Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

27 Mart 2011 Pazar

Sfenks'in Altındaki Anahtarlar



Kayıtlar Salonunun Şifresini Çözmek

Ray Mardyks

Kehanetlerin Yaz mevsimi

1998’in yaz ayları eşsiz bir spiritüel fırsat sunuyor. Şimdiye dek Dünya üzerinde insanlığa sunulmuş olana hiç benzemeyen bir fırsat. 1998 ile 2012 yılları arasında, Dünya gezegensel tekamülün yeni aşamasına geçiyor olacak. İnsanlığın bütünü Dünya ile birlikte geçiş yapıyor olacak. Bireysel insanların bundan sonraki 13 – 14 yıl sırasında nelerin olacağının bilincinde olup olmayacağı hala açık bir sorudur. İnsanlığın çoğu olmasa da, bir çok insan nelerin gerçekleştiğinin tam olarak farkında olmayabilir. Dünyanın tekamül etmesi için insanın anlayışı ve katılımı gerekli midir ? Muhtemelen inanmak isteyeceğimiz kadar çok değil.

“Uyuyan kahin” Edgar Cayce 1998’in Mısır’daki Sfenksin altında gizli olan Kayıtlar Salonunun yeniden keşfedileceği ve açılacağı yıl olacağını açık olarak söyledi. 1998’deki bu “açılış” ayrıca Mesih’in “İkinci Gelişi” ile birleştirildi. Kayıtlar M.Ö. 10,500 civarında “mühürlendi”. Bu astrolojik Aslan Çağı sırasında idi. Son yıllarda, Aslan takımyıldızı ve Dünyadaki Sfenks arasındaki bağlantı popüler oldu. “Yukarda nasılsa, aşağıda öyledir…”

Kutup Değişimi Gerçekte Nedir ?

26 Mart 2011 Cumartesi

Televizyon, Şiddet ve Toplum !

TELEVİZYON, ŞİDDET VE TOPLUM

Uzman psikolog Serap Altekin televizyonun çocuklar ve toplum üzerindeki zararlı etkilerinden, medyanın ve ebeveynlerin üstüne düşen görevlerden bahsediyor.


Medyadaki şiddet içeren yayınların olumsuz etkileriyle ilgili gözlem ve araştırmalar uzun yıllardır süregelmektedir. Yapılan araştırmalar, medyada yayınlanan, özellikle de televizyonda yer alan şiddet olaylarının, toplum genelindeki saldırganlık oranları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir artışı tetiklediğini ortaya koymaktadır.

Bu olumsuz etki özellikle, işsizlik, ekonomik kriz ve politik belirsizliklerin olduğu az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde daha belirgindir. Bireysel boyutta ise, 0-6 yaşlar arası çocuklar ve 13-21 yaşları arasındaki ergenler bu yayınlardan ve olumsuz modellerden en fazla etkilenen, yüksek risk grubunda yer almaktadırlar. Gerek bireysel gerekse toplumsal boyutta, söz konusu olumsuz etkileri minimuma indirgeyebilmek adına; medya mensupları, aileler ve uzmanların bilinçli ve sağduyulu bir işbirliği içinde olabilmesi önemlidir.

Medyanın değerlerimizi, tutum ve davranışlarımızı şekillendirmede ne denli bir etkileyici güç olduğunu, son yıllarda basına ve klinik ortamlarımıza yansıyan birçok vaka örneği ile daha da net bir biçimde gördük. İçinde "bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz" sözleri geçen bir şarkının ardından köprüden atlayan ergenleri, "temel içgüdü" ve "testere" filmlerinin ardından gördüklerinin aynısını uygulayan genç insanları, tecavüz sahnelerini oyun zannedip arkadaşları üzerinde uygulamaya kalkan çocukları, "erkekliğin kitabını yeniden yazan" delikanlıları ve onlara hayranlık duymayı öğrenen, adeta tokat yemeyi hayal eden genç kızları, ve tabii ki "kurtlar vadisi" ile birlikta mafya olmaya iyiden iyiye öykünen "Polat"ları, "Çakır"ları sanırım hepimiz farkediyoruz.

