‘Gerçek başarı oynadığınız oyunu şekillendirmektir; bulduğunuz oyunu oynamak değil.’
Yaşam başlı başına bir oyundur ve bu büyük oyun içinde oyunlar, oyuncaklar gizlidir. Tüm küçük oyunlar büyük yaşam oyununda kazanmak, bu oyunun üstesinden gelmek için birer araçtır. Yaşam sınırları belli olmayan ancak kişilerin kendi çizecekleri bir oyun alanıdır. Bu alanı sınırsız çizmekte yâda sınırları dar çizmekte kişinin kendi elindedir.
Bize sunulan oyunları oynamak çoğu zaman oyun aramaktan daha cazip gelmektedir. Ancak hiç şaşırtıcı olmayan bir sonuç olarak bize sunulan oyunları oynamak bizi daha çabuk sıkacak, yeniden farklı beklentiler içine girmemize neden olacaktır. Oyunlar orijinal ve yaratıcı olduğumuz oranda bize zevk verirler. Eğer kendi oyunumuzu kendimiz kuramıyorsak o zaman başkalarının kurallarını koyduğu yuna uymak zorunda kalırız.
Bu sıradanlaşan beklentilerse diğerlerinden farklı olmayan rutin bir biçimde sürecek bizi tatmin etmeyecek neticede sebebini bilmediğimiz mutsuzluklara davetiye çıkaracaktır.Oysa bize sunulan yaşam oyununda diğerlerinden farklı roller edinmeye çalışmak,sıradanlığın dışına çıkmak ve oynadığımız oyuna renk katmak yine bizim inisiyatifimizdedir.
Kendi kararlarımızla oluşturduğumuz bir yaşam sürmekteyiz. Kararlarımızın toplamı yaşamımızı oluşturmakta ve bu kararların sonucundan ise direk olarak yalnızca ama yalnızca biz etkilenmekteyiz. ‘Yaşam bize dört işlem becerisiyle sınav yapar. Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der’
Son çırpınışlarımızda, son nefesimizde yaşamımız gözlerimizin önünden geçip giderken ‘iyi ki yaşamışım’ demekte ‘neden yaşadım ki, elime ne geçti?’ demekte yine bizim elimizdedir. Ah ile vah ile geçti ömrüm dün gibi derken gözlerin doluyorsa demek ki sen tam yaşamadığın ama sana dayatılarak yaşadığın bir ömür sürmüşsün.
Peki, ne yapalım? Bu büyük oyunda kaçırdıklarımız için sızlanmak yerine elimize geçen fırsatları gözden geçirip onlar için neler yapabilirimi kendimize sorduğumuz takdirde başarıya yakınlaşmamız mümkündür. Fırsat avcılığı yapmak değil ama sessizce kapımızı tıklatan fırsatları kaçırmayarak yaşamımıza yeniden yön verelim.
Bir sonraki oyuna geçtiğimiz halde geçmiş oyundaki atalarımıza, başarısızlıklarımıza, hayal kırıklıklarımıza takılıp kalırsak içinde bulunduğumuz oyunda da başarıya ulaşamamamız sürpriz olmayacaktır.
Oynadığımız oyunu başarısızlıklarla ve başarılarla yoğurup, geçmişte yapmış olduğumuz hatalardan ders çıkararak mükemmele ulaşmak sanıldığı kadar zor değildir.
Yapmamız gereken tek şey; kendi oyunumuzu, stratejimizi belirlemek, bu oyunu olabildiğince güzel bir biçimde oynamak için kendimize hedefler belirlemek ve bunları gerçekleştirebileceğimiz en kısa zamanda uygulayıp hayata geçirmektir.
Yaşam sana her gün yeni fırsatlar sunar. Bunları görebilmek ve değerlendirebilmek senin elinde.
Yaşam ve İnsan için herşey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder