Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

reİkİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
reİkİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2010 Çarşamba

The Book On Karuna Reiki: Advanced Healing Energy Free Download

Image


Book: The Book On Karuna Reiki: Advanced Healing Energy For Our Evolving World
The first comprehensive book on Karuna Reiki, an evolutionary healing technique that is sweeping the Reiki community worldwide. Written for those intrigued by complementary or alternative healing. An inspirational, educational, book with techniques, meditations, symbol information, and anectdotal healing experiences.






Download
 http://rapidshare.com/files/273291988/Karuna_Reiki.pdf

Reiki For Dummies ebook Free Download

Image

Millions of people seek ways to relax, promote healing, or connect with their soul. Reiki (pronounced ray-key) is a simple but profound healing system that was originally developed in Japan. Reiki means "spiritual energy" or "universal life-force energy." The Reiki system is universal because it can be used by people of any background or religion. Reiki For Dummies explains how you can harness this energy for yourself.

Reiki For Dummies is a plain-English Reiki guidebook. Discover what Reiki is, where it came from, and how to:

* Find and get the most from a Reiki treatment
* Use Reiki to boost your physical and emotional health
* Locate a Reiki class and become a Reiki practitioner

Reiki For Dummies is amply illustrated and full of useful information on:

* Reiki symbols (plus nontraditional symbols)
* Reiki hand positions (for giving Reiki to yourself or others)
* Reiki for pets and animals
* Reiki for children and adults
* Reiki and surgery or medicines
* Reiki at birth or end-of-life
* Reiki in the house, in the car, or at work

When you're ready to go further, Reiki For Dummies covers: Western and Japanese Reiki techniques; crystals, long distance Reiki, and setting up a successful Reiki practice.

Reiki For Dummies is for you whether you are just finding out about Reiki or you are a seasoned professional who is looking for a clearly written, up-to-date, inclusive, and comprehensive source of Reiki information.

Nina Paul, PhD (New York, NY), is a Reiki Master who uses Reiki to help herself and others. She has a doctorate in immunology and epidemiology and she believes in a holistic approach to health and wellness . Nina is also the author of the compassionate guide: Living with Hepatitis C For Dummies (0-7645-7620-8).



Download
http://uploading.com/files/21CJ7AGY/RD.rar.html

26 Haziran 2010 Cumartesi

Joyoga - An Introduction To Yoga With Joy Nielen- Groen

Joyoga - An Introduction To Yoga With Joy Nielen- Groen



JOYOGA


RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting

Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Siddha ( Siddhasana ) Bilgelik Oturuşu Hakkında

Çalışmanın kelime anlamına baktıgımızda " siddha " , ( bilgece, birşeyi kısmen his etmeye başlamak ) , gibi anlamlara geldigini görmekteyiz, buna görede siddha-asana adını anlamlandırdıgımızda " bilgelige ulaşmak için oturmak, bilgelik oturuşu " olarak adlandırabiliriz

Bacakların çapraz vaziyette oldugu tüm oturuş şekillerinde kalp ve akcigerler üzerine olumlu ve kuvvetlendirici bir etkinin meydana geldigi, bu organların kuvvetlendikleri tesbit edilmiştir, fakat bu etkinin nedeni bilimsel olarak çözülmüş degildir.


Siddha-asana pozisyonu düzenli çalışıldıgı takdirde yürüyüş ve ayakda duruş bozukluklarını ortadan kaldırmaktadır. Vücudun güç birikimini artırmakda, güç işleri başarma azmini tetiklemekde, zayıflamış olan seksüel dürtüleri kuvvetlendirmekde.

Meditasyon çalışmalarında yogunlaşmanın kolay gerçekleşmesini ve muhafaza edilmesini saglamaktadır. Ayrıca, enerji çalışmalarında kapalı bir devre oluşturup enerjinin vücut dışına çıkmadan, vücudun içinde dolaşabilmesini temin etmektedir.

Belkide bu nedenle Hatha - Yoga - Predipika' da onun önemli bir oturuş olduguna deginilir ve bu çalışmanın kişiye özgür olmanın yollarını açacagı, vücut içinde yer alan Nadi kanallarını temizliyecegi söylenir



Döşeme üzerine oturalım.

Sag ayak topugunu apış arasının ( prenium ) önüne gelecek şekilde yerleştirelim.

( Ayak sırtının yere, ayak tabanının yukarıya bakmasına dikkat edelim )

Sol ayagımızı sag ayagın üzerine koyalım

( Ayak tabanının yukarıya bakmasına, ayak sırtının diger ayagın tabanına oturmasına, topukların üst üste gelmesine, aşık kemiklerinin üst üste gelmemesine dikkat edelim )

Ellerimizle dizlerimizi kavrayalım

Omurgamızı dik hale getirelim

Burnumuzdan düzenli nefesler alalım



Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Yoganın Tanımları - Yoga Biçimleri



Yoga bir çok farlı dalları olan bir bilimdir.
Yoga çeşitli din mensuplarınca uygulanmakla birlikte, hiçbir dinsel unsuru konu edinmeyen, çeşitli derinliklerde trans hallerinin, içe dönme halinin, “değişik şuur hallerinin sözkonusu olduğu bir nefsini denetleme sistemidir.
Yoga maya aleminin (yaşadığımız, aldatıcı illüzyonlardan ibaret olan dünya) ötesindeki birtakım hakikatlere ulaşmayı amaçlayan ve bu nedenle maya aleminden duyumlarımla gelen aldatıcı etkilere kapıları kapatarak duyum sınırları ötesindeki aşkın realitelere ulaşmaya çalışan mistik bir yoldur.
Yoga eşyayı (nesneleri) göründükleri gibi değil de, oldukları gibi görebilmeyi amaçlayan, bu amaçla aşama aşama yükselen şuur hallerinin deneyimlendiği spiritüel bir eğitimdir ki, bu aşamalar şuurun iç realiteye yönelmesinden yüksek şuur haline (samadhi) varıncaya değin 7 aşamadan oluşurlar.

Yoga-Sutra’lar ve yedi aşama

Yoga hakkındaki en eski metinler Patanjali adlı yoginin yazdığı Yoga-sutra'lardır. Patanjali’nin kim olduğu ve bu metinlerin ne zaman yazılmış olduğu halen tartışmalı bir konudur. Yoga-sutralar 4 bölümden oluşur:
Samadhi halini ve ilkelerini açıklayan bölüm.
Samadhi haline ulaşma araçlarını ve disiplinlerini açıklayan bölüm.
Psişik (paranormal) yetenekleri (siddhis) açıklayan bölüm.
Kurtuluştan (aydınlanma) söz eden bölüm.
Patanjali’ye göre, sekizinci aşama olan Samadhi’ye ulaşabilme yolundaki 7 aşama şunlardır:
1- Yama: Ahimsa, Satya, Asteya, Brahmacarya, Aparigraha olmak üzere beş bölümden oluşur.
2- Niyama: Sauca, Santosa, Tapa, Svadhyaya, Isvarapranidhanat olarak beş bölümdür.
3- Asana: Bedensel dururuşları içerir.
4- Pranayama: Çeşitli, solunumu denetleme yöntemlerini içerir.
5- Pratyahara: Algıların denetlenmesi demektir.
6- Dharana: Meditasyon nesnesine odaklanmayı belirtir.
7- Dhyana: Zihnin tam olarak denetim altına alınması demektir.
SAMADHİ ise,özne ile nesnenin ya da, gözleyen ile gözlenenin bir olması demektir. Samadhiye varınca Y O G A tamamlanmış olur.

Yoga Biçimleri

Hindistan'ın kutsal kitabı Bhagavad Gita'ya göre yoganın çeşitli uygulamaları vardır. En çok ilgi toplayanlar: Jhana Yoga, Karma Yoga, Bhakti Yoga, Mantra Yoga, Raja Yoga, Tantra Yoga, Kriya Yoga, Swara Yoga ve Hatha Yoga (İzer, Müheyya; Çağdaş Yoga).
Başlıca Yoga biçimlerinin Tanımları:
Bhakti-Yoga: İlahiliğe sevgi ve tapınmayla erişmeyi önerir.
Hatha-Yoga: Aslında bir yoga biçimi değildir. Batı’da yanlış algılanmıştır. Yalnızca Raja-Yoga’nın bir tekniğidir. Üstün şuur hallerine hazırlık uygulamalarından ibarettir. Çeşitli arınma egzersizlerine ve bedensel pozisyonlara dayalı bir tekniktir. Batı’da daha ziyade fiziksel sağlık amacıyla uygulanmaktadır.
Jnana-Yoga: Bilgi yolu olarak kabul edilen Jnana-Yoga, aşkın realitelere, aydınlanmaya bilgi ve zihinsel analiz yoluyla ulaşmayı önerir. Bu sistemde gözlem, çalışma ve deneyim yoluyla kazanılmış bilgiler hakkında meditasyon yapılır.
Karma-Yoga: Diğerkamca hizmet yolu olarak kabul edilir. Karma-Yoga kişinin görevlerini yerine getirmesini, bununla birlikte yerine getirdiği görevlerden bir karşılık beklememesini, yani yaptığı hareketlere ve sonuçlarına ilgisiz kalmasını önerir.
Mantra-Yoga: Mantralar kullanan bir sistemdir, dua ve ses yolu olarak kabul edilir.
Raja-Yoga: En metafizik yoga olarak kabul edilir. Kimilerince bu, aydınlanma yolundaki diğer bütün yoga yollarını kapsar. Konsantrasyon, nefes denetimi, bedensel pozisyon, meditasyon ve kontamplasyon aracılığıyla zihni denetleme olarak tanımlanır.
Kundalini-Yoga: Kundalini gücünü uyandırmaya ağırlık verir. Bu amaçla bedensel pozisyonlardan ve mantralardan yararlanır.
Laya-Yoga: Kundalini gücünü uyandırmak amacıyla, meditasyon, nefes denetlemesi, mantralar, vizüalizasyon ve bedensel pozisyonlar kullanan yol olarak tanımlanır.
Ölüm Yoga’sı: Tibet’te uygulanan bir yoga biçimidir. Kişinin imajinasyonunu,duygu ve düşüncülerini denetleyebilmesi amacına yönelik bir disiplin içerir. Bu yogada yapılan deneyimler, Tibet yogilerine göre kişiyi ölüm-ötesine de hazırlar, yani kişiye ölüm sonrası yaşamında büyük kolaylık sağlar.