Gençliğin Tanımı ve Toplumdaki Yeri

Gençlik, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, gelişme, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemidir. Ergenlikle başlayan hızlı büyüme, gençlik çağını sonunda bedensel, cinsel ve ruhsal olgunlukla biter. BM Örgütünün tanımına göre genç, 15-25 yaşları arasında, öğrenim gören, hayatını kazanmak için çalışmayan ve ayrı bir konutu bulunmayan kişidir. Gerçekten gençlik hem toplumsal, hem biyolojik, hem de ruhsal bir kavramdır. Türk toplumu gerçek anlamda genç bir toplumdur. Nüfusumuzun % 60’ını 25 yaşın altındaki çocuk ve gençler oluşturmaktadır. 50 milyonluk hiç bir Batı ülkesinde nüfus içindeki gençlik kesimi bu kadar büyük değildir. Ülkemiz gençliği sorunsuz bir gençlik sayılabilir. Çünkü varlıklı toplumların gençlerine özgü hastalıklarına daha tutulmadı. Ülkemizde gençler arasındaki uyuşturucu kullanımı o kadar değildir. Gençlik suçluluğu da nüfusumuza ve genel suçluluk oranına göre düşüktür. Gençlik yalnız olumsuzlukların toplandığı bir çağ değildir. Gençlik tatlı hayallerin, tutkuların ve idealizmin filizlendiği, sıkı arkadaşlıkların, ilk sevgilerin yaşandığı dönemdir. Yeniliğe ve ileriye doğru atılımların yapıldığı, kendini kanıtlama ve kendi kimliğini ortaya koyma çabalarının yaşandığı dönemdir. ARİSTO 2300yıl önce gençliğin özelliklerini çok çarpıcı anlatmıştır. Şöyle ki; tutkuludurlar, huysuz ve öfkelidirler. Kendilerini içtepilerine kaptırırlar; tutkularının kölesi olurlar. İsteklerinin önüne dikilen en küçük engele bile katlanamazlar. Onura, başarıya, paradan çok değer verirler. Çünkü paraya gereksinimleri olmamıştır. Eli açık ve iyilikseverdirler. Çünkü kötülükleri tanımamışlardır. Çabuk güvenir, çabuk bağlanırlar. Çünkü aldatılmamışlardır. Yüksek amaç ve hayalleri vardır; çünkü daha yaşamın sillesini yememişlerdir. Koşulların sınırlayıcı etkisini öğrenmemişlerdir.

Gençler yanılınca, çok yanılırlar. Sevgide de, nefrette de aşırıya kaçarlar. Her şeyi bildiklerini sanır ve onun için yanlışlarında sonuna kadar direnirler.

Gençlikte Arkadaşlık

25 Mart 2011 Cuma

İş hayatı mantık, iletişim, alışveriş, bedensel ve zihinsel haberleşme sembolü

İş hayatında gezegenler

İş hayatı mantık, iletişim, alışveriş, bedensel ve zihinsel haberleşme Merkür ile sembolize edilebilir. Problem çözmede akılcılık, düşüncelerin hızlı bir şekilde yazıya aktarılabilme, insanları bilgilendirebilme yeteneğinde doğuştan şanslıdır. İşte iş hayatında gezegenler!

Merkür Gezegeni


Merkür'ün ev ve burç konumu, düşünce tarzını, ortamlardaki ve ilişkilerdeki uyumu gösterir. Dil, yazı, konuşma ve öğrenme gücü, matematik zekâ, genç öğrenciler, dekanlar haberciler, büyük holdingler, gazeteciler subay, seyahat acenteleri günlük hayatın yaratmış olduğu tüm düşünce kalıpları Merkür ile bağlantılıdır.

24 Mart 2011 Perşembe

Birbirinden ilginç batıl inançlar

Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkedeki insanların ''13 sayısı, merdiven altından geçmek, baykuşun ötmesi, iki bayram arası düğün yapmak ve köpek uluması'' gibi çok sayıdaki yaşamsal olayı uğursuzluk olarak görmesinin hurafeden ibaret olduğu bildirildi.
Dünyada 13 sayısının uğursuz olduğu inancı çok yaygın. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmiyor. Bu inanç bir fobi, yani bir çeşit korku hastalığı olarak da kabul ediliyor ve adına da ''triskaidekaphobia'' deniliyor. Triskaidekafobi Yunanca'da ''üç ve on, fobi'' sözcüklerinden oluşuyor. Sözcüğe, yazılı kaynaklarda ilk kez 1911 yılında I. H. Coriat'ın ''Abnormal Psychology'' adlı yapıtında rastlandı.

