Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

10 Kasım 2011 Perşembe

Tehlike altındaki kültürleriyle çocuklar

 
Tehlike altındaki kültürleriyle çocuklar
Ev ödevleriyle gelenekleri arasında sıkışan dünya çocukları günümüzde özgün kültürlerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.

PAPUA YENİ GİNE
OKYANUSYA
Papua Yeni Gineli bu küçük kız, tepeli devekuşunun uzun, siyah tüylerinden yapılma geleneksel şapkasını takmış, dans etmeye hazır. Bu kuş Papua Yeni Gine’deki Simbu kabilesi için zenginliği temsil ediyor.


Okyanusya’daki bu ada ülkesinde bin’den fazla kabile yaşıyor. Kabile hayatında erkek ve kadının farklı görevleri var. Yüzlerini boyayan ve ilginç peruklar takan erkekler ava çıktığında kadınlar çocuklara bakıyor. Çocuklar bu ilginç hayatın kurallarıyla küçük yaşlarda tanışıyor. Domuz avının önemini, perili evlerden uzak durmaları gerektiğini ve alfabesi bile olmayan yerli dilleri öğreniyorlar (Papua Yeni Gine’de 850 kabile dili konuşuluyor).

Geleneklerin kutlandığı festivaller bu çocukların hayatında büyük önem taşıyor. Yüzlerini boyamayı ve ilginç danslar yapmayı bu festivallerde öğreniyorlar. Bunların en büyüğü Mount Hagen’de düzenlenen ve her yıl 40 bin kabile üyesinin katıldığı dev festival. Çocuklar burada kostüm ve dans yarışmalarına katılarak eğlenceli vakit geçiriyorlar. Papua Yeni Gineli çocuklar tabii ki okula da gidiyor. Ancak orada eğitim sistemi, modern dünyadaki kadar gelişmiş değil. Papua Yeni Gine hükümeti şimdilerde çocuklara bilgisayar eğitimi vermeye çalışıyor.

SAMİ
AVRUPA

Serin bir rüzgar yaz mevsiminin sona ermek üzere olduğunu haber verirken, Sami çocukları aileleriyle birlikte lavvu adı verilen çadırlarını yıkmaya başlar. Çünkü soğuk kış günleri için rengeyiği sürülerini tundralara taşımanın zamanı gelmiştir. Samiler, Amerikan kovboyları gibidir. Ancak rengeyiklerini gütmek için atları değil, kar araçlarını kullanırlar. Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’nın Kola Yarımadası’nda yaşayan bu insanlar yüzyıllardır rengeyiği çobanı olarak yaşar. Yiyecek ve giyecek için bu hayvandan yararlanır, ulaşımı onunla sağlarlar. Rengeyiği onlar için öyle önemlidir ki, bu hayvan için dillerinde 400 ayrı kelime vardır.



Sami kültürü Vikinglerin döneminden beri var olsa da 1800’lerden itibaren yapılan politik müdahaleler sonucu ciddi darbeler aldı. Yıllarca okullarda Sami dili öğretilmedi, Sami aileleri yaşam alanlarından büyük kent ve kasabalara taşındı. Bugün Sami kökenli insanların sadece yüzde 10’u rengeyiği çobanı olarak hayatını sürdürüyor. Sami çocukları bir taraftan geleneklerini yaşatmaya çalışsalar da, diğer taraftan modern dünyaya uyum sağlamak zorundalar.

MASAİ
AFRİKA
Masai çocukları masal gecelerine bayılır. Erkek çocuklar bütün gün çobanlık yapar, kızlar ise annelerine yardım eder. Akşam olduğunda da masallarla eğlencenin tadını çıkarırlar. En heyecanlı masallar genellikle aslanlar hakkındadır. Cesaretlerini kanıtlamak için Masai erkeklerinin mutlaka bir aslanla karşı karşıya gelmesi gerekir. Bir Masai savaşçısı “Bir aslanla burun buruna geldiysen, hayatta karşına çıkacak hiçbir zorluğa boyun eğmezsin” diyor.

Masai çocukları küçük yaşlardan itibaren dans etmeyi, avlanmayı ve geleneksel tıp tekniklerini öğreniyor. Kızlar küçük yaşta evlendirilirken, erkekler cesur birer savaşçı olarak yetiştiriliyor. Masai kabilesi Doğu Afrika ülkeleri olan Tanzanya ve Kenya’da yaklaşık 1.000 yıldır hüküm sürüyor. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Masai insanları 100 yıl önce büyük değişimlerle karşılaştı. İngiltere’nin Kenya’da kurduğu iktidarın etkileri, Masailerin yaşadığı alanlara da yansıdı. Bugün Kenya bağımsızlığına kavuşsa da Masai kabilesinin üyeleri eski geleneklerini korumak için büyük çaba gösteriyor. Ülkedeki İngiliz sömürgesinin belki de en büyük faydası, Masai çocuklarının okula gitmesi oldu. Çocuklar okullarda hem kendi dillerini öğreniyor, hem de bilim dünyasının kapılarını aralıyor.

