Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2015 Çarşamba

“Yapmak istiyorum ama zamanım yok”

“Yapmak istiyorum ama zamanım yok”, “bir türlü zaman kalmıyor”, “vakit bulsam yapacağım”. Bu klişeleri hepimiz sarf etmişizdir herhalde? Şehirde okul iş şu bu derken hepimiz ağzımıza sakız etmişiz bu sözleri. Ama doğada evinde yaşayıp görünürde “yapması gereken” listesi kısacık olanlardan da aynılarını duyunca yedim tokadı.

zaman ayırmak
Meğer yalanmış, bahaneymiş bunlar. Yapmak isteyen ne koşulda olursa olsun yapar, yapmayansa gerçekte yapmak istemiyor demekmiş. Yani yapacak kadar, yeterince istemiyormuşuz meğer bahsettiklerimizi.
Hepimiz yapılabilecek güzel şeylerin hayallerini kurarız. Kitap okumaktan tut, değişim yaratacak sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeye, yolculuk yapmaya, veya sadece oturup

2 Ocak 2012 Pazartesi

Hamdım, Piştim, Yandım

Herkesin ağzında bir aydınlanmadır gidiyor. Nedir bu aydınlanma denilen? Aydınlanan insanlar ışıl ışıl mı gezer? Kim bunlar, yaşamları nasıl, aramızda yaşıyorlar mı? Yoksa artık yaşamdan elini eteğini çekip görünmez bir şekilde mi yaşıyorlar? Ve daha onlarca soru var kafalarda. Ben, aydınlanmanın veya İngilizce adıyla Enlightenment'ın en sevdiğim tanımını söylüyorum. "Aydınlanma, artık aydınlanmanın öneminin olmadığı durumdur." Aydınlanma aramakla bulunan bir şey değildir. İlahi olanla aranızdaki iletişimin önüne, egonun koyduğu engellerden kurtularak varılan bir durumdur. Hamın, pişip yanmasıdır. Aydınlanma gerçekleştikçe zihniniz sakinleşir, sessizleşir ve duygusal yüklerinizden kurtulursunuz. Lao Tsu'nun çok sevdiğim sözü:
"Öğrenmenin yolunda her gün yeni bir şey eklenir hayatınıza. Tao'nun yolunda ise sizden her gün bir şey eksilir."
Bugüne kadar hayatın üstümüze eklediklerinden ve egomuzun bize yüklediği tutsaklık zincirlerinden kurtulmaktır aydınlanmak. Aslında insanın en doğal durumudur. Doğduğumuzda dünyaya geldiğimiz haldir. Ardından unuturuz bu halimizi . Tekrar bu hale dönmek için üstümüze giydiklerimizi soyunup eski halimize döneriz. Bir gün bir üniversite hocası, aydınlanmış bir üstadla sohbete başlar. Aydınlanmanın ne olduğunu öğrenmek istiyordur. Görüşmeleri sürerken üstad bir kaba çay dökmeye başlar. Fincan dolduğu halde, üstad çayı dökmeye devam eder ve kap taşmaya başlar. Profesör sıkıntılı bir şekilde: Fincanın dolduğunu görmüyor musunuz? Bence çayı dökmeyi durdurmalısınız. Üstad sakin sakin cevaplar: — Bu fincan gibi sen de kendi fikirlerin ve yargılarınla dolusun. Sen kendini boşaltmadan önce ben sana nasıl aydınlanmayı anlatabilirim?
