Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

20 Mayıs 2010 Perşembe

Bedenimiz Bizimle Sürekli Konuşuyor / Beden Bilgeliği

Bedenimiz bizimle sürekli konuşuyor. Onu dinlemeyi öğrenirsek kendimize çok büyük iyilik yapmış oluruz.









Bedeninizi dinlemek için ona zaman ayırın. O da bizim her düşüncemizi dinliyor, her duygumuzu hissediyor. Bizim düşüncelerimize, söylediklerimize ve duygularımıza uygun tepkiler veriyor. Beden duruşumuzu, omurgamızı, yüz kırışıklıklarımızı, hormonlarımızı bile düşünce ve duygularımıza uygun şekilde ayarlıyor.

Nemrut bir ihtiyar düşünün; hastalıklarla boğuşan, mızmız, kendisine de çevresine de çektiren bir ihtiyar!

Nur yüzlü bir yaşlı düşünün; sağlıklı. dinç ve hayata bağlı bir yaşlı!

Bu insanlar gençliklerinde nasıldı dersiniz?

Siz yaşlandığınızda hangisi olacağınızı düşünüyorsunuz?


Hastalıklar, ruhumuzun ve bedenimizin, onlara gösterdiğimiz saygısızlığa bir isyanıdır. Hastalıklar, yaptığımız bir şeyin bizim için iyi olmadığını söyleyen bedenimizin dilidir.

Hastalıklar, sağlıklı olmayan düşünce kalıplarımızın, duygularımızın, inançlarımızın, yaşam ve beslenme biçimimizin değiştirilerek yeniden yapılanmamızı, kendi doğamıza dönmemizi sağlayan birer metafordur.

Hastalıklarımız, bize kim ve ne olduğumuzu yeniden tanımlama ve tanıma şansı verir. Derine gömülmüş duygusal incinmelerimizin etrafında oluşturduğumuz sahte kimliklerimizi ve sağlıksız alışkanlıklarımızı sorgulayarak rahatlık alanımızdan çıkmaya teşvik eder ve onlardan özgürleşmemizi sağlar.

Hayatınız birbirinden bağımsız olayların oluşturduğu bir tesadüfler zinciri değildir. Sağlık ya da hastalık da bir şans, bir tesadüf değildir. Sağlıklı beslenen, hareket eden, uyku düzenine dikkat eden, olumlu düşünen, amacı olan ve amaçlarını gerçekleştirmek için yaratıcılığını kullanan, çaba gösteren, üretken, canlı bir insanla, abur cuburla beslenen, TV karşısında pinekleyen, hareketsiz, tekdüze yaşayan, tek amacı hayatını idame ettirmek olan, sürekli hayatından ve koşullarından şikâyet eden öfke dolu bir insanın sağlığı bir olur mu?

Tüm hastalıkların nedeni, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutumuzda dengenin olmamasıdır.

Çocuğunuz hastalandığında ona sevgi ve şefkatle yaklaşır, onunla konuşur, ilgilenir, iyileşmesi için elinizden geleni yapar ve onu sevdiğinizi söylersiniz değil mi?

Bedeniniz hastalığında tıpkı çocuğunuz gibi sizden ilgi ve sevgi bekliyor. Onunla konuşmanızı istiyor. Elinizden gelen ihtimamı göstermenizi bekliyor.

Doğumumuzdan itibaren hayat deneyimlerimizin depolandığı bilinçaltında, bizi zihinsel, duygusal ve fiziksel boyutta etkileyen birçok program (bilinçaltı kasetleri) vardır. Bu programların ne olduğunun (bilinçli olarak) farkında olmayız. Ama hayatımızı otomatik olarak bu programlar doğrultusunda yaşarız. Bu programların bazıları bize zarar verir, sürekli aynı sorunları ya da hastalıkları tekrar tekrar yaşamamıza neden olur, gerçek benliğimizin ortaya çıkmasını bloke eder, gücümüzü zayıflatır ve olabileceğimizin en iyi versiyonu olmamızı engeller.