ABORİJİNLER
AVUSTRALYA
Avustralya yerlileri olan Aborijinlerde büyükanneler torunlarına hep hikayeler anlatır. Bu hikayeler, çocuklar için en büyük eğitim kaynağıdır. Hikayeler kanguruların neden keseli olduğu, hangi kertenkelenin daha lezzetli olduğu ve yüz boyama için hangi bitkilerin daha iyi olduğuyla ilgilidir. Bu şekilde Aborijin kültürüne ait bilgiler nesilden nesile aktarılır. Aborijin çocukları oyun oynamayı çok sever ve genellikle doğadaki materyalleri kullanarak kendi oyuncaklarını kendileri yapar. Bumerang, en sevdikleri oyuncaktır. Geceleri ateş yakıp kamp yapmaya da bayılırlar. Kanguru, onlar için kutsal bir hayvandır. Kanguruların sağlıklı ortamlarda yaşamasından sorumlu olduklarına inanırlar ve bu hayvanları her fırsatta korurlar.



Aborijin kültürü bundan yaklaşık 225 yıl önce, toprakları Avrupalılar tarafından işgal edilince ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldı. Aborijinler evsiz bırakıldı, ama bugün bu durum değişiyor. Kabileler sahiplerine geri veriliyor ve Aborijin dilinin korunmasına çalışılıyor. Aborijin çocukları artık büyüklerinden masallar dinlemeye ve kültürlerinin keyfini çıkartmaya devam edecek.

TİBET
ASYA
Dini inançlar her kültürde büyük önem taşır. Budizmin hüküm sürdüğü Tibet’te de inançların ve duanın önemi büyüktür. Tibetli çocuklar dualarını kağıtlara yazar ve onları rengarenk bayrakların üzerine yapıştırarak tıpkı bir uçurtma gibi havada uçurur. Himalaya Dağları’nın çevrelediği Tibet’te Budistler çocuklarına barışı, sabrı ve hayata saygıyı aşılar. Çocuklar Budist okullarında bu dinin felsefesini öğrenerek büyür.



Ancak Çin ordusu Tibet’i işgal ettiğinde Tibet kültürü büyük darbeler aldı. Bu bazı açılardan olumluydu: Şehirlere elektrik geldi, modern tıbbın imkanları gelişti. Ama Çinliler özellikle Budist inancıyla ilgili bazı şeyleri yasaklamak istedi. Binlerce Budist tapınağı ve manastırı yerle bir edildi. Tibetliler bu değişimler karşısında büyük sabır gösterdi, tıpkı büyük saygı gösterdikleri nesli tehlike altında olan kar leoparının soğuk hava şartları karşısında sabrettiği gibi. Sonunda bazı şeyler olumlu yönde değişmeye başladı. Bugün turizm amacıyla olsa da tapınaklar yeniden inşa ediliyor. Kırsal bölgelerde modern okullar yapılıyor. Tibetli çocuklar bu okullarda kültürleriyle ilgili geleneksel bilgileri de öğrenebiliyorlar.

İNUİT
KUZEY AMERİKA
Kuzey Kutbu, İnuit çocukları için tıpkı dev bir oyun bahçesi. Yazın derelerde yüzüyor, kışın karın tadını çıkarıyorlar. Onlar Kuzey Kutbu’nun zorlu koşullarına alışarak büyüyor, bu yüzden buzlu tundralarda yaşamak onlara zor gelmiyor. “Halk” anlamına gelen İnuit, Eskimoların diğer adı. Eskimo, “çiğ et yiyen” anlamına geldiği için İnuitler tarafından artık pek tercih edilmiyor.



İnuitler Kanada, Grönland, Alaska ve Sibirya’nın Kutup ve Kutupaltı bölgelerinde yaşıyorlar. Avcı ve toplayıcı bir halk olan Eskimolar yaz aylarında tatlı su balıkçılığı ve kara avcılığı yaparken, kışın sadece mors ve fok avlıyorlar. Yazları fok derisinden yapılan çadırlarda, kışları ise karın içine kazılmış ve birkaç ailenin paylaştığı igloo’larda yaşıyorlar.

Ancak modern hayat İnuit kültürünü de tehdit ediyor. Bugün artık köpeklerle dolaşmak yerine kar arabalarını tercih ediyor, igloo’lardan çok ısıtmalı evlerde yaşıyorlar. İnuktitut adlı dilleri ise neredeyse yok olmak üzere. Özellikle Kanada’nın yeni İnuit yerleşim bölgesi olan Nunavut’ta bu kültürü yaşatmak için gerekli düzenlemeler yapılıyor. Evlerde ve okullarda bu dilin öğretilmesi söz konusu. İnuitler için gücün simgesi olan kutup ayısı ise Nunavut plakalarında ve hükümet logosunda kullanılacak.


Yaşam ve İnsan için herşey

Hiç yorum yok: