Cinsel Yaşam Cinsellik Cinsel Sorunlar: Cinsel sapkınlıklar (parafililer): Cinsel Sapkınlıklar (Parafililer) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El kitabı olan DSM-IV ‘de olağandışı nesne ve cinsel aktiv...
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Keyifli ve Doygun zaman geçirmek isteyenlerin tek adresi... Unusual Life Game Forums
30 Eylül 2011 Cuma
Anlamasanda Olur !..: Okuduk, düşündük, varsaydık, gördük, inandık, imge...
Anlamasanda Olur !..: Okuduk, düşündük, varsaydık, gördük, inandık, imge...: Benden neden bir şey saklanıyor diye düşünüyorum ve dökülen ilk cevaplarım; “Benim kötülüğüm içindir belki, belki de hayrımadır onu ...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur (3)
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur (3): Bilgi İçselleşmemişse Bir Hiçtir (3) Öğrendik, bildik, irdeledik, sorguladık... Aldığımız cevaplar, vermemiz gereken ya da bizden b...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur: Farkındalık bir yoldur, mekânın olmadığı bir yol… İlerisi, berisinin olmadığı, başının sonunun görünmediği bir yol. Hepimiz...
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur (2)
Anlamasanda Olur !..: Bilgi İçselleşmemişse Yoktur (2): Bilgi İçselleşmemişse Bir Hiçtir (2) “Çünkü onun geçindirmek zorunda olduğu bir aile derdi yok ve zamanını bunlara harcaya...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Anlamasanda Olur !..: Kalmadı keşkelerim artık
Anlamasanda Olur !..: Kalmadı keşkelerim artık: Keşkeler Bitti Artık… Kalmadı keşkelerim artık. Çıkardım hem kafamdan hem duygularımdan. Yeter dedim…Herkes hata yapabilir. Sanki, ...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Kadın Erkek ve Dünyanın Merkezindeki Sihirli Dansı...
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Kadın Erkek ve Dünyanın Merkezindeki Sihirli Dansı...: Kadın Erkek ve Dünyanın Merkezindeki Sihirli Dansı Keşfetmek Zeus kılıcı ile dünyayı ikiye böldüğünden beri, ayrılan parçalardan ...
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Hurufilik ve Sayıların Önemi
Hurufilik ve Sayıların Önemi
Bütün harfler ve biçimler, noktanın uzantısı, noktanın türevi olarak görüldüğünden, O’nun maddeler evrenindeki ilk belirlenmesinin nokta olduğuna inanılır. Elif bir noktanın uzantısıdır, başlangıç nokta ile başlar, Elif olur, B ile devam eder ve B’nin altındadır saklı nokta. (Hallac-ı Mansur)
Hurufilik adını Arapça'da harfler anlamına gelen "huruf" kelimesinden alan; İran, Azerbaycan ve Türkiye'de 14. ve 15. yüzyıllarda etkin olan bir tarikattır. Hurufiliği benimseyenlere "Hurufi" denir.
Hurufi hareketinin kurucusu ve önderi Fadullah Astrabadi veya Naimi (1339?-1394) İran'ın Astrabad kentinde doğmuş ve hayatının erken yaşlarında tasavvufa ilgi duymuştur.
Hallac-ı Mansur’dan etkilenmiştir. Çünkü Mansur, kainatın ve dünya düzeninin matematiksel düzende olduğunu ilk sezen ve üzerinde duran bir sufidir.
40 tamamlanma rakamıdır. 10 ise bir dairenin küçük bir döngüsüdür. 7 Dünya rakamının kainattaki sembol rakamıdır. 8 ise dünya enerjisinden kurtuluş, 9 ise daha üst boyutlarda bedenlenme, 10 ise tamamlanma ve tekrar dünya sistemine görevli olarak gelebilmedir.