Yoga'nın Amacı

Farklı yoga türlerinin amaçları hemen hemen birbirinin aynıdır: İnsanı "esir" eden duygu ve düşüncelerden kurtararak yücelmesine yardımcı olmak

Gerçek Yogiler

Batı’da yoga biçimlerinin oluşmasında ve yayılmasında en büyük etki Teozofi Cemiyeti’nin yanı sıra, Ramakrishna, Sri Aurobindo, Ramana Maharishi ve Yogananda adlı Hintli mistiklerden gelmiştir. Yoga felsefesinde psişik yetenekler elde etmek gibi bir amaç yoktur. Yani psişik yetenekler amaç değil, sonuçtur. Yogi sözcüğü yoganın Batı’da ilk geçişi sırasında yanlış kavranmış bir sözcüktür. Batı’da yogi denildiğinde ilk zamanlarda, genellikle vücuduna garip şekiller verebilen, birtakım gösteriler yapan, saçı sakalı ve tırnakları uzamış, temiz olmayan insanlar akla gelmekteydi. Kimilerine göre bu imajın yaygınlaşmasına neden olanlar yoganın şarlatanlarıdır. Aslında Yogi adı Asya’da hazırlık aşamalarını çoktan geçmiş, zihinsel deneyimin ileri aşamalarına başlamış kimselere verilen bir addır. Asya’nın çeşitli ülkelerinde rastlanan bu gerçek yogiler, ıssız dağlarda ve ormanlarda inzivaya çekilmiş, dinle ilgilenmeyen, mal mülk edinme ve evlenme gibi hedefleri olmayan, az yiyen, az konuşan, az hareket eden, çeşitli uygulamalarla nefsini terbiye etmeye çalışan, şiddete karşı olan kimselerdir. Uzmanlar yoganın yanlış tanıtılmasının halen sürdüğüne, günümüzde, Hint’te değerli biri olamayacaklarını anlayan ve bu yolu gereğince bilmeyen pek çok Hintli’nin farklı ülkelere göç edip mürit grupları edindiklerine ve yoganın çıkar amaçlı olarak kullanılabildiğine dikkat çekmekteler. Oysa Asya’daki gerçek yogiler mala mülke değer vermeyen, henüz kendisinin kurtuluşa ermemiş olduğunu bildiğinden öğrenci edinmek için de bir çaba göstermeyen kimselerdir.

Kökenleri ve Tarihi

Geçmişi, genellikle 4000 yıla tarihlenen yoga, Alman Profesör Max Mueller'e göre 6000 yıla dayanmaktadır. Faklı kaynaklar yoganın çıkışını daha bile eskiye tarihlemektedirler. Avrupa'da ise yoga, 40-50 yıldan bu yana ciddi anlamda tanınmaktadır. Bunun nedeni bilimin, yogilerin (yogayı uygulayanların) binlerce yıl önceki bulgularının doğruluğunu ancak bugün kanıtlamakta olmasıdır. Yogayı ilk kimin uyguladığı tam olarak bilinmiyor. Yoga, geçmişte, kulaktan kulağa, üstaddan öğrenciye aktarılan bir bilimdi (İzer, Müheyya; Çağdaş Yoga).
Meditasyon halindeki ilk Yogi imajları yapılan kazılarda 6-7 bin yıl önce yaşandığı düşünülen Indus Vadisi Uygarlığında tespit edilmiştir. Yoga'nın yer aldığı ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 1500-1200 yılları arasında kodifiye edilen Rig Veda'da yer almaktadır. Rig Vedalar şifahen aktarıldığından Yoga'nın ortaya çıktığı zaman dilimini kesin olarak tayin etmek imkansızdır. İlk yoga metini yoganın babası Patanjali tarafından yaklaşık M.Ö. 200 yılında yazılmış, bu yoganın ilk üstadıdır ve metinde kişinin zihnini sükunete kavuşturması ve sonsuza katılması için gereken "sekiz kol/basamak" ile Yoga tarif edilmiştir.
Yoga'nın ilkeleri ve hedeflerinin ilk kez tam tarifi M.Ö. 8 ve 4. yüzyıllar arasında derlenen Upanişadlarda bulunmaktadır. Upanişadlarda harici tanrılara sunulan kurbanlar ve seremoniler yerini dahili kurban ve Yüce Varlıkla (Brahman veya Mahatman olarak işaret edilir) ahlaklı olmak, nefsi zapt etme ve zihnin talimi yoluyla bir olma haline bırakan bir anlayışa bırakmıştır.
Patanjali'nin Yoga Sutralarındaki klasik yoga, altı "orthodox" (Bu ifadeyle Vedaların otoritesinin kabulü anlaşılır) darshana (Hindu felsefe okulları)'dan biridir. "Yoga" olarak bilinen Hindu felsefe okulunun kökeni yine Hindu felsefe okullarından olan Samkhya ile Upanişadlardadır.

Yoga ve Din

Yoga bir Din değildir, kişinin bedeni, zihni ve ruhunu birleştirmesine yarayan eski bir bilimdir; yoga sözcüğü de zaten birlik anlamına gelir. Batılılar birlik kavramının yerine bütünlük sözcüğünü kullanabilirler. Yoga duruşları bedeni iyileştirmek ve gençleştirmek, güçlü duyguları sakinleştirmek ve zihni berak bir hale getirmek için geliştirilmiştir, duruşlar yanlızca bu amaçla yapılabilir. Bununla birlikte, çalışmanın gerçek ürünü meditasyon olduğu kabul edilir (Kelder, Peter; Tibet'in Gençlik Pınarı, ikinci kitap)
Hindu, Budist ve Jain geleneklerinde yoganın manevi/ruhsal hedefleri yoganın bir parçasını oluşturduğu dinlerden ayrılabilir görülmektedir. Bazı yogiler dini daha çok kültür, değerler, inançlar ve ritüeller, yogayı da daha çok kendi kendini gerçekleştirmek (self-realization)yani yüce hakikatin doğrudan deneyimi olarak görerek din ile yoga arasında süptil bir ayırım yaparlar. Sri Ramakrishna dini kabuk doğrudan deneyimi ise öze benzetmektedir. Her ikisine de ihtiyaç vardır "fakat eğer kişi öze ulaşmak istiyorsa kabuğu aşmalıdır".



Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Gençlik ve güzelliğin 5 altın prensibi



Gençlik ve güzelliğin 5 altın prensibi


1- Doğru rahatlama

2- Doğru nefes

3- Doğru beslenme

4- Doğru egzersiz

5- Pozitif düşünce

13 Haziran 2010 Pazar

Reiki - Gül Meditasyonu

Sakin ve sessiz bir ortamda olmalısınız. Sırtınızı rahatça dayadığınız ve sevdiğiniz bir yere oturun. Gözlerinizi kapatın ve düşüncelerinizi durdurun. Biliyorum bu yazıldığı kadar kolay değildir. Zaman içinde egzersizle her gün biraz daha kolay ve uzun süre bunu başardığınızı göreceksiniz. Şimdi nefesinizi dinleyin. Beyninizin sizi çeşitli düşüncelere çekmesine izin vermeyin.


Bir gül düşleyin. Yeni bir aşkı kendinize çekmek istiyorsanız pembe, var olan aşkınızı güçlendirmek istiyorsanız, kırmızı, birlikteliğinizin evliliğe dönüşmesini istiyorsanız beyaz, kavgaların son bulmasını istiyorsanız sarı bir gül olmalı bu. Gülünüzün kokusunu duymaya çalışın. Bu kokuyla içinizin mutlulukla dolmasına izin verin. Şimdi gülün büyümeye başladığını hayal edin. Gittikçe büyüyor ve yaprakları açılıyor. Sizden daha büyük bir gül oldu. Şimdi usulca tırmanıp o gülün içine girdiğinizi düşleyin.

Orada sizi bekleyen biri var. Gördünüz mü. Bu sizin partneriniz veya henüz tanışacağınız kişi. Eğer yeni bir aşkı kendinize çekmek istiyorsanız birbirinizden hoşlandığınızı düşleyin. Eğer bir partneriniz varsa ona sarıldığınızı, birbirinize sevginizi söylediğinizi düşleyin.

Onunla konuşmak istediğiniz, çözüme ulaştırmak istediğiniz her şeyi bir kenara bırakın ve sadece sevginizi ifade ettiğinizi düşünün. Bunun için mutlaka konuştuğunuzu düşlemeniz gerekmez. Sonra ona sevgiyle bakın ve gülün içinden çıkın. Yavaşça gözlerinizi açın.

Bu meditasyonu yaklaşık 15 dakika yapmaya çalışmalısınız. Kısa süre sonra mucizevi sonuçları yaşamınıza çektiğinizi fark edeceksiniz.




Sabah Yogası

Günler aydınlandıkça vücudumuz daha fazla hormon salgılamaya ve daha çok oksijen almaya başlıyor. Metobolizma ve hücre yenileme süreçlerini uyararak bu işlemleri hızlandırıyor. Kış gelince devreye giren "enerjini sakla" sinyali ilkbaharla "tüm enerjini ortaya dök" e dönüşüyor.

Sabahları uyanmak her zamankinden daha mı zor geliyor? Şaşılacak bir şey yok, vücudunuza güvenmelisiniz: İlkbaharın gelişine inatçı bir tembellikle tepki veriyor. Özellikle sabahları güne başlarken büyük zorluklar yaşayabilirsiniz ve ne yazık ki bu mevsimsel yorgunluğun nedeni henüz tam olarak açıklanamadı.

Doktorlar bunun, organizmanın karanlık kış aylarında yeterli vitamin, mineral ve eser elementlerle beslenemezken, bağışıklık sistemi için çok fazla enerji harcanmasından kaynaklanabileceğini düşünüyorlar.

Sabah yogası size etkin tazelenme önerileri sunuyor.

GÜÇ DALGALARI

Beş dakikalık keyif: Kalkmadan önce yatakta bir süre daha uzanın ve kapalı gözlerle, size gün içinde enerji verecek bir yer hayal edin. Örneğin dalgaların sahile vurduğu bir deniz kenarı, gün doğarken ilk güneş ışıklarının aydınlattığı ıssız bir kumsal…Bu esnada, avuç içleri birbirine bakacak şekilde ellerinizi birbirine yapıştırırsanız konsantrasyonunuz artar.

GÜNE CANLI BAŞLAYIN

Vücut, sabahları metabolizma için enerjiye ihtiyaç duyar. Çünkü, uyurken karaciğerdeki karbonhidrat deposu boşalıyor. Depoyu yeniden doldurmak için en ideali, tahıl ve meyve. Örneğin, müsliyi muz ve fındıkla karıştırın. Bu karışım, mutluluk hormonu, B6 gibi stres önleyici vitaminler, magnezyum ve potasyum içeriyor. Ayrıca süt, canlandırıcı etkiye sahip bir aminoasit olan fenilanin sağlıyor vücuda. Kuru karanfil ve ginseng çayı, dolaşım sistemini kahveden daha iyi uyarıyor. Ekstra enerjiye ihtiyacı olanlar için: Aç karnına, içine bir limon sıkılmış bir bardak sıcak su içebilirsiniz.

DERİN UYKU İZLERİ….

Uykunun izleri yüzünüzden bir türlü gitmek bilmiyor mu? Bu sorunu iki küçük havlu rahatlıkla çözebilir. Bir tanesini sıcak diğerini buz gibi soğuk suya daldırıp sıkın. Havluları değişimli olarak 15 saniyelik sürelerle yüzünüze bastırın. Beş kez tekrarladıktan sonra tazelenmiş olarak güne başlayabilirsiniz.

DUYULAR İÇİN ENERJİ

Gözleriniz bir türlü açılmak bilmiyor ve kendinize gelmeniz iyice gecikiyorsa, buzdolabında bekleteceğiniz göz jeli size yardımcı olur. Termal su ve soğuk süte batırılmış pamuğu gözlerinizin üstünde 10 dakika bekletmek de ferahlatıcı etki yaratıyor.

Burun yoluyla canlılık: Üstüne birkaç damla nane yağı döktüğünüz mendili burnunuza tutup derin nefes alın. Hemen zihninizi açacaktır. Bedeniniz duştan sonra bile uyumaya devam ediyorsa, canlandırıcı bir vücut spreyi iyi gelir. Özellikle de bacaklarınızda daha etkili sonuç alırsınız.

Kulak yoluyla canlılık: İşaret ve başparmağınızla kulak kepçelerinizden tutup güçlüce çekiştirin. Sonra yukarıdan aşağıya doğru kulağınıza masaj yapın. Size baştan aşağıya canlılık verecektir. Çünkü kulakta bütün vücuda ait çok önemli refleks merkezleri bulunuyor.

ENERJİ DEPOLAYIN

Gevşemiş bir şekilde ayakta durun, ayak parmaklarınızla yeri hafifçe kavrayın. Yüz kaslarınızı gevşetin ve gülümseyin. Kollarınızı yana doğru açın ve yavaş yavaş yukarı doğru kaldırın. Nefes alın ve kafanızın üstünde birleşecek şekilde kollarınızı kaldırmaya devam edin.

Şimdi kollarınızla enerji toplayıp kafanızın içine doldurduğunuzu düşünün. Nefesinizi verin ve yavaşça vücudunuzun yanına bırakın. Bu sırada vücudunuz kat kat enerjiyle dolacak. Sonunda bacaklarınıza doğru hızlı bir el hareketiyle bütün yorgunluğunuzu dışarıya atın.

KAHRAMAN DURUŞU

Bacaklarınızı iyice yanlara doğru açın, ayaklar ileriye doğru bakmalı. Kollarınızı, omuz hizasında yanlara doğru uzatın, avuçlarsa aşağıyı göstermeli. Parmaklar, dirsekler ve omuzlar aynı hizada nefesinizi verin ve sağ dizinizi hafifçe bükün. Başınızı bükülen dizinizin yönüne çevirin. Çenenizi hafif yukarıya kaldırın ve ileriye doğru bakın. Kendinizi rahatsız hissetmeye başlayıncaya kadar bu pozisyonda durun.

GÖKYÜZÜNÜ TAŞIYIN

"Ve yeryüzünü hissedin" diyor bir Uzakdoğu egzersizi: Bacaklarınızı kalçanızın genişliğinde açın, dizinizi gevşetin. Nefes alırken sağ kolunuzu yukarıya doğru kaldırın, sol kolunuzu bacağınıza bastırın. 2-3 saniye nefesinizi tutun. Nefesinizi verin, kolların yerini değiştirin. Bunu 8 kez tekrar edin.

GÜÇ VEREN NEFES

Hemen hücrelere oksijen taşıyor: Yatakta oturun, burnunuzdan hızlı hızlı 10 kez nefes alıp verin. Dik durun, derin nefes alın ve bu sırada kollarınızı öne doğru kaldırın. Yavaşça nefes verin, kollarınızı indirin. Bunu 15 kez tekrarlayın.

BAŞTAN AYAĞA TAZELENMEK

Yüzünüz yorgun mu görünüyor? Japonların uyguladığı Do-In masajı size iyi gelecektir.

1- Kaşlarınızı işaret parmağı ve başparmağınız arasında tutun ve burun kökünden şakaklara doğru sıkıştırarak masaj yapın. 3 kez tekrarlayın.

2- Her iki işaret ve orta parmağınızla daire çizerek burun kökünden ucuna kadar masaj yapın. Bunu üç kez tekrarlayın. Biraz destek de ayaklarınıza vermelisiniz: Ayaklarınızı kremleyin, baş parmaklarınızı kullanarak, daire şeklinde hareketlerle ayağınıza aşağıya ve yukarıya doğru masaj yapın.

Sonra ayak parmaklarınızı tek tek işaret ve baş parmağınızın arasına alıp hafifçe parmak köküne doğru bastırın. Sonra da her bir ayak parmağını tutup hafifçe çekiştirn.



Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Siddha ( Siddhasana ) Bilgelik Oturuşu Hakkında

Çalışmanın kelime anlamına baktıgımızda " siddha " , ( bilgece, birşeyi kısmen his etmeye başlamak ) , gibi anlamlara geldigini görmekteyiz, buna görede siddha-asana adını anlamlandırdıgımızda " bilgelige ulaşmak için oturmak, bilgelik oturuşu " olarak adlandırabiliriz

Bacakların çapraz vaziyette oldugu tüm oturuş şekillerinde kalp ve akcigerler üzerine olumlu ve kuvvetlendirici bir etkinin meydana geldigi, bu organların kuvvetlendikleri tesbit edilmiştir, fakat bu etkinin nedeni bilimsel olarak çözülmüş degildir.


Siddha-asana pozisyonu düzenli çalışıldıgı takdirde yürüyüş ve ayakda duruş bozukluklarını ortadan kaldırmaktadır. Vücudun güç birikimini artırmakda, güç işleri başarma azmini tetiklemekde, zayıflamış olan seksüel dürtüleri kuvvetlendirmekde.

Meditasyon çalışmalarında yogunlaşmanın kolay gerçekleşmesini ve muhafaza edilmesini saglamaktadır. Ayrıca, enerji çalışmalarında kapalı bir devre oluşturup enerjinin vücut dışına çıkmadan, vücudun içinde dolaşabilmesini temin etmektedir.

Belkide bu nedenle Hatha - Yoga - Predipika' da onun önemli bir oturuş olduguna deginilir ve bu çalışmanın kişiye özgür olmanın yollarını açacagı, vücut içinde yer alan Nadi kanallarını temizliyecegi söylenir



Döşeme üzerine oturalım.

Sag ayak topugunu apış arasının ( prenium ) önüne gelecek şekilde yerleştirelim.

( Ayak sırtının yere, ayak tabanının yukarıya bakmasına dikkat edelim )

Sol ayagımızı sag ayagın üzerine koyalım

( Ayak tabanının yukarıya bakmasına, ayak sırtının diger ayagın tabanına oturmasına, topukların üst üste gelmesine, aşık kemiklerinin üst üste gelmemesine dikkat edelim )

Ellerimizle dizlerimizi kavrayalım

Omurgamızı dik hale getirelim

Burnumuzdan düzenli nefesler alalım



Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Besinlerin Titreşimleri / Yoga ve Beslenme

Yiyecekleriniz ilaçlarınız, ilaçlarınız da yiyecekleriniz olmalıdır...
Hippocrates


Yaşadığımız evrenin; enerji ve maddenin farklı titreşimlerdeki toplamından meydana geldiği bugün bilim tarafından da kabul görmektedir. Aynı şekilde bütün besinlerin de kendine özgü titreşimleri vardır. Bu salınımlar onu yiyen kişinin bedenini ve zihnini etkiler. Besinlerin etkilerini uzun süreler deneyen yogiler, besinleri, titreşimlerine ve insan sağlığındaki etkilerine göre 3'e ayırmıştır.






Duyarlı enerji içeren besinler

Duyarlı besinler, duyarlı kuvvetin baskın olduğu, zihnimizi açan ve sakinleştiren besinlerdir.
İnsan zihninde ve hücrelerinde duyarlı etki yaratan bu besinler ise: pirinç, buğday ve diğer tahıllar; nohut, fasulye, soya gibi baklagil ürünleri; ayrıca, süt ve süt ürünleri, patates, turp, havuç gibi yumru kökler ve yeşil yapraklı sebzelerin çoğu.

Değişken etkisi olan besinler

Bunlar beden için faydalı olup, zihin için tüketim biçimine göre bazen faydalı bazen faydasız olabilirler. Ama zararlı değildirler, etkileri değişkendir. Küçük miktarlarda çay, (Kara veya yeşil çay) kahve ve kakao ürünleri, bazı baharatlar ve hazır içeceklerin çoğu…

Kaba ve durağan etkisi olan yiyecekler
Kullanım ölçüsüne, besinin cinsine, kişinin biolojik yapısına ve de yaşına göre aşırı tüketimleri zararlıdır. Özellikle ileri yaşlarda çok tüketim; kollestrol oranın artmasına, kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkmasına ve de hipertansiyona neden olabilir. Bunlar; soğan, sarımsak, mantar, alkollü içecekler, et ve yumurta gibi...
İnsanın zihinsel, bedensel ve psikolojik yapısına en uygun beslenme tarzı olan vejetaryenlik , ilerici ve yeniliğe açık insanlarca daha bir kabul görmektedir.













Özellikle insanın fiziksel yapısı, bedensel işlevleri ve sindirim sistemi etoburlarınkinden tümüyle farklıdır. Aslan, köpek, kurt, kedi gibi etobur hayvanlarda çok kısa ve basit bir sindirim sistemi vardır. Bunun nedeni ise, vücutta uzun süre kalan etin, çabuk çürümesi
ve meydana gelen zehirli maddelerin kana karışmasıdır. Bu yüzden çürümüş bakterilerin bir an önce beden dışına atılması için kısa bir sindirim sistemine ihtiyaç vardır. Otla beslenen hayvanlarda ise bağırsak sistemi bedenlerinin 10 katı kadardır. Bu etoburlarda 3 kattır. Sindirim sisteminin uzun olmasının nedeni besinlerin sindirilmesi için uzun zaman gerekmesidir. Ayrıca etobur hayvanların diş yapıları da buna göre düzenlenmiştir. Eti koparmak için güçlü çeneleri ve sivri ön dişleri vardır. Etin sindirimi için çiğnenmesi
gerekmez, bu daha çok midede ve kalın bağırsaklarda yapılır. Damar sertliği, kanser ve kalp hastalıkları gibi rahatsızlıkların tetikleyen unsurlardan birinin de aşırı et tüketimi olduğu 10 yıllarca süren araştırmalar sonucu nihayet anlaşılmıştır.
Bir beslenme uzmanına göre :

Yeryüzünde sözüm ona en gelişmiş insan kadar; bedenini
aşırı yeme ile sindirilmemiş, mayalanmış, çürümüş besinlerle ve doğal olmayan yiyeceklerle dolduran bir başka canlı yoktur
”.


Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık

Reiki Nedir? Reiki Hakkında; Reiki Dereceleri, Çakralar, Uyumlama

Reiki Nedir?







Reiki inancına göre; evrende varolan her şey bir enerjidir.
İnsan da iki boyuttan oluşur; enerji ve fizik boyutları. Her şey önce enerji boyutunda gerçekleşir ve daha sonra fizik boyutuna geçer. Reiki de özel bir tür yaşam enerjisidir. Kişinin bilincini ve yaşama bakışını değiştirerek onda temel bir denge oluşturur. Böylelikle yaşamını denge içinde, sağlıklı olarak sürdürmesini sağlar.

"Evrensel Yaşam Enerjisi" (Universal Life Force Energy) anlamına gelen Reiki binlerce yıl önce Tibetli Lamalar'ın kullandıkları Raku-Kei adlı enerji ile iyileşme yöntemine verilen isimdir. "Ruhsal Bilgelik Rehberliğinde Yaşam Gücü" olarak da ifade edilen Reiki şu iki anlam bileşeninden oluşur. "Rei" Tanrı bilincine sahip, bilgili, akıllı ve yaradılıştaki sevgi gücüne sahip demektir. "Ki" ise enerji anlamına gelir.

Reiki bu enerjiye sahip bir kişinin ellerini bedenine koyarak enerjisini kendine ya da başkalarına aktarmasıdır. Bu kişi bir Reiki ustası olmalıdır.

İnsan vücudunda herhangi bir sorun meydana geldiğinde bu aslında enerji sisteminin karışması, dengesinin bozulmasıdır. Baş ağrısı ve psikolojik sorunların yanı sıra herhangi bir organdaki fonksiyon bozukluklarına varana kadar enerji karışıklığı yaşanan durumlarda Reiki enerji sistemine saf bir enerji olarak girer.

İnsanın hem fizik bedenden hem de enerji bedenden oluştuğunu söylemiştik. Fizik bedendeki damar ve sinir sisteminin enerji bedendeki karşılığı meridyen sistemidir. Meridyenler enerjinin aktığı kanallardır. Bedendeki önemli enerji merkezlerine "çakra" adı verilir. "Çakra" adı verilen noktalara ellerimizi koyarak enerji transferi yaptığımızda enerji karışıklığını gidermiş, dengeyi sağlamış oluruz.

Reiki Eğitimi


Herkese açık olan Reiki eğitimi bir gün gibi kısa bir sürede tamamlanabilir. El vererek öğrenilir. Önce teorik kısım öğretilir. Daha sonra, el verme esnasında kişi gözleri kapalı bir şekilde 15-20 dakika sakin bir şekilde oturur ve Reiki eğitimini manevi olarak edinmiş olur. Reiki ustası olmak da çok zor değildir. Önemli olan istemek ve gerekli çalışmaları yapmaktır. Reiki eğitim süreci 3 aşamadan oluşur




Modern tıp ve Reiki

Enerji beden ve fizik beden birbirinden ayrılmadan hareket eder. Birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Bu durumda modern Batı tıbbı ile Reiki birbirinin zıddı değil tamamlayıcısıdır.

Fiziksel bedenimizin etrafında onu kuşatan bir de enerji bedenimiz vardır. Bu enerji bedende 7 adet çakra yani enerji merkezi vardır. Çakralarımız doğduğumuzda temiz ve açıktırlar. Yaşam boyu edinilen negatifliklerle (kıskançlık, hırs, öfke, ego) çakralarımız kirlenir ve kapanırlar. Çakralarımız kapandığı için evrendeki kozmik enerjiyi bedenimize aktaramayız.

Çakraların fizik bedendeki karşılıkları Endokrin sistemlerinin bulunduğu yerlerdir. Reiki ile oluşan enerji dengesizliğini dolayısıyla fizik bedendeki sorunları da iyileştirebilmek mümkün.

UYUMLAMA: (İnisiyasyon)


Reiki’yi diğer şifa yöntemlerinden ayıran uyulmama sürecidir.
Uyulmama bir şifa terapisi değildir. Şifacıyı uyandıran sürecin ta kendisidir.
Verilen bilgiler, sizin inisiye olmanızı sağlamaz. Uyumlanmış reiki
Uygulamacısına yol gösterir.

Reiki 1-2-3 uygulamacısı olabilmek için, kendiside eğitim ve uyumlama almış
Bir öğretmen tarafından uyumlanması gerekir.
Reiki uyulmaması, enerji kanallarındaki engelleri temizler. (Tıkanıklıkları açar, depolanmış fazla enerjiyi boşaltır.)
Çakralar adını verdiğimiz enerji merkezlerini dengeler. Bütün bunlar birkaç dakika içinde gerçekleşir. Uyumlama bilgileri Reiki 3 derslerinde verilir.
Uyumlama süreci alıcıdan negatif karmayı uzaklaştırır. Bu Ki’nin alıcıya özel bir hediyesidir.

Uyumlama tamamlandıktan sonra ‘şifacı uyandırılmış’ olur. Kaynaklar ‘ şifacının yaratılmasından söz eder. ‘uyandırılma’ özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.
Uyumlama süreci yok olan bir şeyi oluşturmuyor.
Bu bizim DNA larımıza işlenmiş durumda. Biz bunu unutmuş ya da unutturulmuşuz.

Uyumlama doğumumuzdan bu yana bir yığın etkenle bozulan şifrelerimizi onarır,
Kaybettiğimiz bilgileri bize geri verir.

Uyumlama bitiminden hemen sonra Reiki ile yolculuğumuz başlamış demektir.
Bu yolculuğu nasıl yapacağımızın kararı yine bize aittir. Bizi rahatlatacak önemli şey,
biz neyi seçersek onu yaşayacağımızdır. Bu güne dek yaşadığımız her şeyin bizim seçimiz olduğunu kavramak olacaktır. Sonuçlarını yine biz üstleneceğimiz için seçimlerimiz de bize aittir.
Hepimiz birer şifacıyız ve şifa her yanda.


AURA VE ÇAKRA



İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. İnsan aurası evrensel enerjiden beslenir ve sürekli olarak evrensel enerjiyle iletişimdedir. Aurada 7 ana enerji merkezi bulunur. Bu enerji merkezlerine çarka denir.

Enerji hiçbir blokaj olmaksızın aktığında ve gerekli miktarda serbestçe hareket ettiğinde yararlı olur. Bu akış bozulduğunda, merkezlerdeki enerji noktalarında dengesizlikler oluşur. Enerji uyumunun bozulması ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkları yaratır. Kişinin normale dönmesi için bu fazla enerjinin sabitlenmesi gerekir.




ÇAKRA DENGELEMESİ
1- Taç ve Kök çarka


2- Sakral ve Alın
3-Boğaz ve Solar Plexus
4-İki el kalbin Üstünde
5-Boğaz ve solar plexus
6-Alın ve sakral
7-Taç ve kök sakral

KÖK ÇAKRA Kırmızı

SAKRAL Turuncu

SOLAR PLEXUS Sarı

KALP Yeşil
Boğaz Açık mavi
Alın çivit mavisi

Taç çarka mor

9 Haziran 2010 Çarşamba

Üzerklik' in Faydaları

Üzerklik' in Faydaları



Bağırsak kurdundan prostata, hemoroitten karın ağrısına pek çok hastalığa iyi gelmektedir. span.fullpost {display:none;}
--------------------------------------------




Alternatif Tıp,tamamlayıcı tedavi,şifalı bitkiler,şifa,reiki,yoga,taşlar,Feng Shui,
meditasyon,biyoenerji,fitoterapi,tıp,sağlık,hipnoz ,Akupunktur, Aküpresür ,Shiatsu,masaj,
spa,şifalı bitkiler,bitkilerle tedavi

Reiki, Biyo Enerji, Çigong, Şamanik Şifa Çemberi

Reiki, Biyo Enerji, Çigong, Şamanik Şifa Çemberi



"Yalnızca bugünlük endişelenme. Yalnızca bugünlük öfkelenme. Anne-babana, öğretmenlerine ve büyüklerine saygı göster. Geçimini dürüst yollardan sağla. Her canlıya minnet duy."

Bu prensipler, Uzakdoğu'nun kökeni binlerce yıl ön-cesine dayanan, kendini ve başkalarını elle iyileştirme tekniği reiki'nin. Reiki, iç enerji sistemimizi dengeleyerek, temizleyip yenileyerek, mutlu ve sağlıklı insanlar olmamızı sağlayan bir şifa yöntemi. Reiki eğitimini Japonya'da almış olan reiki-master Petek Kitamura, aslen Japonca bir sözcük olan reiki'nin evrensel yaşam enerjisi anlamına geldiğini söylüyor. Reiki'den sonraki şifa verme aşamalarının da eğitimini almış olan Petek Kitamura, kolayca öğrenilebilen ve uygulanan reiki'nin, kişiyi hem ruhsal, hem bedensel, hem de zihinsel olarak arındırdığım, hatta hastalıklardan kurtararak tamamen sağlıklı hale getirdiğini belirtiyor.

Kitamura'dan

Petek Kitamura' nin yıllara dayanan deneyim imbiğinden süzdüğü cümlelere kulak verelim:
"Hastalık, sürecin en son aşamasıdır. Fiziksel anlamda bir hastalığın ortaya çıkması, çok daha önce bedenin enerji akışında meydana gelen tıkanmaların sonucudur. İstisnasız tüm hastalıklar, fiziksel ve ruhsal düzeydeki sıkıntıların vücuttaki yansımalarıdır. Batı tıbbının ilgilendiği alan, işte o son nokta; hastalığın ortaya çıktığı o dar alandır. Reiki ise rahatsızlıkların kökenine iner. Reiki'nin de içinde bulunduğu tamamlayıcı tıp tekniklerinin tümü, bütünsel iyileştirmeye yöneliktir. Sadece hastalık ortaya çıktıktan sonrasıyla ve hastalığın ortaya çıktığı bölgeyle değil, insan varlığının tümüyle ilgilenir. insanın ellerinde enerji akışına aracılık eden kanal çıkışları vardır. Reiki, bunları kullanır. Tarihte Buda gibi. İsa gibi, Muhammed gibi pek çok mistik insan elleriyle şifa vermişlerdir. Hatta ölüyü dirilttiklerine dair söylenceler vardır."

Fiziksel bir gerçek

Reiki, bir din değil. Temelde çok basit bir fiziksel gerçeğe dayanıyor. Reiki'ye göre canlı ya da cansız evrendeki tüm varlıklar aynı zamanda birer enerjiler. Reiki bu enerjilerin, evrenin pozitif yaşam enerjisiyle olan ilişkisini tekrar sağlıklı bir şekilde kurmalarım sağlıyor.

Reiki'yle bu enerjiye kanal olmayı öğreniyoruz. Reiki'nin diğer yararları şunlar: Kendinizi ve başkalarım bedensel, zihinsel ve duygusal açıdan iyileştirmek; kişisel olgunluğu, acıma duygusunu ve bilgeliği geliştirmek; hayvanları ve bitkileri iyileştirmek; işyerinde ya da evdeki ilişkilerle ilgili sorunları halletmek; savaş ve doğal afetler gibi dünya sorunlarına ya da suç, işsizlik ve yoksulluk gibi yerel sorunlara iyileştirici enerji göndermek; yeni bir iş, yeni bir ev, araba ya da başka bir şeye sahip olmak; belirli bir soruna çözüm bulmak; sınava girmek, bir görüşmeye katılmak ya da topluluk önünde bir konuşma yapmak gibi stresli durumlar öncesinde kendini sakinleştirmek, her zaman hayır duası almış, yol gösterilmiş olmak ve korunmak."

Enerji kanallarınızı pozitif enerjiye açın


Klasik reiki'nin üç aşaması var. Reiki l, 2 ve 3. İlk aşamada enerjiniz reiki tekniği için uyumlu hale getiriliyor. Bu aşamada reiki master, enerji kanallarınızı açıyor ve sevgi dolu evrensel enerjinin bedeninizden rahatça akarak parmak uçları-nizdan çıkmasını sağlıyor. Bu aşamada ellerinizi kullanarak kendi kendinize şifa vermeyi öğreniyorsunuz. Reiki 2'de, evrensel sembolleri kullanarak başkalarına reiki yapmaya başlıyorsunuz. Reiki 3 aşamasında siz de bir reiki master oluyor. Şifanın yanı sıra reiki eğitimi de verebilecek duruma geliyorsunuz. Dünyaya gelen yeni enerji dalgaları, reikinin diğer aşamalarının da açılmasını sağlamış. Petek Kitamura, klasik reiki'nin yanı sıra Kundalini Reiki, Karuna Reiki ve Seichim Reiki ile reiki aşamalarının sekize yükseldiğim ve önümüzdeki yıllarda insanlığa daha ileri şifa yöntemlerinin de öğretileceğim söylüyor.

Biyoenerji

Vücudumuzda devamlı bir titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik bir akım bulunduğu, bilim tarafından kanıtlanmış durumda. Bilim insan organizmasının evrendeki gibi bir enerji alanına sahip bulunduğunu da doğruluyor. Doğal enerji anlamına gelen bu biyoenerji akışı, insanla da sınırlı değil. Bu akım canlı cansız tüm varlıklarda bulunuyor. 27 yıldır insanlara biyoenerji veren ve bu konuda araştırmalar yapan biyoenerjist Kemal Haluk Cebe, sağlıklı bir vücutta negatif enerji barınmayacağını söylüyor.

