Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

5 Şubat 2012 Pazar

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu
Bu meditasyon topraklanma meditasyonuna çok benzer. Bereket ve bolluk ile ilgili bir çalışmadır.
Öncelikle rahat bir pozisyonda, ayaklarınız yere değecek bir şekilde, sırtınız dik olarak oturun.  Gözlerinizi kapatın ve birkaç kez derin nefes alıp vererek gevşeyin
Şimdi ayak tabanlarınızın altından her nefes alış verişinizde, beyaz ışıktan köklerin çıktığını imgeleyin. Bu ışıktan kökler sizi dünyaya bağlıyor. Bunu hissedin.
Ardından kuyruk sokumunuzdan da beyaz ışıktan köklerin çıktığını ve toprağın altına doğru uzadığını imgeleyin. Artık hem ayak tabanlarınızdan hem de kuyruk sokumundan çıkan köklerle dünyaya bağlısınız bunu hissedin.
Birkaç dakika nefes alıp verirken, aynı topraklanma meditasyonundaki gibi tüm bedeninizdeki fazla ve negatif enerjiyi toprağa bırakın.
Yeterince arındığınızda bu sefer kökten ışığı omurilik soğanınıza ve bilincinize doğru bağlayın. Artık bilincinizin toprağın bilinciyle yani toprak ananın, Gaia’nın bilinciyle bağlantıda olduğunu hissedin. Toprak Ananın nefes alış verişini hissedin. Şimdi yavaşça ona seslenin;
“Ey bereketini esirgemeyen Toprak Ana, Gaia. Yaratıcı’nın izniyle, biz insanları bir anne şefkatiyle sararsın ve verimli sütünle bizleri beslersin. Bereketli toprağınla karşılık beklemeden bizlere verimli ürünler verirsin. Senin vücudun bizim yaşam alanımızdır ve sen bizim tüm hatalarımıza rağmen bizi sevginle sararsın. Şimdi lütfen bereket ve bolluk enerjini benle paylaş ve hayatıma taşı. Hayatıma bereketi ve bolluğu getir. Verimliliği, üretkenliği sağla. Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin”
Yavaşça ayaklarınızdan ve kuyruk sokumuzdan yukarı doğru topraktan aldığınız bereket ve bolluk enerjisini imgeleyin. Bu mavimsi yeşil parıltıları olan bir enerji, toprağın enerjisi… Onu tüm bedeninize yayarken bir taraftan da “Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin” demeye devam edin. (İsterseniz bunun yerine başka bir mantra kullanabilirsiniz.) Ardından bu enerjiyi bedeninizden auranıza ve auranızdan tüm evinize yayın. Tüm evin bu bereket enerjisiyle dolduğunu hissedin. Artık siz toprak ananın bereket enerjisini evinize taşıyan bir aracısınız. Bu enerji alanı evinizin çevresini bir aura gibi kaplasın ve size bereketi çekecek bir mıknatısa dönüşsün.
Yeterince hissettiğinizde Yaratıcı’ya şükredin ve toprak anaya teşekkür ederek çalışmanızı bitirin.
Ağaç meditasyonu
İkincisinde amaç bir ağaç gibi üst alemle ve alt alemle irtibata geçmek ve hayırlı enerjileri hayatımıza çekmektir
Yukarıdaki meditasyonun ilk iki aşamasını aynen uygulayın. Yeterince köklerle bağlandığınızda topraktan ayak tabanlarınıza doğru mavi yer enerjisini çekin.
Yavaşça her nefes alışınızda toprak enerjisini yükseltin, ta ki tüm auranıza dolana kadar.
Ardından taç çakranızdan çıkan dallarla evrene bağlandığınızı imgeleyin. Ve evrenden de kırmızı göksel enerjiyi çekin. Yine her nefes alış verişinizde göksel kırmızı enerjiyi vücudunuza yayın.
Şimdi taç çakrayla evrene, köklerle dünyaya bağlısınız. Kendinizin bir ağaca dönüştüğünü imgeleyin. Ve gökten göksel enerjiyi, yerden yer enerjisini çekiyorsunuz. Kırmızı ve mavi enerjilerin harmoniyle auranızda dans ettiğini görün. Bu sizi tazeliyor yeniliyor.
Bu noktada istediklerinizin olmuş görüntülerini imgeleyebilirsiniz. Böylece bunlar bu yüksek enerjiyle evrene taşınacaktır.
Hazır olduğunuzda çalışmayı bitirin. 
Bu çalışmalarla ağaçların enerjilerinden ve dilekleri evrene taşımadan faydalanabilirsiniz. Ormana gidin ve bir ağaca sarılın, onla konuşun, ona derdinizi anlatın isteklerinizi hayallerinizi anlatın. Size saçma gelse bile bilin ki, ağaç tüm sessiz bilgeliğiyle sizi dinliyor ve isteklerinizi evrene gönderiyor. Bir sonraki yazıda başka dilek dileme yöntemlerinden bahsedeceğim. Tüm içten dileklerinizin kabul olması dileğiyle…

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak: “Biorezonans Yöntemi”

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak:
Biorezonans Yöntemi
Son yıllarda sigara bağımlılığından kurtulmak için yeni tedavi yöntemleri ortaya çıktı. Kuantum mekaniği, bilgileri ve sonuçlarıyla tüm hayatımıza girmeye başladı. Sağlıkta ve tedavide, Biorezonans yani titreşim kullanmak da, kuantuma dayanan son tekniklerden birisi…
Bağımlılık, insanların farklı konu ve maddelere, zarar görmesine rağmen devam etme ve vazgeçememe halidir. Dünyadaki en yaygın bağımlılık ise sigara bağımlılığıdır. Mantıklı düşünüldüğünde çok saçma ve anlamsız gelen bu bağımlılık, tüm zararlarının bilinmesine rağmen dünya nüfusunun hatrı sayılır bir bölümünü esir etmiştir. Ölüme rağmen sigarayı tercih etme davranışı, en yaygın sosyal hastalıktır, zira virütik hastalıklar gibi o da bulaşıcıdır. Bulaşma yolu ise davranış modellemesidir. Sigara içen birisini kendimize aynalayarak sigara içmeye başlarız.
Sigaranın zararlarını anlatmaktan çok, ondan nasıl kurtulabileceğimizin üzerinde durmak daha anlamlı artık. Toplumsal bir hastalık olmasına rağmen yaygın ve genel bir çözümün yaratılması, neredeyse imkânsız görünüyor. Tütün getirim sistemini topluca yıkmak ve yasak koyarak bu sistemi yeraltına indirmek, farklı sakıncalar yaratacağından bireysel kurtuluşlar desteklenmeye çalışılıyor.
Son yıllarda bu bağımlılıktan kurtulmak için yeni tedavi yöntemleri ortaya çıktı. Kuantum mekaniği bilgileri ve sonuçlarıyla tüm hayatımıza girmeye başladı. Sağlıkta ve tedavide, Biorezonans yani titreşim kullanmak da, kuantuma dayanan son tekniklerden birisi…
Bu yeni yöntemi öğrenmek üzere bir merkezin kapısını çaldım. Öğrendiklerimi paylaşmak ve Biorezonans yöntemini tanımak için Dr. Şahin Özdemir ile yaptığım röportajı satırlarımıza taşıdım.
Röportaj   Dr. Şahin Özdemir

Sigara bağımlılığını bir hekim olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, sigara neden bağımlılık yapıyor?
Başlangıçta Amerika kıtasından Avrupa’ya taşınması aslında tütünün ilaç olma özelliği nedeniyledir. Tütün ağrı kesici ve öksürük kesici özelliği olan bir maddedir. İlaç olarak kullanılırken sonraları değişik şekillerde sarılarak devamlı içilir hale gelmiştir. Birileri sigaranın seri üretimine başladığında bağımlılık sosyal hale gelmeye başlamıştır. Asıl zararlı olan yanı üretimi sırasında içine katılan maddeler ve kâğıt, mürekkep, tutkal, filtre gibi yan ürünlerdedir.
Sigara içmenin fiziksel- ruhsal- davranışsal bağımlılık süreçleri vardır. Sigara içmeyenler ilk önce aile, çevre, medya ve benzeri kaynaklardan etki alarak gözlemleme yoluyla kayıt yaparlar. Genellikle ergenlik çağında büyüme davranışları içinde iken, karizma oluşturmak için davranış modelleme ve taklit etme ihtiyacı duyulur. Son yıllarda medyatik kişilerin sigara ile oluşturduğu çekici kimlikler, bağımlılığın sosyal olarak yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Psikolojik sıkıntıların giderilmesi için bir yöntemmiş gibi kabul edilen sigara, mutluluk esnasında da keyif aracı olarak görülüyor. Sigara ile ilk tanışmanın ardından nikotinde var olan fiziksel bağımlılık faktörü ve emme duygusu nedeniyle bir tatmin yaratması, sigarayı vazgeçilmez hale getiriyor. Nikotin, beyin tarafından salgılanan endorfin ve serotonin yerine geçiyor ve kullanılmadığı takdirde bu hormonların yoksunluğunu yaratıyor. Endorfin, insan vücudu tarafından yaratılan ve morfinden yaklaşık bin kat daha güçlü bir maddedir. Bu maddenin (endorfinin) yokluğunun insanda nelere yol açabileceğini bu güçten anlayabiliriz. Nikotin, önce bu maddenin salgılanmasını azaltır ve yerine kendini ikame eder.  Daha sonra kişilerin endorfin ihtiyacının tamamen nikotinle sağlanmasına neden olur. Bu yüzden sigara, güçlü ve tehlikeli bir bağımlılıktır.
Sigara bırakma sonucu yaşanan sıkıntılar tıbbi olarak nelerdir, nikotin yoksunluğu beyinde ve vücutta nelere yol açar?
Sigara kullanmayı bırakan kişide ağrı, uyuşma, sinirlilik, stres, mutsuzluk, kaygı, dalgınlık, zihinsel bitkinlik, mide krampları, eklem ağrıları, şiddetli öksürük, kabızlık, sindirim bozuklukları, öksürük, ağız yaraları gibi durumlar görülebilir.
Sigara bırakmak için kullanılan tıbbi yöntemler nelerdir?
Sigara bırakmayı sağlayan her yöntem benim için kutsaldır. Sevgili, eş, anne baba baskısı, hastalık gibi gerekçeler kişinin sigaradan vazgeçmesine katkıda bulunabilir. Farklı desteklerle sigaradan kurtulmak mümkündür. Tek bir tedavi yöntemi yoktur. Fiziksel- ruhsal- davranış modelleri herkeste farklıdır. Bu nedenle yöntemlerin işe yarama oranı herkeste farklıdır.
Destek yöntemlerinden bazıları şunlardır:
1- Biorezonans
2- Akupunktur
3- Hipnoz
4- İlaçlar
5- Nikotin Bantları ve çikletleri
6- Luksapunktur (Işınlı Akupunktur)
Biz, merkezimizde Biorezonans ve Luksapunktur kullanarak bağımlılara yardımcı oluyoruz.
Biorezonans yöntemi nasıl bir etki ile yarar sağlıyor?
Biorezonans, Kuantum mekaniği gerçeğine dayanan bir yöntemdir. Maddenin hem parçacık hem dalga olma özelliği vardır. Her madde atomların elektron yapısından dolayı elektromanyetik bir ışınım yayar. Bu ışınım deneysel ortamda ölçülüp kaydedilebilmektedir. Her ışınımın kendine özgü karakteri vardır. Dalga boyu, derinlik, uzunluk, salınım hızı her madde için farklılık gösterir.
İnsan vücudundaki her türlü hücre de bir enerji ve titreşim salgılar. Bu titreşim ve enerjinin bir dalga boyu ve salınım şekli vardır.  Hücreler, dokular, organların hepsinin kendine özgü farklı frekansları vardır. Hasta ve sağlıklı insanın frekans yapıları birbirinden farklıdır. Hastanın frekansının içine etki eden yabancı frekanslar, Alerjenler, virüsler, bakteriler ve yabancı zararlı maddeler normal frekans düzenini bozarlar. Hücreler birbirleriyle belirli dalga boyundaki frekanslarla iletişim kurar. Bu iletişimde rahatsız edici frekanslar yok ise vücut mükemmel çalışır ve uyum içinde bir sağlık mevcuttur. Fakat vücuda giren bir toksin rahatsız edici titreşimler sayesinde hücreler arasındaki diyaloğu bozabilir. Çünkü bu toksin rahatsız edici frekans şekline sahiptir ve uyumu bozar.
Nikotin de vücutta olmaması gereken bir maddedir. Sigaranın da bir dalga şekli ve frekans özellikleri vardır. Biorezonans yöntemi ile önce insan vücudundaki sigara ile oluşan ışınımın dalga özellikleri ölçülerek tespit edilir. Sonra bu ışınıma onun özelliklerine zıt karşıt dalga gönderilerek nötrleşmesi sağlanır. Yani bir ayna kullanılmış gibi titreşimleri ters çevirerek geriye vücuda vermek, zararlı olan ışınımın yok edilmesini sağlar ve hücreler arası uyumu yeniden oluşturur.
Bu tedavide başarı oranı nedir?
Başarmak için önce bir hasta olduğunu kabul etmek gerekir. Bağımlı olduğunu ve hasta olduğunu kabul etmeyene tedaviler başarılı olmayabilir. Bu tedavide 3 aylık, 6 Aylık ve 1 Yıllık değerlendirmeler yaparız. 3 ayda başarı oranı % 90, 6 ayda % 55-60, 1 yılda ise % 35-40 tır. Tedavinin ilk 6 ay içinde tekrarlanması uygun olur. Merkez olarak ilk üç ay içindeki tekrar uygulamaları ücretsiz, sonrakileri ise indirimli yapıyoruz.
Seans uygulaması nasıl yapılıyor ve süreç nasıl işliyor?
45 Dakikalık tek seans sırasında hastanın baş ve ellerine elektrotlar bağlanır. Sessiz sakin bir ortamda oturmasını sağlarız. Etrafında farklı titreşim yaratacak herhangi bir nesne (TV, radyo, telefon vb.) olmaması gerekiyor. Uygulama çok düşük titreşimler ile devam eder, hasta herhangi bir acı hissetmez. Sonrasında hastaya, bir ay göbek bölgesinde taşıması için bir çip veriyoruz. Ayrıca içine yine karşıt dalga ışınımı yüklenmiş serum fizyolojik bir sıvı veriyoruz. Yoksunluk sıkıntısı sırasında bu sıvıdan 3-5 damla içmesini istiyoruz. Bu sıvının kullanılması Homeopatik bir tedavidir. Yani benzer benzeri iyileştirir tezine göre hazırlanır. İstediği kadar süre kullanılabilir, herhangi bir zararı yoktur. 
Bağımlının tekrar başlamaması için ne tür destekler gereklidir? Destek veriyor musunuz?
Hastayı işlem öncesi ve sonrası bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak önemlidir. Hem öncesinde hem sonrasında psikolojik destek veriyoruz. Tekrar başlama, en çok iradesi kuvvetli olanlarda görülüyor. Bağımlılığını yendiğini düşünüp, kendine aşırı özgüven duyanlar yıllar sonra bile başlayabiliyor. “Nasıl olsa yendim, yine başarabilirim, bağımlı hale gelmem” diye düşünenler tek bir nefesle tekrar bağımlı hale gelir ne yazık ki… Bu yüzden sigarayı yardımsız bırakmak kolay bir iş değildir ve mutlaka destek gereklidir. Hastanın kararlılığının devam etmesi, bu tür desteklerle sağlanabilir ancak.
Yöntemin çıkış yeri ve ülkemizdeki yaygınlığı nedir? Tedavi merkezi seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
Yöntemin çıkış yeri eski Sovyet Rusya’dır. Soyuz Uzay çalışmaları sırasında yapılan çalışmalarda geliştirilmiştir. Sovyetlerin dağılması sonrasında bilim adamları bu yöntemi dünyaya yaymaya başlamıştır. Rusya’da bu tür Alternatif tıp çalışmaları, Amerika ve Avrupa’nın aksine daha özgürdür ve devlet tarafından desteklenmiştir. Yaklaşık on yıl önce ülkemize gelmiştir. Sağlık bakanlığı tarafından önceleri ihtiyatla karşılanmasına rağmen şu anda bu yöntem, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen izinle kullanılmaktadır. Bu yöntemi kullanmak isteyenler, başvurdukları merkezin izin belgesini sorgulamalılar. Zira bu yöntem için kullanılan pek çok cihaz üretilmiştir geçen zaman içinde. Kullanılacak cihazların klinik deneylerinin yapılmış olması önemlidir. MDC ( Medical Device Certification) ve TİTUBB       ( T.C İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası) onayları bir kriter olarak aranmalıdır. Ve tabi uygulama kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır. Merkezimiz, bu izinlere ve tecrübeye sahip olarak 4-5 yıldır bu tedavi uygulamasını yapmaktadır. Aldığımız başarılı sonuçlara güvenerek sigarayı bırakmak isteyen herkesi davet etmekte bir sakınca görmüyorum bu yüzden. Dediğim gibi bu bağımlılıktan kurtulmayı sağlayacak her yöntem benim için kutsaldır çünkü sigara öldürür… Ölüme rağmen ona zorunlu olmak korkunç bir gerçektir bana göre.
Biorezonansın kullanıldığı başka tedavi alanları var mıdır?
Kilo verme ve kilo kontrolü, alerjiler, bağımlılık tedavileri, depresyon gibi alanlarda güvenle kullanılmaktadır. Bu yöntemlere “Titreşim Tıbbı” diyebiliriz. Kuantum mekaniğinin bize getirdiği en yeni yöntemlerindendir ve geleceğin tedavi yöntemidir. Daha emekleme döneminde olduğunu bildiğimiz için, ilerleyen yıllarda çok fazla gelişip, tıp ve bilim dünyasını hızla değiştireceğini umutla söyleyebilirim.
Dr. Şahin Özdemir Kimdir?
1984 yılında İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. Mecburi hizmet ve askerlik sonrası İstanbul’da serbest hekim olarak çalıştı. Kendine ait tıp merkezlerinde çalışmalarını sürdürdü. Bu sürede tıp biliminde farklı bakışları takip etti ve uyguladı. Luxapuncture, ozon tedavi ve biorezonans çalışmaları ile karşılaştığından beri ağırlıklı olarak bu konularla ilgilenmeye başladı.  Halen Dr. Yıldırım AKTUNA tarafından kurulmuş olan ve onun vefatından beri tek başına yönettiği, İstanbul Taksimde bulunan ALPHA TIP MERKEZİ’nde çalışmalarını sürdürmekte. Alpha Tıp Merkezinde tamamlayıcı tıbbın çeşitli alanları ile ilgilenmeye devam ediyor.


Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Soğuk algınlığının ilacı Şalgam - Şalgam suyu

Şalgam suyu tüketiminin, grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olduğu bildirildi.

Adana'nın 82 yıllık şalgam suyu üreten firmanın yöneticilerinden Emre Göde, soğuk havalar nedeniyle, tamamen doğal olan şalgam suyunun vatandaşlar tarafından tercih edildiğini söyledi.
Türkiye'nin dört bir yanından talepler geldiğini vurgulayan Göde, son dönemlerde bazı bölgelerde şalgam suyunun gazlı içeceklerin hakimiyetini kırmaya başladığını vurguladı.
Göde, ''Geçmiş yıllara göre satışlarımız ciddi arttı. Adana şalgamı çok seviliyor ve vazgeçilmiyor. Türkiye'nin her yerinde şalgam suyu üretilebiliyor ancak Adana şalgamının tadı başka'' dedi.
Şalgam suyunun bardağının 50 kuruştan, 1 liraya yükseldiğini, litresini de 3 liradan verdiklerini belirten Göde, misafirlik ve memleket ziyaretlerinde litrelerce şalgam suyunun Adana'dan başka illere götürüldüğünü kaydetti.
Şalgam suyunun Adana'nın sembolleşen içecekleri arasında yer aldığını vurgulayan Göde, vitamin deposu havuçtan elde edilen şalgamın, soğuk havalarla birlikte soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı da vatandaşlar tarafından tercih edilip tüketildiğini kaydetti.

Vücut direncini artırıyor

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Barlas Aydoğan, şalgam suyu tüketiminin grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olabileceğini kaydetti.
Şalgam suyunun tamamen havuçtan yapıldığını vurgulayan Aydoğan, vücut direncini artıran bu ürünün sadece yaz mevsiminde değil soğuk havalarda rahatlıkla tüketilebileceğini kaydetti.

Şalgam suyunun yapılışı

Şalgam suyu, mor havucun özü alınarak yapılıyor. Önce, bulgur unu mayalanıp bir hafta bekletiliyor, iyice ekşidikten sonra sulandırılıp, dut ağacından yapılan özel tahta fıçılara bırakılıyor. Ardından, mor havuç iyice temizlenip kaynatıldıktan sonra bu fıçılara konuluyor, üzerine de şalgam turpu yerleştiriliyor. Tahta fıçılarda bir hafta daha bekletilen bu karışıma tuz ilave ediliyor.
Fıçı içinde olgunlaştırılan şalgam, bekleme süresi sonunda süzülerek içime hazır hale getiriliyor. Şalgam suyuna acılı olarak içmek isteyenler için bir miktar süs biberinden elde edilen acı sos ilave ediliyor.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Ilk çiftçi yıllığı...