Birçoğumuz hayatımız boyunca değişik hastalıklarla ve sorunlarla mücadele ederiz.

Psiko Kinesiyoloji (PiKi) teknikleri ile hastalıklarımızın ve sorunlarımızın temelinde yatan bilinçaltı programlarından özgürleşerek, bedenimizin iyileşme sürecini hızlandırabiliriz. Bunlar, uzun yıllardır boğuştuğunuz ve üstesinden gelmek için her yolu denediğiniz sorunlar ya da hastalıklar olsa bile.

PiKi, bireylere uygulanabilen, gruplara öğretilebilen, kolaylıkla hayata geçirilebilen bir sistemdir. Bu sistemden mümkün olduğu kadar çok insanın yararlanması, kendisine ve sevdiklerine uygulaması için, Türkiye’nin dört bir yanında PiKi danışmanları ve eğitmenleri olmasını hedefliyorum.

İnsanlara yararlı olmak ve içlerindeki gücü kendi yararlarına nasıl kullanabileceklerini hatırlatmak, sonuçları almalarını görmek harika bir doyum.

18 Mayıs 2010 Salı

Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples, tablo gibi resimler

Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples, tablo gibi resimler, bunlar eski amerikan düğün resimlerine benziyor
Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples


15 Mayıs 2010 Cumartesi

Okan Bayülgen - Okan Bayülgen Hakkında - Okan Bayülgen ilgili Herşey

Okan Bayulgen kimdir

Disko Kralı - Sigara Öldürür (29.11.2009) Video

Okan Bayülgen - Sigara Öldürür - Medya Kralı

Disko kralı - Okan Bayülgen - Sigara öldürür

Televizyon bebek bakıcısı değil

Güzel Kadın Circlist Tablosu, Beautiful Woman Circlist Painting

Güzel Kadın Circlist Tablosu, Beautiful Woman Circlist Painting



güzel kadın circlist tablosu, beautiful woman circlist painting

Kuantum dokunuş - Reiki arasındaki farklar

Kuantum dokunuş - Reiki arasındaki farklar


Kuantum-Dokunuş'la Reiki arasında uygulamada fark varmıdı?

Reiki uygularken sadece niyetinizi yapın, Reiki-2 veya üstü iseniz sembolleri çizin her şey tamamdır. Reiki akmaya başlayacaktır,Siz konuşun yada Tv. seyredin fark etmez. Şifa süreci uzun sürebiliyor.

Kuantum-Dokunuş uygulamak için beden taraması ve nefes tekniklerini uygulamak gerekiyor.Aynı zamanda odaklanmamız gerektiğinden başka şeylerle ilgilenme olanağımız olmuyor. Bu nedenledirki, ağrının yada hastalığın durumuna göre bir kaç dakika içinde şifa oluşabiliyor. Kısacası, şifa sürecini hızlandırmada diyebiliriz. Reiki ile Kuantum-Dokunuş enerjilerinin birlikte kullanılması şifaya roket hızı verebiliyor.


Kuantum-Dokunuş hangi hastalıklara iyi gelir ?
Enerji bedende ihtiyaç olan bölgeye gider. Fiziksel yada duygusal sorunlar diye ayrım yapmaz.eanslarda amaç, hastanın duygusal sorunlarını çözmek degil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hislerini bulmasına yardımcı olmaktır.

Fizksel, duygusal ve ruhsal problemlerimize Kuantum-Dokunuş şifa amacıyla uygulanır. Bedenimiz mükemmel işleyen bir yapıya sahiptir, aldığı enerjiyi nerede ve nasıl kullanacağını bizden daha iyi bilir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı, kendi rezonansını yüksek tutabilme yeteneğini öğrenmiştir, elini enerjisi zayıf bedene dokunduğunda o beden kısa sürede yüksek rezonansa kendisini uyumlayacak ve kişinin bedensel zekası şifa için gerekeni yapacaktır.Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı şifa vermez o sadece enerjiye “kanal” görevi görür, asıl şifacı bu enerjiyi alan kişidir.

Şİfa uygulanan alanlardan sadece bazıları:

-Hafif yanık ve kesikler

-Uyku bozuklukları

-Stres

-Aşırı heyecan

-Tansiyon ( düşük-yüksek)

-Kronik hastalıklar

-Siyatik

-Bel ve Sırt ağrıları

-Diş ve çene

-Baş ağrıları

-Sinüzit

-Göz ağrıları

-Omuz ve boyun ağrıları

-Bilek ve parmaklar

-Romatizma ağrıları

-Solunum bozuklukları

Kemikler ve Kuantum-Dokunuş


Kuantum-Dokunuş ile, özünde taşıdığı güçlü uyumlayıcı enerji yoluyla, kemiklerin kendiliğinden düzene girdiğini, yaraların kısa sürede kapandığını, ağrıların yerini tebessüme bıraktıklarını görebiliriz..

Kemikler üzerinde çalışırken, kemiğin nerede ve nasıl durması gerektiğini bilmek bizim işimiz değildir. Kişinin beden zekası bunu çok iyi biliyor, enerji seviyesi yeterli yüksekliğe ulaştığında kemikleri olması gerektiği yerlere koymayı seçecektir. Kuantum-Dokunuş uygularken eller rahat ve yumusak olmalıdır. Kemikler üzerindeki çalışmalar kişi otuturken veya ayaktayken daha olumlu ve cabuk sonuc verebilir.Bedenin dik olması enerji akımını dahada kolaylaştıracaktır.Burdan kişi yatarsa enerji gerceklesmez diye bir sonuç çıkarılmamalı, bu durumda biraz daha fazla zaman gerektirebilir. Dahası, her nereye gidersek gidelim oturacak veya ayakta duracak bir yer bulunur. Enerjiyi çalıştırdığımızda birçok şifa gercekleşebilir. Hafif bir dokunuş kemiklerin hareket etmesini, hücre seviyesinde bir cok değişikliğin oluşmasını sağlayabilir.

Hiç bir şey değişmemiş gibi görünebilir bu şifanın olmadığı anlamına gelmemelidir. Şifa saniyeler içindede gelebilir 20-30 dakika içindede.Bu tamamen hastalıgın durumuna baglıdır..

Kuantum-Dokunuş ve duygular
Çözümlenmemiş duygular enerjiyi bloke ederek hastalığın geri gelmesine neden olabilir. Kuantum-Dokunuş'un amacı kişinin duygusal sorunlarını çözmek değil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hissini bulmalarına duygularını daha olumlu ve sorumlu olarak kullanmalarına yardımcı olmaktır. Kuantum-Dokunuş seansından sonra kişinin duyguları daha dengeli ve uyumlu olacaktır. Enerji duygusal yada fiziksel sorun diye bir ayrım yapmaz , nerde ihtiyac varsa oraya akar ve gerekeni yapar.

Uygulayıcı kendi enerjisini mi kullanıyor ?
Çok sık karşılaşılan bir soru. Benden taraması ve nefes teknikleriyle enerji üretldiği için karmaşık gibi görünsede, Kuantum-Dokunuş enerjisi evrensel yaşam enerjisidir.

Yer'le Gök arasında uzanan uzanan çakralar aracılığı ile (beden taraması) toplanan ve nefes yardımıyla körüklenen enerjinin eller aracılığı ile alıcıya iletmesidir. Uygulayıcı sadece enerjinin akımında aracılık eder, aynı zamanda kendiside şifalanır bu enerjiden.

Kuantum-Dokunuş’un yan etkileri var mıdır ?
Hayır. Bu güne dek her hangi bir yan etkisi duyulmamıştır.Zaten, genel anlamıyla uyumlama tekniğidir. Uygulayıcının yüksek rezonansına şifacının (uygulamayı alan kişi) bedensel zekası kısa sürede uyum sağlayıp şifanın gercekleşmesine zemin hazırlar.Uygulandığı her canlıyı doğal haline dönüştürme,toksinlerinden arındırma özelliği taşır. Amerikada bir çok hastanenin doktor ve hemşireleri hastalarına kuantum-dokunuş uyguluyorlar .

Kuantum-Dokunuş modern tıbbın yerini tutar mı ?
Kesinlikle hayır. Kuantum-Dokunuş, teşhis-tedavi ile ilgilenmez o tıbbın işidir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcıları, teşhis-tedavi gerektiren hallerde, kişileri modern tıbba yönlendirmelidirler. Bizim işimiz sadece şifa işlemine kanal olmaktır.

Kuantum-Dokunuş'u tıbba destek olarakta algılayabiliriz. Kalp ameliyatını yapamayız ama, ameliyat sonrası ağrıları hafifletmek hatta ameliyat izlerinin daha çabuk iyi olması için kullanabiliriz (deneyin şaşıracaksınız)

Dializ için çağrılan bir hastanın böbreğini değiştiremez ama, kan değerlerini düzene koyup dialize gerek bırakmayabilir.

Kanser hastalığının duygusal nedenlerin ağırlığından olduğu artık modern tıp tarafındanda kabul görmeye başladı. Kuantum-Dokunuş şifa seansları bu durumlarda hastanın duygusal dengesi üstünde çalışıp hastalığın hızını kesebilir.Hatta hastalığın gerilemesine, hastanın kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir.

Bu şifaya herkesin ihtiyacı vardır kuantum-touch uygulaması almak için hasta olmak gerekmez.

Enerjiyi almak ağrılı mıdır ?
Genellikle evet. Bazan insanlar enerji alırken ağrıların arttığını hatta dayanmaktan zorlandıklarını hissederler.Bu kadar şiddetli tepki gösteriliyorsa bu enerjinin yoğunluğunu gösterir. Bu çok normaldir, ve saniyeler veya dakikalar içinde kaybolacaktır. Bu gibi durumlar şifanın gerçekleşmekte olduğunun işaretidir. Burda önemli olan uygulayıcının ağrı geçineye kadar seansa devam etmesidir. O anada seansı bırakmak, kişiyi rahatsız haliyle bırakmak olacaktır.

Uygulama yaptıkcamı gücümüz artar?
Tabi, enerjinin çalışması zihinsel ve bedensel odaklanma gerektirir bıda uygulama ile olur. Yaklaşık 80-100 saatlik bir uygulama sürecinden sonra gücünüzün kat kat arttığını göreceksiniz. Uzun süre ara vermiş olsanız dahi ne zaman uygulamaya karar verirseniz verin o hep sizinle ve kullanılmaya hazırdır.

Enerjiyi kendimiz içinde çalıştırmalımıyız?

Anlınıza gelen her yerde her zaman enerjiyi çalıştırmak iyi fikirdir. En azından, sabah akşam beşer dakika enerjiyi çalıştırırsanız normal bir denge sağlamış olursunuz.

Yeterince iyi yapamadığım konusunda endişelerim var
Bu bir yeterlilik sınavı değildir. Ehliyet almak için yeterli değilim, bu iş için yeterli değilim ...vs. diyebilirsiniz, ancak bu Quantum-touch için geçerli değildir. Beden taraması ve nefes tekniklerini yapabiliyorsanız, ellerinizi hisedebiliyorsanız endişeye gerek yok yeterlisiniz demektir.

Kuantum-Dokunuş, uygulama ve yeteneklerinizi keşfetme sürecidir, yanlış yapamazsınız...

Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı yada alan kişinin inanması gerekiyormu ?
Hayır. "Islanmak için okyanusun varlığına inanmanız gerekmez" diyor Richard Gordon. Reiki'de olduğu gibi Kuantum-Dokunuş'tada inanmak gerekli değildir. Ancak inanarak yapılan bir şeyin gücü inkar edilemez biliyoruz.

İlk uygulamada yapılabilecek hatalar nelerdir ?
Aslında ilk defa uygulama yapacak kişiler daha başarılı ve etkilidirler. Ama sorunun cevabı üç başlıkta toplanabilir:

1-Uygulamacı nefes almayı unutur. Demircinin körüğü çalışmıyorsa ateş çıkmayacaktır. Onun içindirki, derslerde sık sık tekrar edilen sözcük "nefes almaya devam edin" dir.

2-Eller çok sıkıdır. Enerjinin daha iyi çalışması için ellerin oldukca gevşek olması gereklidir. Sıkılmış eller enerjiyi bloke edebilirler.

3-Seans bitmeden bırakmak. Yeni uygulayıcıların genelde yapabilecekleri en belirgin hatadır. Enerjiyi alan kişinin her hangi bir tepkisi veya "yeter bırak" demesi karşısında paniğe kapılıp seansı bırakabilir.

Kuantum-Dokunuş seanslarından sonra yorgun olunurmu ?
Nefes teknikleri Kuantum-Dokunuş un önemli bir parçasıdır. Nefes almaya devam ettiğiniz sürece yüksek enerji frekansına sahip olursunuz. Daha yüksek bir enerjiye sahip olduğunuzdan yorgunluk söz konusu değildir.

Kuantum-Dokunuş seansında elbiseleri çıkarmak gereklimidir ?

Giysilerin çıkarılması gereksizdir. Ancak ceket kazak gibi ağır giysilerin çıkarılması seansın rahatlığı açısından iyi olabilir. Birde, Deri enerji akışını engelleme yada zorlaştırma özelliğine sahip olduğundan deriden yapılan giysilerin çıkarılması yararlı olur.

Fazla enerji verilirse zararı olurmu ?

Kişinin bedensel zekası, elimizi koyduğumuz bölge yeterli enerjiyi aldığı zaman gelen enerjiyi ihtiyacı olan başka bölgelere yönlendirecektir. Eger tüm beden o an yada o gün için yeterli enerjiyi almışsa beden kendisini enerjiye kapatacaktır. Dolayısıyla fazla enerji verebilmeniz söz konusu olmayacaktır. Unutulmaması gereken diğer husus Quantum-Touch uyumlama tekniğidir bozma değil.

Ağrıyı kovalamak nedir ?


Bir kişinin omuz ağrısı için omuzuna enerji veriyorsunuz, kısa süre sonra o kişi ağrının dirseğine indiğini söyleyebilir. O zaman sizde ellerinizi kişinin dirseğine kaydırırsınız.Bu işlem kol hatta ele kadarda inebilir. Bu ağrıyı kovalama tekniğidir. Burda önemli nokta enerji verdiğiniz kişiyle zaman zaman konuşup neler hissettiğini sormamız yararlı olur.

Seansın bittiğini nasıl anlarız ?

Bazı hallerde uygulayıcının elleri ile enerjiyi alan kişinin bedeni eşleşir. Bu durumda uygulayıcı "bir şey hissetmiyorum, enerji akımı durdu" diye seansı bırakmak ister. Önerimiz, seansı bırakmadan önce ellerini bir kaç saniyeliğini çekip neler hissettiğine baksın. Ellerini tekrar alıcının bedenine koyduğunda yine bir şey hissetmiyorsa, beden yeterli enerjiyi almış ve kendisini enerjiye kapatmış demektir.

Kuantum Dokunuş Teknikleri

Kuantum - Dokunuş Prensipleri
Sevgi evrensel bir titreşimdir.tüm canlılarla iletişimdedir, Her seviyede çalışır ve gerçek doğamızı ifade eder.Yaşam gücünün ve şifanın temelidir.


* Şifaya yardımcı olabilmek tüm insanların doğasında vardır.

* Şifa öğretilebilen bir yetenektir ve uygulama yaptıkca artar.

* Enerji düşünceyi takip eder.Uygulamacı niyet ve meditasyonları yüksek enerji alanı yaratabilmek ve şifacıyı (alıcı) çevrelemek için kullanır.

* Rezonans ve uyumlanma şifalanacak alanın titreşimlerini uygulayıcının titreşimine uyumlanmasını sağlar.Uygulayıcı sadece yeni rezonansı yükseltir ve yüksek tutar.

* Gerçekte kimse bir başkasını şifalandıramaz.Şifaya ihtiyacı olandır şifacı.

* Süreç'e güvenmek çok önemlidir.Yaşam gücü ve şifa süreci bizim algılarımız ötesinde bir bilgelikle çalışır ona güven duymalıyız.

* Enerji, bedenin şifalanması için gerekli doğal zekasını takip eder. Uygulamacı "beden zekasına dikkat eder ve ağrıyı kovalar."

* Uygulamacı şifa uygulaması sırasında kendiside şifalanmaktadır.

* Nefes alma yaşam gücünü artırır.

* Sinerji birden fazla uygulamacının beraber çalışmasıdır, son derece güçlü olabilir.

* Şifa uzaktanda yapılabilir ve çok etkilidir.

* Herkesin şifadaki yetenekleri kendine özgüdür, bazı kişiler bazı durumları şifalandırmada özellikle yeteneklidir.

* Kuantum-Dokunuş diğer şifa yöntemleriyle kolayca kullanılabilir.

Rezonans

Eski tip sakraçlı saatleri biliriz. Bu saatleri karşılıklı duvarlara asıp sakraçlarını değişik yönlere çalıştırırsak bir kaç gün içinde sakraçların aynı yönde sallandığını görürüz.

Aynı şekilde, sıcak gecelerde ağaçlara kümelenen ateş böcekleri, başlangıçta düzensiz bir şekilde yanıp sönerler ama kısa süre sonra hepsi ışıklarını düzenli bir şekilde yakıp söndürürler.

İki şey, rezonans ve uyumlama vasıtasıyla farklı frekanslarda titreşiyorlarsa, ya daha düşük titreşim yükselecek, ya yüksek titreşim düşecek veya ortada birleşeceklerdir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı, beden taraması ve nefes tekniklerini kullanarak kendi titreşimini en yüksek seviyeye çıkarmayı öğrenmiştir. Ellerini enerjisi düşük bir bedene uzattığında, o beden kendi frekansını uygulayıcının titreşim frekansına uyumlayacaktır. Yüksek frekansa geçen beden zekası aldığı bu enerjiyi nasıl kullanacağını iyi bildiğinden şifanın gerçekleşmesi için gerekeni yapacaktır.

Rezonans Kuralları
* Enerjiyi Çalıştır. Tüm beden taraması fiziksel bedenin hislerini güçlendirerek ellerimizden akmasını sağlıyacaktır.

* Körükcünün körüğü gibidir nefes. Ne kadar çok hava hareket ettirilirse iletişim ve diğer kişinin seviyesine düşmekten korunma o kadar güçlü olur.

* Nefesini Enerjiye bağla. Beden taraması nefes teknikleriyle birleştirilip uygulama yapıldıkca nefesimizle hislerimiz birbirine bağlanacaktır.

* Niyet et. Kişinin en yüksek hayrına şifa için yeterli etkendir.

* Sevgi ve şükran hissedin. Bilinçli olarak sevgi ve şükran dygularımızı canlı tutmak rezonansımızı yükseltir.

* Pozitif beklentide olun. Enerji insan zekasının üstünde bir zeka seviyesinde çalışır. Bu durumda bedenin mucizeler yaratabileceğine inanmak, şifanın gerçekleşmiş olduğunu düşünmek dahi şifaya yardımcı bir etkendir.

* Tüm dikkatinizi verin. Reikide odaklanmak gerekmez, Kuantum-Dokunuş da odaklanmanın etkisi inkar edilemez.

* Sonuçla ilgilenmeyin. Biz kişinin rezonansını yükseltmesine yardımcı oluyoruz. sadece sonuç bizim işimiz değildir. Kişinin bedensel zekası o enerjiyi nasıl kullanacaktır bilemeyiz.Bırakırız onu enerji düşünsün.

* Güven. Etken bir unsurdur. Kendimize, rezonansımızın yeterli yükseklikte olduğuna, bunun seans için yeterli olduğuna ve SÜREÇ'e güvenmeliyiz.

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Yoga Akademi Kurucusu Prof. Dr. Akif Manaf, ''Yoga teknikleriyle zihinsel gerginliğin giderilmesi ve kişinin rahatlamasıyla aşk performansı güçleniyor'' dedi.


Prof. Dr. Manaf, yaptığı açıklamada, sevginin en büyük düşmanının zihinsel gerginlik ve stres olduğunu ifade ederek, zihinsel dağınıklık ve konsantrasyon yetersizliğinin, insanın sevdiği kişiye odaklanmasını, duygu ve aşkını göstermesini zorlaştırdığını söyledi. Bu konuda Yoga Akademi'nin uyguladığı orijinal yoga sisteminin çok etkili bir araç olduğunu anlatan Manaf, uygulanan nefes ve bio enerji teknikleri ve vücut çalışmalarının hem konsantrasyonu artırdığını, hem de daha iyi odaklanmayı sağladığını belirtti.



Zihinsel gerginliğin giderilmesi ve beraberinde gelen gevşemeyle, aşk performansının güçleneceğini bildiren Manaf, zihnin dağılması nedeniyle Sevgililer Günü gibi bazı özel günlerin bile unutulma tehlikesi altında olduğunu savundu.
Konsantrasyon ve meditasyon teknikleriyle, kişinin her konuya daha iyi odaklanabileceğini anlatan Manaf, şunları kaydetti: ''Önemli bir nokta daha var. Orijinal yoga sisteminin uygulanması halinde kişilerin içindeki sevgi potansiyeli ortaya çıkıyor. İnsanlar var ki aşık olamaz ya da aşkını ifade edemez. Bunun nedeni kalp çakralarının tıkanmasıdır. Yoga tekniklerine başlamasıyla birlikte bu aşkı yaşamaya ve kendini ifade etmede sorun yaşamıyor. Çekingenlik ve utangaçlık gibi farklı zihinsel kalıplardan kurtularak, insanlarla çok daha kolay ve rahat bir iletişime girebilir.''
Yoga Eğitmeni Özlem Karaöz de 9 yıldır yoga yaptığını ve 18 yıldır iş hayatının içinde olduğunu ifade ederek, yaptığı yoga sayesinde insanların içindeki sevgi ve aşk potansiyelini fark ettiğini ve her anlamda zihnini yönetebildiğini söyledi.
Yoga yapanların sevgi ve aşkı gerçek anlamıyla tam olarak yaşayabildiklerini kaydeden Karaöz, ''Yoga yaptıktan sonra sevgi ve aşkın gerçek anlamını anladım'' diye konuştu.

Tuğçe Taşkın-Bahri Duman çifti de 6 aydır yaptıkları yoga sayesinde daha az kavga ettiklerini ve daha huzurlu bir birliktelik yaşadıklarını belirttiler.
Bahri Duman, yoga sayesinde her şeye daha pozitif baktıklarını ve bu durumun da ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini söyledi. Duman, ''Galiba 6 aydır sevgilimi daha çok seviyorum'' dedi.
Volkan Özsoy ve Alev Emine İnce çifti de yogayı birlikte yaptıklarını ifade ederek, uygulanan nefes tekniklerinin ve vücut hareketlerinin birlikteliklerine katkı sağladığını, bu nedenle yoga yapmayı sürdüreceklerini dile getirdiler.
Daha sonra Prof. Dr. Manaf önderliğinde çiftler, ''Partnerlerine sevgilerini güçlendirmeye katkı sağlayan'' yoga tekniklerini sergilediler.