İnsanoğlunun dünyaya nereden yayıldığını gösteren yeni arkeolojik bulgular elde edildi.
İlk insanların dünyaya yayılmasının Afrika-Avrasya arasında çift yönlü olduğunu, Avrasya’dan da Afrika’ya göçler olmuş olabileceğini gösteren bulgular elde edildi.
Gürcistan’ın güneyinde dağlık bir bölgede bulunan Dmanisi’de yıllardır devam eden kazılarda elde edilen bulgular, insanların Avrupa ve Asya kıtalarına sanıldığından daha erken, 1,85 milyon yıl önce yayılmış olduğunu gösteriyor. Daha önce insanların 1,7 milyon yıl önce yayılmış olduğu düşünülüyordu.
Proceedings of the National Academy of Sciences’ın yeni sayısında yer alan araştırmaya göre; ilk Homoerectus insanların kullandığı taş aletler bulundu. Bu aletlerin, Homoerectus’un (dik yürüyen insan) Avrasya’nın çeşitli noktalarında kullandığı aletlerden çok daha eski olduğu anlaşıldı. Bu bulgu da, Homoerectus’un Avrasya’da geliştiği, muhtemelen sonra Afrika’ya göç ettiği fikrinin ortaya atılmasına yol açtı. Ancak bu fikrin kanıtlanması için bir çok çalışmanın daha yapılması gerekecek.
North Texas Üniversitesi’nden Reid Ferring ve Gürcistan Ulusal Müzesi’nden David Lordkipanidze’nin başında bulunduğu ekibin sürdürdüğü arkeolojik çalışmalara ilişkin raporda, "Keşifler, Homoerectus’un Afrika’nın doğu kesiminde yayılmasından daha önce değilse bile, en azından burasıyla aynı dönemde Dmanisi bölgesinde de yayılmış olduğunu gösteriyor" denildi. Dmanisi’nin, Homoerectus’un Afrika dışındaki ilk yerleşimlerinden birini gösterdiği kaydedildi.
Bölgede, kazı yapılan derin katmanlarda 100’den fazla taş alet bulundu. Bu yeni bulgular Kafkasya bölgesinin geçici kolonilerce değil, daimi olarak burada yaşayan bir nüfusça işgal edilmiş olduğunu gösterdi.
Lordkipanidze, "Dmanisi’deki ilk insanların, sonraki bütün Homoerectus’ların tümünün ilk ataları olabileceğini" belirtti. Bir başka teori ise, Homoerectus’un Afrika kökenli olabileceği, Dmanisi ise bunların Afrika dışındaki ilk yerleşimleri olabileceği.
Keyifli ve Doygun zaman geçirmek isteyenlerin tek adresi... Unusual Life Game Forums
science etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
science etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Haziran 2011 Salı
İnsanlık Dünyaya nereden yayıldı?
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
archeology,
dünyaya,
history,
huma,
human life,
insanlık,
nature,
nereden,
science,
world,
yayıldı
3 Haziran 2011 Cuma
Hayvanların ölümsüzlük sırları!
Bilim dergisi Science'da yayınlanan bir araştırma, bazı hayvanların ömürlerini bir şekilde uzatabildiğini, bazılarının ise ölümsüzlüğün formülünü bile bulmuş olabileceğini ortaya koydu.
Bugüne kadarki bilimsel araştırmalara göre, hayvanlar da insanlar gibi doğdukları günden itibaren yaşlanmaya başlıyor.
Bebeklikteki yüksek ölüm riski gençlikte düşüyor, yaşlılıkta tekrar yükseliyor.
Bilim adamları bazı hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerde, ömrü kısmen uzatmanın formülünü bulmuş durumda.
Bugüne kadarki bilimsel araştırmalara göre, hayvanlar da insanlar gibi doğdukları günden itibaren yaşlanmaya başlıyor.
Bebeklikteki yüksek ölüm riski gençlikte düşüyor, yaşlılıkta tekrar yükseliyor.
Bilim adamları bazı hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerde, ömrü kısmen uzatmanın formülünü bulmuş durumda.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
animal,
biology,
genetic,
hayvanların,
health,
human,
life,
nature,
Ölümsüzlük,
science,
sırları,
technology,
world
2 Haziran 2011 Perşembe
Tarihteki ilk biyolojik silah!
Karadeniz Teknik Üniversitesinde (KTÜ) bilim adamları, özütündeki grayanotoksin nedeniyle zehirleyici etkiye sahip olduğu için Karadeniz'de ''deli bal'' olarak bilinen balın, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde ağrı kesici etkileri olduğunu belirledi.
Bilim adamları, balın, epilepsi ve şeker hastalığı ile cinsel gücü artırıcı, tansiyonu düşürücü, nabzı yavaşlatıcı etkileri olup olmadığını da araştırdıkları ''deli bal''ın günde 1 çay kaşığı tüketilmesi, fazlasının zehirlenmeye hatta ölüme yol açabileceği uyarısında bulundu.
KTÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdülkadir Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''bal tutması'' veya ''deli bal'' zehirlenmesinin, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan yaşam alanlarında geçmiş yıllardan beri bilindiğini, ''deli bal''ın yörede ''kestane balı'' olarak da adlandırıldığını belirtti.
Bilim adamları, balın, epilepsi ve şeker hastalığı ile cinsel gücü artırıcı, tansiyonu düşürücü, nabzı yavaşlatıcı etkileri olup olmadığını da araştırdıkları ''deli bal''ın günde 1 çay kaşığı tüketilmesi, fazlasının zehirlenmeye hatta ölüme yol açabileceği uyarısında bulundu.
KTÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdülkadir Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''bal tutması'' veya ''deli bal'' zehirlenmesinin, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan yaşam alanlarında geçmiş yıllardan beri bilindiğini, ''deli bal''ın yörede ''kestane balı'' olarak da adlandırıldığını belirtti.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
biology,
biyolojik,
health,
human body,
ilk,
mad honey,
medicine,
nutrition,
science,
silah,
tarihteki
26 Mayıs 2011 Perşembe
Yaşlandıkça öğrenmek neden zorlaşıyor?
Yaşlandıkça öğrenmenin zorlaşmasının nedeninin, katlanılan stres olduğu bildirildi.
Amerikalı araştırmacılar, yaşlandıkça beyinde öğrenme için gerekli olan sinir hücrelerinin stres nedeniyle büzüştüğünü ve şekillenme özelliğini yitirdiğini belirtti.
Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde, beynin orta yaşta, gençlikte olduğu kadar çevik olmadığının görüldüğünü, strese maruz kalan genç hayvanların toparlanabildiğini ancak orta yaşta bu kabiliyetin yitirilmeye başladığını açıkladı.
Amerikalı araştırmacılar, yaşlandıkça beyinde öğrenme için gerekli olan sinir hücrelerinin stres nedeniyle büzüştüğünü ve şekillenme özelliğini yitirdiğini belirtti.
Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde, beynin orta yaşta, gençlikte olduğu kadar çevik olmadığının görüldüğünü, strese maruz kalan genç hayvanların toparlanabildiğini ancak orta yaşta bu kabiliyetin yitirilmeye başladığını açıkladı.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
biology,
brain,
health,
human body,
learn,
medicine,
neden,
old age,
öğrenmek,
science,
yaşlandıkça,
zorlaşıyor
23 Mayıs 2011 Pazartesi
Zaman kavramı olmayan bir Amazon kabilesi
Zaman kavramı olmayan bir Amazon kabilesi bulundu.
Bilim insanları, zaman ve tarih mefhumuna sahip olmayan bir Amazon kabilesi keşfedildiğini açıkladı. Brezilya'daki Amondawa halkının dilinde 'zaman', 'hafta', 'ay' ya da 'yıl' kelimeleri bile yok.
Bilim insanları, zaman ve tarih mefhumuna sahip olmayan bir Amazon kabilesi keşfedildiğini açıkladı. Brezilya'daki Amondawa halkının dilinde 'zaman', 'hafta', 'ay' ya da 'yıl' kelimeleri bile yok.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
amoddawa tribe,
brazil,
human life,
kabile,
nature,
science,
world,
yaşayan,
zamansız
21 Mayıs 2011 Cumartesi
Elleri çapraz tutmak 'acıyı azaltıyor'
Yeni bir araştırmaya göre, el yaralanmalarında, kolları vücudun önünde çapraz bir şekilde tutmak acıyı azaltabiliyor.
Londra Üniversitesi bünyesindeki bir grup araştırmacı, eller yer değiştirdiğinde vücudun acının nereden kaynaklandığından emin olamadığını söylüyor.
Sonuçları Pain dergisinde yayımlanan araştırma 20 kişiyle gerçekleştirildi.
Deneyler sırasında, katılımcıların eline lazer yoluyla iğne batması hissi verildi.
Kişilerden hissettikleri acının derecesini belirtmeleri istendi.
Deneye katılanların acıya verdikleri tepki elektroensefalograf yoluyla da ölçüldü.
Sonuçlar, ellerini çapraz tutanların acı algısının daha zayıf olduğunu gösteriyor.
Araştırmayı yürüten Doktor Giandomenico Iannetti, sonuçları şöyle açıklıyor: "Günlük hayatta, solumuzda kalan cisimlere dokunmak için sol elimizi, sağ taraftakilere dokunmak için ise sağ elimizi kullanıyoruz. Bu da, beyinde vücudun sağ tarafının ve sağ tarafımızda kalan dış dünyanın haritalarının aynı anda okunmasını ve dolayısıyla duyuların daha keskin olmasını sağlıyor."
Iannetti, kolları çapraz bir biçimde tutmanın, bu iki haritanın aynı anda okunamamasına ve dolayısıyla dış etkilerin daha düşük algılanmasına yol açtığını söylüyor.
Araştırmacılar, bu bulguların kronik ağrı çeken hastalarda kullanılabilmesi için çalışmalarına devam ediyor.
Londra Üniversitesi bünyesindeki bir grup araştırmacı, eller yer değiştirdiğinde vücudun acının nereden kaynaklandığından emin olamadığını söylüyor.
Sonuçları Pain dergisinde yayımlanan araştırma 20 kişiyle gerçekleştirildi.
Deneyler sırasında, katılımcıların eline lazer yoluyla iğne batması hissi verildi.
Kişilerden hissettikleri acının derecesini belirtmeleri istendi.
Deneye katılanların acıya verdikleri tepki elektroensefalograf yoluyla da ölçüldü.
Sonuçlar, ellerini çapraz tutanların acı algısının daha zayıf olduğunu gösteriyor.
Araştırmayı yürüten Doktor Giandomenico Iannetti, sonuçları şöyle açıklıyor: "Günlük hayatta, solumuzda kalan cisimlere dokunmak için sol elimizi, sağ taraftakilere dokunmak için ise sağ elimizi kullanıyoruz. Bu da, beyinde vücudun sağ tarafının ve sağ tarafımızda kalan dış dünyanın haritalarının aynı anda okunmasını ve dolayısıyla duyuların daha keskin olmasını sağlıyor."
Iannetti, kolları çapraz bir biçimde tutmanın, bu iki haritanın aynı anda okunamamasına ve dolayısıyla dış etkilerin daha düşük algılanmasına yol açtığını söylüyor.