Deeksha için aldığım eğitimde öğrendiğim Bhagavan'ın sözü "Learning is unlearning- (Öğrenmek, bildiklerini unutmaktır)" benim için anlaşılmaz gelmişti. Ardından ne demek istediğini zaman içinde anladım. Gerçekten yaşam içinde oluşturduğumuz fikir, yargı ve kalıpları bir kenara atıp unutmadan, yeni bir bakış açısına geçmek mümkün değil. İnsanın en zorlandığı basamak da bu zaten. Senelerdir doğru bildiği, özene bezene biriktirdiği düşüncelerden sıyrılıp çocuk gibi düşünmeye başlamak. Yani hayata yargısız bakabilmek. Yani, olanı olduğu gibi deneyimlemek. Yani yaşamın her anını, içinde coşkuyla karşılamak. Bu düzeye ulaşabilmek için bir çok aşamadan geçmek lazım: ▪ Neler düşündüğümüzü gözlemeliyiz. ▪ Zihnimizde ne gibi düşünceler ve kalıplar var ve bunların kökenleri nereye dayanıyor bulmalıyız. ▪ Neden bazı düşünce paternleri sürekli kendini tekrarlıyor ve neden farklı düşünemiyoruzu araştırmalıyız. ▪ Düşünce proseslerini nasıl düzelteceğimizi deneyimlemeliyiz. ▪ Duygulanımlarımızı takip etmeliyiz. ▪ Duygulanımlarımızın esaretinden kurtulabilmek yani güçsüz hale getirebilmek için yöntemler geliştirmeliyiz. ▪ Eski ve şu anda işimize yaramayan inanç ve düşünce kalıplarından uzaklaşmak için farkındalığa geçmeliyiz. ▪ En önemlisi kendimizin her yanını tek tek inceleyip, tüm bu yönlerimizle kendimizi kabul etmeliyiz. Yukarıda yazdıklarım ve daha nicesi gerekiyor bu süreci tamamlamak için. Ama hepsinin temeli de kendini çalışmaktan başlıyor. Bir diğer önemli nokta da aydınlanma denildiğinde birçok kişinin kafasında mistik ve gerçek üstü deneyimler belirir. Esasında aydınlanma yaşamsal bir değişimdir. Aydınlanmış bir yaşam, ayakların daha çok yere bastığı bir yaşam tarzıdır. Bir kişinin aydınlanmış bir insan olduğunu anlamak kolay değildir. Çünkü ben artık aydınlandım diye ortalıkta gezinmez, reklam yapmaz. Yüzünde hiç değişmeyen bir huzur ifadesi vardır. Ama sakın hayattan koptuğunu zannetmeyin! Aydınlanmış insan yaşamın ve hayat mücadelesinin içinden kaçmaz. Yaşamı sürekli onurlandırır ve getirdiklerini saygı sunarak karşılar. Ortalıkta ben artık aydınlandım nidalarıyla dolaşan insanlar gördüğünüzde onlardan fersah fersah kaçın. Gerçekten aydınlanmış olanın bu tip egosal oyunlara ihtiyacı yoktur. Kendini göstermek zorunda değildir, bu mertebede olan. Fakat ışığı o kadar yüksektir ki zaten pervane böcekleri gibi etrafında dönmeye başlarsınız. Diyelim ki aydınlanma sürecini geçtiniz ve Nirvana'ya ulaştınız, bundan sonra ne yapacaksınız ? Cevabı çok basit: Yaşamın her anını onurlandırarak yaşamaya devam edeceksiniz. Yapılacak en ilahi eylemin yaşamak olduğu gerçeğini unutmadan…
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

17 Kasım 2011 Perşembe

Bedenin İkizi Olan Astral Duble ve Matrix Enerji

Bedenin Eşi Olan Astral ikiz'in Keşfi

Bedenin İkizi Olan Astral Duble ve Matrix Enerji
Sovyetler, canlılarda bir çeşit matrix enerjinin mevcut olduğunun ipuçlarını ve delillerini elde etmiş bulunmaktadırlar. Fi*zik bedenlerimiz içinde kıpırdanıp duran bir çeşit birleştirci ve gözle görünmez bir beden ...
Fakat bu Enerji Beden aslında nedir?
Nasıl bir fonksiyonu var?
Nereden geliyor?
Bu gibi soruların cevaplarının araştırılmasına Kazakistan'da Sovyet uzay merkezlerinin yakınlannda başlanmıştı. Alma Ata'da Kazakistan'ın Kirov Devlet Universitesinde bir grup biyolog, biyo-kimyacı ve biyo-fizikçilerden meydana getirilen bir ko*misyon, büyük bir elektron mikroskobunun etrafında toplanmıştı. Kirlian'ın cihazları uzaklardan getirilip, bu elektronik alete bağlanmıştı. Bir zamanlar yalnızca klervoyanlar tarafından görülebilen bu sakin yüksek frekans deşarjını, şimdi bilim adamları elektron mikroskobundan gözlüyorlardı. Burada, yaşayan bir organizmanın hareket halindeki canlı Dublesi'ni görmüşlerdi.
Üst üste deneyler canlı bitki, hayvan ve insanlar üzerinde yapıldı. Bu "Duble" neydi? Bilim adamları buna "iyonize edilmiş, uyarılmış elektron, proton ve muhtemelen diğer partiküllerden yapılmış bir çeşit ilkel plazma şeklinde bir takım" dediler. "Fakat aynı zamanda bu Enerji Beden, yalnızca partiküllerden yapılmış da değil. Kaotik bir sistem değil. Başlı başına birleştirilmiş bir organizma. Bir ünite olarak hareket ediyor. Bir ünite olması dolayısıyla da, Enerji Beden, biyolojik alanların temeli olan kendi elektromanyetik alanını yapıyor."
1968'de V. Inyushin, V. Grishchenko, N. Vorobev, N. Shou*iski, N. Fedorova ve F. Gibadulin isimli doktorlar, keşiflerini açıkladılar: "Bütün canlıların -hayvan, bitki ve insan- sadece atom ve moleküllerden yapılmış olan bir fiziki bedenleri değil, aynı zamanda bir de (bunun bir kopyası olan) Enerji Bedenleri vardır." Ve onlar bu ikinci bedene Biyolojik Plazma Beden ismini vermişlerdir. Sonuçlar, insana huşü verecek mahiyetteydi.
Kitap şeklinde bilimsel bir yazı, Kazakistan Devlet Üniversitesi tarafından yayımlandı: "Kirlian Metodunun Biyolojik Esası" Alma Ata 1968. Burada "Enerji Bedenle ilgili" bütün çalışmalar anlatıldı.
Matrix: Biyolojide hücreler arasında bulunan madde; kalıp.
Bir insan elinin Kirlian Fotoğraf yöntemi ile çekilmiş Resmi
"Kirlian fotoğraflarında görülen biyolojik ışımanın sebebi, Biyoplazma oluyordu, organizmanın elektriksel durumu değil" diyorlardı. Bütün canlılarda bulunan titreşim yapan renkli enerji Beden'in en belirgin özelliği, Kazak ilim adamlarına göre; onun belirli bir uzaysal organizasyona sahip olmasıydı. "Enerji Beden'in içinde" diyor bilim adamları, "fizik bedendeki enerji kalıbından tamamen farklı olarak bir hareket tarzı devam edip gider. Biyo-plazmik Beden'in de polarizasyonu vardır.
"Biyolojik enerji plazması her organizma, doku ve muhtemelen de biyo-molekül için spesifiktir. Bu, spesifik oluş hali (belirliliği) organizmanın formunu tayin eder" diyorlar.
Son birkaç yıl içinde de çeşitli ülkelerden bir çok bilim adamı, yaşayan canlıların içinde bir çeşit matrix, bir çeşit gözle görülmez organizatör kalıp bulunduğu hakkında teoriler ileri sürdüler. Örneğin, Moskova'da Hayvan Morfolojisi Enstitüsünden Dr. Alexander Studitsky, kas dokusundan bir parça kıydı ve onu bir farenin bedenindeki yaraya yerleştirdi. Beden bundan tamamen yeni bir kas geliştirmişti. Sanki orada bir çeşit organizatör bir kalıp varmış gibi. ..
Kazak Bilim adamlarının raporuna göre, fizik ve Enerji Bedenler arasında (atomik, moleküler ve plazmik seviyede) sıkı bir ilişki vardır. "Bir canlının enerjisi, fiziki hücrelerinden ve daha hareketli olan biyoplazmasından yapılır" diyor Dr. Inyushin ve Grishchenko ve arkadaşları.


Bedenin Eşi Olan Astral ikiz'in Keşfi
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...

