Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

hipnoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hipnoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ekim 2011 Çarşamba

Kaplıcaların Faydaları

Kaplıcaların Faydaları

Kaplıca, sıcak yeraltı sularından yararlanmak için yeryüzüne çıktıkları kaynakların çevresine kurulan hamam görünümündeki tesislere verilen isimdir. İnsan sağlığı açısından yararlı olduğu, bazı hastalıkları iyileştirici özelliği bulunduğu bilinen kaplıcalar, turizm açısından da önem taşırlar.


• Solunum Sistemi Hastalıkları

Astma bronşiyal, Aronik bronşit, Alerjik üst solunum yolu hastalıkları, Pnömokonyoz'dır. Bu tür hastalıklarda daha çok klimaterapi uygulanmaktadır.

• Cilt Hastalıkları

Egzema, Akne, Psöriasis, Nörodermit, Kronik rezidüel ürtiker.

• Kas- İskelet Sistemi Hastalıkları


Dejeneratif eklem hastalıkları(Kireçlenmeler), Yumuşak doku romatizmaları, Bazı inflamatuar romatizmal hastalıklar (örneğin Ankilozan Spondilit, Romatoid Artrit), Ortopedik girişimler sonrası, Travmalar sonrası'dır. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo kürleri uygulanmaktadır.

• Kalp-Dolaşım Sistemi Hastalıkları

Kompanse kalp yetmezliği, Fonksiyonel dolaşım bozukluğu, Esansiyel hipertansiyon, Varisler, Periferik arter hastalıkları, Esansiyel hipontansiyon (özellikle ortostatik)'dır. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo ve iklim kürleri uygulanmaktadır.


• Mide-Bağırsak- Metabolizma Hastalıkları


Mide hastalıkları, Şeker hastalığı, Obesite, Gut, Karaciğer-Safra kesesi fonksiyonel yetmezlikleri'dir. Bu tür hastalıklarda içme kürleri ve şifalı çamur ağırlıklı olarak uygulanmaktadır.


• Böbrek ve İdrar Yoları Hastalıkları


Kronik piyelonefrit, Kronik sistit, Kronik prostatit, Böbrek taşları, Fonsiyonel yetmezlik. Bu tür hastalıklarda içme kürü, şifalı çamur ve banyo kürü ağırlıklı olarak uygulanmaktadır.


• Kadın-Doğum Hastalıkları


Genital organların müzmin hastalıkları, Vejetatif over yetmezliği, Fonksiyonel sterilite (kısırlık), Ameliyatlar sonrası adhezyon profilaksisi, Dismenore, Fluor. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo kürü uygulanmaktadır.


• Nörolojik Hastalıklar


Merkezi ve periferik kronik inflamatuar hastalıklar, Omurga hastalıkları, Travmatik lezyonlar, Spastik paraliziler, Nöro ve myopatiler, Vasküler nörolojik hastalıklar, inme rehabilitasyonu, Nöro-vejetatif distoni'dir.

Etkin Bir Kaplıca Tedavisi Nasıl Olmalıdır?


Etkin bir kaplıca tedavisi, konu ile ilgili uzman doktorun yönlendirmesi ve yetkili doktorun gözetiminde yapılmalıdır. Kaplıca kür tedavisi yetkili olan doktor tarafından düzenlenmeli ve takip edilmelidir. Ayrıca aşağıda belirtilen genel mahiyetteki hususlar tavsiye edilmektedir.
• Banyo suyunun sıcaklığı 34-36 ºC, 36-38 ºC, 40-42 ºC olmalıdır.
• Banyo sayısı haftada 3-6 gün arasında değişebilir.
• Günde tek veya iki banyo uygulanabilir.
• Yeterli sıvı desteği sağlanmalıdır.
• Kürde toplam banyo sayısı 15-20 arasında olabilir. Banyo kürünün süresi en az 2, en çok 6 hafta sürer.
• Termal havuz içinde yüzülmemeli, fazla hareket etmeden dik veya oturur pozisyonda durulmalıdır.
• Su içi egzersiz yapılacaksa vücudun ne sıcak ne de soğuk hissettiği 34-35 ºC veya daha düşük sıcaklıklarda sular kullanılmalıdır. Kesinlikle daha sıcak sularda egzersiz yapılmamalıdır.
• Kişi banyodan sonra mutlaka iyice kurulanmalı ve termal konfor koşullarına uygun ısıtılmış (24-25 ºC) bir odada yarım ile bir saat kadar dinlenmelidir.
• Dinlenmeden sonra kişi masaj ve egzersize alınabilir veya sportif aktivitelere katılabilir.

