Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

30 Nisan 2011 Cumartesi

Suptil Enerjiler

Suptil Enerjiler

Çakra, Sanskritçe'de anlamı tekerlek veya çark anlamına gelen bir kelimedir ve Tantrik ve Yoga tradisyonunda suptil bedenlerde yer alan psişik enerji merkezlerine verilen addır. Değişik sistemler değişik sayıda çakralarda söz eder. Sisteme göre, bunlar 5, 6, 7, 12, 30 ve daha fazla sayıda gösterilmiştir. Ancak esas çakraların yedi olduğu ve bunların yanında birçok tali çakranın bulunduğu ve ayrıca değişik özellikte merkezlerin bulunduğu inanılır. Her bir çakranın işlevi farklıdır, değişik frekansta titrer ve değişik psijkolojik durumları ve şuur hallerini içerir. Her birine değişik sayısal, renk, ses ve şekil değerleri verilmiştir. Ayrıca belirli duyular, gezegenler, elemanlar, tanrılara tekabül ederler. Ayrıca her çakranın belirli sayıda taç yaprakları veya tekerlek parmakları vardır. Bunlar çakralardan yayılan ışınlar olarak idrak edilmelidir.

Rudolph Steiner yazdığı "Yüksek Dünyaların Bilgisi" kitabında, çakralar konusunda bir psişik hassas ve duru görür kişi olarak elde ettiği birinci el bilgileri aktarmıştır. Bu kitabında çakralar konusuna geniş yer vermiştir ve şöyle demiştir: "Gelişmemiş bir insanda bu nilüfer veya lotus çiçekleri karanlık renkte, hareketsiz ve atıldır. Oysa psişik gelişme kaydetmiş kişide onlar hareketlidir ve baştan aşağı parlak renk tonlarıyla bezenmiştir..."

"Öğrenci egzersizlerine başladığı vakit, bu lotus çiçekleri daha parlak olmaya başlar ve sonradan dönmeye başlarlar. Bu olduğu zaman duru görme yeteneği ortaya çıkar. Çünkü bu "çiçekler" ruhun duyu organlarıdır ve onların dönmeleri duyu ötesi algılamanın başarıldığını gösterir..."

İlk beş çakra toprak, su, ateş, hava ve akaşadan oluşmuş beş tattvaya tekabül eder ve sushumna nadi'ye bağlıdırlar. Omuriliğin ortasından geçen sushumna nadi kundalini adında bir enerjinin geçit yoludur. Sushumna'yı solundan ve sağından iki esas nadi sarar, her ikisi aynı bir asa etrafında dolanan iki yılanı içeren modern tıbbın sembolü kadüste görüldüğü gibi spiral şeklinde sushumnanın bir sağını ve bir solunu çevrelerler. Kadüs veya Hermes'in asası çok eski bir semboldür ve kadim Akdenizde kundalini bilgisinin mevcut olduğunu kanıtlar. Sushumna omuriliğin dibindeki kuyruk sokumundan başlar ve beyne kadar uzanıp, iki dalla bölünür ve her ikisi bin taç yapraklı Sahasrara veya Brahma Rhandra çakraya erişir. Bu dallardan biri başın arkasından dolanır, diğeri de alından ve Ajna çakradan geçer.

(Yukarıdaki resimde Hermes'in asası ve aynı zamanda tıbbın sembolü olan kadüs görülmektedir. Bu resim çakra kundalini sistemini de içeren polarity (kutup) terapisinin bazı unsurlarını resmeder.)

Daha önce belirtiğimiz gibi eterik beden fizik bedene yaşam enerjisi getiren bir aracıdır. Suptil yaşam gücüne prana demiştik. Tantrik ve Yoga Tradisyonunda prananın kaynağı güneştir. Güneş bu enerjiyi ve daha bir çok enerjiyi güneş sistemine dağıtır. Freud'ün talebesi psikolog William Reich "orgon enerji"yi keşfettiğini iddia etmişti. İnsanoğlunun en büyük keşfi olarak söz ettiği bu yaşam enerjinin güneşten geldiğini, atmosferde bulunduğunu ve solunum yolu ile bedene girdiğini iddia etmişti. William Reich'e göre orgon enerjisi mavi renktedir, gökyüzünün ve denizlerin mavi gözükmesi bu yüzdendir. Orgon enerjisi insandaki psiko-cinsel işlevin temelidir. Reich'in laboratuar şartlarında incelediğini iddia ettiği bu enerji konusundaki görüşü Tantrik edebiyatında prananın arkasında teoriye uymaktadır. Güneşten gelen pozitif paranik enerji, dışında bir de aydan gelen bir Lunar pranadan söz edilir. Bu iki prana erkek ve dişi enerjileri, pozitif ve negatif güçleridir.

Solar (güneş) pranası sıcak, aktif ve altın renktedir. Oysa lunar (ay) pranası serin, pasif ve açık mavi renktedir. Solar prana elektiktir, oysa lunar prana mağnetiktir. Solar prana beynin sol küresini, objektif ve somut düşünceyi, sözsel idrak ve zamanı kavramını yönetir. Lunar prana beynin sağ küresini, subjektif ve soyut düşünce, görsel idrak ve mekan kavramını idare eder. Solar prana pingala nadinin başladışı sağ burun deliğinden solunur ve pingala nadiye çekilir, lunar prana ise ida nadinin başladığı sol burun delikten solunur ve ida nadişye çekilir. Bu iki prana birbirini tamamlar, aşırı solar prana erkeklik ve dışa yönelik özellikleri artırır ve aşırı lunar prana dişilik ve içe dönük özellikleri artırır. Solar prana insanın uyanık halini hükmeder ve lunar prana insanın uyku halini hükmeder. İki prananın da birbiriyle dengeli olmalarında fayda vardır.

Prananın en iyi kaynağı temiz havadan solunumdur, ancak bazı deneyimler prananın yemekten de alındığını gösteriyor. Nefes egzersizlere yoga'da pranayı kontrol etme anlamına gelen pranayama denilir. Dünya'nın her tarafında kadim öğretiler nefes ve ruh arasında bir bağ kurmuştur. Psişik ve psikoloji sözlerin Yunanca kökü "psi" harfından gelir, o da nefesin sesidir. Aynı şekilde Arapça'da "nefes" ve ruhun bir unsuru olan "nefs" aynı köktendir, tam aynı anlama gelen İbranice'de "nephesh"tir. Nefs aslında eterik ve alt astral bedene tekabül eder.

Yoga'da çok farklı nefes teknikleri vardır. Ağızdan nefes alınması sakıncalı görülür, çünkü prana kaybı oluşur. Ayrıca insanın belirli bir süre sağ burun deliğinden ve belirli bir süre sağ burun deliğinden nefes aldığı öğretilir. Gece sol burun delikten nefes almak için iyi bir zaman olarak görülür, çünkü lunar prana insanı sakinleştirir, dolayısıyla bir görüşe göre insan sol tarafı üste gelecek bir şekilde yatmalıdır. Solunum işlevi, bir burun delikten diğerine aktarılınca, çok kısa bir süre için her iki burun delikten de aynı anda nefes alındığı söylenir. Bu çok özel bir nefes şekli olarak adedilir ve ona sushumna nefesi denilir. Sushumna nefesin ölüm anında yaşandığı söylenir. Ayrıca bu nefes şeklinin güneşin tam battığında ve doğduğunda kullanıldığı da söylenir.

Hiç yorum yok: