkate almış ve davranışların tıpkı insanda olduğu gibi yeniliklerin kültürel aktarımı sayesinde oluşup oluşmadığını araştırmış. Davranışlardaki coğrafi çeşitliliğin kültürel mi olduğu yoksa genetik faktörlerin ve çevresel etkilerin bir sonucu mu olduğu açıklanamıyordu.
Zürich Üniversitesi’nde Michael Krützen ile çalışan antropologlar Sumatra ve Borneo’da yaşayan dokuz orangutan topluluğunun davranış motiflerinin coğrafi dağılımını inceledi. Sonuca göre genetik faktörler veya çevresel etkiler, orangutan popülasyonlarındaki davranış motiflerini açıklayamıyor. Bazı şeyleri sosyal olarak öğrenmek ve aktarmak birçok kuşak üzerinden hem insanda hem de insanlı maymunda evrimle yansımıştır. Anlaşıldığı üzere kültürel davranış yetisi insansı maymunun uzun yaşam beklentisi ve değişen çevre koşullarına uyum sağlama ihtiyacıyla gelişti.
İnsansı kültürün kökleri düşündüğümüzden çok daha derinlere iniyor. Bilimciler bir insansı maymun türü için bir araya getirilen en büyük veri yığınından yararlanarak, 100.000 saatlik davranış verisini inceledi, 150’yi aşkın orangutanın genetik profilini çıkardı ve uydu destekli uzaktan keşif sistemiyle de ekolojik farklılıklar hakkında bilgi topladı. Sosyal yapı ve davranış ekolojisindeki farklılıklardan sorumlu parametreleri incelediklerinde çevresel etkiler ve az da olsa genetik faktörlerin etkili olduğunu gördü. Bu şekilde ölçülen parametrelerin gerçekten de bir şeyler ifade ettiği ortaya çıkmış. Bu da onları genetik faktörlerin ya da çevresel etkilerin orangutanlardaki davranış motiflerini açıklayabilir mi sorusuna götürmüş. Yanıt hayır olduğu için, davranış çeşitliliklerindeki kültürel yorumlamanın orangutanlar için de geçerli olduğu sonucuna vardık diyor bilim insanları.
Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon, Ekoloji
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
ınsan,
kökleri,
kültürel,
maymun,
paylaşıyor
3 Kasım 2011 Perşembe
Anlamasanda Olur !..: Ölüm anındaki ışığın sırrı ne?
Anlamasanda Olur !..: Ölüm anındaki ışığın sırrı ne?: Bilimsel deneyimler, ölümün eşiğinden dönüşün tüm boyutlarının nöro-psikolojik ya da psikolojik temellerini ortaya koyuyor. Uzmanlar, ins...
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede ?: Sigara İçmek, Sigara Neden İçilir, Sigara Nikotin
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede ?: Sigara İçmek, Sigara Neden İçilir, Sigara Nikotin: Sigara İçmek, Sigara Neden İçilir, Sigara Nikotin Sigaraya Başlama Nedenleri, Sigara İçme Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısı sigara i...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Hologram Teorisi ve Eşzamanlılık
Hazırlayan : Hülya Xxanadu
Beyin Bir HologramdırBu tanımlama, görünen dünyanın yanlış olduğu anlamına gelmez; orada bir gerçeklik seviyesinde nesnelerin bulunmadığını göstermez. Bunun anlamı şudur: Bu gerçekliğin arasından geçip, evrene holografik bir sistemle bakacak olursanız, başka bir görüntüye ulaşır, farklı realiteye varırsınız. Ve bu diğer gerçeklik şimdiye dek bilimsel olarak açıklanamayan şeyleri-paranormal fenomenleri, eşzamanlılığı, olayların sanki anlamlı gibi görünen karşılaşmalarını-açıklayabilir.
