Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

29 Şubat 2012 Çarşamba

4+4+4 = daha fazla sömürü

4+4+4=12 olmaz!

Onlar, kendi mezar kazıcılarını en iyi şekilde nasıl yetiştireceklerinin hummalı çalışmasını yapıyorlar
4+4+4=12 olmaz!
[Eğitim Sen Tarsus Şubesi işyeri temsilcisi Haluk Yücel, tepkiler nedeniyle geri çekilmiş gibi yapılan 4+4+4 projesini ele alıyor. Tasarının, burjuvazinin stratejik amaçları doğrultusunda nasıl şekillendirildiğini irdeliyor. Özellikle yoğun bir ilgi ve dikkatle gözden geçirilmesi gereken yanlara işaret ediyor. Makaleyi, güncel önemi, yerinde vurgularıyla konuyu kapsamlı bir tarzda ele alma çabası nedeniyle yayınlıyoruz.]

4+4+4 gerçekte 12 eder mi?

27 Şubat 2012 Pazartesi

Çocuklar, Trafik işaret ve kurallarına uyun! bizi ağlatmayın..

 Çocuk Trafik Egitimi, Çocuklara Resimli Trafik Eğitimi Vermek

Çocuklar, Trafik işaret ve kurallarına uyunuz!!!!

Yaya Geçidinden Geçmek(Işıksız Kavşak-Geçitler)
"Asla Çapraz Geçmeyin"


"Asla Çapraz Geçmeyin"
"Üst Geçitleri Kullanmalıyız"

18 Şubat 2012 Cumartesi

Emre Özcan ın başlattığı #duzenlikanbagisi kampanyası Twitter gündemi

#duzenlikanbagisi kampanyası Twitter gündemine oturdu

Emre Özcan ın başlattığı #duzenlikanbagisi kampanyası çığ gibi büyüyor

''Bir gün sizin de ihtiyacınız olabilir''den yola çıkan #duzenlikanbagisi kampanyası Twitter gündemine oturdu.

♫ ♪ cep telden dinlemek için ÖZEL!

17 Şubat 2012 Cuma

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Cyberlink Media Suite Ultra 9.0.0.3706 Multilangua...

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Cyberlink Media Suite Ultra 9.0.0.3706 Multilangua...: Cyberlink Media Suite Ultra 9.0.0.3706 Multilangual |2.8 GB CyberLink Media Suite is a comprehensive all-in-one software suite that fea...

Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android

16 Şubat 2012 Perşembe

Yaşanmış Komik Olaylar


Son zamanlarda sanal alem, bu mailde yazanlara gülüyor. Hepsi yaşamdan derlenmiş küçük anekdotlar... Bakın yurdum insanı neler döktürmüş;


Teyze-yeğen otoyolda ilerliyor. Önlerinde giden tankerin arkasındaki DANGER yazısı teyzenin gözüne çarpıyor ve şu yorumu patlatıyor;
-'Allah'ın akıllısı, TANKER yazacağına DANGER yazmış'

Çindeki Türk Piramitleri

Çindeki Türk Piramitleri

İlk insan mumyalama tekniğini mükemmel bir şekilde uygulayanlar Altay Türkleridir.(Mısır medeniyetinden yüzyıllarca önce) Uygur bölgesinde bulunan,Mısır piramitlerinden yüzyıllarca önce yapılan ve Mısır

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Peri masallarından modern çocuk kitaplarına

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Peri masallarından modern çocuk kitaplarına: Peri masalları korkutuyor Masalların fazla korkutucu olduğunu düşünen ebeveynler, modern çocuk kitaplarını tercih ediyor. ABD'de yaklaşı...

Yaşam ve İnsan için herşeyGenel Kültür, Bilgi Bankası

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Mehmet Turgut ile 'Can Çocuk' okuması 'Okuma Günle...

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Mehmet Turgut ile 'Can Çocuk' okuması 'Okuma Günle...: Mehmet Turgut ile 'Can Çocuk' okuması Can Çocuk Yayınları ve Tırtıl Kids Kitabevi işbirliğiyle düzenlenen 'Okuma Günleri'nin Şubat ayı k...

Yaşam ve İnsan için herşeyGenel Kültür, Bilgi Bankası

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Doğan Özgüden'in sürgünde yazdığı "Vatansız Gazete...

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Doğan Özgüden'in sürgünde yazdığı "Vatansız Gazete...: Işığın bekçisi; "Vatansız Gazeteci" Doğan Özgüden'in sürgünde yazdığı, İmge Yayınları"ndan çıkan, belge, anı ve tespitlere dayalı "Vatan...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

15 Şubat 2012 Çarşamba

13 Şubat 2012 Pazartesi

Sayılarla güllerin dili

14 Şubat Sevgililer Günü'nün vazgeçilmezlerinden olan çiçekler arasında anlamı en çok bilinen güllerin renkleri kadar sayıları da anlam taşıyor.



Uluslararası Interflora Çiçekçileri Derneği Türkiye Başkanı Recep Gedik, Sevgililer Günü'nde ülke genelinde 10 milyon liraya denk gelen çiçek tüketimi ve bu güne özel kesme çiçek ihracatının da 10 milyon dolar civarında olmasını beklediklerini bildirdi. Gedik, Sevgililer Günü'ne özel her yıl kırmızı gül ve tropik çiçek ithalatı yapıldığını hatırlatarak, ''Ülkemizde hemen hemen her çeşit kesme çiçek üretimi mevcut olduğundan, son yıllarda ithalata bağımlı bir ülke olmaktan çıkıp ihracat yapan bir ülke haline gelmiş durumdayız. Sadece ülkemizin iklim koşullarında yetişmeyen tropik çiçekler ve büyük goncalı Ekvator gülleri ithal edilmektedir'' dedi.
14 Şubat'ta tüketilen çiçeklerin yüzde 70'inin güllerden oluştuğunu ifade eden Gedik, bu yıl Sevgililer Günü'nün hafta içi olması dolayısıyla geçen yıllara göre satışlarda artış beklediklerini kaydetti. Hava koşullarının çiçekçilik sektörünü etkileyen önemli faktörlerden olduğunu vurgulayan Gedik, ''Çiçek siparişlerinin büyük bölümü adrese teslim ve servise dayalı olduğundan kar yağışı işlerimizi olumsuz etkileyebilir. 14 Şubat'ta kar yağmamasını umuyoruz'' diye konuştu.

