Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

21 Ekim 2015 Çarşamba

“Yapmak istiyorum ama zamanım yok”

“Yapmak istiyorum ama zamanım yok”, “bir türlü zaman kalmıyor”, “vakit bulsam yapacağım”. Bu klişeleri hepimiz sarf etmişizdir herhalde? Şehirde okul iş şu bu derken hepimiz ağzımıza sakız etmişiz bu sözleri. Ama doğada evinde yaşayıp görünürde “yapması gereken” listesi kısacık olanlardan da aynılarını duyunca yedim tokadı.

zaman ayırmak
Meğer yalanmış, bahaneymiş bunlar. Yapmak isteyen ne koşulda olursa olsun yapar, yapmayansa gerçekte yapmak istemiyor demekmiş. Yani yapacak kadar, yeterince istemiyormuşuz meğer bahsettiklerimizi.
Hepimiz yapılabilecek güzel şeylerin hayallerini kurarız. Kitap okumaktan tut, değişim yaratacak sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeye, yolculuk yapmaya, veya sadece oturup

15 Ekim 2015 Perşembe

Deliler Kasabası: Rapunzel olan teyzenin garip hikayesi..

Deliler Kasabası: Rapunzel olan teyzenin garip hikayesi..: Saçlarınız uzadı diye şikayet mi ediyorsunuz? Gu Meiying ile tanışın. Kendisi 59 yaşında ve saçının uzunluğu tamı tamına 2.52 metre, üstel...

Yaşam ve İnsan için herşeyGenel Kültür, Bilgi Bankası

Deliler Kasabası: Göz renginiz karakteriniz hakkında bilgi veriyor

Deliler Kasabası: Göz renginiz karakteriniz hakkında bilgi veriyor: İsveç'teki Orebro Üniversitesindeki araştırmacılar 428 denekle çok ilginç veriler ortaya çıkartan bir çalışmaya imza attılar. Ulaşmak ... Dünyanın En Çılgın Resimleri,İlginç Resimler,Sıradışı Olaylar, Garip Olayların Resimleri, Enterasan Resimler** Normal üstü (Paranormal) Olaylar

7 Ekim 2015 Çarşamba

Yunan Mitolojisinden 2 Tanrı Hakkında

Athena ve Ares hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık

Yunan mitolojisini zaman zaman sizlerle paylaşacağız.

1. Yunan Mitolojisinde Zeka Tanrıçası olarak inanılmıştır.

Yunan Mitolojisinde Oniki Olimposlu tanrılar içinde geçen, Baş Tanrı Zeus Annesi, Okeanos’un kızı olan ve Eski Yunancada “akıl, düşünme gücü” anlamına gelen Metis’tir. Yunan Mitolojisinde Zeka Tanrıçası olarak inanılmıştır. Zeus, Metis ile birlikte olduktan sonra Metis'in hamile kaldığını öğrenir. Çocuğunun olmasını istemeyen Zeus, Metis'i hamileyken yutar. Böylece, akıl gücüyle elde edilen dünya egemenliğini ve

14 Eylül 2015 Pazartesi

Noktalama işaretlerinin tarihçesi

Nokta, virgül, soru işareti gibi noktalama işaretleri öylesine yaygın kullanılıyor ki onların tarih boyunca var olduğunu sanıyoruz. Oysa öyle olmadı. İşte bu işaretlerin hikayesi.Noktalama işaretleri gramatik yapıların nasıl kurulacağını gösterir; tek tek harfleri kelimelere ve cümlelere dönüştürmemize veya beynimizde onların resmini oluşturmamıza yardımcı olur. Onlar olmadan kitapları nasıl okur anlardık diye merak ediyor insan. Oysa ilk zamanlarda noktalama işaretleri yoktu. Yazarlar binlerce yıl onlarsız yazdı yazılarını. Peki, ne oldu da bu tarzı değiştirme gereği duydular?
M.Ö. 3. yüzyılda Yunan uygarlığının etkisi altındayken Mısır’ın İskenderiye kentinde ünlü bir kütüphane vardı. Bu kütüphanenin başında Aristofanes vardı. Buradaki yüzbinlerce parşömen tomarını okumak çok zaman alan bir işti. Yunanlılar daima kelimeleri bitişik olarak ve hiçbir

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Türkiye'nin Ezber Bozan Haber Gazetesi: Beyin Gücüyle ağrıyı yenebilirsiniz