Karl Pribram
Psychology Today dergisinde yayımlanmış bir röportajdan (kaynak 1)
Hologram Teorisi ve Eşzamanlılık
Bir önceki yazı da Bohm’dan oldukça fazla bahsetmiştik ve biraz daha araştırma gereği hissettim ama konuya önce Pribram’ın Holografik Modeli ile giriş yapalım. Bakın neler buldum, umarım bu yazıların sonunda bir ekonomist olarak, ünlü ekonomist fıkrasında olduğu gibi size karşıdaki tepeyi göstermem. Bilmeyenler için önce bu fıkrayı anlatarak başlayayım:
Bilim adamları kaybolurlar, ellerinde bir harita vardır. Ekonomist ‘durun! Ben şimdi nerede olduğumuzu bulurum, merak etmeyin ’ der, biraz hesap yapar, inceler ve şöyle devam eder. ‘Tamam buldum. Şu karşıdaki tepeyi görüyormusunuz? İşte hesaplarıma göre şuan tam o tepenin üzerinde bulunuyoruz.’
Pribram’ı holografik modeli biçimlendirmeye yönelten ilk çıkış noktası, anıların beyinde nasıl ve nerede depolanmakta olduğu sorusuydu. Bu gizemle ilgilenmeye başladığı 1940’ların ilk yıllarında anıların beyinde belirli bir yerde yerleşmiş olduğu kanısı egemendi. Kişinin sahip olduğu her anı, örneğin büyük annesini en son gördüğün anın, beyin hücrelerinin belirli bir yerinde bulunduğuna inanılırdı. Bu gibi anı izlerine engramlar deniliyordu, bir engramın hangi maddeden yapıldığını-bir nöron mu, yoksa özel bir tür molekül mü olduğunu – hiç kimse bilmiyordu.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
eşzamanlılık,
hologram,
teorisi
2 Kasım 2011 Çarşamba
Anlamasanda Olur !..: Nil Gün'ün Çekim Yasası'ndan
Anlamasanda Olur !..: Nil Gün'ün Çekim Yasası'ndan: Nil Gün'ün Çekim Yasası'ndan - Evren her şeye “evet” der. Ben başarabilirim, dersen başarırsın. - Söz, düşünce, duygu ve davranışlar biz...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Anlamasanda Olur !..: Gizli Bahçemiz / 9 Kutsal Bahçe
Anlamasanda Olur !..: Gizli Bahçemiz / 9 Kutsal Bahçe: " Gün Ağarmış fahişeler hala sokaklarda Keşler kıyı bucak yabani gözlerle ışığı arıyor Şişko bir kadının basamak çıkmaktan soluğu kesilmi...
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Anlamasanda Olur !..: Üzerinizdeki Yükü Atmanın Yolları
Anlamasanda Olur !..: Üzerinizdeki Yükü Atmanın Yolları: Stresten uzak bir hayat sürmek pek mümkün değil ama stresle başa çıkmanın yollarını öğrenmek size yarar sağlayabilir. Stresle başa çıkmak ...
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Anlamasanda Olur !..: Ruhumuzu Yaşlandıran Düşüncelerimiz
Anlamasanda Olur !..: Ruhumuzu Yaşlandıran Düşüncelerimiz: Ruhumuzu Yaşlandıran Düşüncelerimiz *İşim başımdan aşkın. Bu iş bana zor geliyor. *İşimi ve çalışmayı sevmiyorum. *Kendime bakmama g...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Anlamasanda Olur !..: Bizi Genç Tutan Düşünceler
Anlamasanda Olur !..: Bizi Genç Tutan Düşünceler: Bizi Genç Tutan Düşünceler *İşlerim düzeliyor ve iyiye gidiyor. *İşimi ve çalışma ortamımı seviyorum. *Kendime iyi bakmalıyım. *Bu...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
1 Kasım 2011 Salı
Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: Enkaz altında nasıl sağ kalabiliriz ?
Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: Enkaz altında nasıl sağ kalabiliriz ?: Enkaz altında sağ kalmanın püf noktaları Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Yüksekokulu Acil Yardım ve Afet Yönetimi (AYA...
Çocuklar için - Çocuk Dünyası Eğitim - Oyun - Eylence - Çocukca Çocuk Sitesi
Çocuklar için - Çocuk Dünyası Eğitim - Oyun - Eylence - Çocukca Çocuk Sitesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)