Araştırmacılar, bu bulguların kronik ağrı çeken hastalarda kullanılabilmesi için çalışmalarına devam ediyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
acıyı,
azaltıyor,
biology,
cross,
çapraz,
elleri,
hands,
health,
human body,
medicine,
pain,
science
19 Mayıs 2011 Perşembe
İlk çiçek aşısını Osmanlı mı buldu?
Dünyada yalnızca iki tüp örneği kalan ve yok edilip edilmemesi tartışılan çiçek virüsüne karşı ilk aşının Osmanlı’da bulunmuş olabileceği öne sürüldü.
İstanbul’da görev yaptı
İngiliz The Times gazetesi yazarı Ben Macintyre, ABD ve Rusya’daki labaratuvarlarda tutulan son iki tüp çiçek virüsünün yok edilmesi ile ilgili tartışmaya yer verdiği köşesinde İngiltere’nin Osmanlı büyükelçisinin eşi Lady Mary Wortley Montagu’nun ilginç bir anısını anlattı. Lady Mary, 1717 yılında Osmanlı topraklarındayken buradaki halkın çiçek hastalığından ölen kişilerin vücudundan alınan sıvıları sağlıklı kişilerin deri altına enjekte ettiğini görmüştü. Lady Mary yöntemin hastalığa karşı etkili olduğuna ikna oldu ve 1721’de İngiltere’ye döndüğünde aynı yöntemi kendisi ve oğulları üzerinde de uyguladı.
En son 1977’de görüldü
İstanbul’da görev yaptı
İngiliz The Times gazetesi yazarı Ben Macintyre, ABD ve Rusya’daki labaratuvarlarda tutulan son iki tüp çiçek virüsünün yok edilmesi ile ilgili tartışmaya yer verdiği köşesinde İngiltere’nin Osmanlı büyükelçisinin eşi Lady Mary Wortley Montagu’nun ilginç bir anısını anlattı. Lady Mary, 1717 yılında Osmanlı topraklarındayken buradaki halkın çiçek hastalığından ölen kişilerin vücudundan alınan sıvıları sağlıklı kişilerin deri altına enjekte ettiğini görmüştü. Lady Mary yöntemin hastalığa karşı etkili olduğuna ikna oldu ve 1721’de İngiltere’ye döndüğünde aynı yöntemi kendisi ve oğulları üzerinde de uyguladı.
En son 1977’de görüldü
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
aşısını,
biology,
buldu,
çiçek,
flower vaccine,
health,
history,
human body,
medicine,
osmanlı,
science
24 Nisan 2011 Pazar
Zeytin yaprağının mucizevi faydası
Endonezyalı bilim insanları zeytin ağacının yapraklarından üretilen bir hapın kalp hastalıkları ve yüksek tansiyonla savaşmaya yardımcı olduğunu açıkladı.
180 hasta üzerinde deneme yapan bilim insanları, zeytin hapının yüksek kan basıncını düşürmede kalp hastalıkları için kullanılan ilaçlar kadar etkili olduğunu ortaya çıkardı. Yapılan denemede hapın ayrıca kanda bulunan trigliserit adlı yağın seviyesini düşürmeye ve bu sayede kalp krizi ve felç riskini de azaltmaya yardımcı olduğu belirlendi.
İki gruba ayrılan deneklerden normal tansiyon düşürme hapı kullanan deneklerin kan basınçlarında yüzde 13.7 oranında bir düşüş yaşanırken, zeytin yaprağı hapı kullananlarda da bu oran 11.5 olarak ölçüldü. Geçirilen kalp krizi ve felç rahatsızlıklarının yüzde 50'si yüksek kan basıncı sebebiyle oluyor.
180 hasta üzerinde deneme yapan bilim insanları, zeytin hapının yüksek kan basıncını düşürmede kalp hastalıkları için kullanılan ilaçlar kadar etkili olduğunu ortaya çıkardı. Yapılan denemede hapın ayrıca kanda bulunan trigliserit adlı yağın seviyesini düşürmeye ve bu sayede kalp krizi ve felç riskini de azaltmaya yardımcı olduğu belirlendi.
İki gruba ayrılan deneklerden normal tansiyon düşürme hapı kullanan deneklerin kan basınçlarında yüzde 13.7 oranında bir düşüş yaşanırken, zeytin yaprağı hapı kullananlarda da bu oran 11.5 olarak ölçüldü. Geçirilen kalp krizi ve felç rahatsızlıklarının yüzde 50'si yüksek kan basıncı sebebiyle oluyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
biology,
drug,
faydası,
health,
heart disease,
high blood pressure,
human body,
medicine,
mucizevi,
nature,
olive leaf,
pill,
science,
yaprağının,
zeytin
14 Nisan 2011 Perşembe
Uzaylılar nerede
Dünya dışı yaşama dair iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Uzaylı kolonilerinin kara deliklerde gizlendiği iddia edildi.
Moskova'daki Rus Bilimler Akademisi Nükleer Araştırma Enstitüsü'nden Profesör Vyacheslav Dokuchaev'e göre, bazı kara deliklerin iç yapısı karmaşık ve bu karmaşık iç yapı fotonların, moleküllerin ve gezegenlerin merkezi bir tekilliğin yörüngesinde dönmesine imkan veriyor.
Tekillik, kara delikte uzayın ve zamanın sonsuz olduğu bölgeye deniyor. Ama profesör, belli kara deliklerin merkezinde ve doğru koşullar altında uzay ve zaman çatısının bir kez daha var olduğu bir bölgenin mevcudiyetini iddia ediyor. Buna göre, eğer yüklü ve dönen bir kara delik yeterince büyükse, olay ufkunun yani ışığın ve hiçbir şeyin olmadığı noktanın ötesindeki çekim güçlerini zayıflatabilir ve kara deliğin çekiminden kaçabilmek söz konusu olabilir.