'Satışın yüzde 20-30'u internet üzerinden'

Recep Gedik, çiçek servisi söz konusu olduğunda tüketicilerin genellikle dükkanları tercih edip, siparişlerini alıcının adresine gönderilmesini istediğini, sokak satıcılarının ise adrese teslim imkanı sunamaması nedeniyle

12 Şubat 2012 Pazar

Sivri çıkışları ve acımasız yorumlarıyla Sirke gibi keskin sözlük

Cesur 4 Yüz ekibi bu hafta yine zorlu bir işe soyundu. Sivri çıkışları ve acımasız yorumlarıyla tanınan yazarlarımız bu kez kendilerini koydu hedef tahtasına; Ekşi Sözlük’e benzer şahsi sözlükler hazırladı.


Dost ve düşmandan kendileriyle ilgili yorumlar toplayan 4 Yüz, gündem yaratacak yepyeni bir dosyayla karşınızda Çekim yapacağımız stüdyoya adımını ilk atan isim Enis Berberoğlu oldu. Başında kasketi ve spor tarzıyla keyifli ama aceleciydi. Şahsi sözlük hazırlama konusunda fikrini sorunca yumuşak bir dille de olsa Ekşi Sözlük’ü eleştirdi: “Sözlük olsun, özgür de olsun. Ama sübjektifliğiyle ilgili bir derdim var benim. Sübjektif olmasın demiyorum ama bir endazesi olsun diyorum. Tamam, benimle ilgili ‘Enis sarışındır’ desinler özgürce. Desinler de ben sarışın değilim ki. O konuda ne yapacağız?” Tam o sırada Sedat Ergin belirdi kapıda. Her zamanki gibi çekimlerin en çekingeniydi. Ama günlük yazısını yetiştirmesi gerektiği için, “Ne istersen yapıyorum Sebati. Yeter ki bir an önce yazımın başına döneyim” dedi ve ondan istenenleri harfiyen yerine getirdi. Bir ara ellerindeki klavyelerle fotoğraf editörümüz Sebati Karakurt’a saldıran Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin gülüşmelere neden oldu. Ama asıl kahkaha Berberoğlu’nun “Aile içi şiddete karşı kampanya yapınca biz de mecburen Sebati’yi dövüyoruz. Bu aile içi şiddet yorumunun resmidir” deyince patladı.Ardından Ertuğrul Özkök katıldı aralarına. Biraz canı sıkkın olan Ertuğrul Bey, mor ve beyaz renklerdeki kıyafetiyle yine en iddialı pozları verdi. Bir önceki gece iyi uyuyamadığı için yorgun olduğunu söyleyen Özkök yine de çekim boyunca ıslık çalmayı ihmal etmedi. Sedat Ergin’in fotoğraflarına bakan Özkök’ün, “Sedat gene mi somurtkan?” sorusu gülüşmelere neden oldu.Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök’ün verdiği poz için “Güzel hareket ama ben asla böyle oturmam” diyerek girdi stüdyoya. Özkök’ün tişörtünü beğendiğini söyleyen Hakan, “En az 20 yaş gençleşmişsiniz” diye iltifat etti Özkök’e. Ama Karakurt’a sorduğu, “Dudaklarıma ironik bir kıvrım kondurayım mı?” sorusuyla günün adamı oldu.
Aşırı iltifatları düzelttirdim
ENİS BERBEROĞLU

“Aslında 100 kişilik bir liste yaptım ama yer durumundan dolayı atmak zorunda kaldım” demek isterdim ama öyle değil... Çünkü konuyu seçince kurumsal kimliğim yani görevim öne çıktı. Her gün bir şekilde temasta bulunduğum siyasilerden, işadamlarından, tanıdığım sanatçılardan talepte bulundum. İki tanesi önemliydi, kısa süre basket oynadığım Beşiktaş’ın başkanıyla, istemeden kırdığım Okan Bayülgen... İkisi de sağolsunlar kırmadılar, yazdılar. Aşırı iltifatları kaynağına düzelttirdim, kalanı bana yetti. Samimiyetle söylüyorum, sinirleneceğim hiçbir giriş yoktu zaten. Kemal Kılıçdaroğlu beni en iyi çalışan siyasetçi olmuş, etkilendim. Ertuğrul Bey için yazmaya kalksam, Hürriyet Sırları’na ihanet olur. Sedat bana, ben Sedat’a yazsam ikimiz de rezil oluruz. Bu yola yeni düşen Ahmet Hakan için tüm samimiyetimle iyi bir şeyler yazarım ama diğerleri kıskanır, umum neşriyat müdürlüğüme yakışmaz diye korkarım.
Mahallemin dışındakilerin kapısını çaldım
SEDAT ERGİN

Tanıdıklarınızdan, dostlarınızdan kendinizle ilgili bir şey istediğiniz zaman sanki kendiniz için methiye topluyormuşsunuz gibi bir görüntü doğuyor. Bu nedenle kendi mahallem dışındaki bazı isimlerin de kapısı çaldım. Ekşi Sözlük’ten bazı alıntılara da yer verdim. Bunların çoğu Milliyet’te genel yayın yönetmeni olduğum dönemle ilgili. Ayrıca, daha çok basın dışından konuklar, örneğin müzik çevrelerindeki arkadaşlarım olsun istedim. Beni çok sinirlendiren bir metin olmadı doğrusu. Yalçın Doğan’ın ve Ayça’nınkilere çok güldüm. 1980’lerde Cumhuriyet’te haberleri geç teslim ettiğim doğru. Hatta o dönem Yalçın Bayer, “Sedat taşra baskıları için değil, sadece şehir baskıları için yazar” diye bir laf attı ortaya ve çok tuttu. Şimdi de Hürriyet yazı işlerinde benzer bir ruh hali var. Ekipten herkes için yazacak çok şey var. Örneğin Enis’le ilgili olarak kafasının çalışma tarzının ne kadar değişik olduğuyla ilgili bir not yazardım. Ertuğrul Özkök’e gelince, tek bir yoruma sığmaz. Bence onunla ilgili özel bir sayı yapmamız lazım. İçinde muhtelif kategori ve başlıklar olmalı: ‘Özkök ve Kadınlar’, ‘Özkök’e Göre Basın Etiği Ne Değildir’, ‘Ertuğrul Özkök ve Ertuğrul Özkök’ gibi... Ahmet için herhalde sürpriz faktörünü vurgulardım. Köşe yazarlığının en önemli becerilerinden biri her gün okurunda, ‘Bugün ne yazdı acaba?’ merakını tetikleyebilmesi, bu merakı canlı tutabilmesidir. Ahmet’in bu yeteneği muazzam. ‘Bonus’ olarak baharat, renk ve polemik de var...

Sözlük denen formata hep imrenerek bakmıştım
AHMET HAKAN

Önce Twitter’daki takipçilerimden yorum istemeyi düşündüm fakat önünde sonunda bir ‘seçme’ söz konusu olacağı için vazgeçtim. Dostlarımdan istemeyi düşündüm fakat onları böyle bir emrivakiyle karşı karşıya bırakmak istemedim. Sonra düşündüm: Ben aslında sözlük denilen formata hep imrenerek bakmış biriyim, o halde neden o format içinde kalarak bir şeyler yazmayayım? Ve kendi sözlüğümü yapmaya karar verdim. Konuları seçerken kafama göre takıldım. Sıfır sansür uyguladım. Sansür yapacağım alanlara zaten girmem. Benim hakkımda söylenenleri başkasına sormak yerine bugüne kadar yazılıp çizilenler arasından derledim. Kızdıranları da, gururumu okşayanları da o listeye ekledim. Yaşadığım bol çatışmalı ortamda kendime yeni cepheler açmak istemiyorum.
Şebek kelimesini bile sansürlemedim
Ertuğrul ÖZKÖK

Kimden yorum istediğimi açıklayamam. Çünkü adları gizli kalmak şartıyla yazdılar. Yani ‘hayalet yazar’ bunlar. Ama portrelerini tarif edebilirim. Sekiz kişiler. Yaşları 24-63 arasında. Üçü kadın, beşi erkek. Aralarında bir de ‘HGY’ var. Yani hayalet gay yazar. Kişilikli, esprili, beni seven ama hakkımda düşüncesini serbestçe yazabilecek kadar özgür ve tabii ki, zeki insanlar. Yorumlardan biri ‘kolektif yorum’ olarak değerlendirilebilir. Ekşi Sözlük’te hakkımda 159 sayfa var. Bunlardan küçük bir potpuri yapmışlar. Hiç sansür yapmadım. Bir arkadaşım, “Hiç olmazsa şu ‘şebek’ ifadesini kullanma” dedi. Onu da dinlemedim. Sırrı Süreya Önder, Meclis’te “Biz ana muhalefetin iktidar, iktidarın da ana muhalefet hakkında söylediği her şeye katılıyoruz” demiş. Böyle bir zekayla söylenen hiçbir şeye itiraz etmem. Her yorum yazısı, başkasını yerden yere vururken, zekasıyla kendini yüceltir veya aptallığıyla asıl kendini vurur. Okuyucu benim hakkımda yazılanları okurken onlara da puan verecek. Bir bakarsınız bu sirke küpünden ben çıkarken, onlar boğulmuş. Ben de hepsi hakkında müthiş yorumlar yazabilirim. Sedat’ın araştırmacı gazeteciliği, Ahmet’in dönekliği ve sonradan görmeliği, Enis’in senaryoları... Hepsi iyi malzeme. Ama imkan vereceklerdi, kendi hakkımda yazacaktım.Bak o zaman ne gümbürtü kopardı.
1- Kimlerden yorum isteyeceğinizi neye göre belirlediniz?
2- Yorum yazdığınız kişileri nasıl seçtiniz?
3- Sansür yaptınız mı?
4- Sizi en çok sinirlendiren, en çok hoşunuza giden ve en doğru tespiti yaptığını düşündüğünüz yorumlar hangileri?
5- 4 Yüz ekibinden biri için yorum yazacak olsanız kime, ne yazarsınız?

Her partinin gazetecisiyim

11 Şubat 2012 Cumartesi

Anlamasanda Olur !..: “Hiç…” gününüz kutlu olsun

Anlamasanda Olur !..: “Hiç…” gününüz kutlu olsun: Hiç baba olmamışların da bir günü olmalı; senede değilse bile, ömürlerinde bir günü. Hiç anne olmamışların, hiç sevgili olmamışların, hiç...

Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale

Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir

- Sent using Google Toolbar

Yeni Çıkan Kitaplar Kitap - Yeni Kitaplar

10 Şubat 2012 Cuma

Çıplak Protestolar / Çıplak Eylemler

Boğa güreşine karşı soyundular

Colombia'da bir grup üniversite öğrencisi, boğa güreşlerini protesto etmek için eylemdeydi. Öğrenciler, çıplak protestolarıyla yoğun ilgi topladı.


Boğa güreşine karşı çıplak protesto
Çıplak Protestolar / Çıplak Eylemler
Colombia'nın başkenti Bogota'da 200 öğrenci, eylem için kent meydanıydı. Öğrencilerin amacı geleneksel boğa güreşlerini protesto etmekti.

6 Şubat 2012 Pazartesi

Haftalık Burç Yorumları

Koç - Bu hafta önemli bir hayalinize ulaşmak isteği var aklınızda Sevgili Koçlar. Başvurularınızın birçoğunda şans da size yardım edecek. Sanat, spor ve çocuklarla ilgili alanları zorlayabilirsiniz Maddi alanda İş hayatınızda önemli insanlardan alacağınız destekler fazla olacak. İşte bu insanlardan alacağınız tavsiyeler doğrultusunda harekete geçebilirsiniz Çarşamba günü, aşk ve güzelliklerin gezegeni Venüs, Balık burcundan ayrılıp burcunuza geçiyor. Koç “ liderlerin ve ben” burcudur ve Balık kadar fedakâr değildir. Aşkta ve duygularda daha bencil ama aynı zamanda daha heyecanlı

5 Şubat 2012 Pazar

Televizyon Vitrini Ekran Aynası: Film setlerinin ışıltıları içinde çocukluklarını u...