Biyoplazmik Enerji Beden ve Solunum ile Şarjı

Biyoplazmik Enerji Beden ve Solunum ile Şarjı
Bu biyoplazmik enerjiyi meydana getiren nedir? Enerji Bedenimizi tekrar nasıl doldurabiliriz? Kazak bilim adamlarının keşfettiklerine göre; Enerji Bedenimizin belirli miktardaki enerjisi, teneffüs ettiğimiz oksijenden oluşuyor. Sakin yüksek frekans deşarjında onlar bunun oluşumunu izleyebiliyorlar.
Öyle görülüyor ki, teneffüs etmek tüm Biyoplazmik Bedeni şarj ediyor, vital enerjimizi yeniliyor ve yıpranmış enerji kalıpları*nın onarılmasına yardım ediyor. Kuşkusuz, Hint Yoga Felsefesi eskiden beri teneffüsün bütün bedeni "vital güç" ya da "prana" ile şarj ettiğini söylemiş durmuştur ve sağlığın gelişmesi için belirli teneffüs egzersizleri tan] etmiştir.
Şimdi Kazak Devlet Universitesindeki biyologlar, iyonize havanın teneffüsünün, niçin bir çok hastalıklar üzerinde iyileştirici tesiri olduğunu anlamaya başlamış bulunuyorlar. Biyoplazma kötüleştiği zaman, bir çok hastalıkların ortaya çıktığını söylüyor Sovyetler. Hatta Sovyetler bir yaraya iyonize hava püskürterek, tedaviyi büyük ölçüde hızlandırmışlardır. Çünkü negatif iyonların Plazmik Beden'in restorasyonunda rolünün büyük olduğunu biliyorlar.
"Bu Biyolojik Plazma Beden görüşüyle kanser, tümör ve diğer hastalıkların gelişimleriyle ilgili yeni anlayışlara ulaşabiliriz" diye yazdı biyologlar.
"Bilim adamları aynı zamanda çeşitli renklerin Biyoplazma üzerindeki etkilerini de araştırdılar. Gördüler ki, her renk Biyoplazma'da çeşitli salınımlara sebep oluyor ve aktivitesini değiştiriyor. Örneğin; mavi ışıma deşarjın şiddetini arttırıyor. Belki de 'gözsüz görüş'ün temelleri, insan Biyoplazması'nın renklere karşı olan reaksiyonlarında bulunmaktadır. Yine gördüler ki, zayıf manyetik alanlar Biyoplazma'nın ışımasını stabilize etmektedir.
"'Moskova'daki Parapsikoloji konferansında, bu çalışmaların bir kısmını yürüten Alma Ata'lı bilim adamı Dr. İnyushin ile karşılaştık. Alma Ata'ya gelip, çalışmaları yakından görmemiz hususunda herkese ısrar ediyor, hem de neden Amerikan biyolog ve biyokimyacılarının, Parapsikoloji araştırmalarına girişmediklerini, niçin bu konferansa kimsenin gönderilmemiş olduğunu merak ettiğini ifade etmeye çalışıyordu. "Kirlian keşfi bize, organizmanın plazmik durumlarının incelenmesi imkanını mıştır. Bütün kozmik tezahürata Biyolojik-Plazma Bedenimizle reaksiyonda bulunuyoruz. Güneş patlamaları sırasında bilim adamlarımız insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde her çeşit biyolojik reaksiyonların tablolarını çıkardılar." dedi Dr. Inyushin. "Bu patlamalar evrenin tüm plazmik dengesini değiştirmektedir. Ve dolayısıyla yaşayan organizmaların Biyoplazmları da etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak bildiğimiz fiziki hastalıklar ortaya çıkmaktadır."
Sovyetlerin buluşları medyum Eillen Garrett'in söyledikleriyle paralellik arz etmektedir. Ve ister istemez merak ediyorsunuz: Acaba Sovyetler Biyoplazmik Beden çalışmalarıyla başka (eski) bir düşünce sistemi olan Astroloji'nin bilimsel temellerini mi atmaya çalışıyorlar?

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui

Enerji Beden ve Ölüm Olayındaki Durumu

Enerji Beden ve Ölüm Olayındaki Durumu
Ölümle birlikte bu Enerji Bedenin, fizik bedenle olan irtibatının kesildiği söylenir. Medyumların raporuna göre; Esiri ya da Enerji Beden, fizik bedenin içindedir. Tam bir Duble durumundadır. Ölüm sırasında et kılıfımızdan çıkarız. Ve yaşantımıza Enerji Beden olarak devam edip, gideriz.
Bu çalışmalarıyla Sovyetler, ölüm sonrası hayata adeta sondaj yapmaktadırlar. Ve öyle görünüyor ki, astral seyahatin bütün izahı, Sovyetlerin Biyoplazmasında gizlidir. Bu ileri araştırmaları sırasında Kirlian metoduyla bir çok defalar ölüm anının fotoğrafını çektiler. Hayvan ya da bitki bedeni yavaş yavaş ölürken, Biyoplazmik Beden'in kıvılcım ve alevlerinin dışa (uzaya) doğru fırladığını, sonra uzaklaşıp, gözden kaybolduğunu gördüler. Yavaş yavaş ölmüş bitki ya da hayvan bedenindeki ışımanın dindiğini, fakat biyolojik dedektörlerin, bir süre daha pulsasyon halinde, henüz ılık olan bedenden gelen güç alanını tespit etmişti. Bu, acaba dağılmakta olan Biyoplazmik Bedenden gelen enerji midir? Belki de Kirlian Fotoğrafçılığı yardımıyla ölüm olayının esrar perdesi biraz daha aralanacaktır.
Valentina ve Semyon Kirlian, Aura'nın, hiç değilse bir kısmının, herkes tarafından görülebilmesini mümkün kılmışlardır.Onlar ikinci, Suptil Bedenimizin fotoğrafını çekmiş bulunuyorlar. Curie'lerin bir radyum parçası içindeki devreden Evren'i buldukları gibi, Kirlianlar da yaşayan organizmaların, bizim içimizdeki mavi, sarı, yeşil, ışık galaksilerini ateşli dünyaları keşfetmiş bulunmaktadırlar.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm

29 Nisan 2011 Cuma

Kundalini Enerjisinin Dört Temel Biçimi

KUNDALİNİ ENERJİSİNİN DÖRT TEMEL BİÇİMİ

1. Uyumuş
2. Uyanmış
3. Yükselmiş
4. İnmiş

Kundalini enerjisi Muladhara Çakra'da uyumuş şekildedir. Yoga teknikleri sayesinde Kundalini uyanmaktadır. Doğru şekilde uygulanan Yoga teknikleri aracılığıyla Kundalini enerjisi Sahasrara Çakra'ya yükselmektedir. Sonra da kontrollü bir şekilde Muladhara Çakra'ya inmektedir.

Kundalini hakkında bilgiler Veda edebiyatından verilmiştir. Fakat orijinal bilgiler ya anlayış yetersizliğinden ya da bilerek amatör ve sorumsuz kişiler tarafından çaptırılmıştır. Vedik bilgileri anlamak için gerçek Yoga Üstadının rehberliği ve Kundalini konusunda uzmanlık gerekmektedir.

Örneğin , kendini Bhagavan (Tanrı) olarak adlandıran Osho Kundalini enerjisini şu şekilde açıklıyor: "Kundalini yalnızca enerjinizin uyumlu bütünlüğe ulaşmasının teknik tanımıdır." Bu açıklama bir cehalet örneğidir. Tanrı bu kadar cahil midir?!

Diane Stein yazdığı Reiki kitabında Kundalini enerjisini şöyle anlatıyor: "Üç ana kanala Kundalini denir." Gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan şu anlatımdan sonra Diane şunu söyliyor: "Reiki bir Kundalini disiplinidir." Reiki sade bir şifacılık yöntemidir ve Kundalini ile hiçbir ilgisi yok. Diane önce Kundalini konusunda hiçbir bilgisi olmadığını gösteriyor sonra da uyguladığı şifacılık yönteminin "Kundalini disiplini" olduğunu söyliyor. Bu tür abartılı tanıtımlar ciddiye alınmamalıdır. Şifacılık yöntemleri Kundalini enerjisini hiçbir şekilde harekete geçiremez.