22 Mart 2011 Salı

Konsantrasyon, Trans ve Astral seyahat



Konsantrasyon, Trans ve Astral seyahat

Tamamen bilinçli olarak astral beden projeksiyonunu tetiklemek için dört ana gereksinim bulunmaktadır.

1. Uyanık halde kalarak bedeni %100 rahatlatmak

2. Yapıyor olduğunuz işe %100 konsantre olmak

3. Yeterli miktarda enerjiye sahip olmak

4. Astral bedene ayrılması için yeterli baskıyı uygulamak

Nefes Farkındalığı Meditasyonu

Burada basit bir meditasyon şekli anlatılmaktadır. Bu, zihninizi temizleyecek ve dikkatinizi odaklayacaktır.

Yatın veya oturun, gözlerinizi kapayın, rahatlama egzersizini yapın ve zihninizi temizleyin. Derin ve sakince nefes alın ve bedeninize giren ve çıkan havaya dikkatinizi verin. İçeri girdiğini ve dışarı çıktığını hissedin.Tüm dikkatinizi ciğerlerinize ve nefes alma sürecine odaklayın. Bu basit eylem yüzeysel zihninizi kaplamak için yeterlidir. Zihni istila eden düşünceleri daha başlamadan ve güç kazanıp sizi meşgul etmeden önce kararlılıkla itin.

Nefes farkındalığı yüzeysel zihni kaplar ve sizin daha derin bir seviyede düşünebilmenizi sağlar.

Konsantrasyon egzersizi (1)

Görüntüyü tutma: Rahatlayın, zihninizi sakinleştirin ve muma veya ampule bakın. Bu ışığı önünüze, yaklaşık 1 metre uzağa koyun ve birkaç dakika buna sabit bir şekilde gözünüzü dikin. Gözlerinizi kapatın ve zihninizde kalan görüntüye konsantre olun. Bu görüntü kapalı göz kapaklarınızın ardında oluşacaktır. Mümkün olduğu kadar bu görüntüyü tutmaya çalışın. Bunu yaparken zihni sakin tutmak için nefes farkındalığını kullanın. Görüntü kaybolacağı zaman daha fazla büyümesi için çabalayın.

Konsantrasyon egzersizi (2)

Bir noktaya bakmak: Duvarda bir nokta belirleyin ve ona bakın. Ona odaklanmayın sadece nazikçe bakışınızı üzerinde tutun. Zihninizi tüm düşüncelerden uzaklaştırın ve güç kullanarak zihninizi boş tutun. Bunu yaparken yoğun bir şekilde nefes farkındalığına konsantre olun. Bir düşüncenin başlayacağını hissettiğiniz zaman onu uzaklaştırın. bitmesine izin vermeyin! Bunu sürdürebildiğiniz kadar sürdürün. Bunu gün içinde birkaç defa veya eğer yapabiliyorsanız daha fazla yapın.

Konsantrasyon egzersizi (3)

Enerji teneffüsü: Oturun ve rahatlayın. Gözlerinizi kapayın ve zihninizi sakinleştirin. Nefes farkındalığı egzersizini yapın ve nefes alırken içinize çektiğiniz havanın en sevdiğiniz rengin parlak renkli bir hali olduğunu hayal edin. Nefes verirkenki havanın ise çamurlu, gri bir renkte zehirli atıkla dolu olduğunu düşünün. Bu bir temizlenme egzersizidir. Nefes alırken enerji alıp nefes verirken negatif enerjiyi dışarı atarak çakraları canlandırır.

Trans hali

Derin bir rahatlama seviyesi ve zihinsel sakinlik elde ettiğiniz zaman bedeninizin gittikçe ağırlaştığını hissedeceksiniz. Bu ağırlık, siz trans haline girerken beyin dalgalarınızın beta seviyesinden alfa seviyesine dönüştüğünün başlıca belirtisidir. Trans hali derin fiziksel ve zihinsel rahatlama tarafından oluşturulur ve bunda tuhaf veya doğaüstü bir şey yoktur. Bu basitçe şu anlama gelir: Bilinçli zihniniz uyanıkken vücudunuz uyku durumuna geçmiştir.

Nasıl transa geçilir?

Rahatlama egzersizlerini yapın ve nefes farkındalığıyla zihninizi dinginleştirin. Karanlıkta bir merdivenden indiğinizi hayal edin. Merdiveni gözünüzde canlandırmayın, sadece kendinizi bunu yaparken hissedin. Nefes alırken hayali ellerinizle (aşağıda açıklanacaktır) bir yada iki basamak indiğinizi, nefes alırken ise basamakta durduğunuzu hayal edin. İstenilen şey zihinsel bir düşme hissidir. Bunu yapmak, beyin dalgası seviyesini uyanık halden (beta), uyku haline (alfa) ve sonra derin uyku haline (teta) dönüştürecektir. Beyin dalgaları alfa seviyesine ulaştığında trans haline girersiniz. Bunu sürdüğü kadar yapın. Trans haline geçme süresi sizin derin rahatlama ve zihinsel sakinlik deneyiminize göre değişecektir.

Not: Ağırlaşma hissine ulaştığınızda zihinsel düşme egzersizini durdurunuz.

Eğer merdiven hoşunuza gitmediyse, bir asansörde olduğunuzu ve nefes verirken inip nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Veya bir tüy olduğunuzu ve nefes verirken düşüp nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Yukarıda belirttiğim gibi, beyin dalgası seviyesini indirmek istiyorsanız zihinsel bir düşme etkisine ihtiyacınız vardır. Derin rahatlama ve zihinsel sakinlikle birleştirilmiş zihinsel düşme etkisi trans haline girmenize neden olacaktır. Bu derine gömülme hissini oluşturmak için yakın hissettiğiniz herhangi bir senaryoyu kullanabilirsiniz.

Trans şöyle bir şeydir: Her şey sessizleşir ve daha büyük bir yerde olduğunuz hissini alırsınız. Bedeninizde hafif bir titreşim hissedersiniz. Her şey farklı hissedilir. Sanki karton bir kutuyu karanlıkta başınıza geçirmişsiniz gibi, atmosferin değiştiğini hissedersiniz. Sanki her şey biraz belirsiz ve hafifçe bulanık gibidir. Trans halinde keskin sesler güneş sinirağına fiziksel darbe gibi gelir.

Enerji bedenin genişlemesi

Trans haline girdikten bir süre sonra hafif bir felcin üzerinize geldiğini hissedeceksiniz. Biraz sonra buna tüm vücutta derinlemesine bir titreşim ve vızıltı hissi eşlik edecektir. Aynı zamanda kendinizi kocaman ve şişmiş hissedebilirsiniz. Felç, titreşimler ve genişlik hissi enerji bedenin genişlediğinin ve astral bedenin gevşediğinin belirtileridir. Bu durum normal uyku sürecinin bir parçasıdır. Enerji beden, enerji çekmek ve saklamak için genişler. Bu esnada astral beden serbest kalır, hafifçe fiziksel bedenden dışarı kayar.

Transa Aşinalık

Pek çok insan projeksiyonu berbat eder çünkü basitçe trans haline alışkın değillerdir. Onun astral boyuta açılan dar bir pencere olduğunu düşünürler. Bu kesinlikle doğru değildir. Eğer trans haline girdiğinizde fiziksel ve zihinsel olarak sakin kalabiliyorsanız bunu saatlerce sürdürebilirsiniz. Ben düzenli olarak, her seferinde meditasyon esnasında birkaç saatimi trans halinde geçiririm.

Eğer transa girdiğinizde söyle düşünüyorsanız ´´Evet! İşte yaptım!.... Transa girdim! acele etmeli ve bitmeden önce dışarı fırlamalıyım.´´ Kesinlikle çuvallayacaksınız demektir! Trans, rahatlamayı ve zihinsel sakinliği bozma gibi aşırı heyecanlanma durumlarında sona erecektir.