40 rakamı olağanüstü bir rakamdır. Her rakamın kendi içinde döngüsel olarak kırklı bir döngüsü bulunmaktadır. Bir döngüsünde bulunan kırk, iki döngüsünde bulunan kırk gibi algılanabilir. Sonsuzluğu içeren bu matematiksel düzen, Adem kainatında sınırsız da olsa, Ruhsal İdare Mekanizması ve Ruhsallık boyutunda sınırlıdır. Tedricen bir gelişme olsa da, sonsuzluk içinde kademe atlamalar ve enerjinin yükselmesi, cevherin gelişmesi ve tamlığı, seçkinlik, görev için tekrar bedene bürünmeyi de beraberinde getirebilir. Sonsuzluk içerisinde şaşmaz bir düzen vardır. Bu düzen ise, matematiksel bir düzendir. En ufak bir sapma dahi ilahiliği bozacak ve her şey yok olabilecektir.
Hallac-ı Mansur, her şeyin özünün, tüm çizgilerin ana temeli, bulunamayan gizli tek nokta olduğunu savunur. O nokta Besmele'deki b harfinin altındaki noktadır. Ve o nokta için Hz. Ali, “B”nin altındaki noktayım” diye işaret buyurur.
Ve devam eder Mansur, “Bütün harfler ve biçimler, noktanın uzantısı, noktanın türevi olarak görüldüğünden, O’nun (Tanrı’nın) maddeler evrenindeki ilk belirlenmesinin nokta olduğuna inanılır. Elif bir noktanın uzantısıdır, başlangıç nokta ile başlar, Elif olur, B ile devam eder ve B’nin altındadır saklı nokta.” Bu sözleri ile Hurufilik sisteminin temelini oluşturur.
Hallac-ı Mansur’un, harflerden ve rakamlardan mana çıkarma felsefesi, günümüze kadar ulaşmıştır. Kitap el Tavasin’de açıkça yer vermiş ve harfler ile rakamlardan gizli manalar çıkarmıştır, burada O’nun (Tanrının) gizli mesajlar ilettiğini vurgulamıştır. Çünkü semboller, ruhsallık ile maddesel ortamlar arasında en iyi köprülerdir. Her harf, her rakam ilahi düzende bir sembol idi, açıkça anlatılmayan, dolaylı olarak anlatılmalıydı. Bunu çözebilenler ise “aklını” kullananlar için bırakılan “delillerdi”. Ayetlerde sık sık tekrarlanan “aklını kullananlar için deliller bıraktık” sembolleri işaret etmekteydi.
Arapça’da her harfin bir işareti ve işaretin manası vardır. Harflerdeki şekiller mana ve şekilleri gösterir. Öncelikle bazı Kur’an ayetlerinin başında bulunan Hurufi mukatta yani bilinmeyen sırlı kelimeler ancak vahyeden ile vahiy alan arasında gizli kalmıştır. Kodlamalardır, sırlardır ve şifrelerdir.
Kur’an-ı Kerim yedi harf ile indirildi. Noktadan uzayan Elif, zal, sad, kaf, kaf, lam, vav harfleridir.
Bir de hayati önem taşıyan rakamlar vardır ki, onların durumunda minimum bir sapma çok önemlidir. Örneğin, dünyanın güneşe olan uzaklığı, dünya ekseninin dönüş hızı, dünyanın duruş açısı gibi açılar hep sabittir ve korunur vaziyettedir.
Bu arada insan DNA’sındaki kromozom sayıları da sabittir, bir eksik bir fazla olması sakat doğumlara sebep olur.
Kalp atışımız, tansiyonumuz, kolesterol ve kan, şeker değerlerimiz ve bunun gibi hayati önem taşıyan değerlerimizdeki sapmalar (düşme-yükselme) bizim yaşam fonksiyonlarımızı etkilemektedir.
Bunun dışında, boy, kilo artışlarının kontrolü ve düzenliliği bir bebek için çok önemlidir. Ve sürekli gözlenir.
Açıkçası matematik, rakamlar ve sayılar, hayatımızın içindedir ve bizimledir. Matematikten uzak bir yaşam sürmek neredeyse imkansızdır. Bir yere yetişmek için bile saate bakar ve dakikaları sayarız öyle değil mi? Her şey rakamlar, sayılar üzerine kurulmuştur çünkü anlayışımıza en uygun durum budur.
Bunun dışında rakamların ve sayıların olmadığı, vicdan, mutluluk, huzur, aşk ve sevgi gibi kavramlar vardır ki, bunların değerini ancak, gönül gözümüz ve yüreğimiz hesaplayabilir.
Bizim mantığımız dört işlem rakamlar ve formülleri kabul eder.