Piyasada bulunan bir "kundalini" kitabında Genevieve Lewis Paulson, bedende bir çok Kundalini enerji katmanı bulunduğundan... ve çeşitli nedenlerle Kundalini enerjisinin istemdışı bir şekilde harekete geçmesinden veya kendiliğinden boşalımından söz etmektedir. Bu iddialar gerçeklere dayanmayan mantıksız spekülasyonlardır. Kundalini enerjisinin ne katmanları vardır ne de kendiliğinden harekete geçmektedir. Kundalini enerjisinin kendiliğinden uyanması konusunda spekülasyonlar son zamanlarda çok yaygınlaşmıştır. Bunun nedeni Kundalini enerjisinin gerçekten ne olduğunu bilmeyen amatör kişiler tarafından üretilen varsayımlardır. Pratik tecrübesi olmayan kişiler bedendeki genel enerji akımlarının harekete geçmesini Kundalini enerjisinin yükselmesiyle karıştırıyorlar. Kundalini enerjisinin uyanması ve yükselmesi basit bir olay değildir. Ama basit insanlar bu önemli olayı hafife alıyorlar. Yalnızca Yoga teknikleri doğru şekilde uygulandığında Kundalini uyanmakta ve harekete geçmektedir.

Burada asıl soru şu, Paulson'un ileri sürdüğü bu dezenformasyon nereden kaynaklanmaktadır?

Paulson kitabının sunuşunda bu soruya yanıt vermektedir: "Bu bilgileri duruişiti yöntemiyle irtibat kurduğum bedensiz varlıklardan elde ettim. Kitapta bulunan enformasyonun çoğu, bu varlıklardan gelmektedir."

24 Nisan 2011 Pazar

Sarkaç Kullanımı - Sarkaç Yapımı - Sarkaç Düzeneyi

Sarkaç bir çok farklı amaç için kullanılabilir. Bunlardan bazıları yüksek bilinçle bağlantı kurarak sorularımıza yanıt alma, chakralardaki enerji dengesizliklerini tespit etme, Bir odadaki enerji dengesizliklerini tespit etme, chakraların dönüş yönlerindeki sorunları giderme, chakralardaki enerji dengesizliklerini gidermedir.
Sarkaç konusunda en önemli konulardan biri sarkacın hangi maddeden yapılması gerektiğidir. Bu konuda en iyisi kuvars bir sarkaca sahip olmanızdır. Özellikle enerji çalışmaları için bu çok önemlidir, aksi halde sonuç alma şansınız fazla olmayacaktır. Ancak amacınız sadece yüksek bilinçle bağlantı kurup sorularınızın yanıtlarını almaksa cam bir sarkaç da işinize yarayacaktır. Hatta sadece bu amaçla yüzük gibi bazı nesnelere ip takıp sarkaç haline getirenlerde vardır. Eğer programı doğru yaparsanız bu yöntemde işe yarayabilir.
Sarkacınızı hangi amaçla kullanırsanız kullanın önce onu istediğiniz amaç doğrultusunda programlamalısınız. Yüksek bilinçle bağlantıya geçip sorularınıza yanıt almak için sarkacınızı şu şekilde programlayabilirsiniz. Öncelikle sarkacınızı sol elinize alın, bir süre elinizde ve ona sevgi enerjisi gönderin. Daha sonra sağ elinize alın ve ister içinizden ister sesli olarak ona "Artık yüksek bilincimle bağlantıya geçmen ve sorularıma yanıt vermen için seninle çalışmak istiyorum. Lütfen sorularımın cevabı hayır ise düz bir çizgi halinde hareket et" deyin. Bu sırada sarkacınıza bakın ve onun hareket etmesini bekleyin. Ancak onu yönlendirmemeye çalışın. İlk başta talimatlarınıza uymayabilir, hareketsiz kalabilir ancak bir süre sonra yavaş yavaş hareket etmeye başlayacak ve hareketi gittikçe hızlanacaktır. Eğer hareket etmiyorsa içinizden aynı şeyleri bir kaç kere daha tekrarlayın ve gerekirse siz onu düz bir çizgi şeklinde hareket ettirin ve bu hareket hayır anlamına geliyor deyin. İstediğiniz etkiyi elde ettikten sonra bu seferde bundan sonra bana cevabın evet ise daire şeklinde dön deyin ve aynı işlemi bu hareket içinde yapın.
Sarkacınızı ne kadar çok kullanırsanız aranızdaki bağ güçlenecek ve yüksek benliğinizden yanıt almanız o kadar kolay olacaktır. Ancak sarkacı kesinlikle başka bir amaç için kullanmayın. Ona kimsenin dokunmasına izin vermeyin. Özellikle kuvars bir sarkacınız varsa onu da zaman zaman kristal arıtır gibi arıtın. Onu özel bir yere koyun ve elinize aldığınız zaman sevgi enerjisi göndermeyi ihmal etmeyin.
Sarkacınızı kullanırken önce içinizden sorunuzu sorun ve düşüncelerinizle onu yönlendirmeyin. Eğer cevabın ne olmasını istediğinizi düşünürseniz sarkacı etkilersiniz ve size istediğiniz cevabı verir. Burada en önemli nokta dikkatinizi ona vermemeniz ve sorunuzu sorduktan sonra beyninizi boşaltmaya çalışmanızdır. Sarkacınızı kendi düşüncelerinizle etkilemekten kaçının. Sarkacınızı ne kadar sık kullanırsanız o kadar kesin cevaplar alabilirsiniz. Sarkacınıza artık istediğiniz her soruyu sorabilir ve yanıtlar alabilirsiniz. Unutmayın yanıtı veren sarkacın kendisi değil, sadece yüksek beliğiniz ve sarkacınız yanıtı anlamanız için size elçilik yapıyor.

MANYETİK SARKAÇ

Birkaç adet mıknatıs ile manyetik sarkaç yapımı.

Manyetik sarkaç videosunu izlemek için tıklayın

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Sarkaç Kullanımı - Sarkaç Yapımı - Sarkaç Düzeneyi

Sarkaç bir çok farklı amaç için kullanılabilir. Bunlardan bazıları yüksek bilinçle bağlantı kurarak sorularımıza yanıt alma, chakralardaki enerji dengesizliklerini tespit etme, Bir odadaki enerji dengesizliklerini tespit etme, chakraların dönüş yönlerindeki sorunları giderme, chakralardaki enerji dengesizliklerini gidermedir.

Sarkaç konusunda en önemli konulardan biri sarkacın hangi maddeden yapılması gerektiğidir. Bu konuda en iyisi kuvars bir sarkaca sahip olmanızdır. Özellikle enerji çalışmaları için bu çok önemlidir, aksi halde sonuç alma şansınız fazla olmayacaktır. Ancak amacınız sadece yüksek bilinçle bağlantı kurup sorularınızın yanıtlarını almaksa cam bir sarkaç da işinize yarayacaktır. Hatta sadece bu amaçla yüzük gibi bazı nesnelere ip takıp sarkaç haline getirenlerde vardır. Eğer programı doğru yaparsanız bu yöntemde işe yarayabilir.
Sarkacınızı hangi amaçla kullanırsanız kullanın önce onu istediğiniz amaç doğrultusunda programlamalısınız. Yüksek bilinçle bağlantıya geçip sorularınıza yanıt almak için sarkacınızı şu şekilde programlayabilirsiniz. Öncelikle sarkacınızı sol elinize alın, bir süre elinizde ve ona sevgi enerjisi gönderin. Daha sonra sağ elinize alın ve ister içinizden ister sesli olarak ona "Artık yüksek bilincimle bağlantıya geçmen ve sorularıma yanıt vermen için seninle çalışmak istiyorum. Lütfen sorularımın cevabı hayır ise düz bir çizgi halinde hareket et" deyin. Bu sırada sarkacınıza bakın ve onun hareket etmesini bekleyin. Ancak onu yönlendirmemeye çalışın. İlk başta talimatlarınıza uymayabilir, hareketsiz kalabilir ancak bir süre sonra yavaş yavaş hareket etmeye başlayacak ve hareketi gittikçe hızlanacaktır. Eğer hareket etmiyorsa içinizden aynı şeyleri bir kaç kere daha tekrarlayın ve gerekirse siz onu düz bir çizgi şeklinde hareket ettirin ve bu hareket hayır anlamına geliyor deyin. İstediğiniz etkiyi elde ettikten sonra bu seferde bundan sonra bana cevabın evet ise daire şeklinde dön deyin ve aynı işlemi bu hareket içinde yapın.
Sarkacınızı ne kadar çok kullanırsanız aranızdaki bağ güçlenecek ve yüksek benliğinizden yanıt almanız o kadar kolay olacaktır. Ancak sarkacı kesinlikle başka bir amaç için kullanmayın. Ona kimsenin dokunmasına izin vermeyin. Özellikle kuvars bir sarkacınız varsa onu da zaman zaman kristal arıtır gibi arıtın. Onu özel bir yere koyun ve elinize aldığınız zaman sevgi enerjisi göndermeyi ihmal etmeyin.
Sarkacınızı kullanırken önce içinizden sorunuzu sorun ve düşüncelerinizle onu yönlendirmeyin. Eğer cevabın ne olmasını istediğinizi düşünürseniz sarkacı etkilersiniz ve size istediğiniz cevabı verir. Burada en önemli nokta dikkatinizi ona vermemeniz ve sorunuzu sorduktan sonra beyninizi boşaltmaya çalışmanızdır. Sarkacınızı kendi düşüncelerinizle etkilemekten kaçının. Sarkacınızı ne kadar sık kullanırsanız o kadar kesin cevaplar alabilirsiniz. Sarkacınıza artık istediğiniz her soruyu sorabilir ve yanıtlar alabilirsiniz. Unutmayın yanıtı veren sarkacın kendisi değil, sadece yüksek beliğiniz ve sarkacınız yanıtı anlamanız için size elçilik yapıyor.


