Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

süper etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
süper etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2011 Cumartesi

Süper kahraman filmlerinin evrimi - seri filmler

Süper kahraman filmlerinin evrimi

Günümüzde altın çağını yaşadığımız 'süper kahraman filmleri' 80'li yılların başından itibaren ciddi bir evrim geçirdi. Çizgi romanlardan esinlenilerek ortaya çıkan ilk filmler, 2000'lere geldiğimizde birçok kişinin ilgiyle izlediği filmlere dönüştü.





Superman' ve 'Superman II' (1978 ve 1981)

'Superman' serisine gelinceye kadar süper kahraman filmleri izleyicilerden pek rağbet görmedi. Ancak 'Superman' tam bir çıkış noktası oldu.





'Batman' (1989)

Superman'ın yarattığı ilgiyi 'Batman' artarak sürdürdü.







'Ninja Kaplumbağalar' (1990)

Leonardo, Mikelanjello, Rafael ve Donatello... 90'lı yılların başında herkesin severek izlediği 'Ninja Kaplumbağalar'.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)

Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)
Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)

Hazırlayan: Akhenaton

Süperego, ruhsal aygıtın dizginleyici, suçlayıcı, yargılayıcı ve cezalandırıcı yapısıdır. Günlük yaşamdaki karşılığı "vicdan", belirtisi ise suçluluk duygusudur.[1] Başka bir deyişle süperego, ego vasıtası ile gelen id isteklerinin hangilerinin bilinç düzeyine çıkarılacağına hangilerinin bilinçaltına indirileceğine karar veren unsurdur.[2]
Psikanalizin kuramsal kavramı, "Ben" (Ego), "O" (id) ve "Benüstü" (Süperego) terimleriyle anılan ve "Ruhsal Aygıt" da denilen, ruhsal bir organizasyondan yola çıkar. "Ben" (Ego), kişiliğin bir alt yapısıdır. Oldukça bağımsız bir işleve sahiptir ve dış çevre ile, "İd" ve "Süperego" olarak adlandırılan diğer iki ait yapı arasında bir aracı görevindedir. "İd", içinde hazza ulaşmayı amaç edinmiş istek ve duyguları.. bulundurur. Bu istek ve duygular, "libidinöz" ve "saldırgan" dürtülerden köklenir.. "Süperego" ise, toplumun geçerli kavram ve ölçülerini içinde barındırmaktadır Yanı gerçeğin ahlak kurallarını ve kişinin kendi kendini kontrolünü, eleştirisini temsil eder.

Ego'nun işlevi, dış dünya ve bu dünyadaki insanlar arası ilişki nesneleriyle id ve Süperego'nun gereksinimleri arasında uygum sağlamaktır. Bir yandan dış dünyanın kural ve gereksinimlerini id ve Süperego'ya karşı temsil ederken, bir yandan da (İd ve Süperego'nun gereksinimlerini dış dünya ilişkileri içinde temsil eder. Yani, kişinin sosyal ilişkilerindeki her türlü zorunlulukları ve çıkarları Ego tarafından temsil edilmektedir. Bir başka deyişle, Ego merkezi bir yönetim olup organizmanın uyum sürecindeki ruhsal organıdır ve aynı zamanda savunma süreçleri de burada bulunur.[3]
İd, ilkel ve doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizi kapsıyor. Bedensel ihtiyaçlarımızın, cinsel arzularımızın ve saldırgan tepkilerimizin idden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Freud'a göre idin arzu ve istekleri tamamen bilinç dışı ve "zevk prensibi"yle işlemekte. İdin temel güdülerimizi kapsadığını düşününce, zevk prensibiyle işlemesi doğal. Çünkü ilkel güdüler, arzulara bir an önce doyum arayıp bireyin davranışlarını bu yönde şekillendirebiliyorlar. Ego, idin tatmin edilebileceği elverişli şartlar oluşana kadar onu kontrol altında tutuyor. Öyleyse ego, "gerçeklik prensibi"yle işliyor. Çevresel şartları değerlendirerek pek çok davranışın olası sonuçlarını tartıyor. Bu şekilde, uygun zamanı kollayarak bireyin anlık dürtüleri sonrasında acı çekmesini engellemiş oluyor. Egonun kimi işlevleri bilinçliyken kimileri bilinç dışı gerçekleşiyor. Kişiliğimizin son öğesiniyse süper ego oluşturuyor. Süper ego da tıpkı ego gibi idin arzu ve isteklerini baskı altında tutmaya çalışıyor. Ancak ego idin tatminleri için uygun zamanlar kollarken süper ego ahlak kurallarını devreye sokuyor. Daha açık bir deyişle, idin bu yönde tatmininin doğru olup olmadığını sorguluyor. Süper ego için tatminde yalnızca doğru zamanın kollanması değil, ahlaki kurallara uygunluk da önem kazanıyor.[4]

15 Eylül 2010 Çarşamba

Süper bakterilere karşı geleneksel tıb

Çin Sağlık Bakanlığı, süper bakterileri yok etmek için geleneksel Çin tıbbının kullanılacağı bir proje geliştirileceğini açıkladı.

Halkın Günlüğü gazetesinin haberine göre, ülkedeki ilaç şirketleri ve araştırma enstitülerinin ortaklaşa yapacağı, Guangcou İlaç Holdingi ve Güney Çin İnovatif İlaçlar Merkezi başkanlığında geliştirilecek projede 5 yıl sonunda bağımsız bir sonuç elde edilmesi öngörülüyor.
Uzmanlar, antibiyotiklerin aşırı kullanımı nedeniyle süper bakterilerin türediğine inanıyor.