Bütün harfler ve biçimler, noktanın uzantısı, noktanın türevi olarak görüldüğünden, O’nun maddeler evrenindeki ilk belirlenmesinin nokta olduğuna inanılır. Elif bir noktanın uzantısıdır, başlangıç nokta ile başlar, Elif olur, B ile devam eder ve B’nin altındadır saklı nokta. (Hallac-ı Mansur)
Hurufilik adını Arapça'da harfler anlamına gelen "huruf" kelimesinden alan; İran, Azerbaycan ve Türkiye'de 14. ve 15. yüzyıllarda etkin olan bir tarikattır. Hurufiliği benimseyenlere "Hurufi" denir.
Hurufi hareketinin kurucusu ve önderi Fadullah Astrabadi veya Naimi (1339?-1394) İran'ın Astrabad kentinde doğmuş ve hayatının erken yaşlarında tasavvufa ilgi duymuştur.
Hallac-ı Mansur’dan etkilenmiştir. Çünkü Mansur, kainatın ve dünya düzeninin matematiksel düzende olduğunu ilk sezen ve üzerinde duran bir sufidir.
40 tamamlanma rakamıdır. 10 ise bir dairenin küçük bir döngüsüdür. 7 Dünya rakamının kainattaki sembol rakamıdır. 8 ise dünya enerjisinden kurtuluş, 9 ise daha üst boyutlarda bedenlenme, 10 ise tamamlanma ve tekrar dünya sistemine görevli olarak gelebilmedir.
40 rakamı olağanüstü bir rakamdır. Her rakamın kendi içinde döngüsel olarak kırklı bir döngüsü bulunmaktadır. Bir döngüsünde bulunan kırk, iki döngüsünde bulunan kırk gibi algılanabilir. Sonsuzluğu içeren bu matematiksel düzen, Adem kainatında sınırsız da olsa, Ruhsal İdare Mekanizması ve Ruhsallık boyutunda sınırlıdır. Tedricen bir gelişme olsa da, sonsuzluk içinde kademe atlamalar ve enerjinin yükselmesi, cevherin gelişmesi ve tamlığı, seçkinlik, görev için tekrar bedene bürünmeyi de beraberinde getirebilir. Sonsuzluk içerisinde şaşmaz bir düzen vardır. Bu düzen ise, matematiksel bir düzendir. En ufak bir sapma dahi ilahiliği bozacak ve her şey yok olabilecektir.
Hallac-ı Mansur, her şeyin özünün, tüm çizgilerin ana temeli, bulunamayan gizli tek nokta olduğunu savunur. O nokta Besmele'deki b harfinin altındaki noktadır. Ve o nokta için Hz. Ali, “B”nin altındaki noktayım” diye işaret buyurur.
Ve devam eder Mansur, “Bütün harfler ve biçimler, noktanın uzantısı, noktanın türevi olarak görüldüğünden, O’nun (Tanrı’nın) maddeler evrenindeki ilk belirlenmesinin nokta olduğuna inanılır. Elif bir noktanın uzantısıdır, başlangıç nokta ile başlar, Elif olur, B ile devam eder ve B’nin altındadır saklı nokta.” Bu sözleri ile Hurufilik sisteminin temelini oluşturur.
Hallac-ı Mansur’un, harflerden ve rakamlardan mana çıkarma felsefesi, günümüze kadar ulaşmıştır. Kitap el Tavasin’de açıkça yer vermiş ve harfler ile rakamlardan gizli manalar çıkarmıştır, burada O’nun (Tanrının) gizli mesajlar ilettiğini vurgulamıştır. Çünkü semboller, ruhsallık ile maddesel ortamlar arasında en iyi köprülerdir. Her harf, her rakam ilahi düzende bir sembol idi, açıkça anlatılmayan, dolaylı olarak anlatılmalıydı. Bunu çözebilenler ise “aklını” kullananlar için bırakılan “delillerdi”. Ayetlerde sık sık tekrarlanan “aklını kullananlar için deliller bıraktık” sembolleri işaret etmekteydi.
Arapça’da her harfin bir işareti ve işaretin manası vardır. Harflerdeki şekiller mana ve şekilleri gösterir. Öncelikle bazı Kur’an ayetlerinin başında bulunan Hurufi mukatta yani bilinmeyen sırlı kelimeler ancak vahyeden ile vahiy alan arasında gizli kalmıştır. Kodlamalardır, sırlardır ve şifrelerdir.
Kur’an-ı Kerim yedi harf ile indirildi. Noktadan uzayan Elif, zal, sad, kaf, kaf, lam, vav harfleridir.
Arş sayılar alemi, kürsü harfler alemidir.Büyülendiğimiz sanat eserleri, başta resim, müzik ve heykel dalları da aslında birer matematik şaheserleridir. Notaların yan yana dizilişlerinin armonisi, heykeltıraşın milimetrik hata yapmadan yeteneği ile meydana getirdiği heykeller ve karşısında büyülendiğiniz tabloların, açı, mesafe, gerekli yerlerde boşluk, renkler bütünü de aslında temelinde matematik ağırlıklıdır. Matematik, mutfağımızdaki göz kararı da olsa, belli bir ölçü ile yaptığımız yemekten, tüm bilim ve sanat dallarına kadar, dünyanın dönüş hızı, mesafesi ve güneşe olan oranı, rüzgarın şiddeti ve yağmur damlalarının açıları ve yeryüzüne düşüş hızları ve ara-açılarına kadar her şeyde bir matematik gizemi mevcuttur.
(Muhiddin İbni Arabi)
Bir de hayati önem taşıyan rakamlar vardır ki, onların durumunda minimum bir sapma çok önemlidir. Örneğin, dünyanın güneşe olan uzaklığı, dünya ekseninin dönüş hızı, dünyanın duruş açısı gibi açılar hep sabittir ve korunur vaziyettedir.
Bu arada insan DNA’sındaki kromozom sayıları da sabittir, bir eksik bir fazla olması sakat doğumlara sebep olur.
Kalp atışımız, tansiyonumuz, kolesterol ve kan, şeker değerlerimiz ve bunun gibi hayati önem taşıyan değerlerimizdeki sapmalar (düşme-yükselme) bizim yaşam fonksiyonlarımızı etkilemektedir.
Bunun dışında, boy, kilo artışlarının kontrolü ve düzenliliği bir bebek için çok önemlidir. Ve sürekli gözlenir.
Açıkçası matematik, rakamlar ve sayılar, hayatımızın içindedir ve bizimledir. Matematikten uzak bir yaşam sürmek neredeyse imkansızdır. Bir yere yetişmek için bile saate bakar ve dakikaları sayarız öyle değil mi? Her şey rakamlar, sayılar üzerine kurulmuştur çünkü anlayışımıza en uygun durum budur.
Bunun dışında rakamların ve sayıların olmadığı, vicdan, mutluluk, huzur, aşk ve sevgi gibi kavramlar vardır ki, bunların değerini ancak, gönül gözümüz ve yüreğimiz hesaplayabilir.
Bizim mantığımız dört işlem rakamlar ve formülleri kabul eder.
Evrim hayatın yasasıdır, sayı evrenin yasasıdır, birlik Tanrı’nın yasasıdır. (Pisagor)Ve kutsal kitap Kur’an-ı Kerim'de, “biz her şeyi tamamıyla sayıp tespit ettik” ayeti, her şeyin sayıldığını ve kayıt altına alındığını ifade eder. Ve yine özellikle belirtmeden geçemeyeceğim; yaratılan her şey sonsuz da olsa, her şeyin sayısını bilen muhsi, Yaradan'ın isimlerinden biridir. Her şey sayıyla sayılıp, dökülmüştür.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Yaşam Enerji: Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilin...
Yaşam Enerji: Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilin...: Kutsal Sembollerin İşleyişi: Ezoterik Semboller ve İnisiyatik Öğretim Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilinçaltı Sembol...
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilinçaltı Sembolleri
Kutsal Sembollerin İşleyişi: Ezoterik Semboller ve İnisiyatik Öğretim
Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilinçaltı Sembolleri
Kendi Tılsımınızı Nasıl Yaratacaksınız?