Türkiye'nin Ezber Bozan Haber Gazetesi: Beyin Gücüyle ağrıyı yenebilirsiniz: Vücuttaki ağrıların kontrolü üzerinde uzman Vidyamala Burch, hastalarını tedavi ederken yaşanan ana daha fazla odaklanılması esasına da...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri - - - - facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine

'Zihin gözü körlüğü' nedir? Zihin gözü körlüğü hakkında


Image copyrightThinkstock
Gözlerinizi kapatın ve bir kumsalda yürüdüğünüzü, Güneş'in doğuşuna doğru ilerlediğinizi düşünün. Aklınıza gelen görüntü ne

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Onlar Hiç Savaşmadı

Neolitik çağın savaşsız yaşayan halkı
   
Dünya tarihinde neolitik çağın en kalabalık yerleşim yeri olarak kabul edilen ve 5 ile 7 bin insanın yaşadığı tahmin edilen Çatalhöyük kazılarında ok, mızrak gibi savaş aletleriyle öldürülmüş tek bir insan kalıntısı dahi bulunmaması bilim insanlarını hayli şaşırtıyor.

Konya kentinin Çumra ilçesi yakınlarında yer alan Çatalhöyük kazı alanının girişinde, yaklaşık 50 yıldır süre kazılarda sürdürülen çalışmalar nezdinde bulunan 240 adede yakın kerpiç evin neye benzediğini günümüz insanının daha iyi anlayabilmesi için inşa edilen model evde kazı

Tarımın daha verimli olması için neler yapılmalı?

Tarım daha verimli yapılabilir mi?
   
Bu soruların cevapları şu sıralar İngiltere Nottingham Üniversitesi kapsamında yapılan araştırmalar ile gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor.
Nottingham Üniversitesi araştırma merkezi nezdinde yapılan araştırmalarda farklı tıbbi görüntüleme teknolojisinden faydalanılarak bitki köklerinin zamanla nasıl bir gelişim

Tarihte yaşamış en eski insan ismi kimin?

Sence en eski isim kime ait?
   

O kişi olduğunu iddia ediyorlardı geride bıraktıkları izlerde. Mağara duvarları aracılığı ile günümüze ulaştırdılar kendilerini. Belki ibadetlerinin bir parçasıydı, belki de öylesine bıraktıkları bir duvar yazısıydı, bilmiyoruz.

Sana tam 30.000 yıl evvelinden bahsediyoruz. Yani insanoğlunun yazıyı henüz bulmadığı zamanlardan. Dolayısı ile o zamanın insanlarının isimlerini yazabilecekleri şimdiki gibi araçları

21 Temmuz 2015 Salı

Fotoğraf her zaman gerçeği mi yansıtır?


Baktığımız şeyin gerçek olup olmadığını nasıl anlarız?
CGI ve Instagram gini akıllı telefon uygulamaları ile dünyayı daha çok bir filtreden görmeye alışıyoruz. Bu filtreler selfielere uygulandığında kimse bunu sorun etmez elbette. Ama haber görüntüleri için durum farklı. Bu görüntüler üzerinde oynanmadığını nasıl bilebiliriz?

Kişilik psikolojisi kötülüğü nasıl açıklıyor?


Bazı insanlar neden bencil ve kötü karakterlidir, başkalarına acı çektirmekten hoşlanır? İnsan beyninin en karanlık köşelerini inceleyen psikologlar açıklıyor.
Diyelim ki zararsız böcekleri kahve öğütme makinasına atıyorsunuz; bu iş hoşunuza gider miydi? Ya da sokaktan geçen herhangi bir insanı sağır edici bir sesle korkutmak?
Bunlar Delroy Paulhus’ın içimizdeki “kötü insanları”

İş hayatında ne kadar dayanıklısınız?