Çin, dünyadaki aşırı antibiyotik kullanımında öne çıkan ülkelerden biri olarak göze çarpıyor. Bakterilerin direnç oranı bu ülkede gelişmiş ülkelere göre daha yüksek seyrediyor.
Çin Geleneksel İlaçları İdaresinden bir yetkili, Çin tıbbının antibakteriyel ve antiviral özellikleri açısından avantajları olduğunu, bu bağlamda süper bakterilerin tedavisinde Çin ve Batı tıbbını birleştirerek, yeni tedaviler geliştirmenin yeni bir buluş olacağını söyledi.

23 Mayıs 2010 Pazar

Süper Dünya Kadınları'nın Güzellik Sırları

Süper Dünya Kadınları'nın Güzellik Sırları...!! Güzellik tüm dünyada güncelliğini kaybetmeyen bir konu. Farklı olan ise, ülkeden ülkeye kadınların başvurduğu yöntemler...

 

İtalya: Ninelerinin ve annelerinin eskiden sıkça uyguladığı ve kullandığı hintyağı cilt bakımı, şu aralarda İtalya'da yine popüler. Hintyağı özellikle saçları güçlendirmede ve cildi beslemede çok etkilidir.

Çin: Bir-çay kaşığı biberiye yağı, bir fincan yeşil çayla karıştırılır. Bir süre beklenir ve en son saçlar durulanır. Saçlara doğal bir parlaklık verir. Güzellik kremlerinin bazılarının bileşiminde de bulunan ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir. Ayrıca şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Çin beyaz çayı ise gençleştirici gizemi taşır! Gıda, sağlık ve kozmetikte yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Yaşlanma, kırışıklık ve sarkmalara karşı kullanılmaktadır. Cildi kuvvetlendirici, yeni cilt hücre yetişmeyi destekleyicidir. Çevre ve günlük cilt yıpranmalara karşı cildi koruyucudur. Pürüzsüz ve yumuşak bir deri oluşumunda etkin rol oynar.

Yunanistan: Yunan gençleri, vücutlarını bebe yağı ile ovarak ölü deriyi kumsala bırakırlar. Ve denizde durulanırlar.
Polonya." Balı, bir güzellik ürünü olarak cildi yumuşatmak ve parlatmak için kullanırlar. Bal cildin yorgun ve yıpranmış görüntüsünü alır ve geriye ışıl ışıl bir cilt bırakır.

Brezilya: Brezilyalı kadınların güzellik sırlarıysa Brezilya'nın mükemmel plajlarında saklıdır. Çünkü dünyada en güzel kadınların güneşlendiği yer olarak nam salmış bu plajlarda, kadınlar avuç dolu kumlarla vücutlarını ovarlar ve bol bol güneşlenirler. Kumlar, selüliti gidermekte ya da sülülite karşı cilteki kan dolaşmını hızlandırmakta. Pürüzsüz bir cilte sahip olmak açısından faydası olan bu "kumla ovma"dan esinlenmiş olmalı ki, son zamanlarda, İngiltere'de bazı ticari firmalar tarafından kumların bu özelliğinden faydalanılarak kozmetik ürünleri piyasaya sürülmüş.

Hİndistan: Hindistan'da, her gece yoğurt ve bademden yapılan maskın yapılması zorunludur. On adet badem ezilir ve sonra yoğurtla karıştırılarak cilde sürülür. 25 dakika bekledikten sonra cilt temizlenir.

Avustralya: Avustralya kızları, yalınayak yürümek ve ayak parmağını açan sandallet giymeyi severler. Ayaklarının pürüzsüz olması için avakado ile ovarlar. Avakodo kuru ciltlere yumuşaklık kazandırır.

ispanya: İspanya'da gençler zaman zaman göz kapaklarını dinlendirmek içn patatesten yararlanırlar. Çok ince dilimler halinde kestikleri patatesi, 10 dakika boyunca gözlerde tutarlar.

Jamaika: Karayip Adalarında, soyulmuş muz kabuklarını cilt bakımlarına uygularlar. Güneş yanıklarına karşıda iyi gelen muz kabuklarında, bazı proteinler sayesinde cilde yumuşaklık ve dirilik kazandırmaktadır.

Rusya: Soğuk bir iklime sahip Rusya'da, gençler ciltlerini soğuktan korumak için kaliteli paltolar ve kotlar giymekteler. Ve özelikle sarımsak yağıyla ciltlerini sıklıkla ovarlar. Sarımsak antibiyotik, antiseptik özellikleri ile akneye karşı savaşırken antioksidan özelliği ile de cildi korur ve onarır. Ayrıca sarımsak suyu uçuğa iyi gelmektedir.

Japonya: Japonya'da cilt bakımında kamelya yağı sıklıkla kullanılır. Beyaz kamelya ve fındık yağı cildi nemlendirmek, bes¬lemek, yumuşaklık vermek için kullanırlar. Doğum sonrası oluşan cilt kırışıklıklarını gidermekte ve saçları gürleştirmekte kullanırlar.

Türkiye: Türkiye'de, yeni yeni popüler olan kefir artık doğal güzellikte de kullanılmakta. Bir bakteri kültürü olan kefir, özelikle içerdiği etkin maddeleriyle cilde de faydalı olmaktadır.

İskandinavya: İskandinav kadınları, güzel ciltlerini korumak için saf memba sularından isitifade ederler. Her gün en azından 1.5 litre buz gibi memba madensuyuyla, yüzlerine 15-20 kere yıkarlar. Bu ciltlerine canlılık verir. Pahalı losyonlara ihtiyaç duymadan, buz gibi bu memba sularıyla da ciltlerini diri tutabilmekteler.