Korkunç Bir Bilimkurgu Senaryosu
Stratejik Enzimler: Paraoksonazlar
Birçok Organofosfat bileşikler günümüzde sinek ve haşere ilacı (insektisit) olarak kullanılmaktadır. İnsektisit kimyasalları aynı zamanda insan sinir sistemini etkileyen ajanlardır. Dünya genelinde her yıl 3 milyondan fazla kişide insektisit ve pestisit zehirlenmesi görülmekte ve bunların yaklaşık 250 bini ölüm ile sonuçlanmaktadır.
ABD de 90’lı yıllarda üretim patlaması yapan bu kimyasallar arasında yaklaşık 5 milyon ton ile diazinon 1,5 milyon ton ile klorpyrifos ve 1.5 milyon ton ile paration yer almaktadır. Asıl tehlike bu İnsektisitlerden çok daha öldürücü olan kimyasal silah olarak kullanılan sinir gazlarındadır.
Keyifli ve Doygun zaman geçirmek isteyenlerin tek adresi... Unusual Life Game Forums
bilimkurgu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilimkurgu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Haziran 2011 Perşembe
Korkunç Bir Bilimkurgu Senaryosu Stratejik Enzimler: Paraoksonazlar
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bilimkurgu,
enzimler,
korkunç,
paraoksonazlar,
senaryosu,
stratejik
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Ütopyada İkirciklilik: “Mülksüzler”
Yazan: Judah Bierman
çev: Canay Özden Ursula K. Le Guin’in ütopik masalı Mülksüzler, yalnızca bilimkurgu semalarında yeni bir anarşist komün tasarısı olmakla ve dünyaya çivi çakmış tadı kalmamış demokrasilerimizden veya hemen her yerde bitiveren faşist tiranlıklardan, dolayısıyla tüm sorumluluklarımızdan bir kaçış önermekle kalmıyor. Parlak fizikçi Shevek’in ‘İkircikli bir ütopya’ altbaşlıklı bu ruhsal otobiyografisi ve ütopyacı arayışı aynı zamanda anarşist-sosyalist ütopya düşüncesinin bazı çıkmazlarını da masaya yatırıyor. Dahası, Plato ve More gibi, Le Guin de ütopyacı bir tasavvurun ‘bilen kişi’ için nasıl bir toplumsal sorumluluğu ve yabancılaşmayı dayattığını inceliyor. Ben Mülksüzler’in Anarres dünyasının iki anlamda okunabileceğini iddia ediyorum: Birincisi bu dünyanın yalnızca ikircikli bir biçimde iyi olduğu yönünde, ikincisi ise bu ikircikli durumun, kendi içindeki düzenleyici ilke doğrultusunda, hâkim yaşam tarzının kalıcı olarak belirlenmediği ve önüne geçilemez toplumsal ve çevresel değişikliklere izin verdiği hatta bunları talep ettiği şeklinde. Le Guin’in daha evvelce kaleme aldığı bilimkurgu eserleri ve büyücü hikâyeleriyle açıktan açığa bağlantılı olsa da aslında Mülksüzler diğer çağdaş ütopik hikâyelerle beraber okunması lazım gelen ahlaki bir alegoridir. Bu kitap, aynı zamanda planlı bir toplumda bilginin, ileriyi görenlerin ve bilimcinin sorumluluğu hakkındaki tartışmaya övgüye değer bir katkıdır.
çev: Canay Özden Ursula K. Le Guin’in ütopik masalı Mülksüzler, yalnızca bilimkurgu semalarında yeni bir anarşist komün tasarısı olmakla ve dünyaya çivi çakmış tadı kalmamış demokrasilerimizden veya hemen her yerde bitiveren faşist tiranlıklardan, dolayısıyla tüm sorumluluklarımızdan bir kaçış önermekle kalmıyor. Parlak fizikçi Shevek’in ‘İkircikli bir ütopya’ altbaşlıklı bu ruhsal otobiyografisi ve ütopyacı arayışı aynı zamanda anarşist-sosyalist ütopya düşüncesinin bazı çıkmazlarını da masaya yatırıyor. Dahası, Plato ve More gibi, Le Guin de ütopyacı bir tasavvurun ‘bilen kişi’ için nasıl bir toplumsal sorumluluğu ve yabancılaşmayı dayattığını inceliyor. Ben Mülksüzler’in Anarres dünyasının iki anlamda okunabileceğini iddia ediyorum: Birincisi bu dünyanın yalnızca ikircikli bir biçimde iyi olduğu yönünde, ikincisi ise bu ikircikli durumun, kendi içindeki düzenleyici ilke doğrultusunda, hâkim yaşam tarzının kalıcı olarak belirlenmediği ve önüne geçilemez toplumsal ve çevresel değişikliklere izin verdiği hatta bunları talep ettiği şeklinde. Le Guin’in daha evvelce kaleme aldığı bilimkurgu eserleri ve büyücü hikâyeleriyle açıktan açığa bağlantılı olsa da aslında Mülksüzler diğer çağdaş ütopik hikâyelerle beraber okunması lazım gelen ahlaki bir alegoridir. Bu kitap, aynı zamanda planlı bir toplumda bilginin, ileriyi görenlerin ve bilimcinin sorumluluğu hakkındaki tartışmaya övgüye değer bir katkıdır.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
anarşi,
bilimkurgu,
edebiyat,
makale
19 Mart 2011 Cumartesi
Küflenmiş Gerçekliğin Son Sahnesi: Matrix Devrimleri
Matrix serisinin ilk filmi 1999’da sinemalarda vizyona girdiğinden bu yana aradan dört yıl geçti. İkinci filmin gösterildiği ve üçüncü filme dair spekülasyonların özellikle son aylarda ayyuka çıktığı bu dört yıl içinde filmin evreni, hayranları ve eleştirmenlerinin ötesine taşarak daha önce hiç bilimkurguyla ilgilenmemiş sinema izleyicisinden günlük gazetelerin köşe yazarlarına, dini cemaatlerden felsefe topluluklarına değin yayılarak bir hayli genişledi. Böylece bugün, Matrix, sinema tarihinde çok az sayıda filme nasip olan, kült filmler kategorisinde tartışmasız sağlam bir yer edinmiş oldu. Peki neydi Matrix’i döneminin tüm diğer filmlerden ayırarak baş köşeye yerleştiren?
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bilimkurgu,
matrix devrimleri,
sinema,
siyasi - dünya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)