İLK "ÇİFTÇİ YILLIĞI"

Amerikalı bir ekibin Irak'ta yaptığı kazılarda bulunan 3500 yılı aşkın bir zamandan öncesine ait küçük bir kil tablet, tarım tarihinde temel öneme sahip bir belgenin onarımını olanaklı kıldı. Giderlerini Chicago Üniversitesi Doğu Enstitüsü ile Pennsylvania Üniversite Müzesi'nin ortaklaşa karşıladıkları 1949-50 kazılarında, kadim

Doğal sesler, Müzik

İnsanoğlu var okluğu günden beri çeşitli amaçlar doğrultusunda kendi sesini kullandı ancak bir süre sonra kendi sesi yetersiz kalınca ses çıkarabilecek doğal malzemeler aramaya koyuldu. Bunun için atalarımız kimi zaman taşları, kim zaman içi bos olan çeşitli hayvan boynuzlarını ve son olarak da ses çıkarma özelliği bulunan bitkileri keşfettiler. Bu ay sizlere çevremizde sıkça

Okuryazarlığımızı İç Çamaşırına mı Borçluyuz? - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Okuryazarlığımızı İç Çamaşırına mı Borçluyuz? - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: İç çamaşırına borçluyuz.
Kültürümüzü İç Çamaşırına mı Borçluyuz?

- Sent using Google Toolbar

Genel Kültür Bilgi Bankası

3 Şubat 2012 Cuma

Gall'ın Kafatası Haritası

F.J. Gall 1805 yılında yayınladığı "Yeni Anatomik ve Fizyolojik Sistem" adlı eserinde kafatası haritasını çizmiştir. 1. ve 2. şekillerde kafatasının önden ve yandan görünümü verilmiştir.

Gall'a göre 2,3,9,15-21 rakamlarıyla işaretlenmiş yetenekler sadece insana aittir. Diğer yetenekler insanların yanı sıra hayvanlara da aittir. 3. ve 4. şekillerde kafatası iki taraftan görüntülenmiştir: önden ve yandan...



Şekil 1. Alın kısmı

1. Fiziksel sevgi
2. İyilik, şefkat, ihsan
3. Çelişki hissi
4. Kişilik, bireylik, ferdiyet hissi
5. Hilekarlık
6. Hırsızlığa yatkınlık
7. Onur
8. Şöhret tutkusu, ihtiras
9. Tedbirlilik, dikkatlilik
10. Eğitilme, ehlileştirilme
11. Mekan içgüdüsü.
12. Yüz hafızası
13. Sözel hafıza

Sorgu sırasında konuşmaktan kaçınan şüpheliler, ’beden dilleri’nin ihanetine uğruyor

Bedeniniz size ne zaman ihanet eder?

Olayların aydınlatılmasında jandarma ve polis ekipleri, psikolojinin verilerini kullanıyor. Sorgu sırasında konuşmaktan kaçınan şüpheliler, ’beden dilleri’nin ihanetine uğruyor.





             Yalanı tespit konusunda uzmanlaşan güvenlik güçleri, özellikle konuşmaktan kaçınan ya da yalan

2 Şubat 2012 Perşembe

Ekosistem Canlı Yaşamı: Kamboçya'da Kaplumbağalar uydudan izlenecek

Ekosistem Canlı Yaşamı: Kamboçya'da Kaplumbağalar uydudan izlenecek: Kamboçya'da, doğaya salınan nesli tükenme tehdidi altındaki bir yetişkin kaplumbağa uydu aracılığıyla izlenecek. Doğada sadece yaklaşık 2...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

1 Şubat 2012 Çarşamba

Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Daha havalı görünmek ister misiniz? (Bu da soru mu...

Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Daha havalı görünmek ister misiniz? (Bu da soru mu...: Sezon trendlerinden biri olan tüylü parçaları tercih etmek istiyor, ancak nasıl kullanacığınızı bilmiyor musunuz? İşte size birkaç öneri....

Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca

Ölümü beklerken ; En büyük pişmanlığınız nedir?

 Ölürken pişman olunan 5 şey

Avustralya’da bir hemşire ölüm döşeğindeki hastalara pişmanlıklarını sordu. Buna göre, insanlar en çok hayallerini gerçekleştirememekten yakınıyor.


Yıllarca evlerinde ölümü bekleyen hastalara bakan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra kitap yazmaya karar verdi. Hemşire Ware, hastalara “En büyük pişmanlığınız nedir?” diye sordu. Bronnie Ware yanıtlara kitabında yer verdi.

26 Ocak 2012 Perşembe

Yaşam Oyunu - Yaşam Bize Sunulan Bir Oyun Mu?

YAŞAM OYUNU VE BU OYUNDAKİ YERİMİZ






‘Gerçek başarı oynadığınız oyunu şekillendirmektir; bulduğunuz oyunu oynamak değil.’
Yaşam başlı başına bir oyundur ve bu büyük oyun içinde oyunlar, oyuncaklar gizlidir. Tüm küçük oyunlar büyük yaşam oyununda kazanmak, bu oyunun üstesinden gelmek için birer araçtır. Yaşam sınırları belli olmayan ancak kişilerin kendi çizecekleri bir oyun alanıdır. Bu alanı sınırsız çizmekte yâda sınırları dar çizmekte kişinin kendi elindedir.

Alışmadık Alışmayacağız: Bekir Coşkun, Uğur Mumcu'nun katili / Hâlâ soracak...

Alışmadık Alışmayacağız: Bekir Coşkun, Uğur Mumcu'nun katili / Hâlâ soracak...: Bekir Coşkun, bugün kaleme aldığı 'Öldürmeye Devam Ediyorlar...' başlıklı yazısında 'Uğur Mumcu'nun gerçek katillerini hâlâ bilmiyor musun...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

25 Ocak 2012 Çarşamba

Ayak Mantarı na Bitkisel Çözüm

 Ayak mantarları genellikle parmak aralarında oluşan rahatsızlıklardır. Nadiren ağrılı olabilirler. Genellikle aşırı kaşıntı yaparlar. Özellikle ayak parmaklarının arasında koku ve beyaz döküntülerle kendilerini açığa vururlar. Sağlığı tehlikeye sokan ciddi faktörlerdendir.
Etkileri
  • Ayakta döküntüye neden olurlar. ayak mantarı
  • Ayak kokusu yaparlar.
  • İleri derecede kaşınmalar deride tahrişe neden olur.
  • Bazı vakalarda koku ve tahrişle birlikte alerjik reaksiyonlarda görülebilir.
Bulaşma Yolları:
Genellikle başkalarına ait terlik havlu vb. malzemelerin kullanımı veya toplu halde girilen ortak kullanıma açık havuzlar saunalar ve hamamlar ve buna benzer "yalın ayak" dolaşılan yerlerden bulaşırlar. Sağlık açısından ayak mantarı enfeksiyonuna yakalanmamak için bu gibi yerlerden çıkış ta mutlaka temiz su ve sabunla güzelce durulanılmalıdır.
Tedavi:
Genellikle belirli bir tedavileri yoktur. Ayakta oluşan mantarın cinsine göre bir tedavi yöntemi geliştirilmelidir. Genellikle sağlık açısından çok ciddi sorunlar doğurmadıkları için tedavi edilmek yerine geçiştirilirler. Fakat bu oldukca yanlış bir davranıştır çünkü, ayak mantarları tedavi edilmediklerinde parmak ve tırnak sağlığı açısından büyük olumsuzluklara neden olabilmektedirler.