Televizyon Vitrini Ekran Aynası: Film setlerinin ışıltıları içinde çocukluklarını u...: Dizi Setlerinde Kaybolan Çocukluklar Altına girdikleri yükün ağırlığının farkında değildir ki bu çocuklar. Yaptıkları iş onla...

Televizyon Programları *** Televizyon Magazin *** Dizi Magazin

Dile Benden Ne Dilersen

  Dile Benden Ne Dilersen        
                                   Ağaçlar ve Dilekler
                          Hayatımızda ne kadar çok dilek dilediğimizi hiç düşündünüz mü? Genelde         'umarım' ile başlayan bu         dilekler, her daim geleceğe dair umutları içerir.         Her dilek, geleceğin bir potansiyelidir aslında.
                          
                 Geleceğe         dair bir hayaliniz veya isteğiniz varsa, bilin ki bu gelecekte         olasılıklardan biri olduğu için zihninize düşmüştür. Ama bir de bu         olasılıkları abartan ve açgözlülüğe çeviren nefsimizin sesi vardır.         Dileklerle ilgili ilk bilmemiz gereken şey sade ve içten olmasıdır.         Nefsin etkisinden uzak, arınık ve kalpten gelmelidir.

Ağaçlara Çaput Bağlama Geleneği

Ağaçlara Çaput Bağlama Geleneği
Bu gelenek bize şamanizmden miras kalmıştır. İlginçtir ki, bu gelenek sadece bizde yoktur hemen hemen her toplumda bu vardır. Peki nedir bunun anlamı?
Bu geleneğin özüne indiğimizde aslında çaput bağlanan ağaçlar sıradan ağaçlar değildir, o kültüre göre “bilgeliği” temsil eden yaşlı ağaçlardır. Ağaçlar kökleriyle toprak anaya uzanırken, dallarıyla da göğe uzanırlar. Bu yüzden gök ve yer arasında bir aracı olarak görülmüşlerdir. Gerçekten de Spiritüel olarak göksel ve yersel enerji dengesini sağlar ağaçlar. Kaldı ki fiziksel düzlemimizde de bunu görürüz. Gökten aldığı enerjiyi, yerden aldığı suyla birleştirir, kendine besin üretirken bize de yaşam gücü içeren oksijeni sağlar. Bu enerji çevrimi “yukarıda olan aşağıda olana benzer” mantığıyla iki taraflıdır. Hem ruhsaldır hem fiziksel…
Eski bilgelikler, bize ağaçların toprağın bilgeliğini aldıklarını söylerler. Haliyle bir ağaçla konuşmak ve onun bilgeliğine ortak olmak eskiden oldukça önemliydi. Hatta cevap verdiğine bile inanılırdı. Veya bir ağaca sarıldığımızda tüm enerjimiz dengelenir.  Bunu deneyin, sırtınızı yaşlı bir ağaca yaslayın ve ağacın bilinciyle temasa geçmeye çalışın, nefes alıp verirken, ağacın ruhuna dokunun. O muazzam hissi yaşayacaksınız. Ağaçları doğanın enerji transformatörleri olarak görebiliriz. Yine Çin enerji öğretisine göre de ağaçlar “ki” enerjisi üretiminde oldukça önemlidir.
İşte bu yüzden istekleri ağaçların ruhlarına fısıldarsak, ağaçların da bunu evrene ve toprağa taşıyacağına inanılırdı, bu yüzden dilekler söylenerek enerji ağaca “bağlanırdı”. Fiziksel bağlama işlemi aynı zamanda ruhsal enerjiyi bağlamak içinde kullanılır. Enerji yüklenmiş bez, ağaca bağlandığında enerji ağaca aktarılır ve ağacın bunu evrene taşıması beklenilirdi.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Dilek Ağacı Yöntemi

Dilek Ağacı Yöntemi
Bu yöntemde yine Spiritüel olarak eski bilgelerin çokca kullandığı bir yöntemdir. Temel olarak bir ağaç kabuğuna ihtiyacınız var ve bir de ağaç fidanına. Bu uygulama şu şekilde yapılmaktadır:

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu
Bu meditasyon topraklanma meditasyonuna çok benzer. Bereket ve bolluk ile ilgili bir çalışmadır.
Öncelikle rahat bir pozisyonda, ayaklarınız yere değecek bir şekilde, sırtınız dik olarak oturun.  Gözlerinizi kapatın ve birkaç kez derin nefes alıp vererek gevşeyin
Şimdi ayak tabanlarınızın altından her nefes alış verişinizde, beyaz ışıktan köklerin çıktığını imgeleyin. Bu ışıktan kökler sizi dünyaya bağlıyor. Bunu hissedin.
Ardından kuyruk sokumunuzdan da beyaz ışıktan köklerin çıktığını ve toprağın altına doğru uzadığını imgeleyin. Artık hem ayak tabanlarınızdan hem de kuyruk sokumundan çıkan köklerle dünyaya bağlısınız bunu hissedin.
Birkaç dakika nefes alıp verirken, aynı topraklanma meditasyonundaki gibi tüm bedeninizdeki fazla ve negatif enerjiyi toprağa bırakın.
Yeterince arındığınızda bu sefer kökten ışığı omurilik soğanınıza ve bilincinize doğru bağlayın. Artık bilincinizin toprağın bilinciyle yani toprak ananın, Gaia’nın bilinciyle bağlantıda olduğunu hissedin. Toprak Ananın nefes alış verişini hissedin. Şimdi yavaşça ona seslenin;
“Ey bereketini esirgemeyen Toprak Ana, Gaia. Yaratıcı’nın izniyle, biz insanları bir anne şefkatiyle sararsın ve verimli sütünle bizleri beslersin. Bereketli toprağınla karşılık beklemeden bizlere verimli ürünler verirsin. Senin vücudun bizim yaşam alanımızdır ve sen bizim tüm hatalarımıza rağmen bizi sevginle sararsın. Şimdi lütfen bereket ve bolluk enerjini benle paylaş ve hayatıma taşı. Hayatıma bereketi ve bolluğu getir. Verimliliği, üretkenliği sağla. Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin”
Yavaşça ayaklarınızdan ve kuyruk sokumuzdan yukarı doğru topraktan aldığınız bereket ve bolluk enerjisini imgeleyin. Bu mavimsi yeşil parıltıları olan bir enerji, toprağın enerjisi… Onu tüm bedeninize yayarken bir taraftan da “Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin” demeye devam edin. (İsterseniz bunun yerine başka bir mantra kullanabilirsiniz.) Ardından bu enerjiyi bedeninizden auranıza ve auranızdan tüm evinize yayın. Tüm evin bu bereket enerjisiyle dolduğunu hissedin. Artık siz toprak ananın bereket enerjisini evinize taşıyan bir aracısınız. Bu enerji alanı evinizin çevresini bir aura gibi kaplasın ve size bereketi çekecek bir mıknatısa dönüşsün.
Yeterince hissettiğinizde Yaratıcı’ya şükredin ve toprak anaya teşekkür ederek çalışmanızı bitirin.
Ağaç meditasyonu
İkincisinde amaç bir ağaç gibi üst alemle ve alt alemle irtibata geçmek ve hayırlı enerjileri hayatımıza çekmektir
Yukarıdaki meditasyonun ilk iki aşamasını aynen uygulayın. Yeterince köklerle bağlandığınızda topraktan ayak tabanlarınıza doğru mavi yer enerjisini çekin.
Yavaşça her nefes alışınızda toprak enerjisini yükseltin, ta ki tüm auranıza dolana kadar.
Ardından taç çakranızdan çıkan dallarla evrene bağlandığınızı imgeleyin. Ve evrenden de kırmızı göksel enerjiyi çekin. Yine her nefes alış verişinizde göksel kırmızı enerjiyi vücudunuza yayın.
Şimdi taç çakrayla evrene, köklerle dünyaya bağlısınız. Kendinizin bir ağaca dönüştüğünü imgeleyin. Ve gökten göksel enerjiyi, yerden yer enerjisini çekiyorsunuz. Kırmızı ve mavi enerjilerin harmoniyle auranızda dans ettiğini görün. Bu sizi tazeliyor yeniliyor.
Bu noktada istediklerinizin olmuş görüntülerini imgeleyebilirsiniz. Böylece bunlar bu yüksek enerjiyle evrene taşınacaktır.
Hazır olduğunuzda çalışmayı bitirin. 
Bu çalışmalarla ağaçların enerjilerinden ve dilekleri evrene taşımadan faydalanabilirsiniz. Ormana gidin ve bir ağaca sarılın, onla konuşun, ona derdinizi anlatın isteklerinizi hayallerinizi anlatın. Size saçma gelse bile bilin ki, ağaç tüm sessiz bilgeliğiyle sizi dinliyor ve isteklerinizi evrene gönderiyor. Bir sonraki yazıda başka dilek dileme yöntemlerinden bahsedeceğim. Tüm içten dileklerinizin kabul olması dileğiyle…

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak: “Biorezonans Yöntemi”

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak:
Biorezonans Yöntemi
Son yıllarda sigara bağımlılığından kurtulmak için yeni tedavi yöntemleri ortaya çıktı. Kuantum mekaniği, bilgileri ve sonuçlarıyla tüm hayatımıza girmeye başladı. Sağlıkta ve tedavide, Biorezonans yani titreşim kullanmak da, kuantuma dayanan son tekniklerden birisi…
Bağımlılık, insanların farklı konu ve maddelere, zarar görmesine rağmen devam etme ve vazgeçememe halidir. Dünyadaki en yaygın bağımlılık ise sigara bağımlılığıdır. Mantıklı düşünüldüğünde çok saçma ve anlamsız gelen bu bağımlılık, tüm zararlarının bilinmesine rağmen dünya nüfusunun hatrı sayılır bir bölümünü esir etmiştir. Ölüme rağmen sigarayı tercih etme davranışı, en yaygın sosyal hastalıktır, zira virütik hastalıklar gibi o da bulaşıcıdır. Bulaşma yolu ise davranış modellemesidir. Sigara içen birisini kendimize aynalayarak sigara içmeye başlarız.
Sigaranın zararlarını anlatmaktan çok, ondan nasıl kurtulabileceğimizin üzerinde durmak daha anlamlı artık. Toplumsal bir hastalık olmasına rağmen yaygın ve genel bir çözümün yaratılması, neredeyse imkânsız görünüyor. Tütün getirim sistemini topluca yıkmak ve yasak koyarak bu sistemi yeraltına indirmek, farklı sakıncalar yaratacağından bireysel kurtuluşlar desteklenmeye çalışılıyor.
Son yıllarda bu bağımlılıktan kurtulmak için yeni tedavi yöntemleri ortaya çıktı. Kuantum mekaniği bilgileri ve sonuçlarıyla tüm hayatımıza girmeye başladı. Sağlıkta ve tedavide, Biorezonans yani titreşim kullanmak da, kuantuma dayanan son tekniklerden birisi…
Bu yeni yöntemi öğrenmek üzere bir merkezin kapısını çaldım. Öğrendiklerimi paylaşmak ve Biorezonans yöntemini tanımak için Dr. Şahin Özdemir ile yaptığım röportajı satırlarımıza taşıdım.
Röportaj   Dr. Şahin Özdemir

Sigara bağımlılığını bir hekim olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, sigara neden bağımlılık yapıyor?
Başlangıçta Amerika kıtasından Avrupa’ya taşınması aslında tütünün ilaç olma özelliği nedeniyledir. Tütün ağrı kesici ve öksürük kesici özelliği olan bir maddedir. İlaç olarak kullanılırken sonraları değişik şekillerde sarılarak devamlı içilir hale gelmiştir. Birileri sigaranın seri üretimine başladığında bağımlılık sosyal hale gelmeye başlamıştır. Asıl zararlı olan yanı üretimi sırasında içine katılan maddeler ve kâğıt, mürekkep, tutkal, filtre gibi yan ürünlerdedir.
Sigara içmenin fiziksel- ruhsal- davranışsal bağımlılık süreçleri vardır. Sigara içmeyenler ilk önce aile, çevre, medya ve benzeri kaynaklardan etki alarak gözlemleme yoluyla kayıt yaparlar. Genellikle ergenlik çağında büyüme davranışları içinde iken, karizma oluşturmak için davranış modelleme ve taklit etme ihtiyacı duyulur. Son yıllarda medyatik kişilerin sigara ile oluşturduğu çekici kimlikler, bağımlılığın sosyal olarak yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Psikolojik sıkıntıların giderilmesi için bir yöntemmiş gibi kabul edilen sigara, mutluluk esnasında da keyif aracı olarak görülüyor. Sigara ile ilk tanışmanın ardından nikotinde var olan fiziksel bağımlılık faktörü ve emme duygusu nedeniyle bir tatmin yaratması, sigarayı vazgeçilmez hale getiriyor. Nikotin, beyin tarafından salgılanan endorfin ve serotonin yerine geçiyor ve kullanılmadığı takdirde bu hormonların yoksunluğunu yaratıyor. Endorfin, insan vücudu tarafından yaratılan ve morfinden yaklaşık bin kat daha güçlü bir maddedir. Bu maddenin (endorfinin) yokluğunun insanda nelere yol açabileceğini bu güçten anlayabiliriz. Nikotin, önce bu maddenin salgılanmasını azaltır ve yerine kendini ikame eder.  Daha sonra kişilerin endorfin ihtiyacının tamamen nikotinle sağlanmasına neden olur. Bu yüzden sigara, güçlü ve tehlikeli bir bağımlılıktır.
Sigara bırakma sonucu yaşanan sıkıntılar tıbbi olarak nelerdir, nikotin yoksunluğu beyinde ve vücutta nelere yol açar?
Sigara kullanmayı bırakan kişide ağrı, uyuşma, sinirlilik, stres, mutsuzluk, kaygı, dalgınlık, zihinsel bitkinlik, mide krampları, eklem ağrıları, şiddetli öksürük, kabızlık, sindirim bozuklukları, öksürük, ağız yaraları gibi durumlar görülebilir.
Sigara bırakmak için kullanılan tıbbi yöntemler nelerdir?
Sigara bırakmayı sağlayan her yöntem benim için kutsaldır. Sevgili, eş, anne baba baskısı, hastalık gibi gerekçeler kişinin sigaradan vazgeçmesine katkıda bulunabilir. Farklı desteklerle sigaradan kurtulmak mümkündür. Tek bir tedavi yöntemi yoktur. Fiziksel- ruhsal- davranış modelleri herkeste farklıdır. Bu nedenle yöntemlerin işe yarama oranı herkeste farklıdır.
Destek yöntemlerinden bazıları şunlardır:
1- Biorezonans
2- Akupunktur
3- Hipnoz
4- İlaçlar
5- Nikotin Bantları ve çikletleri
6- Luksapunktur (Işınlı Akupunktur)
Biz, merkezimizde Biorezonans ve Luksapunktur kullanarak bağımlılara yardımcı oluyoruz.
Biorezonans yöntemi nasıl bir etki ile yarar sağlıyor?
Biorezonans, Kuantum mekaniği gerçeğine dayanan bir yöntemdir. Maddenin hem parçacık hem dalga olma özelliği vardır. Her madde atomların elektron yapısından dolayı elektromanyetik bir ışınım yayar. Bu ışınım deneysel ortamda ölçülüp kaydedilebilmektedir. Her ışınımın kendine özgü karakteri vardır. Dalga boyu, derinlik, uzunluk, salınım hızı her madde için farklılık gösterir.
İnsan vücudundaki her türlü hücre de bir enerji ve titreşim salgılar. Bu titreşim ve enerjinin bir dalga boyu ve salınım şekli vardır.  Hücreler, dokular, organların hepsinin kendine özgü farklı frekansları vardır. Hasta ve sağlıklı insanın frekans yapıları birbirinden farklıdır. Hastanın frekansının içine etki eden yabancı frekanslar, Alerjenler, virüsler, bakteriler ve yabancı zararlı maddeler normal frekans düzenini bozarlar. Hücreler birbirleriyle belirli dalga boyundaki frekanslarla iletişim kurar. Bu iletişimde rahatsız edici frekanslar yok ise vücut mükemmel çalışır ve uyum içinde bir sağlık mevcuttur. Fakat vücuda giren bir toksin rahatsız edici titreşimler sayesinde hücreler arasındaki diyaloğu bozabilir. Çünkü bu toksin rahatsız edici frekans şekline sahiptir ve uyumu bozar.
Nikotin de vücutta olmaması gereken bir maddedir. Sigaranın da bir dalga şekli ve frekans özellikleri vardır. Biorezonans yöntemi ile önce insan vücudundaki sigara ile oluşan ışınımın dalga özellikleri ölçülerek tespit edilir. Sonra bu ışınıma onun özelliklerine zıt karşıt dalga gönderilerek nötrleşmesi sağlanır. Yani bir ayna kullanılmış gibi titreşimleri ters çevirerek geriye vücuda vermek, zararlı olan ışınımın yok edilmesini sağlar ve hücreler arası uyumu yeniden oluşturur.
Bu tedavide başarı oranı nedir?
Başarmak için önce bir hasta olduğunu kabul etmek gerekir. Bağımlı olduğunu ve hasta olduğunu kabul etmeyene tedaviler başarılı olmayabilir. Bu tedavide 3 aylık, 6 Aylık ve 1 Yıllık değerlendirmeler yaparız. 3 ayda başarı oranı % 90, 6 ayda % 55-60, 1 yılda ise % 35-40 tır. Tedavinin ilk 6 ay içinde tekrarlanması uygun olur. Merkez olarak ilk üç ay içindeki tekrar uygulamaları ücretsiz, sonrakileri ise indirimli yapıyoruz.
Seans uygulaması nasıl yapılıyor ve süreç nasıl işliyor?
45 Dakikalık tek seans sırasında hastanın baş ve ellerine elektrotlar bağlanır. Sessiz sakin bir ortamda oturmasını sağlarız. Etrafında farklı titreşim yaratacak herhangi bir nesne (TV, radyo, telefon vb.) olmaması gerekiyor. Uygulama çok düşük titreşimler ile devam eder, hasta herhangi bir acı hissetmez. Sonrasında hastaya, bir ay göbek bölgesinde taşıması için bir çip veriyoruz. Ayrıca içine yine karşıt dalga ışınımı yüklenmiş serum fizyolojik bir sıvı veriyoruz. Yoksunluk sıkıntısı sırasında bu sıvıdan 3-5 damla içmesini istiyoruz. Bu sıvının kullanılması Homeopatik bir tedavidir. Yani benzer benzeri iyileştirir tezine göre hazırlanır. İstediği kadar süre kullanılabilir, herhangi bir zararı yoktur. 
Bağımlının tekrar başlamaması için ne tür destekler gereklidir? Destek veriyor musunuz?
Hastayı işlem öncesi ve sonrası bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak önemlidir. Hem öncesinde hem sonrasında psikolojik destek veriyoruz. Tekrar başlama, en çok iradesi kuvvetli olanlarda görülüyor. Bağımlılığını yendiğini düşünüp, kendine aşırı özgüven duyanlar yıllar sonra bile başlayabiliyor. “Nasıl olsa yendim, yine başarabilirim, bağımlı hale gelmem” diye düşünenler tek bir nefesle tekrar bağımlı hale gelir ne yazık ki… Bu yüzden sigarayı yardımsız bırakmak kolay bir iş değildir ve mutlaka destek gereklidir. Hastanın kararlılığının devam etmesi, bu tür desteklerle sağlanabilir ancak.
Yöntemin çıkış yeri ve ülkemizdeki yaygınlığı nedir? Tedavi merkezi seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
Yöntemin çıkış yeri eski Sovyet Rusya’dır. Soyuz Uzay çalışmaları sırasında yapılan çalışmalarda geliştirilmiştir. Sovyetlerin dağılması sonrasında bilim adamları bu yöntemi dünyaya yaymaya başlamıştır. Rusya’da bu tür Alternatif tıp çalışmaları, Amerika ve Avrupa’nın aksine daha özgürdür ve devlet tarafından desteklenmiştir. Yaklaşık on yıl önce ülkemize gelmiştir. Sağlık bakanlığı tarafından önceleri ihtiyatla karşılanmasına rağmen şu anda bu yöntem, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen izinle kullanılmaktadır. Bu yöntemi kullanmak isteyenler, başvurdukları merkezin izin belgesini sorgulamalılar. Zira bu yöntem için kullanılan pek çok cihaz üretilmiştir geçen zaman içinde. Kullanılacak cihazların klinik deneylerinin yapılmış olması önemlidir. MDC ( Medical Device Certification) ve TİTUBB       ( T.C İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası) onayları bir kriter olarak aranmalıdır. Ve tabi uygulama kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır. Merkezimiz, bu izinlere ve tecrübeye sahip olarak 4-5 yıldır bu tedavi uygulamasını yapmaktadır. Aldığımız başarılı sonuçlara güvenerek sigarayı bırakmak isteyen herkesi davet etmekte bir sakınca görmüyorum bu yüzden. Dediğim gibi bu bağımlılıktan kurtulmayı sağlayacak her yöntem benim için kutsaldır çünkü sigara öldürür… Ölüme rağmen ona zorunlu olmak korkunç bir gerçektir bana göre.
Biorezonansın kullanıldığı başka tedavi alanları var mıdır?
Kilo verme ve kilo kontrolü, alerjiler, bağımlılık tedavileri, depresyon gibi alanlarda güvenle kullanılmaktadır. Bu yöntemlere “Titreşim Tıbbı” diyebiliriz. Kuantum mekaniğinin bize getirdiği en yeni yöntemlerindendir ve geleceğin tedavi yöntemidir. Daha emekleme döneminde olduğunu bildiğimiz için, ilerleyen yıllarda çok fazla gelişip, tıp ve bilim dünyasını hızla değiştireceğini umutla söyleyebilirim.
Dr. Şahin Özdemir Kimdir?
1984 yılında İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. Mecburi hizmet ve askerlik sonrası İstanbul’da serbest hekim olarak çalıştı. Kendine ait tıp merkezlerinde çalışmalarını sürdürdü. Bu sürede tıp biliminde farklı bakışları takip etti ve uyguladı. Luxapuncture, ozon tedavi ve biorezonans çalışmaları ile karşılaştığından beri ağırlıklı olarak bu konularla ilgilenmeye başladı.  Halen Dr. Yıldırım AKTUNA tarafından kurulmuş olan ve onun vefatından beri tek başına yönettiği, İstanbul Taksimde bulunan ALPHA TIP MERKEZİ’nde çalışmalarını sürdürmekte. Alpha Tıp Merkezinde tamamlayıcı tıbbın çeşitli alanları ile ilgilenmeye devam ediyor.


Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Soğuk algınlığının ilacı Şalgam - Şalgam suyu

Şalgam suyu tüketiminin, grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olduğu bildirildi.

Adana'nın 82 yıllık şalgam suyu üreten firmanın yöneticilerinden Emre Göde, soğuk havalar nedeniyle, tamamen doğal olan şalgam suyunun vatandaşlar tarafından tercih edildiğini söyledi.
Türkiye'nin dört bir yanından talepler geldiğini vurgulayan Göde, son dönemlerde bazı bölgelerde şalgam suyunun gazlı içeceklerin hakimiyetini kırmaya başladığını vurguladı.
Göde, ''Geçmiş yıllara göre satışlarımız ciddi arttı. Adana şalgamı çok seviliyor ve vazgeçilmiyor. Türkiye'nin her yerinde şalgam suyu üretilebiliyor ancak Adana şalgamının tadı başka'' dedi.
Şalgam suyunun bardağının 50 kuruştan, 1 liraya yükseldiğini, litresini de 3 liradan verdiklerini belirten Göde, misafirlik ve memleket ziyaretlerinde litrelerce şalgam suyunun Adana'dan başka illere götürüldüğünü kaydetti.
Şalgam suyunun Adana'nın sembolleşen içecekleri arasında yer aldığını vurgulayan Göde, vitamin deposu havuçtan elde edilen şalgamın, soğuk havalarla birlikte soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı da vatandaşlar tarafından tercih edilip tüketildiğini kaydetti.