Bilim insanları, uzun zamandır fotonların istikrarlı periyodik yörüngelerde, böyle yüklü kara deliklerin içinde hayatta kalabileceğini biliyor. Ancak profesör, bir kara deliğin dahili Cauchy ufkunun (boyutların yeniden geri döndüğü bölge) moleküllere ve hatta gezegenlere ev sahipliği yapıyor olabileceğini öne sürüyor.
Profesör, "Tüm dış iki ufukla gizlenen bu iç kara delik alanı, gerçekten uygun bir yer. Gelişmiş medeniyetler, dışarıdan görülmeden galaktik çekirdekte süper kara deliklerin içinde güvenle yaşıyor olabilir" diyor.
Bilim insanları geçen yıl M87 kara deliğinin sanılandan neredeyse iki kat daha büyük olduğunu keşfetmişti.
Moskova'daki Rus Bilimler Akademisi Nükleer Araştırma Enstitüsü'nden Profesör Vyacheslav Dokuchaev'e göre, bazı kara deliklerin iç yapısı karmaşık ve bu karmaşık iç yapı fotonların, moleküllerin ve gezegenlerin merkezi bir tekilliğin yörüngesinde dönmesine imkan veriyor.
Tekillik, kara delikte uzayın ve zamanın sonsuz olduğu bölgeye deniyor. Ama profesör, belli kara deliklerin merkezinde ve doğru koşullar altında uzay ve zaman çatısının bir kez daha var olduğu bir bölgenin mevcudiyetini iddia ediyor. Buna göre, eğer yüklü ve dönen bir kara delik yeterince büyükse, olay ufkunun yani ışığın ve hiçbir şeyin olmadığı noktanın ötesindeki çekim güçlerini zayıflatabilir ve kara deliğin çekiminden kaçabilmek söz konusu olabilir.
Bilim insanları, uzun zamandır fotonların istikrarlı periyodik yörüngelerde, böyle yüklü kara deliklerin içinde hayatta kalabileceğini biliyor. Ancak profesör, bir kara deliğin dahili Cauchy ufkunun (boyutların yeniden geri döndüğü bölge) moleküllere ve hatta gezegenlere ev sahipliği yapıyor olabileceğini öne sürüyor.
Profesör, "Tüm dış iki ufukla gizlenen bu iç kara delik alanı, gerçekten uygun bir yer. Gelişmiş medeniyetler, dışarıdan görülmeden galaktik çekirdekte süper kara deliklerin içinde güvenle yaşıyor olabilir" diyor.
Bilim insanları geçen yıl M87 kara deliğinin sanılandan neredeyse iki kat daha büyük olduğunu keşfetmişti.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
alien,
astronomy,
astrophysics,
black hole,
deliklerde,
extraterrestrial life,
kara,
russia,
saklanıyor,
science,
spacel,
technology,
universe,
uzaylılar
10 Nisan 2011 Pazar
Dünyanın en şanslı insanları
Geç yatmasına rağmen hiç zorlanmadan erkenden uyanabilen insanların, sanılanın aksine çok daha enerjik ve dayanıklı olduğu ortaya çıktı.
Uzmanların ‘doğal kısa uykucular’ diye adlandırdığı bu kişiler, günlerini kafein veya şekerleme takviyesine ihtiyaç duymadan sürdürebiliyor.
Pittsburg Üniversitesi’nde yürütülen araştırmaya göre, bir insanın ‘doğal uykusuz’ olabilmesi için günde en az 6 saat uyuması yeterli bir nitelik değil. 6 saatten az uyuyan her 100 kişiden yalnızca 5’i gerçekten uykusuzluk çekmiyor.
Uzmanların ‘doğal kısa uykucular’ diye adlandırdığı bu kişiler, günlerini kafein veya şekerleme takviyesine ihtiyaç duymadan sürdürebiliyor.
Pittsburg Üniversitesi’nde yürütülen araştırmaya göre, bir insanın ‘doğal uykusuz’ olabilmesi için günde en az 6 saat uyuması yeterli bir nitelik değil. 6 saatten az uyuyan her 100 kişiden yalnızca 5’i gerçekten uykusuzluk çekmiyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
biology,
dünyanın,
health,
human body,
insanları,
medicine,
science,
sleep,
şanslı
20 Mart 2011 Pazar
Kızılderililer bin yıl önce Avrupa’ya gelmiş
Yapılan bir genetik araştırma Amerikan yerlilerinin Colomb’un Yeni Dünya’ya ayak basmasından beş yüz yıl önce Avrupa’ya geldiğini ortaya çıkardı.
Uzun yıllar boyunca Christoph Colomb’un Amerika’ya giden ilk Avrupalı olduğu düşünüldü. Ancak yapılan son arkeolojik araştırmalar Vikinkler’in Colomb’dan çok daha önce, 10’uncu yüzyılda Kuzey Amerika’ya gittiğini ortaya çıkardı.
İzlanda’da yapılan bir genetik araştırma ise çok daha çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Araştırmada, bugün Amerikan yerlilerinin genetik özelliklerini taşıyan 80 kadar İzlandalı’ya rastlandı.
Bu da Vikinkler’in Amerika’ya yaptığı seyahatler sırasında bir ya da daha fazla Amerikan yerlisinin 1000 yılları dolaylarında Vikinglerle birlikte İzlanda’ya geldiğini ve genetik miraslarını Avrupalılar’a aktardığını ortaya koyuyor.