Bitkisel Tedavi Yöntemi:
ayak mantar tedavisi Anadoluda genellikle mantar tedavileri için sarımsak kullanıldığına sıkça şahit olunmuştur. Sağlığı tehlikeye atmadan ve herhangi bir yan etki riskinden uzak durularak uygulanacak kısa süreli bitkisel(sarımsak) tedavi; Yüzeysel hastalık larda(ayak mantarı vakalarında) tam bir iyileşme sağlarken, ciddi “Ayak Mantarı Enfeksiyonlarında” 3-6 aylara varan ciddi rahatlamalar getirir.
Ayak Mantarı na Bitkisel Çözüm:
· Öncelikle 6-7 diş sarımsak alınarak içerisine az bir miktar tuz atılır ve dövülür.
· İyice dövülmüş ve lapa kıvamına getirilmiş sarımsak bir boş cam şişe içerisine alınır.
· Ardından üzerine alkol ilave edilir. (alkolün çok fazla olmaması daha iyi sonuç vermektedir.)
· Bu karışım 3-4 saat kadar bekletilir hatta ara ara sallanarak sarımsağın iyice tentürü çıkarılır.
· Bu sürenin sonunda şişede biriken sıvı süzülerek başka bir şişe veya benzerine alınır.
İşte Ayak mantarı tentürünüz hazır. Bundan sonraki aşamada bunu uygulayacaksınız. Bunun için aşağıdaki adımlara dikkat etmeniz. Önemlidir.
Sağlıklı Bir Ayak İçin Tentürün uygulanması (Ayak mantarı hastalığı)
· Öncelikle bu uygulamayı yatmadan önce yapmanız daha iyi olacaktır.
· Ayağınızı ılık ve sabunlu suyla bir defa yıkayınız.
· Daha sonra ayak mantarı için tentürün uygulanacağı yerlerdeki ölü derileri temizleyiniz. (Kıvrılmış bir bez parçasını ayak parmaklarınızın arasındaki ölü deriyi kaldırmada kullanabilirsiniz.)
· Ayak Parmaklarındaki ölü derinin temizlenmesinden sonra tentür bir pamuğa emdirilerek Ayak mantarının olduğu yerlere pamuk yerleştirilir. Bu işlem bütün enfeksiyon bölgeleri için uygulanır.
!!!ÖNEMLİ!!!!
Not: Bu uygulanan pamuklar 2-3 saatten fazla ayakta durdurulmamalıdır. Ayrıca ayak pamuklar alınır alınmaz yıkanmamalıdır. Yaklaşık 3-4 saat sonra ayakların yıkanması daha iyi sonuçlar için gereklidir.
Not2: Bu işlem 3-4 gün aralıklarla 15 gün boyunca sürdürülür. Ardından 2-3 ay kadar beklenir şikayet tekrarlarsa aynı işlemler yenilenerek tedaviye devam edilir.
Bazı Alternatif Yöntemler:
Bu yöntemler bir veya birkaç kişi tarafından sözlü olarak bildirilmiştir. Kullanımı sık değildir.
Ayak mantarı enfeksiyonlarına amonyak kimyasalının iyi geldiği söylenmektedir. Ancak bu amonyak kimyasalının nasıl uygulanacağı veya hangi dozda uygulanacağı hakkında doyucu bir bilgi yoktur.
!!!Dikkat!!!
Hazırlanan bu Ayak mantarı tentürü harici kullanımlar içindir. Ağızdan alınmaz.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Ayak Mantarına Doğal Çözümler

 Mantar genelde erkeklerde ve gençlerde görülen bir enfeksiyondur.Mantar genelde ayak parmaklarında,ayak parmağı tırnaklarında görülür.Bu eneksiyona tinea pedis adlı bir mantar neden olur.Ölü deriyel beslenir,jimnastik salonları,soyunma odaları,duşlar ve yüzme havuzları gibi nemli ve sıcak ortamlardan bulaşır.Mantar hastalığı bulaşıcıdır ve ıslak zeminlerden,mantarlı kişinin giydiği ayakkabı ve çoraplardan bulaşır.
Belirtileri:Parmak aralarında yanma hissi,kaşıntı,kızarıklık,pullanma,kabarcıklar.
Doğal Çözümler

1-Çay ağacı yağı.Yeteri kadar suya 40 damla çay ağacı yağı ekleyin.Ayaklarınızı bu suda 10 dakika bekletin.Ayak banyosundan sonra ayaklarınızı havluyla kurulayın ve saç kurutme makinesiyle ayaklarınınızda hiç nem kalmayıncaya kadar kurutun.Tırnaklar kesilmiş olmalı.Tırnakların altında dahi hiç nem kalmamalı.Azıcık bir nem bile mantarın yaşamını sürdürmesine yeter.ayaklarınızı iyice kuruttuktan sonra mantarlı bölgeye birkaç damla çay ağacı yağı sürün

2-Zeytin yaprağı ekstresi kullanın.Zeytin ağaçı bakteri,mantar ve parazitlere karşı korunmak için kendi antibiyotiğini üretir.Zeytin yaprağı ekstresi mükemmel bir antiviral ajandır.Ayrıca zeytin yaprağı ekstresi uçuk,grip,bakteri,sıtma,mantar,iltihap,yüksek kan basıncı,diyabet,kronik halsizlik ve soğuk algınlığı için de kullanılabilir
3-Sarımsak dilimleri ya da suyu kullanın.Mantarlı bölgeye sarımsağı dilimleyerek koyun ya da sarımsak suyunu sürün.Üzerine çoraplarnızı giyin ve gün boyu orda durmalarını sağlayın.Bu yöntem mantar ilaçlarından daha etkilidir.
4-Pau d’arco çayı için,ayaklarınızı 10 poşet pau d'arco çayının demlenmesiyle elde edilen suyla 10 dakika banyo edin.
5-Aynı çorabı 2 kere giymeyin ve ayaklarınızın kuru olmasına dikkat edin.Ayaklarınınzın sürekli kuru olmasını sağlamak bile tek başına mantarı yok edebilir çünkü mantar yaşamak için nemli bir ortama muhtaçtır.
6-Altı tane asprini yarım bardak sirkede ezin.İyice çalkalayın ayaklarınızı temizleyip kuruttuktan sonra uygulayın.3 gün boyunca ya da mantar kaybolana kadar günde 3 kere uygulayın.
7-Aloe vera jeli kullanın.Aloe vera anti mantar özelliğe sahiptir.Mantarlı bölgenin üzerine sürün.
8-Aynısafa anti mantar özelliğe sahiptir.Aynısafa kremi yada aynısafa çiçeklerinin kaynama suyuyla yapılan ayak banyoları mantar tedavisinde etkili olur.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: "aurora"lar (kutup ışıkları) belirdi!

Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: "aurora"lar (kutup ışıkları) belirdi!: Kutup bölgelerinde geceleri görülen ve hareketli ışık oyunlarıyla gökyüzünde büyülü görüntüler oluşturan "aurora"lar (kutup ışıkları) b...

Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- ,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android

6.Hisse bilimsel onay

6. HİSSE BİLİMSEL ONAY
   Astroset olarak; sitemizin temel yayın amaçlarından biri olarak, Parapsikoloji ve Metafizik olarak adlandırılan 5 duyuyu aşan olguların bilimin ışığı altında ele alınmasının yararlarını ve gerekliliğini sürekli olarak vurguluyoruz. Hatta ülkemizde de en kısa zamanda ciddi ve bilimsel verilere dayanan Parapsikoloji ve Aşkın (Transandantal) Şuur hallerini tanıtan enstitülerin kurulmasını diliyoruz. İnsanı böylesine yakından ilgilendiren ve “Bireysel Gelişim” adına büyük bir ciddiyet taşıyan fenomenleri yaşayanların bilimsel etütler içinde incelenmesinin yararı açıkça ortada. Bu karara varmamızı siteden danışma almak isteyen binlerce genç arkadaş sağladı. Aksi halde o insanlar ya şarlatanların eline düşüyor ya da olağanüstü bir çaba ile kendi kendilerini eğitmek, zor, dar ve acılı yollardan geçmek zorunda kalıyorlar. Bütün dünya üniversitelerinde Parapsikoloji kürsüleri ve binlerce bu konularda
araştırma yapan enstitü varken, bizim ülke olarak bu konuları görmezden gelmeye çalışmamız şaşırtıcı bir durum ve anlaşılır bir gerçeklik değil. Bilim adamlarına göre yapılan son deney ve araştırmalar, "altıncı his" denilen şeyin "bir söylenti ya da metafizik" olmadığı konusunda ciddi deliller ortaya koydu.
  Amsterdam Üniversitesi profesörlerinden psikolog Dick Bierman, tüm zamanların en "ciddi" paranormal deneylerinden birini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Bir grup "sıradan" vatandaş, Hollanda’da bir hastanede en son teknoloji ürünü cihazlarla incelendi. Prof. Bierman, beyin faaliyetleri ultrasonografik cihazlarla izlenen deneklerden bir kısmı hakkında edinilen verilerin, bu insanların "olayları önceden sezebilme" yeteneklerine sahip olduğunu kanıtladığını açıkladı. Elde edilen verilere göre beynin işleyişi, bazı kritik olaylar olmadan hemen önce belirgin bir biçimde değişerek yoğunluk kazanıyor. (06.05.2007-Hürriyet)
  Geleceği Görmek Mümkün mü?
 
Araştırma sonuçlarını İngiliz Daily Mail Gazetesi’ne açıklayan Prof. Bierman, "Şimdi araştırmayı daha da ileriye götürüp kimlerin geleceği görmekte daha başarılı olduğunu keşfetmek istiyoruz" dedi. Cambridge Üniversitesi’nin Nobel ödüllü profesörü Brian Josephson da "Şu ana kadar bulunan deliller, ’gelecekten bilgi alma’nın mümkün olduğu yönünde ikna edici. Fizik biliminde bunu yalanlamak mümkün değil" diye konuştu. Son araştırmanın doğrulanması halinde, "aniden ürperme" ve "dejavu" gibi herkesin yaşayabildiği paranormal olaylar da bilimsel düzeyde açıklanabilecek. Bu son deneylerden önce yapılan bazı istatistiki çalışmalar da altıncı his konusunda önemli ipuçları vermişti. 11 Eylül saldırılarından kılpayı kurtulanların da "aniden bastıran bir karamsarlık" ve "tıbbi bir nedeni olmayan mide ağrısı" gibi hisler yüzünden İkiz Kuleler’e gitmekten son anda vazgeçtiği belirtildi.

 Stargate Projesi
 
CIA, 1970’lerde başlayıp 1995 yılına kadar sürdürdüğü çok gizli "Stargate Projesi"yle SSCB’ye karşı "psişik casusluk savaşını" kazanmayı amaçlıyordu. Projede görev alan Dr. Dean Radin, askerlerin bazı durumlara önceden tepki verdiğini kanıtlamıştı. Nobel ödüllü kimyacı Dr. Kary Mullis, devraldığı araştırma hakkında, "Tüyler ürpertici bir olay. İnsanların üç saniye sonrası da olsa geleceği görebildiğine bizzat şahit oldum" demişti.
 Bir yazar örneği
 
American Dowser Dergisinin Bahar 95 sayısı cilt 35’te yayınlanan yaşanmış gerçek bir 6 his öyküsünün binlerce ve yüzbinlerce hatta milyonlarca örneğine benzediğini ve bu tip örneklerin konunun daha iyi anlaşılması için sunulmasının yararlı olduğunu düşündük…
  Mahkemelerde görev yapan, zihinsel sağlık danışmanı Barbara Butter, bir klinik psikologu ve aynı zamanda da yazar. Yazarlıkla ilgili 6. hissini şöyle anlatıyor: “Ben bir yazarım. Bazen öyle olur ki haklarında özel ilgim ve bilgim olmayan karakterleri içeren ve konularının aklıma nereden geldiğini bilmediğim öyküler yazıyorum. Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama kişi ve durumlar zihnimde kendiliğinden, rasgele oluşuyorlar.
  İki yıl önce ilk kısa öykümü yazdım. Öyküm Kanada sınırından değerli taşlar kaçıran, Vietnam’da savaşmış eski bir asker hakkındaydı. Yolda başına gelen bir olay onu, yaşam tarzını değiştirecek bir karara doğru yönlendirmişti; derken kayıp bir çocuğa rastlayıp onun yaşamının kurtulmasında önemli bir rol oynamıştı. Bu olay onun yeni bir kimliğe bürünmesine neden olmuştu.
  Bu karakteri seçmiş olmak beni bile şaşırttı. Çünkü Vietnam’da savaşmış askerler hakkında şahsen bir bilgim olmadığı için karakteri inandırıcı kılmam mümkün olmayacaktı. Fakat Vietnam savaşındaki olaylar konusunda herkesin sahip olduğu bilgiler dahi öykünün inandırıcı olması için yeterliydi. Bu yıl eski bir Vietnam askeriyle tanıştım. Onu daha önce iki kere görmüştüm ve dikkatimi çekmişti. Sonra bir sınıfta bir araya geldik. Çabucak birbirimize ısındık. Arada bir karşılaştığımızda bana kıymetli taşları Meksika sınırından kanun dışı kaçırma yollarını anlattı.
  Acaba diğer öykülerimden bazılarını da önceden seçerek yazmış olabilir miyim? Birbirinden uzak olup da kaderlerinde karşılaşmak olan insanların arasında akan enerjiler birçok değişik yollar ilerliyor olabilir. Yoksa enerjiler başka bir yolla iletilmek yerine, yazdığım sırada mı geçiyorlar? Belki yazar olduğum için bu, alıcı olduğum yollardan biri.
  Ben, hepimizi evrende çeşitli şekillerde henüz tanımlanmamış, değişik bağlantılarla birbirine manyetize olmuş, değişik türlerin iki kutuplu çekimleriyle yaşamını sürdürebilen enerji partikülleri olarak düşünüyorum. Acaba daha tanıyamadığımız başka hangi önceden sezme yolları olabilir?”
  Bilimin Üniversite düzeyinde yaptığı araştırmalar, hem meslektaşları hem de 6.ıncı Hissi deneyimlenen halk açısından çok yararlı. Önümüzdeki günler bu olguların bilimin ışığında pırıl pırıl aydınlanacağı günler ve dünyamızın da hep iddia edildiği gibi büyük bir değişim sürecine girdiğinin de bir işareti.
  Beş duyunun dışına taşan ve Parapsikoloji Bilimi tarafından Extrasensory Perception” olarak adlandırdıkları (duyu dışı algılamalar) “Alışılagelmişin Dışı Farklı Psikoloji” anlamına gelmektedir. Telepati, telekinezi, duru görü çalışmaları ve özellikle duru görü olayları günümüzde daha  sık görülmektedir.
  Duyu dışı algılamalar geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği algılamak olarak üçe de ayrılabilir. Ve bu araştırmalar bilimsel ensitülerde incelendiğinde insanla ilgili çok daha derin gerçeklere de ulaşılır. Ve böylelikle insanın en değerli yönü dejenere olmaktan ve dejenere edilmekten kurtulur…