Harvard Business Review’in iş hayatına ilişkin dayanıklılık testini uygulayın.
Uzmanlar dayanıklı olmanın hayatın birçok alanında olduğu gibi kariyer bakımından da gerekli bir özellik olduğunu belirtiyor.
Hayatınızda çok fazla zorlukla karşılaşmamışsanız ve ne kadar dayanıklı olduğunuz konusunda bir fikriniz yoksa Harvard Üniversitesi tarafından yayımlanan işletme dergisi Harvard Business Review’in (HBR) hazırladığı testten yararlanabilirsiniz. Dergi, üç temel alanda güçlü ve zayıf yanlarınızı tespit etmenizi sağlayarak dayanıklılığınızı ölçmenizi sağlıyor: Yenilik, kontrol ve kararlılık.
Yenilik: Bu konuda yüksek skor kaydetmek yeniliğe açık olduğunuzu gösteriyor. İstikrarın bir yaşam biçimi olmadığı düşüncesi sizi rahatsız etmiyor. Yenilginin size kapıları kapatmaktan ziyade yeni bir öğrenme fırsatı sunduğuna inanıyor ve zorlukları avantaja dönüştürme gücünü taşıyorsunuz demektir.
Kontrol: Bu kategoride yüksek puan almanız hem iş hayatınızda hem de özel yaşamınızda sizin

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Son Saniye Şakalar


Dünya geneline baktığımız da şaka olarak evrensel olarak yapılan bir eğlence olarak karşımıza çıkıyor.

Son Saniye Şakalar  Farklı açılardan gerçekleştirilen bu şakalar kimi zaman üzücü kimi zaman da oldukça yaralayıcı oluyor. Bu sefer ki yazımız da baktığımız da internet ortamında oldukça etkili şaka resimleri ve videolarıyla karşılaştığımız görebiliyoruz. Bizler de bunları hızlı bir şekilde birleştirerek yapılan şakanın hemen hemen en kısa anında neler olduğunu göstermek adına bu resimleri paylaşıyoruz.

  •  


14 Temmuz 2015 Salı

Sözden anlamadığı düşünülen çiçekler bile insanın söylediklerinden etkileniyor.

Yüreklendirilmiş bir çocuk kendine özgüveni gelişmiş, başarılı bir yetişkin olurken, malesef ki eleştirilerek büyüyen çocuklar özgüven eksikliği ve sosyal hayatta başarısızlıklar ile karşı karşıya geliyorlar.
Bu sebeple, kendi hayatımızda ne kadar etkili olduğumuzu düşünüyorsak, birlikte yaşadığımız insanlar üzerinde de, -bilerek ya da bilmeyerek- bir o kadar etkiye sahibiz.
 
İstekler, arzular, gereksinmeler ne kadar önemli mutlu, güzel, verimli yaşamak için. Ve tabii eğitim adına. Özenmek, özendirerek duyguları yönlendirmek, başarıya koşarak ulaşmak için gerekli. Davranışları şaha kaldırma, yönünü, önünü açma ve sürdürülmesini sağlama hep sihirli bir sözcükte saklı. “Motivasyon” yani yüreklendirmede. Tıpkı bilinmeyen bir serüvene atılma heyecanı gibi.

İçte yaşananlar önceliklidir, önemlidir. İnsanın neyi istediğini bilmesi, neden heyecan duyduğunu fark etmesi gerekir. Bireyin hedefi olmalı ve bu hedeflerine ulaşmasını kendince ödüllendirmeli. En güzel ve öncül motivasyon bu olsa gerek.

Tabii bir o kadar da size ulaşan övgüler, destekler, teşvikler önemlidir. Bir işi, öğrenmeyi güler yüzle yapmak, aynı işi asık suratla yapmaktan çok daha iyidir. Başarı güler yüzdedir. Sevgi ile paylaşarak yapılan güzeldir. Bunu ortaya çıkarmanın ve cesaret vermenin en iyi yoludur yüreklendirmek. Hataların, çalışmamanın, sorumluluk yüklenmemenin giderilmesinin en güzel yöntemidir insanları motive etmek. Başarmanın, insanları başarılı yapmanın en doğru yoludur. Ve asla zaman kaybı değildir. Aksine zamana ve emeğe yapılan en değerli katkıdır yüreğe el koymak. Bizde “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” derler. Güler yüzün, yüreklendirmenin ise yüz yıl hatırı olsa gerek.

Merak ve arkasından gelen bilinmeyeni araştırma. Önüne her konulanı kabul etmeme. Çevreyi hayal edilen hale çevirmeyi deneme. Bunlar için kendini fark etme, yani fiziksel ve zihinsel bağlamda çalışma. Bununla birlikte gelen kendini diğerlerine de kabul ettirme. Tabii her şey bilgi birikimi ile olur. Yoksa salt vücudunuz çalışır beyniniz değil. Bu da sizin başkaları tarafından idare edilmenizi beraberinde getirir.
İnsana dair temel gereksinmeler vardır.
1- Fizyolojik ihtiyaçlar
2- Güvenlik
3- Yakınlık/Sevgi
4- Saygınlık
5- Estetik ihtiyaçlar
6- Kendini gerçekleştirme
( Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı )

İnsanları harekete geçirmenin en önemli yollarından biri yüreklendirme olduğuna göre, her zaman zihnimizde, masamızın önünde hazır olmalı. Organizasyonlarda çok önemlidir bu tavır. Umutlar harekete geçirilir. İhtiyaçlar anımsatılır. Motive etmek güç kaynağı gibidir. Yokluğu ise, gücü ortadan kaldırır adeta. Böyle bir etkenle yaşatmak ve yaşamak başarıyı her zaman canlı ve zengin tutacaktır ve sıradanlıktan arındıracaktır.

Kendinize neyi layık görüyorsunuz ve tabii çevrenize? Bu çok önemlidir. Takdir etme, edilme ne kadar çok aç olduğumuz gereksinmelerden biridir. Bir insana, özellikle deneyimlerimden bilirim öğrenciye sorumluluk vermek gerekir. Ortaya söylenenler ortada-orada kalır, ama bireye doğrudan devredilen sorumluluk yerini bulur. Orada güven sarsmamak önemlidir. Çünkü hemen güvenilme duygusu ve isteği devreye giriyor insanda. Bu da bir nevi motivasyondur. Yetkiyi, sorumluluğu devretmek, güzel bir iş paylaşımı sağlamaktır. Bu doğrudan başarıyı gündeme getirir. Ayrıca başarısızlık da bir anlamda yıkıcı değil değiştirici tavır geliştirilmesine neden olabilir. Saygı, sevgi, bildiğini paylaşma dostluğu, dayanışmayı sağlar. İşte eğitim bu anlamda çok önemlidir. Yeni bilgilerin ve deneyimlerin paylaşımı verimliliği artırır. Bunların sevgiyle, espriyle, öğrencinin özelliklerine dayanılarak yapılması, ilgi açısından da çok önemlidir. Tüm bunlar tek taraflı bilgi

9 Temmuz 2015 Perşembe

Kot pantolonun kökenleri ve evrimi


Çivit mavi renkte katlanan paçalardan bol paça modellere, oradan da bugünkü dar paçalara kadar gelen ve biçimi sık sık değişen kot pantolon, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra moda dünyasının vazgeçilmez bir unsuru oldu. Bu pantolonun ortaya çıkışı ise tümüyle kullanışlı ve dayanıklı olma özelliğine dayanıyor.
Levi Strauss kot pantolonun yaratıcılarından biri olarak görülüyor. İlk kot pantolon 1873’te, California’daki Altına

Deliler Kasabası: Tarih boyunca tehlikeli moda akımları

Deliler Kasabası: Tarih boyunca tehlikeli moda akımları: “Moda kurbanı” deyimine yeni anlam katan kişilerden biri 35 yaşındaki Avustralyalı kadın oldu. Kompartman sendromu  adı verilen bir raha...

16 Haziran 2015 Salı

Evrenin sonuna dair dört teori


Bilim insanlarına göre evren dört şekilde son bulabilir: büyük donma, büyük çökme, büyük değişim, büyük parçalanma.
Bilim insanları 6 milyar yıl sonra Dünya’nın muhtemelen yok olacağına inanıyor. Güneş sönerken kızıl bir deve dönüşüp gezegenimizi yutunca…
Oysa Dünya, güneş sistemindeki gezegenlerden sadece biri ve Güneş, galaksideki milyarlarca yıldızdan biri ve evrenin sadece görebildiğimiz kısmında yüz milyarlarca galaksi var. Onların sonu nasıl olacak? Evren nasıl sona erecek?
Bu konuda daha az fikir birliği var. Hatta evrenin ani ve kesin bir sonu olacak mı yoksa yavaş yavaş mı kaybolacak onu da bilmiyoruz. Mevcut fizik bilgimiz evrenin altüst oluşuna dair birkaç senaryo sunuyor.

Büyük Donma








null
Evrenin sonu ile ilgili ilk ipucu termodinamiğe, yani ısı devinim bilimine dayanıyor. Fakat evrenin ısıya dayalı ölümünden ateşte yanıp kavrulma anlaşılmamalı. Tersine ısı farklarının ölümü olarak düşünülmeli.
Bu kulağa daha az korkunç gelse de aslında ısı ölümü yanıp kül olmaktan daha kötü. Çünkü hayattaki