Uzun yıllar boyunca Christoph Colomb’un Amerika’ya giden ilk Avrupalı olduğu düşünüldü. Ancak yapılan son arkeolojik araştırmalar Vikinkler’in Colomb’dan çok daha önce, 10’uncu yüzyılda Kuzey Amerika’ya gittiğini ortaya çıkardı.
İzlanda’da yapılan bir genetik araştırma ise çok daha çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Araştırmada, bugün Amerikan yerlilerinin genetik özelliklerini taşıyan 80 kadar İzlandalı’ya rastlandı.
Bu da Vikinkler’in Amerika’ya yaptığı seyahatler sırasında bir ya da daha fazla Amerikan yerlisinin 1000 yılları dolaylarında Vikinglerle birlikte İzlanda’ya geldiğini ve genetik miraslarını Avrupalılar’a aktardığını ortaya koyuyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
archeology,
bin,
biology,
europe,
gelmiş,
genetic,
health,
history,
human,
injun,
kızılderililer,
life,
science
15 Mart 2011 Salı
İstanbul Boğazı'na ilk köprü 2 bin 522 yıl önce
İstanbul Boğazı'na ilk köprü, Pers kralı 1. Dareios'un İskit seferi sırasında Samoslu mimar Mandroklees tarafından MÖ 512 yılında inşa edildi.
Gemilerin birbirlerine demir kıskaçlarla çengellenmesiyle oluşturulan köprü, tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağladı.
AA muhabirinin, Murat Arslan'ın ''İstanbul'un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve Helenistik Dönemler'' adlı kitabından derlediği bilgiye göre, Pers Kralı 1. Dareios, İskitlere karşı planladığı seferi için son hazırlıklarını tamamladı ve MÖ 512 yılının baharında ordusunun başında kraliyet şehri Susa'dan yola çıktı.
İstanbul Boğazı kenarındaki Kalkhedon'a (Kadıköy) gelen Pers Kralı, oradan gemiye binerek Kyaneai Adaları'na doğru yelken açtı. Boğaz üzerinde Karadeniz'in girişindeki yüksek bir burnun ucuna oturan kral, buradan bilinen bütün denizlerin en şaşırtıcısı olan Karadeniz'in görülmeye değer doyulmaz güzelliklerini seyre daldı. Pers Kralı, tekrar gemiye binerek Samoslu mimar Mandroklees tarafından gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan İstanbul Boğazı'ndaki köprüye doğru yol aldı.
Gemilerin birbirlerine demir kıskaçlarla çengellenmesiyle oluşturulan köprü, tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağladı.
AA muhabirinin, Murat Arslan'ın ''İstanbul'un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve Helenistik Dönemler'' adlı kitabından derlediği bilgiye göre, Pers Kralı 1. Dareios, İskitlere karşı planladığı seferi için son hazırlıklarını tamamladı ve MÖ 512 yılının baharında ordusunun başında kraliyet şehri Susa'dan yola çıktı.
İstanbul Boğazı kenarındaki Kalkhedon'a (Kadıköy) gelen Pers Kralı, oradan gemiye binerek Kyaneai Adaları'na doğru yelken açtı. Boğaz üzerinde Karadeniz'in girişindeki yüksek bir burnun ucuna oturan kral, buradan bilinen bütün denizlerin en şaşırtıcısı olan Karadeniz'in görülmeye değer doyulmaz güzelliklerini seyre daldı. Pers Kralı, tekrar gemiye binerek Samoslu mimar Mandroklees tarafından gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan İstanbul Boğazı'ndaki köprüye doğru yol aldı.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
archeology,
architecture,
bin,
boğazına,
bosphorus,
bridge,
build,
history,
ıstanbul,
ilk,
istanbul,
köprü,
önce,
science,
yıl
Aşka dair tüm peri masalları yalan mıydı?
Havada uçuşan aşk kimyasalları, engellenemeyen çekim gücü, iki insanın birbirine 'hayır' diyememesi... Aşka dair tüm peri masalları yalan mıydı?
Karşı cinsi etkilemek için gizli bir anahtar olduğu düşünülen ve cazibeyi tetikleyen gizemli kimyasal sinyaller anlamına gelen feromonun hiç var olmadığı öne sürüldü.
ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden önde gelen bilim insanı Richard Doty, insanlar da dahil olmak üzere memelilerin örümceklerden farklı olarak diğer memelilerin seçebileceği kimyasal sinyalleri vermediğini belirtiyor.
Doty, bir tek kimyasalın bir memeli tarafından yayılıp, aynı türden bir başka memelide davranışsal değişikliğe neden olabileceğine inanmadığını ifade ediyor.
Karşı cinsi etkilemek için gizli bir anahtar olduğu düşünülen ve cazibeyi tetikleyen gizemli kimyasal sinyaller anlamına gelen feromonun hiç var olmadığı öne sürüldü.
ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden önde gelen bilim insanı Richard Doty, insanlar da dahil olmak üzere memelilerin örümceklerden farklı olarak diğer memelilerin seçebileceği kimyasal sinyalleri vermediğini belirtiyor.
Doty, bir tek kimyasalın bir memeli tarafından yayılıp, aynı türden bir başka memelide davranışsal değişikliğe neden olabileceğine inanmadığını ifade ediyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
aşkın,
biology,
body,
chemical signal,
female,
health,
human,
kimyası,
love,
male,
pheromone,
science
14 Mart 2011 Pazartesi
Avrupa'ya ilk ayak basan bir kadınmış!