POTANSİYEL ENERJİ- KİNETİK ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İNCELENMESİ
DENEYİN AMACI: Potansiyel ve kinetik enerjinin birbirine dönüşebildiğini görmek ve mekanik enerji olayını kavramak.
HAZIRLIK SORULARI:
1-Barajlarda biriken suyun yüksekten aşağıya doğru akarak su türbinin döndürmesinin nedenlerini araştırınız.
2-Salıncakta sallanan bir çocuğun hangi konumlarda kinetik ve potansiyel enerjisi en fazla olur? Nedenlerini tartışınız.
KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER:
1.sarkaç
2.hertz ayağı
3.üç ayak
4.statif çubuk
DENEY DÜZENEĞİ:
DENEYİN YAPILIŞI:
1-Sarkacı hertz ayağına bağlayarak şekildeki düzeneği kurunuz.
2-Sarkaç topunun sabit kalmasını bekleyiniz.
3-Topu yana doğru çekip serbest bırakınız. Sonucu gözlemleyiniz.
DENEYİN SONUCU:
Top sabit durduğunda kinetik enerjisi sıfırdır. Potansiyel enerji ise yere göre minimumdur. Topu yukarı doğru kaldırdığınızda potansiyel enerjisi artar. Maksimum yükseklikte potansiyel enerji maksimumdur. Top yine bu noktada durduğu için kinetik enerjisi sıfırdır. (A noktası)
Bu defa topu serbest bıraktığınızda, yerçekiminin etkisiyle top aşağıya doğru düşerken potansiyel enerjisinin bir kısmını kaybeder, ancak top hızlandığı için kinetik enerjisi artar. Topun B noktasındaki hızı ve kinetik enerjisi maksimum olurken, potansiyel enerjisi minimumdur.
C noktasına doğru yükselen topun hızı azalacağından kinetik enerjisi de azalır, yukarı doğru yükselme olduğundan potansiyel enerjisi artar. Sarkaç topu C noktasında durduğunda potansiyel enerji maksimum, kinetik enerji ise sıfır olur. Topun yeniden geriye düşmesiyle sürtünme olmadığı takdirde bu olay sonsuza dek sürer.
TEORİK BİLGİ:
Bütün enerji çeşitleri birbirine dönüşebilir. Örneğin; barajlarda biriken suyun potansiyel enerjisi vardır. Barajdaki su, hidroelektrik santraldan geçerken potansiyel enerjinin bir kısmı kinetik enerjiye dönüşür. Bu enerji türbinleri döndürür.Dönen türbinler jeneratörlerde elektrik üretilmesini sağlar.
Ünlü bilim adamı Einstein “Enerjinin korunumu” ile; “Enerjinin yoktan varolmayacağını, varken de yok olmayacağını, maddenin enerjiye, enerjinin de maddeye dönüştürülebileceğini “açıklamıştır.