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si: buradan indirebilirsiniz Hotfile.com: One click file hosting: ömer coÅ�kun 3000 sayfa Å�ifalı bitkiler kitabı.rar E-Kitap - E-book :k...

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

22 Ocak 2012 Pazar

Kral Google madness - Çıldırdık !..: Palyaçolar (Clown) - Palyaço Resimleri - Clown Pic...

Kral Google madness - Çıldırdık !..: Palyaçolar (Clown) - Palyaço Resimleri - Clown Pic...: Palyaço deyince aklınıza ne gelir? Düşünün ne gelir meselâ? Enine çizgili uzun çoraplar... Renkli koca bir şapka... Burunda domatese ...

Çocuklar için - Çocuk Dünyası Eğitim - Oyun - Eylence - Çocukca Çocuk Sitesi

Yaşam Enerji: Sirius Yıldızı

Yaşam Enerji: Sirius Yıldızı: Siriusyen enerjinin etkileri yaklaşık 17 yıl önce, 1993-1994 y...

Yaşam ve İnsan için herşey

Yaşam Enerji: Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramları

Yaşam Enerji: Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramları: BİR SEMBOLÜ "Gölgeler çoktur, fakat Güneş birdir." Bir sembolü, ilksel birlik, başla...

Yaşam ve İnsan için herşey

Yaşam Enerji: Psi araştırmaları - Parapsikoloji nasıl bilim oldu...

Yaşam Enerji: Psi araştırmaları - Parapsikoloji nasıl bilim oldu...: PSİ ARAŞTIRMALARI Dünya üzerinde varolan he...

Yaşam ve İnsan için herşey

Yaşam Enerji: Psi ve bilim / İlk bilimsel Psi araştırmaları

Yaşam Enerji: Psi ve bilim / İlk bilimsel Psi araştırmaları: İLK BİLİMSEL PSİ ARAŞTIRMALARI BAŞLIYOR İlk bilimsel Psi araştırmaları ...

Yaşam ve İnsan için herşey

Yaşam Enerji: Avrupa’da psi fenomeni

Yaşam Enerji: Avrupa’da psi fenomeni: AVRUPA’ DA PSİ ARAŞTIRMALARI Psi araştırma...

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng ShuiMetafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ...Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Avrupa’da psi fenomeni

AVRUPA’ DA PSİ ARAŞTIRMALARI
  Psi araştırmaları ilk kez bilimsel olarak Amerika’da başladı ama çok geçmeden, özellikle Londra ve Paris’e gidenlerin aktardıkları ile yeni araştırmaların haberleri Avrupa’ya da ulaştı. Kısa bir süre sonra, Çarlık Rusya'sının St. Petersburg Kenti’ne kadar bütün Avrupa kıtasında ve Kuzey’de düzenli araştırmalar yapılır oldu.
  Avrupa’da psi fenomenini incelemek üzere girişilen bireysel atılımların tarihi 1854 yılına uzanır. Bu tarihte Kont Agenor de Gasparin,
“Ruhlar, Dönen Masalar ve Doğaüstü” (Des tables tournantes du surnaturel et des Espprits, Paris, Dentu, 1854) adlı kitabında, İsviçre’de yapılan bazı “masa döndürme” deneylerinden söz ediyordu.
  Ertesi yıl Paris Bilimler Akademisi, Psi araştırmalarına ve genel anlamda paranormale karşı resmi bir cephe açmıştı. Bunu yaparken de bu konuyu incelemek zahmetine katlanmamıştı.
Gasparin
, Psi araştırmalarıyla ilgili fenomenlerin gerçekten var olduklarına ve insan iradesinin maddeyi uzaktan etkileyebileceğine karar verdi.
  Gasparin’in bulgularını, 1855 yılında Genova Akademisi’nden meslektaşı Profesör Marc Thury’ninkiler izlemişti. Prof. Thury adına
Psychode dediği, tüm maddeye nüfuz eden ve kuramsal etere benzeyen bir şeyin varlığını öneriyordu. Prof. Thury, bulgu ve görüşlerini, “Dönen Masaların Genel Fizik Açısından Yorumlanması ve Açıklanması” (Des tables tournantes, considerees au point de vue de la question de physique generale qui s’y rattache, Genova, Kessmann, 1855) adlı kitabında açıklamıştı.
  Spiritüalizmin kurucusu sayılan Allan Kardec ise çalışmalarına ciddi bir biçimde 1857’li yıllarda başladı ve ölümüne kadar geçen 12 yıl içinde de Spiritizm adını verdiği bilgiyi bir sistem haline getirerek bu konuyu anlattığı 5 kitap ve 2 broşür yayınladı.
Fransa’da ise Victor Hugo, ilk kez 1885 yılında psişik oluşumları incelemiş ve araştırmaları yazılarını etkilemişti.
  Astronom Camile Flammarion (1842-1925) psi fenomenlerini ilk kez 1865 yılında incelemeye başladıktan sonra çeşitli veriler toplamış ve bunları, “ Ölüm ve Esrarı” (La Mort et son mystere,1921), “Ölüm Öncesi” (Avart la Mort) ve “Ölüm Sonrası” (Apres la Mort) gibi ünlü kitaplarında yayımlamıştı. Flammarion aynı zamanda çok iyi bir astroloji araştırmacısıydı. Astronomi ile astrolojinin birbirinden asla ayrılamayacağını düşünürdü.
  Kardec’in
öldüğü 1869 yılında, psi araştırmaları tüm Avrupa’ya yayılmıştı. Aynı yıl Londra Diyalektik Derneği (London Dialectical Society) kırk çalışmalık bir dizinden oluşan bilimsel deneylere girişti. İki yıl sonra, 1871’de raporlarını yayınlayan dernek üyeleri, Gasparin ve Thury’ninkilere çok benzeyen sonuçlara vardılar:
“Bilinmeyen bir güç vardı ve bazen bir tür zeka tarafından yönetiliyordu.”

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Psi ve bilim / İlk bilimsel Psi araştırmaları

İLK BİLİMSEL PSİ ARAŞTIRMALARI BAŞLIYOR
  İlk bilimsel Psi araştırmaları 1851-1854 yılları arasında Philadephie’den Prof. Robert Hare’in alet kullanarak gerçekleştirdiği deneysel çalışmalarla başlar.
Robert Hare
b. 17 January, 1781, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
d. 15 May, 1858, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
Robert Hare was an American chemist who developed high temperature blow-pipe and a voltaic battery having large plates, used for producing rapid and powerful combustion, called a deflagrator.
  Parapsikoloji dünyasını bilimsel şartlarda inceleyen ilk bilim adamı, Harvard ve Yale Üniversitesi’nde Kimya profesörü olan Prof. Robert Hare (1781-1858) idi.
  Prof. Hare o zamanki ve şimdiki çoğu şüphecilerin aksine, Psi fenomenlerine adil bir şans tanımaya ve elindeki bütün imkanlarla incelemeye karar verdi. Araştırmalarında bazı mekanik aletler kullanan Prof. Hare, birçok bakımdan, Sir William Cookes’ın çalışmalarını hemen hemen yirmi yıl öncesinden gerçekleştirmiş oluyordu.
                       Sir William Crookes
 
Prof Hare, Psi ile ilgili bilimsel bulgularını 1855 yılında yayınladı.Psi Olgularının Deneysel İncelemeleri” (Experimental Investigations of the Spirit Manifestations) adlı bu kitabı büyük bir ilgiyle karşılanmış, iki yılda tam dört baskı yapmıştı. Yayıncılar kitabın reklamını “Bilimsel olarak ortaya konulan spiritüalizm” sloganı ile yapmışlardı. Böylece Prof. Hare, Psi fenomeni, insanın beş duyunun dışına taşan yetenekleri ve spirit yönüyle ilgilenen en ünlü kişilerden biri olmuştur. Daha sonra onun kadar ünlü başka bir bilim adamı Psi olgusu için parmak ısırttıracak cesarette çalışmalar yapacak ve cesur, yenilikçi insanların araştırmalarında sanıldığı gibi yalnız bırakılan kişiler olmadıklarını ispatlayacaktı. Ellerini gerçeğe uzatma cesareti bulanlar daima karşılığını aldılar…

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Fox ailesi

Parapsikoloji'nin bilim olmasına neden olan Fox Ailesi
  1847 yılının soğuk bir aralık sabahı, New York yakınlarındaki Hydesville kasabasında küçük ahşap bir eve taşınan Fox ailesi kısa bir zamanda kendilerini çevrelerine sevdirdiler. Hydesville kasabasında hemen herkes bu mutlu, neşeli ve birbirine bağlı aileyi tanıyor ve seviyordu.
  Olaylar, eve taşınır taşınmaz başladı. Üç ay boyunca sürekli garip gürültülere tanık oldular. Gürültüler periyodik bir şekilde evin her yanından geliyordu. Duvarlardan, giriş kapısından, mobilyaların içinden… Sesler, ilkin akşam üzerleri duyuluyordu. Her seferinde ailenin dört ferdi de kulak kesiliyor ve çoğu zaman da gecelerini uykusuz geçiriyorlardı. Aile bütün bunların anlamını bir türlü çözemiyordu.
  Hatta bazen nedeni asla anlaşılmayan eşya hareketleri ve yer değişmeleri de oluyordu. Önceleri bütün bu gürültülerin bazı sahtekarlar tarafından yapıldığını sanan aile, bu olayı çözmeye çalıştı ama tüm araştırmaları boşuna oldu. Tedbirler bir işe yaramadı, bu tip olaylara hiç inanmayan komşuları bile olayların gerçekliğini kabul etmek zorunda kaldılar. Gürültülerin oluşmasında insan gücünü ve anlayışını bazı nedenler söz konusuydu.
  İlk şaşkınlık devresi geçtikten sonra Fox ailesi, bu olaylara alıştı ve incelemeye koyuldu. Bazı belirtiler bir maksadı işaret ediyordu. Darbelerin sayısında düzenli bir hal vardı.!...
  Soruların yanıtı, 31 Mart 1848 günü çözüldü. Rastlantı sonucu çok şaşırdıkları bir keşifte bulundular. Bayan Fox, o Cuma akşamını şöyle anlatır:
“Yataklarımıza girdiğimizde vakit henüz erkendi. Ortalık doğru dürüst kararmamıştı bile. Biraz rahatsız olduğum için kendimi çok halsiz hissediyordu. Bu sırada bazı gürültüler duyarak, dikkat kesildim. Sanki odada bulunan ve görülmeyen biri, belirli aralıklarla eşyalara vurarak işaret veriyordu. Çocuklar da sesleri duymuşlardı. Bu garip sesleri, bir süre dinledikten sonra, kızlardan biri, parmağıyla masayı tıklattı. Ve odanın köşelerinden gelen bir vuruş, bunu bir yankı gibi yanıtladı! Az sonra, öbür kız da denedi aynı şeyi… Onun vuruşlarına da aynı şekilde yanıt verildi.
Küçük kızım Kate: ‘Bay çatal tırnak, ben ne yaparsam sen de onu yap’ dedi. Ve ellerini birkaç kez çırptı. Ses hemen yanıt verdi: Kızım ellerini kaç kere çırptıysa, ses de o kadar tıkırdadı. Bu sefer öbür kızım Margaretta atıldı: ‘Şimdi de ben ne yaparsam sen de onu yap’ dedi. Ve ellerini birkaç kez çırptı. Sesler, az önceki gibi, bunu da aynen yanıtladı!
 O anda, aklıma, bir yoklama yapmak düşüncesi geldi: ‘Gürültü yapan’dan kızlarımın yaşları kadar vuruş yapmasını istedim. Gerçekten, kızlarımın yaşları kadar darbe sesi duyduk. Önce bir on vuruş oldu, kısa bir ara verildi, arkasından yedi vuruş oldu. Sonra, uzunca bir süre sessizlik oldu. Ve birden, üç darbe sesi daha duyduk! Bu da bir süre önce ölmüş olan küçük kızımın yaş sayısıydı. Ve sordum: ‘Sorularıma böyle doğru yanıt veren, bir insan mı?’ Hiç ses gelmedi. Bu sefer: ‘Psişik bir varlık mı? Eğer öyleyse iki defa vursun!’ sözümü daha yeni bitirmiştim ki, iki darbe sesi duydum!”
  Böylece ‘Gürültü Yapanla’ Bayan Fox arasında olan ve daha sonra Tiptoloji adını alacak olan bu doğaüstü vuruşlarla bir çeşit alfabetik anlaşma sonucu, Bayan Fox onun kimliğiyle ilgili bazı bilgiler öğrenmeyi başarmıştı. Adının Charles Rhine olduğunu hayattayken ticaretle uğraştığını aynı evde yaşadığını ve otuz yaşlarındayken bir cinayete kurban gittiğini cesedinin evin bahçesine gömülü olduğunu söylemişti.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi