Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

eski etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eski etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Eski Anadolu'da Ölüm İnançları ve Gelenekleri

Kazılardan elde edilen bilgilere göre Anadolu'da ölülerle ilgili işlemlerin en yoğun olduğu dönem Hititlerin yaşadıkları çağlardır. Ancak, onların ölülerle ilgili tüm uygulamaları ve inançları kendilerinin yarattığı söylenemez. İ.Ö.2000 yıllarının çok gerilerine giden birtakım geleneklerden etkilenmeleri, onları komşu ülkelerden aldıklarını, kendi buluşlarına katmaları olağandır, doğaldır. Bugün, ölü gömme geleneğinin çağını kesinlikle belirleme olanağı yoktur. Ancak eldeki buluntular Anadolu uygurlığının gelişmiş dönemlerinde ölü gömmeyle ilgili epeyce ilerleme olduğunu gösterir.
Kimi yörelerde ölülerin evlerin içine, döşemelerin altına, kimi yerlerde höyüklere, kimi bölgelerde kuyu biçimli kazılmış yerlere, özel küplere, odacıklara, kimi kesimlerde de taştan oyulmuş yerlere gömüldüğünü gösteren kanıtlar vardır. Yalnız Hititlerde üç türlü gömme yapıldığını biliyoruz. Toprak içine, küpe, taş kap içine ölü gömülürdü. Gene Hititlerde, eti yakılan ölünün kemiklerinin bir kaba doldurulup gömüldüğünü gösteren kanıtlar vardır.

"Hitit İmparatorluk devrine tarihlenen, içinde kral ve kraliçenin öldüğü zaman yapılan dini bir töreni anlatan çivi yazılı metinler ölü yakma geleneğini detaylı bir şekilde tarif etmektedir. Ondört gün sürdüğü anlaşılan törenin ilk gününde hayvanlar kurban edilmekte, ölüye içki ve yemek sunulmakta,

19 Mayıs 2011 Perşembe

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Yüzlerce toplulukta, farklı adlarla 5 bin yıldan bu yana kutlanan ''nevruz'', kültürel miras yoluyla günümüze kadar ulaşan, Türk dünyasının millet bağını güçlendiren en önemli bayramlardan biri olarak kabul ediliyor.
Dünyadaki birçok toplulukta farklı inanışlarda ve farklı isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı ''Nevruz'', Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda baharın müjdecisi ve ''yeni gün'' olarak biliniyor. Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da Milli Bayram olarak kutlanıyor.

22 Mart 2011 Salı

Eski Bir Şifa Sanatını Tekrar Keşfetmek> Pranik Tedavi

PRANiK TEDAVi


ESKİ BİR ŞİFA SANATINI TEKRAR KEŞFETMEK



Pranik Tedavi basit olduğu kadar güçlü ve etkili bir enerji şifa metodudur. Temel prensip bedenin “kendini yenileyebilme özelliğine sahib, yaşayan bir varlık olduğuna dayanıyor. İkinci temel prensip de enerjinin bir kişiden diğerine aktarılabilinmesidir. Hayat enerjisini veya gerekli enerjiyi hasta olan bölgede çoğaltıldığında iyileşme süreci de hızlandırılabilir.




Pranik sanskrit’den prana “hayat enerjisi’ sözcüğünden geliyor. Prana bütün yaşam için gerekli ve bedenin kendini yenilemesi ve düzgün çalişması için kullandiği enerjidir. Bu enerjiye Çin’de chi, Japonya’da Ki, Yunanca pneuma ve israel dilinde de ruah, yani hayat nefesi denir. Bu enerji havadan: hava prana; veya yerden: yer prana; olarak alınabiliniyor. Prana (enerji) güneş, su, ağaçlar ve yemeklerden de gelir.



Pranik Tedavi bedeni saran ve fiziksel bedene girip çıkan enerjinin varlığını kabulleniyor. “hasta enerji” vucudu hasta eden negatif bir enerjidir. Fiziksel vucutta belli olmadan önce, hasta enerji, enerji bedeninde belli olur. Pranik Tedavi yapanların algıladığı; enerji bedenini etkileyen ne varsa fiziksel bedeni de etkiler; tersi de geçerlidir.