Her insan fark etse de fark etmese de hayatta tekamül eder. Ama ruhsal konularla ilgilenen bir insanın en büyük avantajı tekamülünü hızlandırabilme olanağıdır. Bu çalışma bilhassa bilinçaltımız ile evren arasındaki iletişimi sağlar; bu süreçte ruhsal enerjimiz artar, aura güçlenir amacımıza göre enerjiyi yönlendirmeyi öğreniriz. Bu yüzden mistik sembollerle, reikiyle, tai chi veya çigong gibi enerji yükseltme çalışmalarına ihtiyaç duyarız.
Daha önceki yazıda sembolizmin dilini üç ana başlıkta inceleyebileceğimizden bahsetmiştik. İlk olarak Antik Mu döneminden kalan inisiyatik öğrenim için aktarılan ezoterik semboller , ikinci olarak bilinçaltı-bilinç ile evren arasındaki (enerjisel) iletişimi sağlayan sonradan oluşturulan semboller ve evrenin tabiri caizse programlamasında kodlanmış olan evrensel enerjilere bağlı semboller. Burada ezoterik semboller dışındaki diğer semboller, enerjisel çalışmalarda kullanılan mistik sembollerdir.
“Evrensel” semboller ile “oluşturulmuş” semboller arasında temel farklar vardır. Öncelikle evrensel semboller evrenin varoluşunda kullanılmış kodlar gibidir. Her daim vardırlar ve evrene bağlıdırlar. Haliyle bunlar sırlar içeren enerji anahtarlardır. Oluşturulmuş semboller ise kişinin veya bir grubun oluşturup, düzenli meditasyonlarla güçlendirdikleri, bilinçaltı için dizayn edilmiş anahtarlardır. Bu sembole odaklanıldığında veya bu sembol kullanıldığında, bilinçaltındaki kodlanmış enerji açığa çıkar. Örneğin parayı sembolize eden bir sembol oluşturduğunuzu varsayalım. (Diğer bir tabirle tılsım) Bu sembol üzerine odaklanıp para ve sembol arasında bir bağlantı oluşturduğunuzda, bu sembolizmin dili bilinçaltınıza kodlanır. Zamanla sembolü sadece görmeniz (imajine ederek çizmeniz) veya onu bir çalışmada kullanmanız direk bilinçaltında “paranın geleceği” fikrini uyandırır ve bu enerjisel niyete odaklanmaya şartlanırsınız. Böylelikle oluşturulan sembolü kullandığınız anda etrafa ve evrene bereket enerjisi yaymaya başlarsınız. Bu sayede bilinçaltı, bu sembol aracılığıyla evrene maddi bereketi arttırma isteği mesajını gönderir.
Bunun yanı sıra bilinçaltınızdan kopan sembolün taşıdığı “enerji” sizin kendi iç dünyanızdaki enerjiyle uyumludur. Bu yüzden görsel imajinasyon dışında bunu bir kağıda çizip yanınızda taşımanızda, kendi enerji alanınızda rezonans yaratarak, istenen enerjiyi yaymanıza olanak sağlayacaktır.
Tabi ki sonradan oluşturulan sembolün bilinçaltı ve evren arasında gerekli bağlantıyı sağlaması uzun süren disiplin gerektirmektedir. Yine de eskiden beri kullanılagelen bazı sembol (tılsım) oluşturma yöntemleri vardır.
Sembolün İşleyişinde Bilinçaltının Önemi
Bazı Jung’cı felsefeler tüm spiritüel deneyimleri bilinçaltına yorar. Ama burada tam olarak buna katılmamız mümkün değildir. Bilinçaltı, ruhsal gelişim açısından önemli bir araç olmasına rağmen spiritüel büyümede zamanla bilinçaltı devre dışı kalır. Başlarda bilinçaltına ulaşmak için yapılan çalışmalara, evrenle iletişimi daha kolay sağlamak ve bilinçaltını arındırarak bilinci daha özgür kılmak için yoğunluk verilir.