Projeksiyon denemesi yapmadan önce sırf alışmak için bir süre trans halinde zaman geçirmek iyi bir fikirdir. Sadece rahatlayın, sakin kalın, nefes farkındalığına odaklanın ve transı sürdürün. Siz istemediğiniz müddetçe bitmeyecektir. Bunun nasıl hissettirdiğine alışın.

Bunu rahatça yapabildiğiniz zaman, trans halindeyken aşağıdaki enerji arttırma ve çakra canlandırma egzersizlerini yapın.

Not:

1. Enerji ve çakra çalışmasını öğrenmek için trans halinde olmanız gerekli değildir. Sadece trans halinde daha iyi iş görmektedir.

2. Trans pratiği yatarak yapılabilir, ama en uygunu rahat bir koltuktur.

Astral bedeniniz trans halinde serbest kalacaktır, her seferinde biri olmak üzere astral kol ve bacaklarınızı kaldırmaya çalışın. Bir sonraki bölümde gösterildiği üzere ellerinizi kullanın. Yoğunlaşın ve kolunuzda farkındalığınızı hissedin ve yavaşça bedeninizden dışarı kaldırın. Bun yaparken hafif bir gıdıklanma veya kolunuzda veya bacağınızda bölgesel bir tuhaflık hissedebilirsiniz. Astral kolunuzu kaldırın ve gözleriniz kapalıyken ona bakın, ama bir kasınızı bile oynatmayın. Bu haldeyken kaplı göz kapaklarınızın ardından görebilmelisiniz eğer göremiyorsanız endişe etmeyin, bu daha sonra gelecektir.

Astral kolları kaldırmak prokeksiyon için çok iyi bir egzersizdir. Daha sonra astral kollarınızı astral bedeni fiziksel bedenden çekmek için kullanacaksınız.
Dokunsal Görüntü

Dokunsal görüntü bölgesel vücut farkındalığının hissedilmesi veya algılanmasıdır.

Elleriniz vücut farkındalığıyla çok yakın bir bağa sahiptir. Özel olarak her vücut parçasının farkındadırlar. Hayali eller, aşağıda belirtileceği üzere, bu farkındalığın (elden vücuda) bir uzantısıdır. Farkındalığınızı herhangi bir vücut bölümünde hissetmeniz istendiğinde ellerinizle, gerçek ellerinizle, vücudunuzdaki o bölüme dokunacakmış gibi yapın. Sonra farkındalığı kullanın. Bunu yapmak, bu bölgede hayali ellerinizin olduğu hissini verir.

Gözlerinizi kapalı tutun ve ellerinizi yüzünüzün 10 cm kadar önünde tutun. Konsantre olun ve onların bulunduğu yeri hissedin ve kapalı göz kapaklarınızın ardındaki karanlıkta onları görmeye çalışın. Bileklerinizi çaprazlayın, yavaşça hareket ettirin, ellerinizi çevirin, parmaklarınızı açıp kapayın. Karanlıkta görmeye çalışıyormuş gibi zorlayarak bakın ve konsantre olun. Zihin gözünüzde, ellerinizin ve kollarınız bulunduğu yerde silik, kımıldayan gölgeler göreceksiniz.

Gözlerinizi kapayın ve sağ elinizin işaret parmağıyla burnunuza dokunun. Gözleriniz kapalıyken parmağınızı vücudunuzun istediğiniz yerine tam olarak koyabildiğinizi göreceksiniz. Deneyin; elinizi, gerçek elinizi, vücudunuz değişik yerlerine koyun. Her zaman ellerinizin nerede olduğunu bilirsiniz, nerede olduklarını hissedebilirsiniz. Eğer bunu yaparken zihninizde neler olduğunu gözlemlerseniz dokunacağınız vücut bölümüne dokunma kararını verdiğiniz anda o bölgenin farkına vardığınızı farkedeceksiniz.

Bu şekilde tüm vücudunuzun üzerinden geçerek vücudunuzun farklı bölgelerinde oluşan farkındalık hissine alışın.

Olmakta olan şudur: Zihninizin bir kısmı uygun noktaya elinizi yönlendirmek amacıyla dokunacağınız bölgenin altını çizmektedir. Zihniniz farkındalığının bir kısmını bu bölgeye aktarmakta ve eliniz için güdümlü bir işaret noktası gibi iş görmektedir.

Farkındalığınızı vücudun değişik bölgelerine aktarmak, enerji çalışması ve ve bu projeksiyon metodu için hayati önem taşır.

Not: Elleri, anki onları görüyor veya gördüğünüzü hayale edemiyormuşçasına zihninizde canlandırmak zorunda değilsiniz. bütün bunların hepsi dokunsaldır, görsel değil. Sanki zihninizde basit bir hareketin provasını yapıyormuş gibi, ellerinizin bir şeyler yapıyor olduğunu hissetmelisiniz.anın içeriği

Çigong veya Çikung ( Qigong ) Antik Çin'in Kültürel Mirası



QigongAntik Çin'in kültürel bir mirasıdır. Yaşam enerjisi üzerinde uzun sürelerle kararlı olarak çalışmaya ve bu konuyu incelemeye Qigong denir. Qigong, "qi" ve "gong" sözcüklerinden türemiştir. Qi, evrenin temelindeki enerji, doğal güç, canlıların bedenlerindeki yaşam enerjisi şeklinde tanımlanabilir. Gong ise, iş, kararlı çalışma demektir. Gong sözcüğünün başına getirilen ek, ne işi ya da çalışması olduğunu anlatır.

Tıbbi Qigong geleneksel Çin tıbbının önemli bir parçası ve Çin'e özgü bir koruyucu sağlık yöntemi olarak görülür. Geçmişi antik çağa kadar gider, en azından dörtbin yıllık bir tarihi vardır. Geleneksel Çin tıbbına göre birçok hastalık zihindeki dengesizliklerden kaynaklanır, bedenlerimizdeki yaşam enerjisi döngüsü ise zihinle bağlantılıdır. Böylece sağlığın korunmasında zihnin ve yaşam enerjisinin düzenlenmesi büyük önem kazanır. Tarihi kayıtlar, dörtbin yıl önce Çin'de insanların, dans karakterli bir hareket dizisiyle hastalıklarını tedavi ettiklerini, enerji ve solunumlarını düzenlediklerini göstermektedir. Qigong beden, soluma, zihin ve yaşam enerjisi düzenleme temelleri üzerine kuruludur. Uygulamalar belli duruş, devinim, soluma, imgeleme ve zihin odaklama yöntemlerini içerir.

Hangi Amaçlarla Çalışılır?

Qigong'un gerçek tayfı ve araştırma alanı, sağlığı koruma, iyileştirme ve hastalık tedavi etme amaçlı alıştırma ve meditasyonlardan çok daha geniştir. Ruhanilik, spor, savaş sahne sanatları ve özel yetenek alıştırmaları gibi birtakım alanlarda da kullanılır. Din alanındaki Qigong uygulamaları yeniden bedenlenme döngüsünden çıkmak ve dünya yaşamına geri dönmeme amacını gütmüştür. Kuramı dini olmayan Qigong kuramından daha derin, uygulamaları daha zordur. Savaş ya da savunma alanında Qigong, yaşama gücünü geliştirip özü savunma ya da rakibe yöneltme amacıyla kullanılır. Bu Qigong, aynı zamanda diğer spor dallarında da başarı kapasitesini arttırıcı niteliktedir. Spor ve sahne sanatları alanlarındaki Qigong alıştırmaları, zihni ve bedeni işbirliği içinde çalıştırarak, verimi ve konsantrasyonu arttırma amacını güder. Tıbbi Qigong alıştırmalarının ereği, hastalıkları önceden önlemek, sağaltmak, bünye kuvvetlendirmek, erken yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmaktır. Çin'de Qigong'u en uzun süreyle inceleyen grup, Çinli hekimler oldu.

Tıbbi Qigong, onların, insan bedenindeki yaşam enerjisinin akışı ve davranışı üzerine olan bilgilerinden ortaya çıktı.