Genel olarak çoğu hastalıklar şıkışmış veya eksik enerjiyle bağlantılıdır. Pranik Tedavi bedenin kendini tedavi edebilmesi için kullanılan enerji sisteminin normalleştirilmesine yardımcı olur.



Enerji bedeni: insan aurası veya bioplasmik beden olarak bilinir. Gözle görünmeyen aura ruhi yeteneğe sahip kişilerce hissedilebilir veya üçüncü gözle görülebilir. Auranın nefes alma mekanizması olan, devamlı hareket halindeki enerjı merkezleri ‘çakralar’ vardır. Bu çakralar tepeden kuyruk sokumuna kadar belkemiği boyunca düzenlenmiştirler. Prana ‘hayat enerjisi’ vücuda bu çakralardan girer. Çakralar bu enerjiyi derleyip ilgili organlara dağıtır.



Yeni pranik tedavi sistemini kuran en büyük üstat Choa(çoa) Kok Sui’ye göre :
‘Pranik Tedavi; kolay öğrenilip kolay uygulanan çok etkili bir metoddur’. 20 senelik bir araştırma sonucunda, bu tedavi şekli yazdığı kitaplarında açıkca belirtilmiştir: The ancient art and science of pranic healing; Advanced pranic healing; Pranik psychotherapy; The ancient art and science of pranic crystal healing; Meditations on soul realisations; Practical self defence for home and office and universal and kabbalistic meditation on the lord’s prayer.



Pranik Tedavi, aura ve çakralarda meydana gelen enerji bozukluğunu ve kesin bir problemi bulmayı öğreten kesin bir metoddur. Çoğu durumlarda, hastalıklar ya enerji sıkışıklığna veya enerji eksikliğine bağlıdır. Enerji vücudunda tıkanıklık enerji sıkışıklığına sebeb olursa, buralar temizlenir; enerji eksikliği olan bölgelere enerji verilir. Tedavi genelikle hastalıklı olan bölgenin kirli enerjisini temizleyip aura ve çakralara prana enerji vererek düzenleme yapmaktır. Aura ve çakralar normale gelince iyileşme hızla gerçekleşir.



Hale hazırda 30’dan fazla ülkede 5 kıtada çeşitli meslekten gelen kişiler tarafından uygulanmaktadır. Geleneksel tedavi sistemiyle beraber kullanılıp hayran verici sonuçlar elde edilmiştir. Pranik Tedavinin hızlı ve çok etkili olan neticeleri gösteren, devamlı artan bir tecrübe kitlesi görülmektedir.



Bel ağrısından yüksek tansiyona, alkol alışkanlığından fobiler dahil birçok hastalık bu temassız ilaçsız ve ağrı vermeyen pranik tedaviden fayda görmüştür. Çoğu hastalıklar bir veya iki seansda tamamiyle iyileşmiştir.

En büyük üstat Choa Kok Sui’ nin amacı Pranik Tedavinin şefkat merhamet yöntemi olarak kullanılması ve ıstırap çekenlere şifa verilmesidir.

20 Mart 2011 Pazar

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Yüzlerce toplulukta, farklı adlarla 5 bin yıldan bu yana kutlanan ''nevruz'', kültürel miras yoluyla günümüze kadar ulaşan, Türk dünyasının millet bağını güçlendiren en önemli bayramlardan biri olarak kabul ediliyor.
Dünyadaki birçok toplulukta farklı inanışlarda ve farklı isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı ''Nevruz'', Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda baharın müjdecisi ve ''yeni gün'' olarak biliniyor. Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da Milli Bayram olarak kutlanıyor.

21 Haziran 2010 Pazartesi

Nostalji - Eskiden Mayo ve Bikiniler


Grup Hepsi Fan Club

20.yüzyılın ortalarına doğru bazı ülkelerde kadınlar 2 parçadan oluşan mayolar giyiyorlardı ve bu mayolar karın bölgesinin büyük kısmını ve sırt bölgesinin de büyük bölümünü açıkta bırakan bikinilerdi






Eski Romantik Çiftlerin Resimleri, Old Romance Couples Pictures

Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples, tablo gibi resimler, bunlar eski amerikan düğün resimlerine benziyor
Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples


18 Mayıs 2010 Salı

Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples, tablo gibi resimler

Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples, tablo gibi resimler, bunlar eski amerikan düğün resimlerine benziyor
Eski Romantik Çiftler, Old Romance Couples