
Nokta, virgül, soru
işareti gibi noktalama işaretleri öylesine yaygın kullanılıyor ki
onların tarih boyunca var olduğunu sanıyoruz. Oysa öyle olmadı. İşte bu
işaretlerin hikayesi.Noktalama işaretleri gramatik yapıların
nasıl kurulacağını gösterir; tek tek harfleri kelimelere ve cümlelere
dönüştürmemize veya beynimizde onların resmini oluşturmamıza yardımcı
olur. Onlar olmadan kitapları nasıl okur anlardık diye merak ediyor
insan. Oysa ilk zamanlarda noktalama işaretleri yoktu. Yazarlar binlerce
yıl onlarsız yazdı yazılarını. Peki, ne oldu da bu tarzı değiştirme
gereği duydular?
M.Ö. 3. yüzyılda Yunan uygarlığının etkisi
altındayken Mısır’ın İskenderiye kentinde ünlü bir kütüphane vardı. Bu
kütüphanenin başında Aristofanes vardı. Buradaki yüzbinlerce parşömen
tomarını okumak çok zaman alan bir işti. Yunanlılar daima kelimeleri
bitişik olarak ve hiçbir