İspanyol ve İzlandalı bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, Amerika kıtasından Avrupa kıtasına ayak basan ilk kişinin bir kadın olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, Vikingler, bin yıl önce Amerika kıtasında doğan bir kadını İzlanda'ya getirdi. Bu tez, Vikinglerin Cristof Colomb'dan yüzyıllar önce Amerika kıtasına ulaştığını ortaya koyuyor.
İspanya Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü (CSIC), 4 İzlandalı aileye mensup 80 civarında kişiye genetik incelemeler yapıldığını ve bu kişilerde bulunan bir DNA türünün sadece ya Doğu Asya'da dünyaya gelenler ya da Amerikalı yerlilerde var olduğunu açıkladı.
CSIC araştırmacılarından Carles Lalueze-Fox, makalesinde, ''İlk başta DNA'nın İzlanda'ya yerleşmiş Asyalı ailelerden geldiğini düşündük. Ama soy ağaçlarının incelenmesi sonucu 4 ailenin atalarının 1710 ile 1740 arasında yaşamış olduğunu ve İzlanda'nın güneyindeki bir bölgeden geldiklerini keşfettik'' ifadesini kullandı.
Laueza-Fox, C1e adı verilen genetik dizilimin İzlanda'ya bir kadın tarafından sokulduğunu gösterdiğini belirttiği makalesinde, ''En gerçekçi hipotez, bu genlerin 1000 yıllarında Vikingler tarafından Amerika kıtasından getirilen bir yerli kadına ait olduğudur'' dedi.
Araştırmaya göre, Vikingler, bin yıl önce Amerika kıtasında doğan bir kadını İzlanda'ya getirdi. Bu tez, Vikinglerin Cristof Colomb'dan yüzyıllar önce Amerika kıtasına ulaştığını ortaya koyuyor.
İspanya Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü (CSIC), 4 İzlandalı aileye mensup 80 civarında kişiye genetik incelemeler yapıldığını ve bu kişilerde bulunan bir DNA türünün sadece ya Doğu Asya'da dünyaya gelenler ya da Amerikalı yerlilerde var olduğunu açıkladı.
CSIC araştırmacılarından Carles Lalueze-Fox, makalesinde, ''İlk başta DNA'nın İzlanda'ya yerleşmiş Asyalı ailelerden geldiğini düşündük. Ama soy ağaçlarının incelenmesi sonucu 4 ailenin atalarının 1710 ile 1740 arasında yaşamış olduğunu ve İzlanda'nın güneyindeki bir bölgeden geldiklerini keşfettik'' ifadesini kullandı.
Laueza-Fox, C1e adı verilen genetik dizilimin İzlanda'ya bir kadın tarafından sokulduğunu gösterdiğini belirttiği makalesinde, ''En gerçekçi hipotez, bu genlerin 1000 yıllarında Vikingler tarafından Amerika kıtasından getirilen bir yerli kadına ait olduğudur'' dedi.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
archeology,
avrupaya,
ayak,
basan,
bir,
europe,
history,
ilk,
kadınmış,
science
8 Mart 2011 Salı
Menopoz stresine karşı yürüyüş
İngiliz bilim insanları ilerleyen yaşlarda kadınların korkulu rüyası olan menopozun etkilerinin üstesinden nasıl gelinebileceğine dair bir liste hazırladı.
Haberde uygun beslenme, yeterli egzersiz ve stresle baş etme gibi basit teknikler sayesinde menopozun depresyon, konsantrasyon ve hafızada zayıflık, yüksek ateş, gece terlemesi, sürekli idrara çıkma gibi etkilerinin azaltılabileceği kaydedildi.
Listede menopoz sürecindeki kadınlardan haftada 5 gün ve günde 40 dakika düzenli yürüyüş yapanların diğerlerine oran daha az stresli olduğu da belirtildi.
Sık ateş basmasının önüne geçilmek için de kadınların ateşleri yükseldiği anları kaydetmeleri tavsiye edildi.
Haberde uygun beslenme, yeterli egzersiz ve stresle baş etme gibi basit teknikler sayesinde menopozun depresyon, konsantrasyon ve hafızada zayıflık, yüksek ateş, gece terlemesi, sürekli idrara çıkma gibi etkilerinin azaltılabileceği kaydedildi.
Listede menopoz sürecindeki kadınlardan haftada 5 gün ve günde 40 dakika düzenli yürüyüş yapanların diğerlerine oran daha az stresli olduğu da belirtildi.
Sık ateş basmasının önüne geçilmek için de kadınların ateşleri yükseldiği anları kaydetmeleri tavsiye edildi.
18 Ocak 2011 Salı
Beynimiz için faydalı 4 bitki
Birçok şifalı bitki ve baharatın tıbbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin sağlığını da destekleyenler de var. İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak için yemeniz gereken bitkiler!
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye odaklanmalısınız:
1. Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.
Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.
2. Adaçayı: Nane ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni Alzheimer'a
neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi.
Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.
3. Wasabi: "Japon Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.
Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.
4. Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak, kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor.
Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz. Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye odaklanmalısınız:
1. Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.
Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.
2. Adaçayı: Nane ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni Alzheimer'a
neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi.
Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.
3. Wasabi: "Japon Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.
Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.
4. Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak, kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor.
Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz. Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
biology,
bitki,
brain,
faydalı,
health,
human body,
için,
intelligence,
medicine,
memory,
nature,
plant,
science
Nane ve Faydaları
Dolmalarda, çorbalarda ve daha birçok yemekte güzel bir tat veren nanenin aynı zamanda sağlığınıza da sayısız yararı bulunuyor.
Bozulan midenize iyi gelen nanenin yağı düz kaslarınızın gevşemesini sağlıyor, böylece kramplarınızın iyileşmesine yardım ediyor.
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, nanenin faydasının bunlarla sınırlı olmadığını söyleyen uzmanlar, nanenin evde uygulayacağınız tedavilerde mükemmel bir baharat olduğunu belirtiyorlar. İşte nanenin 20 faydası:
Akne, eklem iltihabı, midede toplanan gazın çıkarılması, vücut kokularının giderilmesi, soğuk algınlığı ve grip, öksürük, ekstra enerji, yorgunluk, ayak problemleri, baş ağrısı, hazımsızlık, geğirme, irritabl bağırsak sendromu, hamilelik döneminde oluşan sabah bulantıları, bulantı ve kusma, ağrı kesici, cilt bakımı, boğaz ağrısı, böcek sokmaları ve ısırmaları, sinüzit.
Nanenin içeriği: Nanenin içinde 100'den fazla bileşen bulunduğunu tespit eden uzmanlar, nanenin kesin niteliği bitkinin nerede ve nasıl yetiştiğine bağlı olarak farklılık gösteriyor. Genel olarak nane bağırsakla ilgili spazmları gevşeten, karın ağrısını geçiren, burun açıcı ve topikal ağrı kesici olarak görev yapan mentol, menton, flavonoidler, fenoller, triperten ve tanen içeren uçucu yağ içeriyor.
Bilim adamları ne diyor?
Uzmanlar birçok araştırmanın bitkinin kendisinden çok nane yağı üzerine ve irritabl bağırsak sendromunu iyileştirme özelliğine odaklandığını belirttiler. Son yapılan araştırmada Tahran Üniversitesi Tıbbi Bilimler bölümünde görevli araştırmacılar, irritabl bağırsak sendromu olan 90 hastaya 8 hafta boyunca boş ilaç ile günde 3 kez nane yağı kapsülü verdiler. çalışmanın sonunda, nane yağı kapsülü içen 14 kişi ağrılarından kurtulduğunu açıkladı.
Tayvan'da yapılan bir araştırmaya göre ise, yemeklerden 15-30 dakika önce içilen nane yağı kapsülü karındaki şişkinliği, gazı ve gurultuyu önemli ölçüde azaltıyor. Bazı vakalarda ise karın ağrısının azaldığı ya da tamamen ortadan kaybolduğu belirtildi.
Bozulan midenize iyi gelen nanenin yağı düz kaslarınızın gevşemesini sağlıyor, böylece kramplarınızın iyileşmesine yardım ediyor.
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, nanenin faydasının bunlarla sınırlı olmadığını söyleyen uzmanlar, nanenin evde uygulayacağınız tedavilerde mükemmel bir baharat olduğunu belirtiyorlar. İşte nanenin 20 faydası:
Akne, eklem iltihabı, midede toplanan gazın çıkarılması, vücut kokularının giderilmesi, soğuk algınlığı ve grip, öksürük, ekstra enerji, yorgunluk, ayak problemleri, baş ağrısı, hazımsızlık, geğirme, irritabl bağırsak sendromu, hamilelik döneminde oluşan sabah bulantıları, bulantı ve kusma, ağrı kesici, cilt bakımı, boğaz ağrısı, böcek sokmaları ve ısırmaları, sinüzit.
Nanenin içeriği: Nanenin içinde 100'den fazla bileşen bulunduğunu tespit eden uzmanlar, nanenin kesin niteliği bitkinin nerede ve nasıl yetiştiğine bağlı olarak farklılık gösteriyor. Genel olarak nane bağırsakla ilgili spazmları gevşeten, karın ağrısını geçiren, burun açıcı ve topikal ağrı kesici olarak görev yapan mentol, menton, flavonoidler, fenoller, triperten ve tanen içeren uçucu yağ içeriyor.
Bilim adamları ne diyor?
Uzmanlar birçok araştırmanın bitkinin kendisinden çok nane yağı üzerine ve irritabl bağırsak sendromunu iyileştirme özelliğine odaklandığını belirttiler. Son yapılan araştırmada Tahran Üniversitesi Tıbbi Bilimler bölümünde görevli araştırmacılar, irritabl bağırsak sendromu olan 90 hastaya 8 hafta boyunca boş ilaç ile günde 3 kez nane yağı kapsülü verdiler. çalışmanın sonunda, nane yağı kapsülü içen 14 kişi ağrılarından kurtulduğunu açıkladı.
Tayvan'da yapılan bir araştırmaya göre ise, yemeklerden 15-30 dakika önce içilen nane yağı kapsülü karındaki şişkinliği, gazı ve gurultuyu önemli ölçüde azaltıyor. Bazı vakalarda ise karın ağrısının azaldığı ya da tamamen ortadan kaybolduğu belirtildi.
22 Kasım 2010 Pazartesi
Avrupa'ya ilk ayak basan bir kadın !
İspanyol ve İzlandalı bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, Amerika kıtasından Avrupa kıtasına ayak basan ilk kişinin bir kadın olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, Vikingler, bin yıl önce Amerika kıtasında doğan bir kadını İzlanda'ya getirdi. Bu tez, Vikinglerin Cristof Colomb'dan yüzyıllar önce Amerika kıtasına ulaştığını ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, Vikingler, bin yıl önce Amerika kıtasında doğan bir kadını İzlanda'ya getirdi. Bu tez, Vikinglerin Cristof Colomb'dan yüzyıllar önce Amerika kıtasına ulaştığını ortaya koyuyor.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
archeology,
avrupaya,
ayak,
basan,
bir,
europe,
history,
ilk,
kadınmış,
science
15 Eylül 2010 Çarşamba
Süper bakterilere karşı geleneksel tıb
Çin Sağlık Bakanlığı, süper bakterileri yok etmek için geleneksel Çin tıbbının kullanılacağı bir proje geliştirileceğini açıkladı.