Biyoenerji şu hastalıklara iyi geliyor: İkinci derecede yanıklar, burkulmalar, adale ağrıları, dizanteri, ishal, mide ağrıları, ateş, boğaz iltihapları, öksürükler, diş ağrıları gibi basit fiziksel rahatsızlıklar; şiddetli hastalıklar, tüberküloz, hipertansiyon, kalp sorunu, hepatit, miyom, kist, sara ve eklem rahatsızlıkları; duygusal ve akli rahatsızlıklar, stres, tansiyon, anksiyete, depresyon, fobiler, paranoya, şizofreni ve bunlara bağlı hastalıklar.

EMF

Çağlar ilerledikçe enerjiler ve enerji dengeleme yöntemleri de çeşitleniyor. Elektromanyetik Alan Dengeleme Tekniği de (EMF), bunlardan biri. Teknik insanın, "enerji anatomisi" denilen bedeninin etrafındaki enerjetik bir ağ olan "evrensel uyum kafesi" ya da diğer adıyla "kozmik kafes"le sürekli ve güçlü bir bağ kurulmasını sağlıyor. Bu kafes üzerinde, geçmişimizin tüm izleri ve geleceğimizi oluşturmamızı sağlayacak frekanslar yer alıyor. Enerji dengelemesi, elektromanyetik alan üzerinde insandan insana etkileşimle gerçekleşiyor. Owo'da enerji dengeleyen, EMF ileri derece uygulayıcısı Piraye Barutçu sistemin ana hatlarını anlatıyor: "insanın enerji alanı, ışık ve enerji liflerinden oluşur. EMF, insanın elektromanyetik alanım, kozmozdan dünyaya gelen yeni enerjlerle uyumlu hale getirir. Böylece varlığımızın tüm sorumluluklarını yüklenmeyi öğreniriz."

Evrensel uyum kafesi

Alıcı masaj masasında yatarken uygulayıcı zarif hareketlerle bu tekniği uyguluyor. Hareketlerin çoğu, kişinin evrensel uyum kafesi içinde çalışmayı içeriyor. Bu kafes, insanın enerji anatomisini 70 cm. etrafından çevreliyor. Uygulayıcı seans sırasında yüksek sesle niyet belirtiyor. Bu niyetler alıcıyı kapsıyor ve onu güçlendiriyor. Evrensel enerjiyle uyum, alıcının içsel bilgeliği tara-fından belirleniyor. Her seans insanın enerji ana-tomisinde güçlü bir denge sağlayarak "kendini muktedir kılma" enerjisini canlandırıyor. Şimdilik dört aşaması üzerinde çalışılan, bu yıl sonuna kadar diğer sekiz aşaması da insanlığa bildirilecek olan EMF uygulaması sonucunda kişi kendi bilgeliğinin farkına varıyor ve hayatım kendi isteği doğrultusunda tümden değiştirecek deneyimler yaşamaya başlıyor.

6 Haziran 2010 Pazar

İçimizdeki Güç Reiki

İÇİMİZDEKİ GÜÇ
REİKİ


Uzakdoğu Şifa Yöntemi olarak anılan Reiki yi tanımlamak tan kaçınmış, Yaşam Biçimi olarak algıladığımı paylaşmıştım.
Reiki (yaşam enerjisi) diğer şifa yöntemlerinden ayrı değildir hepsini içinde barındırır. Reiki yapmanın amacı, iyileşmek ve iyileştirmeye yardımcı olmaktır. Hedefimiz, gerçekte kim olduğumuzu bilmek, gerçeklik içinde mutlu ve huzurlu yaşamaktır.

Reiki için kaynakların verdiği metodolojik bilgileri akış için de bulacaksınız.
Reikinin bu kadar olmadığını yol aldıkça farkedecek, anlamaya başlıyacak ve kendi deneyimlerinizle tanımınızı siz yapacaksınız.

Bu anlam da benim tanımım; Reiki elle, gözle, söz ve davranışlarımızla, duygu ve düşüncelerimizle, yaşam içindeki duruşumuzla gerçekleşen bir şifa gücüdür.



Şifa ancak, gerçek senin kişiliğin sevginin renkleriyle boyandığında gerçekleşir.
Şifa ancak, Tüm kavgalara son verdiğin, korkunun gölgesini aydınlanmanın ışığıyla yok ettiğin de gerçekleşir.
Şifa gücünü tanımladığın zaman göremezsin, ancak seninle bir araya geldiğinde tanımlıyabilirsin.
Varoluşumuzla DNA larımıza kodlanan Reiiki enerjisine açık hale geldiğimiz de o bizim için işler...

İnsan içselleştiremediği hiç bir olguya uyumlanamaz. Bir çok teknik öğrenip yol almaya yönelsek de zoraki bir yolculuk olur bu.

Daha önce, uyumlama yapıp yapmadığımı soran bir arkadaşıma ''Hayır'' demiştim. Reikiyi öğrenmek isteyen sayısız öğrencim den çok az sayı da kişiye uyumlama verdim. Sanırım yukar da verilen kısa bilgiler nedenini vurgulamıştır. Reiki nin amacına ters olduğunu bildiğim den kazanç kaygım hiç olmadı.

Ve karşıma çıkan vermeme olanak sağlayan herşeye teşşekkür içindeyim.

Siz de eğer ilgi duyuyorsanız; Yolculuğu başlatan siz. yardımcınız reiki olacaktır. Yola çıktığınız andan itibaren Reiki nin anlamını anlıyacaksınız. Reiki yi anlamaya çalışırken bakmamız gereken ilk yer; olumsuz duygu ve düşünce kalıplarımız, yanılgılarımız olacaktır. Hasta yanlarımız.
Bu anlam; İçimiz deki Güç tür.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Yoga Akademi Kurucusu Prof. Dr. Akif Manaf, ''Yoga teknikleriyle zihinsel gerginliğin giderilmesi ve kişinin rahatlamasıyla aşk performansı güçleniyor'' dedi.


Prof. Dr. Manaf, yaptığı açıklamada, sevginin en büyük düşmanının zihinsel gerginlik ve stres olduğunu ifade ederek, zihinsel dağınıklık ve konsantrasyon yetersizliğinin, insanın sevdiği kişiye odaklanmasını, duygu ve aşkını göstermesini zorlaştırdığını söyledi. Bu konuda Yoga Akademi'nin uyguladığı orijinal yoga sisteminin çok etkili bir araç olduğunu anlatan Manaf, uygulanan nefes ve bio enerji teknikleri ve vücut çalışmalarının hem konsantrasyonu artırdığını, hem de daha iyi odaklanmayı sağladığını belirtti.


Zihinsel gerginliğin giderilmesi ve beraberinde gelen gevşemeyle, aşk performansının güçleneceğini bildiren Manaf, zihnin dağılması nedeniyle Sevgililer Günü gibi bazı özel günlerin bile unutulma tehlikesi altında olduğunu savundu.
Konsantrasyon ve meditasyon teknikleriyle, kişinin her konuya daha iyi odaklanabileceğini anlatan Manaf, şunları kaydetti: ''Önemli bir nokta daha var. Orijinal yoga sisteminin uygulanması halinde kişilerin içindeki sevgi potansiyeli ortaya çıkıyor. İnsanlar var ki aşık olamaz ya da aşkını ifade edemez. Bunun nedeni kalp çakralarının tıkanmasıdır. Yoga tekniklerine başlamasıyla birlikte bu aşkı yaşamaya ve kendini ifade etmede sorun yaşamıyor. Çekingenlik ve utangaçlık gibi farklı zihinsel kalıplardan kurtularak, insanlarla çok daha kolay ve rahat bir iletişime girebilir.''
Yoga Eğitmeni Özlem Karaöz de 9 yıldır yoga yaptığını ve 18 yıldır iş hayatının içinde olduğunu ifade ederek, yaptığı yoga sayesinde insanların içindeki sevgi ve aşk potansiyelini fark ettiğini ve her anlamda zihnini yönetebildiğini söyledi.
Yoga yapanların sevgi ve aşkı gerçek anlamıyla tam olarak yaşayabildiklerini kaydeden Karaöz, ''Yoga yaptıktan sonra sevgi ve aşkın gerçek anlamını anladım'' diye konuştu.

Tuğçe Taşkın-Bahri Duman çifti de 6 aydır yaptıkları yoga sayesinde daha az kavga ettiklerini ve daha huzurlu bir birliktelik yaşadıklarını belirttiler.
Bahri Duman, yoga sayesinde her şeye daha pozitif baktıklarını ve bu durumun da ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini söyledi. Duman, ''Galiba 6 aydır sevgilimi daha çok seviyorum'' dedi.
Volkan Özsoy ve Alev Emine İnce çifti de yogayı birlikte yaptıklarını ifade ederek, uygulanan nefes tekniklerinin ve vücut hareketlerinin birlikteliklerine katkı sağladığını, bu nedenle yoga yapmayı sürdüreceklerini dile getirdiler.
Daha sonra Prof. Dr. Manaf önderliğinde çiftler, ''Partnerlerine sevgilerini güçlendirmeye katkı sağlayan'' yoga tekniklerini sergilediler.

Evde Yoga Nasıl Yapılır?



Yoga yapmak için bir yoga stüdyosuna yazılmanız şart değil. Yogaya başlamak istiyorsanız bunu evinizde de gerçekleştirebilirsiniz. Elbette uzman bir yoga eğitmeninin yönettiği yoga dersleri size çok şey kazandıracaktır. Bu şekilde duruşları ve teknikleri daha hızlı öğrenebilirsiniz. Ancak yoga derslerine ayıracak zaman ve paranız yoksa, bu hiçbir zaman yoga yapamazsınız anlamına gelmiyor.

Evde Yoga Nasıl Yapılır?

Yoga yapmak için rahat, sessiz ve huzurlu bir mekan ve bir yoga matından başka ekipmana ihtiyacınız yok. Doğuda, yoganın geleneksel bir uygulama olduğu yerlerde de yoga bu şekilde yapılıyordu. Yoganın gelişmesini sağlayan en eski yogiler, yogayı ıssız ormanlarda ve sessiz mağaralarda yapıyorlardı. Yani geleneksel yoga, bugün şehir hayatına adapte edilen ve stüdyolarda yapılan müzikli ve kalabalık derslerden çok farklıydı. Toplu halde yapılan dersler motivasyon açısından yararlı olabilir. Ancak evde tek başınıza yoga yaparak daha huzurlu ve dinlendirici bir yoga saati geçirebilirsiniz.
Evde yoga yapmanın ilk tercih edilen yolu videolar olabilir. Bunun için hazır yoga dvdleri işinizi görebilir. İnternet her konuda olduğu gibi yoga konusunda da iyi bir kaynak olabilir. Birçok video sitesinden çok sayıdaki yoga hareketleri videolarına ulaşarak hareketleri evinizin rahatlığında öğrenebilirsiniz. Öncelikle farklı yoga stillerini izleyip kendinize uygun gördüğünüz bir yoga stili seçebilirsiniz.

Evde Yoga Nasıl Yapılır?

Videolar yogaya yeni başlayanlar için oldukça iyi bir alternatiftir. Sizinle birebir ilgilenen bir eğitmen olmasa da videoları dilediğiniz yerde durdurup, tekrar tekrar izleyerek teknikleri rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Aynı videolar sürekli olarak izlendiğinde sıkıcı olabilirler ama yogaya başlamak için bu fırsatı geri tepmeyin. İzlediğiniz asanalara ve diğer hareketlere alışınca farklı asanalar deneyerek kendi rutininizi yaratabilirsiniz.



Evde yoga yapmanın başka bir yolu da eğitici yoga kitaplarıdır. Videoyla kıyaslarsanız kitaplar biraz daha zor olabilir çünkü karşınızda izleyebileceğiniz canlı bir eğitmen olmaz. Ancak yogaya aşinalığınız varsa ve temel hareketleri az da olsa biliyorsanız kitaplardan yardım almak iyi bir fikir olabilir. Kitap seçerken dikkat etmelisiniz. Yalnızca ticari amaçla yazılan ve eksik bilgi içeren kitapları satın almamalısınız. Aldığınız kitabın yazarının konusunda uzman olduğundan emin olun. Yanılma payınızı düşürmek için çoğunlukla tercih edilen yoga kitaplarını araştırıp bu kitapları satın alabilirsiniz.
Evde Yoga Nasıl Yapılır?

Bizce evde yoga yapmanın en iyi yolu tüm bu yöntemleri birleştirmek olacaktır. Kitaplardan, videolardan ve hatta katıldığınız derslerden öğrendiklerinizle kendinize bir yoga rutini oluşturabilirsiniz. Böylece yalnızca size ait olan bir tempoda ve kendi evinizin rahatlığında yoga yapabilirsiniz.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Kuantum dokunuş - Reiki arasındaki farklar

Kuantum dokunuş - Reiki arasındaki farklar


Kuantum-Dokunuş'la Reiki arasında uygulamada fark varmıdı?

Reiki uygularken sadece niyetinizi yapın, Reiki-2 veya üstü iseniz sembolleri çizin her şey tamamdır. Reiki akmaya başlayacaktır,Siz konuşun yada Tv. seyredin fark etmez. Şifa süreci uzun sürebiliyor.

Kuantum-Dokunuş uygulamak için beden taraması ve nefes tekniklerini uygulamak gerekiyor.Aynı zamanda odaklanmamız gerektiğinden başka şeylerle ilgilenme olanağımız olmuyor. Bu nedenledirki, ağrının yada hastalığın durumuna göre bir kaç dakika içinde şifa oluşabiliyor. Kısacası, şifa sürecini hızlandırmada diyebiliriz. Reiki ile Kuantum-Dokunuş enerjilerinin birlikte kullanılması şifaya roket hızı verebiliyor.


Kuantum-Dokunuş hangi hastalıklara iyi gelir ?
Enerji bedende ihtiyaç olan bölgeye gider. Fiziksel yada duygusal sorunlar diye ayrım yapmaz.eanslarda amaç, hastanın duygusal sorunlarını çözmek degil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hislerini bulmasına yardımcı olmaktır.

Fizksel, duygusal ve ruhsal problemlerimize Kuantum-Dokunuş şifa amacıyla uygulanır. Bedenimiz mükemmel işleyen bir yapıya sahiptir, aldığı enerjiyi nerede ve nasıl kullanacağını bizden daha iyi bilir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı, kendi rezonansını yüksek tutabilme yeteneğini öğrenmiştir, elini enerjisi zayıf bedene dokunduğunda o beden kısa sürede yüksek rezonansa kendisini uyumlayacak ve kişinin bedensel zekası şifa için gerekeni yapacaktır.Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı şifa vermez o sadece enerjiye “kanal” görevi görür, asıl şifacı bu enerjiyi alan kişidir.

Şİfa uygulanan alanlardan sadece bazıları:

-Hafif yanık ve kesikler

-Uyku bozuklukları

-Stres

-Aşırı heyecan

-Tansiyon ( düşük-yüksek)

-Kronik hastalıklar

-Siyatik

-Bel ve Sırt ağrıları

-Diş ve çene

-Baş ağrıları

-Sinüzit

-Göz ağrıları

-Omuz ve boyun ağrıları

-Bilek ve parmaklar

-Romatizma ağrıları

-Solunum bozuklukları

Kemikler ve Kuantum-Dokunuş


Kuantum-Dokunuş ile, özünde taşıdığı güçlü uyumlayıcı enerji yoluyla, kemiklerin kendiliğinden düzene girdiğini, yaraların kısa sürede kapandığını, ağrıların yerini tebessüme bıraktıklarını görebiliriz..

Kemikler üzerinde çalışırken, kemiğin nerede ve nasıl durması gerektiğini bilmek bizim işimiz değildir. Kişinin beden zekası bunu çok iyi biliyor, enerji seviyesi yeterli yüksekliğe ulaştığında kemikleri olması gerektiği yerlere koymayı seçecektir. Kuantum-Dokunuş uygularken eller rahat ve yumusak olmalıdır. Kemikler üzerindeki çalışmalar kişi otuturken veya ayaktayken daha olumlu ve cabuk sonuc verebilir.Bedenin dik olması enerji akımını dahada kolaylaştıracaktır.Burdan kişi yatarsa enerji gerceklesmez diye bir sonuç çıkarılmamalı, bu durumda biraz daha fazla zaman gerektirebilir. Dahası, her nereye gidersek gidelim oturacak veya ayakta duracak bir yer bulunur. Enerjiyi çalıştırdığımızda birçok şifa gercekleşebilir. Hafif bir dokunuş kemiklerin hareket etmesini, hücre seviyesinde bir cok değişikliğin oluşmasını sağlayabilir.

Hiç bir şey değişmemiş gibi görünebilir bu şifanın olmadığı anlamına gelmemelidir. Şifa saniyeler içindede gelebilir 20-30 dakika içindede.Bu tamamen hastalıgın durumuna baglıdır..

Kuantum-Dokunuş ve duygular
Çözümlenmemiş duygular enerjiyi bloke ederek hastalığın geri gelmesine neden olabilir. Kuantum-Dokunuş'un amacı kişinin duygusal sorunlarını çözmek değil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hissini bulmalarına duygularını daha olumlu ve sorumlu olarak kullanmalarına yardımcı olmaktır. Kuantum-Dokunuş seansından sonra kişinin duyguları daha dengeli ve uyumlu olacaktır. Enerji duygusal yada fiziksel sorun diye bir ayrım yapmaz , nerde ihtiyac varsa oraya akar ve gerekeni yapar.

Uygulayıcı kendi enerjisini mi kullanıyor ?
Çok sık karşılaşılan bir soru. Benden taraması ve nefes teknikleriyle enerji üretldiği için karmaşık gibi görünsede, Kuantum-Dokunuş enerjisi evrensel yaşam enerjisidir.

Yer'le Gök arasında uzanan uzanan çakralar aracılığı ile (beden taraması) toplanan ve nefes yardımıyla körüklenen enerjinin eller aracılığı ile alıcıya iletmesidir. Uygulayıcı sadece enerjinin akımında aracılık eder, aynı zamanda kendiside şifalanır bu enerjiden.

Kuantum-Dokunuş’un yan etkileri var mıdır ?
Hayır. Bu güne dek her hangi bir yan etkisi duyulmamıştır.Zaten, genel anlamıyla uyumlama tekniğidir. Uygulayıcının yüksek rezonansına şifacının (uygulamayı alan kişi) bedensel zekası kısa sürede uyum sağlayıp şifanın gercekleşmesine zemin hazırlar.Uygulandığı her canlıyı doğal haline dönüştürme,toksinlerinden arındırma özelliği taşır. Amerikada bir çok hastanenin doktor ve hemşireleri hastalarına kuantum-dokunuş uyguluyorlar .

Kuantum-Dokunuş modern tıbbın yerini tutar mı ?
Kesinlikle hayır. Kuantum-Dokunuş, teşhis-tedavi ile ilgilenmez o tıbbın işidir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcıları, teşhis-tedavi gerektiren hallerde, kişileri modern tıbba yönlendirmelidirler. Bizim işimiz sadece şifa işlemine kanal olmaktır.

Kuantum-Dokunuş'u tıbba destek olarakta algılayabiliriz. Kalp ameliyatını yapamayız ama, ameliyat sonrası ağrıları hafifletmek hatta ameliyat izlerinin daha çabuk iyi olması için kullanabiliriz (deneyin şaşıracaksınız)

Dializ için çağrılan bir hastanın böbreğini değiştiremez ama, kan değerlerini düzene koyup dialize gerek bırakmayabilir.

Kanser hastalığının duygusal nedenlerin ağırlığından olduğu artık modern tıp tarafındanda kabul görmeye başladı. Kuantum-Dokunuş şifa seansları bu durumlarda hastanın duygusal dengesi üstünde çalışıp hastalığın hızını kesebilir.Hatta hastalığın gerilemesine, hastanın kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir.

Bu şifaya herkesin ihtiyacı vardır kuantum-touch uygulaması almak için hasta olmak gerekmez.

Enerjiyi almak ağrılı mıdır ?
Genellikle evet. Bazan insanlar enerji alırken ağrıların arttığını hatta dayanmaktan zorlandıklarını hissederler.Bu kadar şiddetli tepki gösteriliyorsa bu enerjinin yoğunluğunu gösterir. Bu çok normaldir, ve saniyeler veya dakikalar içinde kaybolacaktır. Bu gibi durumlar şifanın gerçekleşmekte olduğunun işaretidir. Burda önemli olan uygulayıcının ağrı geçineye kadar seansa devam etmesidir. O anada seansı bırakmak, kişiyi rahatsız haliyle bırakmak olacaktır.

Uygulama yaptıkcamı gücümüz artar?
Tabi, enerjinin çalışması zihinsel ve bedensel odaklanma gerektirir bıda uygulama ile olur. Yaklaşık 80-100 saatlik bir uygulama sürecinden sonra gücünüzün kat kat arttığını göreceksiniz. Uzun süre ara vermiş olsanız dahi ne zaman uygulamaya karar verirseniz verin o hep sizinle ve kullanılmaya hazırdır.

Enerjiyi kendimiz içinde çalıştırmalımıyız?

Anlınıza gelen her yerde her zaman enerjiyi çalıştırmak iyi fikirdir. En azından, sabah akşam beşer dakika enerjiyi çalıştırırsanız normal bir denge sağlamış olursunuz.

Yeterince iyi yapamadığım konusunda endişelerim var
Bu bir yeterlilik sınavı değildir. Ehliyet almak için yeterli değilim, bu iş için yeterli değilim ...vs. diyebilirsiniz, ancak bu Quantum-touch için geçerli değildir. Beden taraması ve nefes tekniklerini yapabiliyorsanız, ellerinizi hisedebiliyorsanız endişeye gerek yok yeterlisiniz demektir.

Kuantum-Dokunuş, uygulama ve yeteneklerinizi keşfetme sürecidir, yanlış yapamazsınız...

Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı yada alan kişinin inanması gerekiyormu ?
Hayır. "Islanmak için okyanusun varlığına inanmanız gerekmez" diyor Richard Gordon. Reiki'de olduğu gibi Kuantum-Dokunuş'tada inanmak gerekli değildir. Ancak inanarak yapılan bir şeyin gücü inkar edilemez biliyoruz.

İlk uygulamada yapılabilecek hatalar nelerdir ?
Aslında ilk defa uygulama yapacak kişiler daha başarılı ve etkilidirler. Ama sorunun cevabı üç başlıkta toplanabilir:

1-Uygulamacı nefes almayı unutur. Demircinin körüğü çalışmıyorsa ateş çıkmayacaktır. Onun içindirki, derslerde sık sık tekrar edilen sözcük "nefes almaya devam edin" dir.

2-Eller çok sıkıdır. Enerjinin daha iyi çalışması için ellerin oldukca gevşek olması gereklidir. Sıkılmış eller enerjiyi bloke edebilirler.