Kaynakça
KARAGÜLLE M.ZEKİ, DOĞAN MAHMUT B.,“Kaplıca Tıbbı ve Türkiye Kaplıca Rehberi”, İstanbul, 2002, Nobel Matbaacılık.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui

29 Nisan 2011 Cuma

Kundalini Enerjisinin Dört Temel Biçimi

KUNDALİNİ ENERJİSİNİN DÖRT TEMEL BİÇİMİ

1. Uyumuş
2. Uyanmış
3. Yükselmiş
4. İnmiş

Kundalini enerjisi Muladhara Çakra'da uyumuş şekildedir. Yoga teknikleri sayesinde Kundalini uyanmaktadır. Doğru şekilde uygulanan Yoga teknikleri aracılığıyla Kundalini enerjisi Sahasrara Çakra'ya yükselmektedir. Sonra da kontrollü bir şekilde Muladhara Çakra'ya inmektedir.

Kundalini hakkında bilgiler Veda edebiyatından verilmiştir. Fakat orijinal bilgiler ya anlayış yetersizliğinden ya da bilerek amatör ve sorumsuz kişiler tarafından çaptırılmıştır. Vedik bilgileri anlamak için gerçek Yoga Üstadının rehberliği ve Kundalini konusunda uzmanlık gerekmektedir.

Örneğin , kendini Bhagavan (Tanrı) olarak adlandıran Osho Kundalini enerjisini şu şekilde açıklıyor: "Kundalini yalnızca enerjinizin uyumlu bütünlüğe ulaşmasının teknik tanımıdır." Bu açıklama bir cehalet örneğidir. Tanrı bu kadar cahil midir?!

Diane Stein yazdığı Reiki kitabında Kundalini enerjisini şöyle anlatıyor: "Üç ana kanala Kundalini denir." Gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan şu anlatımdan sonra Diane şunu söyliyor: "Reiki bir Kundalini disiplinidir." Reiki sade bir şifacılık yöntemidir ve Kundalini ile hiçbir ilgisi yok. Diane önce Kundalini konusunda hiçbir bilgisi olmadığını gösteriyor sonra da uyguladığı şifacılık yönteminin "Kundalini disiplini" olduğunu söyliyor. Bu tür abartılı tanıtımlar ciddiye alınmamalıdır. Şifacılık yöntemleri Kundalini enerjisini hiçbir şekilde harekete geçiremez.

Piyasada bulunan bir "kundalini" kitabında Genevieve Lewis Paulson, bedende bir çok Kundalini enerji katmanı bulunduğundan... ve çeşitli nedenlerle Kundalini enerjisinin istemdışı bir şekilde harekete geçmesinden veya kendiliğinden boşalımından söz etmektedir. Bu iddialar gerçeklere dayanmayan mantıksız spekülasyonlardır. Kundalini enerjisinin ne katmanları vardır ne de kendiliğinden harekete geçmektedir. Kundalini enerjisinin kendiliğinden uyanması konusunda spekülasyonlar son zamanlarda çok yaygınlaşmıştır. Bunun nedeni Kundalini enerjisinin gerçekten ne olduğunu bilmeyen amatör kişiler tarafından üretilen varsayımlardır. Pratik tecrübesi olmayan kişiler bedendeki genel enerji akımlarının harekete geçmesini Kundalini enerjisinin yükselmesiyle karıştırıyorlar. Kundalini enerjisinin uyanması ve yükselmesi basit bir olay değildir. Ama basit insanlar bu önemli olayı hafife alıyorlar. Yalnızca Yoga teknikleri doğru şekilde uygulandığında Kundalini uyanmakta ve harekete geçmektedir.

Burada asıl soru şu, Paulson'un ileri sürdüğü bu dezenformasyon nereden kaynaklanmaktadır?

