Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2011 Pazar

Çevresi ya da toplum tarafından “baba” olarak anılan isimler

'Baba' olmanın dayanılmaz ağırlığı

Bugün, 19 Haziran, yani Babalar Günü. Herkesin bu gibi günlere yüklediği anlam farklı. Kimine göre tüketimin körüklendiği bir gün, kimine göre sevgiyi ifade için yeni bir fırsat.
Zuhal Aytolun
[/URL]Gazetelerde, sayfalarca haberler, etkinlikler, baba-kız ya da baba-oğul röportajları olur bugün. Ancak bu yazıda durum farklı. Biyolojik babalık kavramından yola çıkmadık, çevresi ya da toplum tarafından “baba” olarak anılan isimler konumuz. İçlerinde müziğin “Orhan Babası” Orhan Gencebay, “Süper Baba” ile akıllardan hiç çıkmayan Şevket Altuğ, kimi zaman “erozyon dede” kimi zaman “Toprak Baba” olarak bilinen Hayrettin Karaca ve siyasetin babası Süleyman Demirel’i göreceksiniz. Diğer yandan sinemanın unutulmayan babaları, sporun baba olarak anılanlarını da ekledik yazımıza. Elbette eksik isimler var, sanmayın ki unuttuk. Bir sayfaya sığdırması zor isimlerden bir eleme yapmak zorunda kaldık sadece. Yıllardır unutulmayan isimler, baba ünvanlarıyla nasıl yaşadıklarını anlatıyor.

26 Mart 2011 Cumartesi

Televizyon, Şiddet ve Toplum !

TELEVİZYON, ŞİDDET VE TOPLUM

Uzman psikolog Serap Altekin televizyonun çocuklar ve toplum üzerindeki zararlı etkilerinden, medyanın ve ebeveynlerin üstüne düşen görevlerden bahsediyor.


Medyadaki şiddet içeren yayınların olumsuz etkileriyle ilgili gözlem ve araştırmalar uzun yıllardır süregelmektedir. Yapılan araştırmalar, medyada yayınlanan, özellikle de televizyonda yer alan şiddet olaylarının, toplum genelindeki saldırganlık oranları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir artışı tetiklediğini ortaya koymaktadır.

Bu olumsuz etki özellikle, işsizlik, ekonomik kriz ve politik belirsizliklerin olduğu az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde daha belirgindir. Bireysel boyutta ise, 0-6 yaşlar arası çocuklar ve 13-21 yaşları arasındaki ergenler bu yayınlardan ve olumsuz modellerden en fazla etkilenen, yüksek risk grubunda yer almaktadırlar. Gerek bireysel gerekse toplumsal boyutta, söz konusu olumsuz etkileri minimuma indirgeyebilmek adına; medya mensupları, aileler ve uzmanların bilinçli ve sağduyulu bir işbirliği içinde olabilmesi önemlidir.

Medyanın değerlerimizi, tutum ve davranışlarımızı şekillendirmede ne denli bir etkileyici güç olduğunu, son yıllarda basına ve klinik ortamlarımıza yansıyan birçok vaka örneği ile daha da net bir biçimde gördük. İçinde "bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz" sözleri geçen bir şarkının ardından köprüden atlayan ergenleri, "temel içgüdü" ve "testere" filmlerinin ardından gördüklerinin aynısını uygulayan genç insanları, tecavüz sahnelerini oyun zannedip arkadaşları üzerinde uygulamaya kalkan çocukları, "erkekliğin kitabını yeniden yazan" delikanlıları ve onlara hayranlık duymayı öğrenen, adeta tokat yemeyi hayal eden genç kızları, ve tabii ki "kurtlar vadisi" ile birlikta mafya olmaya iyiden iyiye öykünen "Polat"ları, "Çakır"ları sanırım hepimiz farkediyoruz.

3 Mart 2011 Perşembe

İntihar ve Toplum Üzerine, André Gorz Ve Ölümü



İntihar toplumların görünmeyin ya da göz ardı edilmişidir. Bazen çok eleştirilse de acaba neden bu adar toplumun tüm kesimleri tarafından tercih ediliyor düşündürücü. Yakın zamanda bunun üzerine fırathaber ajansında yazılmış aşağıdaki haber ilgimi çekti ve sizinle paylaşmak istedim.

20 Nisan 2010 Salı

Sivil Toplum - Kelime Anlamı - Tarihsel Gelişimi

Sivil Toplum - Kelime Anlamı - Tarihsel Gelişimi

Sivil toplumun etimolojik kökenine baktığımızda, kelimenin Latince civils, civilius kökeninden geldiğini görürüz. Bunun da anlamı medeni, şehirli, şehir hayatına adapte olmuş olan vb.dir. Fransızca "askeri olanın karşısında olan" anlamında kullanılan sivil toplum, tarihsel süreç içerisinde "devletten olmayan", hatta yer yer "devlete karşı olan" anlamını da taşımıştır. Sivil toplum kavramı, günümüzdeki anlamına pek paralellik göstermese de ilk defa Platon'da karşımıza çıkar. Platon, transandantal devlet anlayışının tarihsel temelini oluşturur.