Sağlığa Yararları

Son yıllarda sistematik olarak yapılmış olan tıbbi gözlemler, Qigong tedavisinin çeşitli kronik hastalıklara yapılan müdahalelerde tatminkar sonuç verdiğini kanıtlamıştır. Qigong özellikle tedavi gerektiren bazı kronik hastalıklarda tedaviyi desteklemekte ve süresini kısaltmaktadır. Klinik deneyler Qigong'un, özellikle hipertansiyon (yüksek tansiyon), koroner kalp hastalığı, gastrit (mide) ya da duodenal (oniki parmak bağırsağı) ülser, kronik hepatit (sarılık), kronik hazımsızlık, gastroptoz, nevrasteni, tüberküloz (verem), kronik bronşit, kronik bronşiyal astım, yaşlılığa ait bel ağrısı, hamilelik toksemisi (kan zehirlenmesi) ve pelvik iltihaplanmada etkili olduğunu göstermektedir. Qigong hastalığın şiddetini düşürebilir, hiçbir özel donanım olmadan erken iyileşme sağlayabilir. Bu yüzden kliniklerde hizmete sokulması oldukça arzu edilmektedir. Qigong sağlam bir bünye yaratmada da etkilidir. Koruyucu ve iyileştirici etkisini hareket ve duruşlarıyla, soluk düzenlemesi ve düşünce denetimiyle, bünye geliştirme ve bedenin direncini kuvvetlendirme yollarıyla gösterir. Örnek olarak bünyeleri soğukalgınlığına yatkın olanlar her gün düzenli çigong çalışarak etkin bir iyileşme olanağına kavuşurlar. Uzmanlaşmış Qigong pratisyenleri alıştırmaların daha iyi bir hazım, daha sağlıklı soluma, kardiovasküler sistem ve sinir sistemi işlevlerinin iyileşmesi gibi faydalarını hep görürler. Qigong uyku kalitesini iyileştirir, yorgunluğu giderir, fiziksel ve zihinsel güçlenme sağlar, fiziksel dayanıklılığı ve böylece çalışma etkinliğini arttırır. Yaşlanmaya karşı koyucu ve yaşam uzatıcı etkileri vardır. Uzun süre alıştırma yapan yaşlılar bu iddiayı haklı çıkarmaktadırlar. Qigong'un geriatriye (yaşlılık bilimi) katkısı oldukça fazladır.

Bütün çigong'larda sağlık ve hastalıkta her ne kadar etkiliyse de tek başına yeterli olamaz. Buna ek olarak yemek, dinlenme ve uyku gibi bütün günlük yaşam unsurlarının düzenlenmesi gerekir. 


Çigong Nedir
Çigong Nedir?

Çigong Antik Çin'in kültürel bir mirasıdır. Yaşam enerjisi üzerinde uzun sürelerle kararlı olarak çalışmaya ve bu konuyu incelemeye Çigong denir. Çigong, "çi" ve "gong" sözcüklerinden türemiştir. Çi, evrenin temelindeki enerji, doğal güç, canlıların bedenlerindeki yaşam enerjisi şeklinde tanımlanabilir. Gong ise, iş, kararlı çalışma demektir. Gong sözcüğünün başına getirilen ek, ne işi ya da çalışması olduğunu anlatır.

Tıbbi Çigong geleneksel Çin tıbbının önemli bir parçası ve Çin'e özgü bir koruyucu sağlık yöntemi olarak görülür. Geçmişi antik çağa kadar gider, en azından dörtbin yıllık bir tarihi vardır. Geleneksel Çin tıbbına göre birçok hastalık zihindeki dengesizliklerden kaynaklanır, bedenlerimizdeki yaşam enerjisi döngüsü ise zihinle bağlantılıdır. Böylece sağlığın korunmasında zihnin ve yaşam enerjisinin düzenlenmesi büyük önem kazanır. Tarihi kayıtlar, dörtbin yıl önce Çin'de insanların, dans karakterli bir hareket dizisiyle hastalıklarını tedavi ettiklerini, enerji ve solunumlarını düzenlediklerini göstermektedir. Çigong beden, soluma, zihin ve yaşam enerjisi düzenleme temelleri üzerine kuruludur. Uygulamalar belli duruş, devinim, soluma, imgeleme ve zihin odaklama yöntemlerini içerir.

Hangi Amaçlarla Çalışılır?

Çigong'un gerçek tayfı ve araştırma alanı, sağlığı koruma, iyileştirme ve hastalık tedavi etme amaçlı alıştırma ve meditasyonlardan çok daha geniştir. Ruhanilik, spor, savaş sahne sanatları ve özel yetenek alıştırmaları gibi birtakım alanlarda da kullanılır. Din alanındaki Çigong uygulamaları yeniden bedenlenme döngüsünden çıkmak ve dünya yaşamına geri dönmeme amacını gütmüştür. Kuramı dini olmayan çigong kuramından daha derin, uygulamaları daha zordur. Savaş ya da savunma alanında çigong, yaşama gücünü geliştirip özü savunma ya da rakibe yöneltme amacıyla kullanılır. Bu çigong, aynı zamanda diğer spor dallarında da başarı kapasitesini arttırıcı niteliktedir. Spor ve sahne sanatları alanlarındaki çigong alıştırmaları, zihni ve bedeni işbirliği içinde çalıştırarak, verimi ve konsantrasyonu arttırma amacını güder. Tıbbi çigong alıştırmalarının ereği, hastalıkları önceden önlemek, sağaltmak, bünye kuvvetlendirmek, erken yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmaktır. Çin'de çigong'u en uzun süreyle inceleyen grup, Çinli hekimler oldu. Tıbbi çigong, onların, insan bedenindeki yaşam enerjisinin akışı ve davranışı üzerine olan bilgilerinden ortaya çıktı.
Sağlığa Yararları


Son yıllarda sistematik olarak yapılmış olan tıbbi gözlemler, çigong tedavisinin çeşitli kronik hastalıklara yapılan müdahalelerde tatminkar sonuç verdiğini kanıtlamıştır. Çigong özellikle tedavi gerektiren bazı kronik hastalıklarda tedaviyi desteklemekte ve süresini kısaltmaktadır. Klinik deneyler çigong'un, özellikle hipertansiyon (yüksek tansiyon), koroner kalp hastalığı, gastrit (mide) ya da duodenal (oniki parmak bağırsağı) ülser, kronik hepatit (sarılık), kronik hazımsızlık, gastroptoz, nevrasteni, tüberküloz (verem), kronik bronşit, kronik bronşiyal astım, yaşlılığa ait bel ağrısı, hamilelik toksemisi (kan zehirlenmesi) ve pelvik iltihaplanmada etkili olduğunu göstermektedir. Çigong hastalığın şiddetini düşürebilir, hiçbir özel donanım olmadan erken iyileşme sağlayabilir. Bu yüzden kliniklerde hizmete sokulması oldukça arzu edilmektedir. Çigong sağlam bir bünye yaratmada da etkilidir. Koruyucu ve iyileştirici etkisini hareket ve duruşlarıyla, soluk düzenlemesi ve düşünce denetimiyle, bünye geliştirme ve bedenin direncini kuvvetlendirme yollarıyla gösterir. Örnek olarak bünyeleri soğukalgınlığına yatkın olanlar her gün düzenli çigong çalışarak etkin bir iyileşme olanağına kavuşurlar. Uzmanlaşmış çigong pratisyenleri alıştırmaların daha iyi bir hazım, daha sağlıklı soluma, kardiovasküler sistem ve sinir sistemi işlevlerinin iyileşmesi gibi faydalarını hep görürler. Çigong uyku kalitesini iyileştirir, yorgunluğu giderir, fiziksel ve zihinsel güçlenme sağlar, fiziksel dayanıklılığı ve böylece çalışma etkinliğini arttırır. Yaşlanmaya karşı koyucu ve yaşam uzatıcı etkileri vardır. Uzun süre alıştırma yapan yaşlılar bu iddiayı haklı çıkarmaktadırlar. Çigong'un geriatriye (yaşlılık bilimi) katkısı oldukça fazladır.

Bütün çigong'larda sağlık ve hastalıkta her ne kadar etkiliyse de tek başına yeterli olamaz. Buna ek olarak yemek, dinlenme ve uyku gibi bütün günlük yaşam unsurlarının düzenlenmesi gerekir.