Paulson kitabının sunuşunda bu soruya yanıt vermektedir: "Bu bilgileri duruişiti yöntemiyle irtibat kurduğum bedensiz varlıklardan elde ettim. Kitapta bulunan enformasyonun çoğu, bu varlıklardan gelmektedir."

24 Nisan 2011 Pazar

Sarkaç Kullanımı - Sarkaç Yapımı - Sarkaç Düzeneyi

Sarkaç bir çok farklı amaç için kullanılabilir. Bunlardan bazıları yüksek bilinçle bağlantı kurarak sorularımıza yanıt alma, chakralardaki enerji dengesizliklerini tespit etme, Bir odadaki enerji dengesizliklerini tespit etme, chakraların dönüş yönlerindeki sorunları giderme, chakralardaki enerji dengesizliklerini gidermedir.
Sarkaç konusunda en önemli konulardan biri sarkacın hangi maddeden yapılması gerektiğidir. Bu konuda en iyisi kuvars bir sarkaca sahip olmanızdır. Özellikle enerji çalışmaları için bu çok önemlidir, aksi halde sonuç alma şansınız fazla olmayacaktır. Ancak amacınız sadece yüksek bilinçle bağlantı kurup sorularınızın yanıtlarını almaksa cam bir sarkaç da işinize yarayacaktır. Hatta sadece bu amaçla yüzük gibi bazı nesnelere ip takıp sarkaç haline getirenlerde vardır. Eğer programı doğru yaparsanız bu yöntemde işe yarayabilir.
Sarkacınızı hangi amaçla kullanırsanız kullanın önce onu istediğiniz amaç doğrultusunda programlamalısınız. Yüksek bilinçle bağlantıya geçip sorularınıza yanıt almak için sarkacınızı şu şekilde programlayabilirsiniz. Öncelikle sarkacınızı sol elinize alın, bir süre elinizde ve ona sevgi enerjisi gönderin. Daha sonra sağ elinize alın ve ister içinizden ister sesli olarak ona "Artık yüksek bilincimle bağlantıya geçmen ve sorularıma yanıt vermen için seninle çalışmak istiyorum. Lütfen sorularımın cevabı hayır ise düz bir çizgi halinde hareket et" deyin. Bu sırada sarkacınıza bakın ve onun hareket etmesini bekleyin. Ancak onu yönlendirmemeye çalışın. İlk başta talimatlarınıza uymayabilir, hareketsiz kalabilir ancak bir süre sonra yavaş yavaş hareket etmeye başlayacak ve hareketi gittikçe hızlanacaktır. Eğer hareket etmiyorsa içinizden aynı şeyleri bir kaç kere daha tekrarlayın ve gerekirse siz onu düz bir çizgi şeklinde hareket ettirin ve bu hareket hayır anlamına geliyor deyin. İstediğiniz etkiyi elde ettikten sonra bu seferde bundan sonra bana cevabın evet ise daire şeklinde dön deyin ve aynı işlemi bu hareket içinde yapın.
Sarkacınızı ne kadar çok kullanırsanız aranızdaki bağ güçlenecek ve yüksek benliğinizden yanıt almanız o kadar kolay olacaktır. Ancak sarkacı kesinlikle başka bir amaç için kullanmayın. Ona kimsenin dokunmasına izin vermeyin. Özellikle kuvars bir sarkacınız varsa onu da zaman zaman kristal arıtır gibi arıtın. Onu özel bir yere koyun ve elinize aldığınız zaman sevgi enerjisi göndermeyi ihmal etmeyin.
Sarkacınızı kullanırken önce içinizden sorunuzu sorun ve düşüncelerinizle onu yönlendirmeyin. Eğer cevabın ne olmasını istediğinizi düşünürseniz sarkacı etkilersiniz ve size istediğiniz cevabı verir. Burada en önemli nokta dikkatinizi ona vermemeniz ve sorunuzu sorduktan sonra beyninizi boşaltmaya çalışmanızdır. Sarkacınızı kendi düşüncelerinizle etkilemekten kaçının. Sarkacınızı ne kadar sık kullanırsanız o kadar kesin cevaplar alabilirsiniz. Sarkacınıza artık istediğiniz her soruyu sorabilir ve yanıtlar alabilirsiniz. Unutmayın yanıtı veren sarkacın kendisi değil, sadece yüksek beliğiniz ve sarkacınız yanıtı anlamanız için size elçilik yapıyor.