3-Seans bitmeden bırakmak. Yeni uygulayıcıların genelde yapabilecekleri en belirgin hatadır. Enerjiyi alan kişinin her hangi bir tepkisi veya "yeter bırak" demesi karşısında paniğe kapılıp seansı bırakabilir.

Kuantum-Dokunuş seanslarından sonra yorgun olunurmu ?
Nefes teknikleri Kuantum-Dokunuş un önemli bir parçasıdır. Nefes almaya devam ettiğiniz sürece yüksek enerji frekansına sahip olursunuz. Daha yüksek bir enerjiye sahip olduğunuzdan yorgunluk söz konusu değildir.

Kuantum-Dokunuş seansında elbiseleri çıkarmak gereklimidir ?

Giysilerin çıkarılması gereksizdir. Ancak ceket kazak gibi ağır giysilerin çıkarılması seansın rahatlığı açısından iyi olabilir. Birde, Deri enerji akışını engelleme yada zorlaştırma özelliğine sahip olduğundan deriden yapılan giysilerin çıkarılması yararlı olur.

Fazla enerji verilirse zararı olurmu ?

Kişinin bedensel zekası, elimizi koyduğumuz bölge yeterli enerjiyi aldığı zaman gelen enerjiyi ihtiyacı olan başka bölgelere yönlendirecektir. Eger tüm beden o an yada o gün için yeterli enerjiyi almışsa beden kendisini enerjiye kapatacaktır. Dolayısıyla fazla enerji verebilmeniz söz konusu olmayacaktır. Unutulmaması gereken diğer husus Quantum-Touch uyumlama tekniğidir bozma değil.

Ağrıyı kovalamak nedir ?


Bir kişinin omuz ağrısı için omuzuna enerji veriyorsunuz, kısa süre sonra o kişi ağrının dirseğine indiğini söyleyebilir. O zaman sizde ellerinizi kişinin dirseğine kaydırırsınız.Bu işlem kol hatta ele kadarda inebilir. Bu ağrıyı kovalama tekniğidir. Burda önemli nokta enerji verdiğiniz kişiyle zaman zaman konuşup neler hissettiğini sormamız yararlı olur.

Seansın bittiğini nasıl anlarız ?

Bazı hallerde uygulayıcının elleri ile enerjiyi alan kişinin bedeni eşleşir. Bu durumda uygulayıcı "bir şey hissetmiyorum, enerji akımı durdu" diye seansı bırakmak ister. Önerimiz, seansı bırakmadan önce ellerini bir kaç saniyeliğini çekip neler hissettiğine baksın. Ellerini tekrar alıcının bedenine koyduğunda yine bir şey hissetmiyorsa, beden yeterli enerjiyi almış ve kendisini enerjiye kapatmış demektir.

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Aşkınızı yogayla güçlendirin

Yoga Akademi Kurucusu Prof. Dr. Akif Manaf, ''Yoga teknikleriyle zihinsel gerginliğin giderilmesi ve kişinin rahatlamasıyla aşk performansı güçleniyor'' dedi.


Prof. Dr. Manaf, yaptığı açıklamada, sevginin en büyük düşmanının zihinsel gerginlik ve stres olduğunu ifade ederek, zihinsel dağınıklık ve konsantrasyon yetersizliğinin, insanın sevdiği kişiye odaklanmasını, duygu ve aşkını göstermesini zorlaştırdığını söyledi. Bu konuda Yoga Akademi'nin uyguladığı orijinal yoga sisteminin çok etkili bir araç olduğunu anlatan Manaf, uygulanan nefes ve bio enerji teknikleri ve vücut çalışmalarının hem konsantrasyonu artırdığını, hem de daha iyi odaklanmayı sağladığını belirtti.



Zihinsel gerginliğin giderilmesi ve beraberinde gelen gevşemeyle, aşk performansının güçleneceğini bildiren Manaf, zihnin dağılması nedeniyle Sevgililer Günü gibi bazı özel günlerin bile unutulma tehlikesi altında olduğunu savundu.
Konsantrasyon ve meditasyon teknikleriyle, kişinin her konuya daha iyi odaklanabileceğini anlatan Manaf, şunları kaydetti: ''Önemli bir nokta daha var. Orijinal yoga sisteminin uygulanması halinde kişilerin içindeki sevgi potansiyeli ortaya çıkıyor. İnsanlar var ki aşık olamaz ya da aşkını ifade edemez. Bunun nedeni kalp çakralarının tıkanmasıdır. Yoga tekniklerine başlamasıyla birlikte bu aşkı yaşamaya ve kendini ifade etmede sorun yaşamıyor. Çekingenlik ve utangaçlık gibi farklı zihinsel kalıplardan kurtularak, insanlarla çok daha kolay ve rahat bir iletişime girebilir.''
Yoga Eğitmeni Özlem Karaöz de 9 yıldır yoga yaptığını ve 18 yıldır iş hayatının içinde olduğunu ifade ederek, yaptığı yoga sayesinde insanların içindeki sevgi ve aşk potansiyelini fark ettiğini ve her anlamda zihnini yönetebildiğini söyledi.
Yoga yapanların sevgi ve aşkı gerçek anlamıyla tam olarak yaşayabildiklerini kaydeden Karaöz, ''Yoga yaptıktan sonra sevgi ve aşkın gerçek anlamını anladım'' diye konuştu.

Tuğçe Taşkın-Bahri Duman çifti de 6 aydır yaptıkları yoga sayesinde daha az kavga ettiklerini ve daha huzurlu bir birliktelik yaşadıklarını belirttiler.
Bahri Duman, yoga sayesinde her şeye daha pozitif baktıklarını ve bu durumun da ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini söyledi. Duman, ''Galiba 6 aydır sevgilimi daha çok seviyorum'' dedi.
Volkan Özsoy ve Alev Emine İnce çifti de yogayı birlikte yaptıklarını ifade ederek, uygulanan nefes tekniklerinin ve vücut hareketlerinin birlikteliklerine katkı sağladığını, bu nedenle yoga yapmayı sürdüreceklerini dile getirdiler.
Daha sonra Prof. Dr. Manaf önderliğinde çiftler, ''Partnerlerine sevgilerini güçlendirmeye katkı sağlayan'' yoga tekniklerini sergilediler.

Reiki - Reikide Negatif Enerji

Negatif Enerji Evrende enerji tekdir. Ancak enerjiyi negatif yada pozitif yapan insan bilincidir. Özellikle kollektif bilinç enerjinin pozitif mi negatif mi olacağını derinden etkiler. Negatif enerji temel olarak evrensel bütünlüğe ve uyuma zarar veren, kişinin enerji dengesini olumsuz yönde etkileyen ve hem bütüne hem kişiye zarar veren enerji frekansı demektir. Evrende her şey enerjiden oluşmaktadır. Canlı cansız her şey titreşen enerjidir. Fiziğin geldiği son noktada enerjinin tek olduğu ve titreşen varlıkların arasında aslında bir boşluk olmadığı bilinmektedir. Yani varlıklar arasına ayırım koyan ve farklı algılayan sadece beyindir. Bu noktadan hareketle her şeyin titreşen enerjiler olduğu gerçeği insanların içsel ve dışsal enerjilerden önemli ölçüde etkilendiklerini göstermektedir. 



Bir insanın sağlığını bozan, duygusal yada zihinsel sorunlar yaşatan şeyde içsel enerji dengesizlikleri yada dışsal negatif enerjilere maruz kalmasıdır. Doğuştan hepimizde bulunan ve elektromanyetik alan titreşimi olarak tanımlanan auratik alanımız dışsal negatif enerjilere karşı önemli bir kalkandır ancak auramızın zayıfladığı durumlarda aura bu işlevini yeterince yerine getirmez. Dr. Kirlian'in bulduğu kirlian makinesi ile auranın fotoğrafı çekilmiştir ve artık auranın varlığı ispat edilmiştir. Ancak auranın eğer gerekli çalışmalar yapılmazsa içsel yada dışsal nedenlerle zayıfladığı ve koruma işlevini yerine getiremediği de bilinmektedir. Örneğin bir üzüntü yada negatif düşünceli insanlarla bir arada olmak aurayı zayıflatan bir çok nedenden biridir. Kişi negatif enerjilerden korunmak için auratik alanını güçlendirmek zorundadır. Bunu yapmanın bir çok yolu vardır. Örneğin reiki,meditasyon gibi çalışmalar, pozitif ortamlarda bulunma, doğayla baş başa kalma, olumlu beslenme alışkanlıkları bu yollardan bir kaç tanesidir. Ancak yoğun bir negatif enerji tesiri altındaysanız aurayı güçlendirmeniz de kolay olmayacaktır.

Negatif enerji etkisi içsel yada dışsal nedenlerden kaynaklanabilir. İçsel olanlarda kişi biliçsizce negatif enerji üretiyordur ve bu şekilde hem kendisine hem başkalarına zarar veriyordur. Dışsal nedenlerde ise kişi bir başkasının ürettiği bilinçli yada bilinçsiz kullandığı negatif enerjiye maruz kalıyordur. Her iki durumda da kişinin yaşamında bazı olumsuzluklar görünür. Bunlardan bazıları sürekli yinelenen hastalıklar, yaşamın kısır döngüye takılması, kısmetsizlik dediğimiz durum yani işlerin sürekli ters gitmesi, sonçlanmayan işler,sürekli düşmanlıklar görme,huzursuzluk ve mutsuzluk, sürekli halsizlik ve insanlarla birlikte olmaktan rahatsız olma gibi durumlardır.

Eğer negatif enerji içsel nedenlerden kaynaklanıyorsa bunun çözümü çok daha kolaydır. Bilinç düzeyinizi değiştirmeniz, yapacağınız bazı çalışmalarla bu etkiden kurtulabilirsiniz. Dışsal nedenlerden kaynaklanıyorsa ve negatif enerjiyi size yönlendiren kişi bunu bilinçsizce yapıyorsa bu durumdan kurtulmak biraz daha fazla çalışma isteyecektir. Ancak bir kişinin bilinçli negatif enerji yönlendirmesi ile karşı karşıya iseniz durum biraz daha karışıktır. Bu durumda kendinizi korumanız ve bu kişiye karşı etkili bir savunma mekanizması geliştirmeniz gereklidir.

NEGATİF ENERJİ TESİRİ ALTINDAMISINIZ?

Aşağıdaki maddelerin en az 4 tanesini yaşıyorsanız negatif bir enerjinin tesiri altında olduğunuzu söyleyebiliriz.

1- Sürekli huzursuzsanız,endişeliyseniz ve nedenini bilmiyorsanız.

2- Yaşamınızda sürekli aynı sorunlar defalarca karşınıza çıkıyorsa ve yaşamınız bir kısır döngüdeyse.

3- İnsanlar sizinle konuşunca rahatlıyorlarsa siz kendinizi kötü hissediyorsanız.

4- En pozitif işleriniz bile son anda tersine dönüyorsa ve hep beklenmedik sorunlar yaşıyorsanız

5- Uykusuzluk,iştahsızlık veya halsizlik sorunlarınız geçmiyorsa.

6- Ne kadar çalışırsanız çalışın kısmetsizlik yakanızı bırakmıyorsa.

7- Özellikle bir kişi yada bir kaç kişiyle aynı ortama girdiğinizde yorgunluk,baş ağrısı, sıkıntı gibi duygular yaşıyor ve ortamdan kaçmak istiyorsanız.

8- Sürekli karabasanlar görüyor, birinin sizi izlediğini düşünüyor ve nedensiz korkular duyuyorsanız.

9- Kaybeden sürekli siz oluyorsanız ve haklı bile olsanız hakkınızı aramak konusunda kendinizi aciz hissediyorsanız.

10- Ne yaparsanız yapın,yaşamdan tat almıyorsanız ve her işiniz yarım kalıyorsa.

NEGATİF ENERJİLERDEN KORUNUN?

Negatif enerjilerden korunmak için neler yapabilirsiniz?

Günlük yaşamda size bilinçsizce yönlendirilen negatif enerjilerden korunmak için yapabilecekleriniz var. Örneğin;

1- Pozitif düşünün ve kendi kendinize sürekli olumlamalar yapın.

2- Bir ametist taşı alın,toprağa gömerek 12 saat bekletin ve bu şekilde negatif enerjilerden arındırın. Daha sonra taşı teninize değecek şekilde örneğin kolye gibi üzerinizde taşıyın. Ancak her hafta bir kere toprağa gömerek arındırmayı unutmayın.

3- Üzerinizde bir miktar tuz taşıyın. Her gün tuzu değiştirin ve eski tuzu suyla akıtın.

4- Reiki enerjisini kullanın ve bu şekilde çevrenizde korunma kalkanı oluşturun.

5- Meditasyon yapın. Meditasyonunuzda çevrenizi menekşe rengi ışıklı bir halenin çevirdiğini imgeleyin.

6- Kendinizi güçlü hissedin ve sizi mutlu eden şeylerle zaman geçirin. Sürekli kendinize ben güçlüyüm ve mutluyum şeklinde telkinler verin.

7- Auratik alanı güçlendiren çalışmalar yapın.

19 Nisan 2010 Pazartesi

SEICHIM REİKİ (Yaşam Işığı Enerjisi

Reiki ve benzeri şifacılık tekniklerinin tümü aynı evrensel yaşam enerjisi kaynağını kullanır. Özünde hepsi aynı amaca hizmet eder ve etkilidir. Ancak zaman içinde bazı arayışların etkisi ve çeşitli kaygılarla bazı Reiki master'lar tarafından enerjinin farklı uygulama teknikleri geliştirilmiştir. Tekniklerin biri ötekinden daha üstündür diyemeyiz. Önemli olan uygulayan kişinin ve tedavi alanın kendini daha iyi hissedip hissetmediğidir. Tüm teknikler Reiki'nin farklılaştırılması olduğundan orijinal ve basit olanın yani Reiki'nin en kolay uygulanan ve geçmişte olduğu gibi bu gün ve gelecekte de aynı güçte etkinliğini sürdüren teknik olarak kalacağını düşünüyoruz.

Aşağıda farklılaştırılmış tekniklerin en çok bilinenleri hakkında kısa bilgiler yer almaktadır.


SEICHIM REİKİ (Yaşam Işığı Enerjisi)

Sekhem ( seichim )cok eski Mısır tapınaklarından alınmış bir terimdir ve "güç", "kuvvet", "kudret" demektir, ama her zaman kutsal bir yan anlamla beraber anılır. Sekhem'in hiyeroglif yazısı tapınak, piramit ve mezarların duvarlarına kazınmış, kutsal belgelerde bolca referans olarak kullanılmış, hatta hermetik rahiplerin dilinin bir parcasi olmuştur ama halk bu kelime hakkında
bilgilendirilmemiştir.

Sekhem Amerikalı Reiki Master'ı Patrick Zeigler tarafindan yeniden ortaya çıkarılmıştır.Seichim, Sekhem'in sankritçesidir. Seichim yüzyıllardan beri, Sekhem'in Doğu kültürü ile yoğrulmuş ve titreşimleri biraz değiştirilmiş sekilde kullanılması ile ortaya çıkmıştır. Seichim'in temeli Sekhem üzerine oturur. Aslında hepsi ayni orijinli enerjidir.

Bu enerjilerin Reiki ile bazı ortak noktaları varsa da birbirlerine çok uzak farklılıkları da mevcuttur. Hem Seichim hem de Sekhem'in, Reiki'den daha kuvvetli enerji titreşimleri mevcuttur. Bir yere
yönlendirilebilir, yoğunluğu değiştirilebilir, başka enerjilere dönüştürülebilir. Güçleri çok fazla olduğundan bilinçli olarak kullanılmaları gerekir. Duruma göre kullanma metodları farklıdır.

Reiki ve diğer enerjilerden onu farkı; Uygulandığı sırada insanı çevreleyen güç cok daha fazladır. Diğerlerinin yarısı kadar zaman uygulansa bile diğerlerinden çok daha uzun sure vücutta
kalır. İnsanın fiziksel, ruhsal, enerji bedeni, zekası, duyguları üzerinde ayni zamanda etki gösterir. Diğer enerji sistemleri ile beraber uyumludur. Kaynak bir tanedir ama onu kaynaktan kendimize akıtma teknikleri değişiktir. Enerji kaynağı bir tanedir ama onu kendimize akıtma tekniği bir çoktur. Reiki, Sekhem, Seichim, Seichem, SKHM, Isis Seichim, Archangelic Seichim, Tera Mai Seichem vs gibi.

Seichim de Reiki gibi inisiyasyonla verilen, dereceleri ve sembolleri olan bir sistemdir. Seichim'de sistemi kullanan ve öğretenler kendilerine göre bir çok değişiklik yaptıklarından bugün yirmiden fazla sembol çalışmalarda kullanılmaktadır, net bir standart yoktur ve master'a göre değişiklik gösterir.

Reiki ve Seichim sembolleri birlikte kullanıldığında evrensel yaşam enerjisinin kullanım alanını destekleyicidirler, yada doğrudan etkilerler.
Seichim Reiki enerjisi ve 4 adet sembol ile birlikte öğrenilir, ilave olarak 2. aşama da 5 sembol eklenir. Değişim, yönlendirilme ve aktarıcı özellik içerirler. Her alanda kolaylıkla uygulanabilirler, bol pratik yaparak kolaylıkla adaptasyon sağlanabilmektedir. Semboller kullanılarak kısaca aktarım kolaylaştırılır, gizlilik içeren semboller, uyumlamadan geçen kişi dışında asla başkası tarafından kullanılmamalıdır. Tüm semboller zaman içerisinde enerjiyi yakalar, Master' ın dokunuşuyla öğrenci ve sembol arasında bağlantı sağlanır, hafızasına yerleştirilir, arınmışlığı sağlar, hepsinin yazım ifadesi içinde saklıdır. Baştan aşağıya doğru tüm vücuda çizilir.

Reiki/Seichim sembollerini Practitioner(Pratisyen) Master' lar çizmektedirler, parmaklarıyla kullanabilirlik yetisine sahiptirler. Bazen ise sadece gözleri ile çizerler. Onların çizimi uyumlama dışında, mekanlar içinde söz konusudur. Arındırma, uyumlama, bilhassa enerji kanal kontrolününün sağlanmasında, küçük niyetler için, söz konusudur. Seviyeyi tutmak, öğretmek, sembol pratiğini belirtmek, amaçlı enerji dengeleyici, kontrol sağlayıcı ve yönlendirilerek belirgin kullanımlı müvekkil tayin etmeye yarar. Nihayetinde şifasal enerjiyi daima yükseltici, aktarıcı, konular hakkında pratisyenin ihtiyaçlarını karşılayıcıdır.

Semboller, elle çizim ve kontrol içerir. Sembolü çizdiğinizde işlemi tamamlarsınız. Fakat şifasal alan için enerji aktarımını yapmak zorundasınız, aktarım işlev için son derece önemlidir. Tümünü çizerek başlamalı, bağlantı sağlamak ve olumlu sonuçlara ulaşmak için sol taraftan sembolü atmalısınız. Sembollerin adını çizim esnasında tekrarlamalısınız.Bazı eğitmenler çizim bitince de sembol isminin tekrar edilebileceğini söyler ama bu işlevin frekansını azaltıcı nitelik taşımaktadır. Söyleniş sembol çizimi ile başlamalı, bitimiyle son bulmalıdır.

5 Seichim sembolünün bilgiye eklenmesi Patrick Zeigler Seichim üzerine araştırmalarıyla tanınmaktadır, dokunmak ona göre uzaktır; eğitilmek gibi, fakat SKHM öğretmek bambaşka bir yolun ışığıdır. Patrick, Seichim'i Tom Seaman için öğrendi ("Renegade Reiki" ilave değişimler zamanını getirdi). Tom ve o bir süredir oda arkadaşıydılar, Ken Lowry (Seichim Reiki Öğretmeni) değişim ve aktarım sembollerini buldu. Hangisinin değiştirdiği, hangisinin Ken'e aktardığının bilinmemesi söz konusuydu. "Işığın içinden ileride" ve bir üniversitede yalnızca oluşumunu açıkladılar, sembollerin onlara nereden geldiğini. Seichim Reiki sembolleri, kart kullanımları, grafik üzerindeki işlevleri açıklamışlardır.

SEICHIM TARİHÇESİ



Tera Mai Seichem oluşumu SEICHIM (kısaca SKHM) enerji sisteminin oluşum kapısı Patrick Zeigler tarafından Mısırda Piramitlerin içerisinde 1980 yılında başlamıştır.. Patrick piramitte kaldığı o gece oldukça yoğun bir enerjiye maruz kalmıştır. Daha sonra Sufi Seyhi Khartoum Tarafindan inisiye edilmiştir. Amerika'ya dönünce Barbara Weber Ray ile Reiki çalışmıştır.
1991 yılında Kathleen Milner'in Amerika' da L.A. Expo içerisinde Reiki workshop'una katılmış, orada Seichim bilgilerini paylaşmış, önce Seichim Master (Ağustos yıldızı olarak kazanmıştır) daha sonra Tera Mai Seichem ve Reiki/Seichim şifa sisteminde Master ünvanını (1994 sonu 1995başı) kazanmıştır. Seichim/SKHM tüm dünyaya duyurulmuştur. Kısaltılmış yazılım biçimleri şöyledir: SKHM, SEICHIM, SEICHEM, SEKHEM, SETIM, hepsi Seichim' i ifade eder.

Hindistan'da yaşayan Satya Sai Baba. 23 Kasım 1926 yılında sembol çizim ve anlamı konusunda destek olmuştur. 1991yılında Kathleen ile bağlantı bütünleşmiş ve beş kademeli olmuştur: Ascended Masters, Galactic Federation ve Angels of the Eternal Light, diğerleri healing dokunuşları ile aktarılır, Sakara, Sophiel ve Angeliclight. Ve en son aşama 1991 Kathleen Seichem Master olması ile son bulmuştur. Seichem enerjisini Sakara ile bütünleştirmişlerdir. SEICHEM yada kısaca SKHM "Master" Patrick Zeigler sayesinde dünya çapına yayılmıştır. Trans halinde aktarım söz konusudur.


SEICHIM REİKİ SEMBOLLERİ

Chokurei( çokurey)güç sembolüdür

Seiheiki ( seheyki) mental/sağlık-duygu sembolüdür

Honshazeshonen ( honşazeşonen) şifa bağlantısı/köprü sembolüdür

Daikomyu ( daykomyu) master sembolüdür


Chokuret (çokuret) cansız obje-güç sembolüdür

Angel wings potansiyel fark edilme sembolüdür

Male-Female Balance yin ve yang dengesi enerji sembolüdür

Align High ışığın yükselişi,sevgisi,yaratıcı enerjinin öze aktarımı sembolüdür
Eeeeftchay ebedi içindeki gizli gözlem sembolüdür