Halkın Günlüğü gazetesinin haberine göre, ülkedeki ilaç şirketleri ve araştırma enstitülerinin ortaklaşa yapacağı, Guangcou İlaç Holdingi ve Güney Çin İnovatif İlaçlar Merkezi başkanlığında geliştirilecek projede 5 yıl sonunda bağımsız bir sonuç elde edilmesi öngörülüyor.
Uzmanlar, antibiyotiklerin aşırı kullanımı nedeniyle süper bakterilerin türediğine inanıyor.
Çin, dünyadaki aşırı antibiyotik kullanımında öne çıkan ülkelerden biri olarak göze çarpıyor. Bakterilerin direnç oranı bu ülkede gelişmiş ülkelere göre daha yüksek seyrediyor.
Çin Geleneksel İlaçları İdaresinden bir yetkili, Çin tıbbının antibakteriyel ve antiviral özellikleri açısından avantajları olduğunu, bu bağlamda süper bakterilerin tedavisinde Çin ve Batı tıbbını birleştirerek, yeni tedaviler geliştirmenin yeni bir buluş olacağını söyledi.
Halkın Günlüğü gazetesinin haberine göre, ülkedeki ilaç şirketleri ve araştırma enstitülerinin ortaklaşa yapacağı, Guangcou İlaç Holdingi ve Güney Çin İnovatif İlaçlar Merkezi başkanlığında geliştirilecek projede 5 yıl sonunda bağımsız bir sonuç elde edilmesi öngörülüyor.
Uzmanlar, antibiyotiklerin aşırı kullanımı nedeniyle süper bakterilerin türediğine inanıyor.
Çin, dünyadaki aşırı antibiyotik kullanımında öne çıkan ülkelerden biri olarak göze çarpıyor. Bakterilerin direnç oranı bu ülkede gelişmiş ülkelere göre daha yüksek seyrediyor.
Çin Geleneksel İlaçları İdaresinden bir yetkili, Çin tıbbının antibakteriyel ve antiviral özellikleri açısından avantajları olduğunu, bu bağlamda süper bakterilerin tedavisinde Çin ve Batı tıbbını birleştirerek, yeni tedaviler geliştirmenin yeni bir buluş olacağını söyledi.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bacterium,
bakterilere,
china,
geleneksel,
health,
karşı,
medicine,
science,
süper,
traditional,
tüb
27 Ağustos 2010 Cuma
Bağırsak problemlerinin doğal ilacı
Muz ve brokolinin içerdiği lifler, mide ve bağırsak problemlerine iyi geliyor.
Sebze ve meyvelerin posalarının, zararlı bakterilerin sindirim sistemindeki hücrelerin içine geçişine karşı etkisini araştıran bilim adamları, "plantain" cinsi büyük bir muz ile brokolinin içerdiği liflerin oldukça yararlı olduğunu gözlemledi.
Bu liflerin, ishal ve karın ağrısı gibi semptomlar gösteren kronik iltihabi bir bağırsak hastalığı olan Crohn'a karşı yararlı olduğunu saptayan bilimadamları, işlenmiş gıdalarda kullanılan ortak bir maddenin ise hastalığın ilerlemesine yol açtığını tespit etti.
Araştırma ekibinden Barry Campbell, elde ettikleri sonuçların, farklı beslenme ögelerinin bakterilerin bağırsak içindeki hareketi üzerinde oldukça etkili olabileceğini ortaya koyduğunu söyledi.
Cambell, "Vitaminler ve minareller açısından zengin olan "plantain" ve brokolinin sağlığa faydalarını genel olarak zaten biliniyordu. Ancak Crohn hastalarındaki iltihabi duruma karşı doğal savunma sistemine nasıl destek olduğu konusunda şimdiye kadar bir fikrimiz yoktu" diye konuştu.
Bilim adamları, bu hastalıktan mustarip olanların, hastalığın tekrarlanmaması için işlenmiş gıdalardan uzak durmaları ve bu lifleri tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.
Sebze ve meyvelerin posalarının, zararlı bakterilerin sindirim sistemindeki hücrelerin içine geçişine karşı etkisini araştıran bilim adamları, "plantain" cinsi büyük bir muz ile brokolinin içerdiği liflerin oldukça yararlı olduğunu gözlemledi.
Bu liflerin, ishal ve karın ağrısı gibi semptomlar gösteren kronik iltihabi bir bağırsak hastalığı olan Crohn'a karşı yararlı olduğunu saptayan bilimadamları, işlenmiş gıdalarda kullanılan ortak bir maddenin ise hastalığın ilerlemesine yol açtığını tespit etti.
Araştırma ekibinden Barry Campbell, elde ettikleri sonuçların, farklı beslenme ögelerinin bakterilerin bağırsak içindeki hareketi üzerinde oldukça etkili olabileceğini ortaya koyduğunu söyledi.
Cambell, "Vitaminler ve minareller açısından zengin olan "plantain" ve brokolinin sağlığa faydalarını genel olarak zaten biliniyordu. Ancak Crohn hastalarındaki iltihabi duruma karşı doğal savunma sistemine nasıl destek olduğu konusunda şimdiye kadar bir fikrimiz yoktu" diye konuştu.
Bilim adamları, bu hastalıktan mustarip olanların, hastalığın tekrarlanmaması için işlenmiş gıdalardan uzak durmaları ve bu lifleri tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bağırsak,
bananas,
broccoli,
doğal,
fruit,
health,
ilacı,
medicine,
problemlerinin,
science,
vegetables
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)