MANYETİK SARKAÇ

Birkaç adet mıknatıs ile manyetik sarkaç yapımı.

Manyetik sarkaç videosunu izlemek için tıklayın

25 Ocak 2011 Salı

Hipnoz şarlatanlık mı mucize mi?

Migren, ağrısız doğum, diş çekimi, psikolojik sorunlar, cinsel işlev bozuklukları, kekemelik, sınav kaygısı ya da sigara bağımlılığı gibi sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan "hipnoz", alanında uzman hekimlerce kendi dallarında uygulandığında başarılı tedavi metodlarından birisi olarak gösteriliyor.
Uzmanlar, kimsenin zorla hipnoz edilmesinin mümkün olmadığını, yurt dışında da uygulanan ve hipnoz yapma yetkisinin sadece tedavi amacıyla hipnoz ve hipnoterapi eğitimi almış hekimlere, diş hekimlerine ve klinik psikologlara tanındığını belirtiyor. Ancak Türkiye’de hipnoz ve hipnoterapi uygulaması için henüz yasal bir düzenleme bulunmadığına dikkati çeken uzmanlar, konu ile ilgili yasal düzenlemenin bir an önce yürürlük kazandırılması gerektiği görüşünde.


Türkiye Psikiyatri Derneği Hipnoz ve Hipnoterapi Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Dr. Şeref Özer, hipnozun bakışla, sözle ya da bazen yardımcı gereçler kullanılarak telkin ile oluşturulan özel bir bilinç hali olarak tanımlandığını belirtiyor.

Hipnoz halindeki kişinin dıştan gelen uyaranlara karşı adeta bilincinin kapalıymışçasına duyarsızlık ve aldırmazlık içinde ve hiç yanıt vermez bir haldeyken; buna karşı hipnoz yapan kişiye karşı artmış bir uyanıklık içinde bulunduğunu belirten Özer, kişinin bu süreçte dinlediğini, anladığını hatta yargıladığını ve yanıt verdiğini belirtti.

Özer, dışarıdan bakıldığında kişinin derin bir uykudaymış görünmesine rağmen, hipnozun kesinlikle bir uyku hali olmadığını vurgulayarak, “Hipnoz sırasında kişi, gönüllü olarak hipnoz yapan kişinin verdiği telkinleri alır, gönüllü olarak kabul eder ve uygular. Sanılanın tersine, hipnozdaki kişi kendi sosyal ya da ahlaki değerlerine aykırı telkin verildiğinde telkini kabul etmez, ısrar edilirse hipnozdan çıkar” diye konuştu. Hipnozun “şarlatanlık” ya da “her derde çare” sihirli bir yöntem olmadığına, buna karşı uygun hastalık ve sorunlarda uygun kişilere uygulandığı zaman son derece olumlu sonuçlar alınabilen bir tedavi tekniği olduğuna dikkati çekiyor.

Özer’in verdiği bilgiye göre, hipnoz yapma yetkisi sadece tedavi amacıyla, hipnoz ve hipnoterapi eğitimi almış hekimler, diş hekimleri ve klinik psikologlara tanınıyor. Hipnoterapi uygulamak, hipnoz bilgisinin yanı sıra söz konusu hastalıklar ve tedavileri hakkındaki özel mesleki bilgileri de ayrıntılı bilmeyi ve bu konuda yetkili olmayı gerektiriyor.

Hekimlerin, hipnoterapiyi eğitimini aldıkları kendi uzmanlık alanlarında uygulamaları şart koşuluyor. Örneğin, astım hastalığı konusunda göğüs hastalıkları uzmanı, ağrısız doğumda kadın-doğum uzmanı, ruhsal hastalıklarda psikiyatri uzmanı, hem bilgi ve yeterlilik hem de yasal olarak yetkili sayılıyor.

“Türkiye’de hipnoz ve hipnoterapi uygulaması için henüz yasal bir düzenleme bulunmadığını” ifade eden Özer, şunları kaydetti:“Bu nedenle kimlerin hangi durumlarda hipnoz uygulanabileceği, kimlerin eğitim verebileceği belirsizlik taşıyor. Hekimlerin yanı sıra, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları başta olmak üzere kendilerine astrolog, medyum, yaşam koçu gibi adı veren hemen herkes hipnoz uyguladığını, hastalıkları tedavi ettiğini söyleyebiliyor ve internet ortamında bunu ilan ediyor.

“Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Hipnoz ve Hipnoterapi Uygulanması Hakkında Yönetmelik taslağı’ hazırlanarak 17.02.2004 tarihinde tartışılması amacıyla bakanlık web sitesine konulmuş, ancak günümüze değin hala bu taslağa resmiyet kazandırılmamıştır. Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 19.10.2008 tarih ve 44103 sayılı yazısı ile ‘Hipnoz ve Hipnoterapi Uygulaması Hakkında Yönetmelik Taslağı’ üzerinde çalışmalar devam ettiğinden Bakanlıkça bir değerlendirme yapılıncaya kadar ‘muayenehanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında hipnoz uygulaması yapıldığının tabela, kartvizit ile basılı ve elektronik ortam materyallerinde tanıtımın yapılmasının uygun olmadığı’ duyurulmuştur. Ancak takibi yapılmadığı için net ortamı ehil olmayan yetkisiz yüzlerce kişinin yaptığı hipnoterapileri ve verilmekte olan hipnoz eğitimlerinin duyurularını yapan sitelerle doludur... Hipnozun uzmanları tarafından doğru zamanda doğru kişilere yapılabilmesi için, söz konusu taslağın tekrar gözden geçirilmesi ve bir an önce yürürlük kazandırılması, eğitim hastaneleri ve üniversitelerde hipnoz ve hipnoterapi eğitim ve araştırma birimleri kurulması gerekir.”

Özer, “Bu merkezlerden yeterli teorik ve pratik eğitim almış olan ya da aldıkları eğitim bu kurumlar tarafından yeterli bulunarak onaylanan hekimler, diş hekimleri ve klinik psikologlara hipnoz yapma yetkisi verilmelidir. Her uzmanın, hipnozu kendi uzmanlıkları alanıyla sınırlı olmak üzere uygulaması gerekir, hipnozun gösteri ve eğlence amacıyla televizyon kanallarında ya da sahnede yapılmasının engellenmelidir.”

9 Haziran 2010 Çarşamba

Üzerklik' in Faydaları

Üzerklik' in Faydaları



Bağırsak kurdundan prostata, hemoroitten karın ağrısına pek çok hastalığa iyi gelmektedir. span.fullpost {display:none;}
--------------------------------------------




Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,Feng Shui,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık,hipnoz ,Akupunktur, Aküpresür ,Shiatsu,masaj,
spa,şifalı bitkiler,bitkilerle tedavi

23 Mayıs 2010 Pazar

'Dişçi koltuğu' Korkusuna Hipnozla Çözüm

'Dişçi koltuğu' korkusuna hipnozla çözüm




Yalan Haber olduğu anlaşıldığından konu kaldırılmıştır.

Acıyı azaltmak için...

Acıyı azaltmak için...

Kanada'da yapılan bir araştırmaya göre, beyinde korteks bölgesinin kalınlığını artıran zen meditasyonu, acının daha az hissedilmesini sağlıyor.


Montreal Üniversitesi tarafından yapılan ve Emotion dergisinde yayımlanan araştırmada, bilim adamları zen meditasyonu yapan ve yapmayan deneklerin korteks bölgesinin kalınlığını karşılaştırdı.


MR (manyetik rezonans görüntüleme) verilerine göre, beynin duygu ve acıyı düzenleyen orta bölgeleri meditasyon yapanlarda, yapmayanlara oranla belirgin şekilde daha kalın çıktı.
Deneklerinin acıya dayanıklılıklarını görmek isteyen araştırmacılar, zen meditasyonu yapanların çoğunun 53 dereceye kadar ısıtılan bir metal plakanın ısısını tolere edebildiklerini gördü. Diğer denekler bu ısıya dayanamadı.
Bu çok eski disiplinin beynin acıyı düzenleyen orta bölgesini kuvvetlendirebileceğini belirten Kanadalı araştırmacılar, zen meditasyonu yapanların acıyı ortalama yüzde 18 daha az hissettiklerini tespit etti.