Vücut direncini artırıyor

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Barlas Aydoğan, şalgam suyu tüketiminin grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olabileceğini kaydetti.
Şalgam suyunun tamamen havuçtan yapıldığını vurgulayan Aydoğan, vücut direncini artıran bu ürünün sadece yaz mevsiminde değil soğuk havalarda rahatlıkla tüketilebileceğini kaydetti.

Şalgam suyunun yapılışı

Şalgam suyu, mor havucun özü alınarak yapılıyor. Önce, bulgur unu mayalanıp bir hafta bekletiliyor, iyice ekşidikten sonra sulandırılıp, dut ağacından yapılan özel tahta fıçılara bırakılıyor. Ardından, mor havuç iyice temizlenip kaynatıldıktan sonra bu fıçılara konuluyor, üzerine de şalgam turpu yerleştiriliyor. Tahta fıçılarda bir hafta daha bekletilen bu karışıma tuz ilave ediliyor.
Fıçı içinde olgunlaştırılan şalgam, bekleme süresi sonunda süzülerek içime hazır hale getiriliyor. Şalgam suyuna acılı olarak içmek isteyenler için bir miktar süs biberinden elde edilen acı sos ilave ediliyor.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Ilk çiftçi yıllığı...

İLK "ÇİFTÇİ YILLIĞI"

Amerikalı bir ekibin Irak'ta yaptığı kazılarda bulunan 3500 yılı aşkın bir zamandan öncesine ait küçük bir kil tablet, tarım tarihinde temel öneme sahip bir belgenin onarımını olanaklı kıldı. Giderlerini Chicago Üniversitesi Doğu Enstitüsü ile Pennsylvania Üniversite Müzesi'nin ortaklaşa karşıladıkları 1949-50 kazılarında, kadim

Doğal sesler, Müzik

İnsanoğlu var okluğu günden beri çeşitli amaçlar doğrultusunda kendi sesini kullandı ancak bir süre sonra kendi sesi yetersiz kalınca ses çıkarabilecek doğal malzemeler aramaya koyuldu. Bunun için atalarımız kimi zaman taşları, kim zaman içi bos olan çeşitli hayvan boynuzlarını ve son olarak da ses çıkarma özelliği bulunan bitkileri keşfettiler. Bu ay sizlere çevremizde sıkça

Okuryazarlığımızı İç Çamaşırına mı Borçluyuz? - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Okuryazarlığımızı İç Çamaşırına mı Borçluyuz? - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: İç çamaşırına borçluyuz.
Kültürümüzü İç Çamaşırına mı Borçluyuz?

- Sent using Google Toolbar

Genel Kültür Bilgi Bankası

3 Şubat 2012 Cuma

Gall'ın Kafatası Haritası

F.J. Gall 1805 yılında yayınladığı "Yeni Anatomik ve Fizyolojik Sistem" adlı eserinde kafatası haritasını çizmiştir. 1. ve 2. şekillerde kafatasının önden ve yandan görünümü verilmiştir.

Gall'a göre 2,3,9,15-21 rakamlarıyla işaretlenmiş yetenekler sadece insana aittir. Diğer yetenekler insanların yanı sıra hayvanlara da aittir. 3. ve 4. şekillerde kafatası iki taraftan görüntülenmiştir: önden ve yandan...



Şekil 1. Alın kısmı

1. Fiziksel sevgi
2. İyilik, şefkat, ihsan
3. Çelişki hissi
4. Kişilik, bireylik, ferdiyet hissi
5. Hilekarlık
6. Hırsızlığa yatkınlık
7. Onur
8. Şöhret tutkusu, ihtiras
9. Tedbirlilik, dikkatlilik
10. Eğitilme, ehlileştirilme
11. Mekan içgüdüsü.
12. Yüz hafızası
13. Sözel hafıza

Sorgu sırasında konuşmaktan kaçınan şüpheliler, ’beden dilleri’nin ihanetine uğruyor

Bedeniniz size ne zaman ihanet eder?

Olayların aydınlatılmasında jandarma ve polis ekipleri, psikolojinin verilerini kullanıyor. Sorgu sırasında konuşmaktan kaçınan şüpheliler, ’beden dilleri’nin ihanetine uğruyor.





             Yalanı tespit konusunda uzmanlaşan güvenlik güçleri, özellikle konuşmaktan kaçınan ya da yalan

2 Şubat 2012 Perşembe

Ekosistem Canlı Yaşamı: Kamboçya'da Kaplumbağalar uydudan izlenecek

Ekosistem Canlı Yaşamı: Kamboçya'da Kaplumbağalar uydudan izlenecek: Kamboçya'da, doğaya salınan nesli tükenme tehdidi altındaki bir yetişkin kaplumbağa uydu aracılığıyla izlenecek. Doğada sadece yaklaşık 2...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

1 Şubat 2012 Çarşamba

Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Daha havalı görünmek ister misiniz? (Bu da soru mu...

Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Daha havalı görünmek ister misiniz? (Bu da soru mu...: Sezon trendlerinden biri olan tüylü parçaları tercih etmek istiyor, ancak nasıl kullanacığınızı bilmiyor musunuz? İşte size birkaç öneri....

Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca

Ölümü beklerken ; En büyük pişmanlığınız nedir?

 Ölürken pişman olunan 5 şey

Avustralya’da bir hemşire ölüm döşeğindeki hastalara pişmanlıklarını sordu. Buna göre, insanlar en çok hayallerini gerçekleştirememekten yakınıyor.


Yıllarca evlerinde ölümü bekleyen hastalara bakan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra kitap yazmaya karar verdi. Hemşire Ware, hastalara “En büyük pişmanlığınız nedir?” diye sordu. Bronnie Ware yanıtlara kitabında yer verdi.