Ama bilinçaltı sadece beyin ile ruh arasındaki bir iletişim noktasıdır. Evrensel düzey bilinçaltımızdan bağımsızdır. Daha yüksek titreşimli bedensiz formlarla iletişime geçtiğinizde (bilgeler, melekler, erenler veya eskiler bu formlara tanrılar tanrıçalar demişlerdir), bu formların sizin bilinçaltınızdaki terimleri kullandığını fark edersiniz. Karşınızda, ruhsal olarak farklı bir enerji boyutunda var olduğuna emin olduğunuz kozmik bir varlık olduğunu bilirsiniz, ama o sizinle iletişime geçmek için tabiri caizse sizin işletim sisteminizi kullanır. Yani bilinçaltınızı… Eğer bilinçaltınızda var olmayan bir gerçekliği kelimelerle anlatmaya çalışırsa bu sizin tarafınızdan zaten “duyulamayacaktır”. Bu noktada özdeki realite bilgisini size aktarmak için bu yüksek titreşimli bilge varlıklar, bilgiyi ruha fısıldar. Bu fısıldama kendini görsel imajlar şeklinde gösterir ve kısa bir süre sonra bilinçaltının evreni genişleyerek, bu bilgiyi de hazmedecek hale gelir. Aynı midenin büyümesi gibi, bilinçaltındaki bilgi haznesi de bu şekilde tabiri caizse görsel eğitimlerle esner. Bilge varlıkların yardımı olmaksızın bu esneme, işte bahsettiğimiz “oluşturulmuş” sembollerle gerçekleştirilir. En nihayetinde sizin bilinçaltı kelimelerinizle tekrar olayı özetleyerek bu bilgeliği idrak etmenizi sağlar. Buna da spiritüalizmde farkındalığın gelişmesi deriz. Yani bir şeyi “fark edebilme” yetisi…
Burada bilinçaltı sadece bir araçtır. Beyin ve ruh arasında bir iletişim olması bedensel olarak şarttır. Bu noktada bilinçaltı devreye girerek ruhun tesirlerinin bilinçli düşünceye aktarılmasını sağlar. Aynı şekilde bilinçte bilinçaltını etkiler (Böylelikle bilincin tesirlerini ruhunuzun tesirlerine aktarabilirsiniz) Ruh ve bilinç arasındaki iletişim güçlendikçe bilinçaltı faktörü ortadan kalkmaya başlar. Bilinçaltı faktörü tamamen ortadan kalktığında artık bilinciniz tamamen ruhun tesiri altına girer, ki buna “aydınlanma” denir. Aynı şey bilinçaltından evrene sinyal gönderme içinde geçerlidir. Burada da bilinçaltına yüklenen semboller kullanılarak evrenle iletişim sağlanır ve bu da enerjileri tezahür ettirme olanağı sağlar.
Bilinçaltına bu sembolizmi bilinç ile yükleriz ve böylece bilinç-bilinçaltı-sembol arasında ciddi bir enerji ağı oluşur.
Pavlov’un Köpeği
Bu bahsettiğimiz sembollerin kullanımına dair işleyişi anlamak için meşhur deneylerden biri olan Pavlov’un Köpeği deneyini inceleyebiliriz. Bu çalışma bize bilinçaltının etkisini fiziksel düzeyde çok güzel açıklar. Deneyi incelerken aynı prensiplerin enerjisel bazda da var olduğunu unutmamamız önemlidir. Bu sayede aslında bilinçaltı sembollerin işleyişini daha iyi kavrayabiliriz.
İvan Pavlov, 1849 yılında doğmuş ve 1936 yılında vefat etmiş önemli bir bilim adamıdır. Fizyolog, psikolog ve hekim olması, deneylerini çoklu bir bakış açısıyla yorumlamasını sağlamıştır. Meşhur deneyini köpekler üzerinde yapmıştır. Pavlov’un yaptığı bu deneylere “klasik koşullanma” adı verilir. Köpeklerin, öncelikle zil çalarak tepkilerini ölçer. İlk olarak köpeklerin bu zil sesine tepki vermediklerini not eder. Ardından köpeklere et verir ve bu eti verdiği sırada zil çalar. Bunu çeşitli şekillerde tekrarlar. Her et verdiğinde zili çalarak, köpeğin bilinçaltında bir “koşullanma” meydana getirir. Yeterli deney süresi sonunda, köpeğe et vermeksizin zili çaldığında köpekteki hormonların kendiliğinden çalıştığını ve sanki et gelecekmiş gibi salyalarının aktığını görür. Yani köpek üzerinde şartlı bir refleks oluşturmuştur. Burada refleks, yemek yeme isteği ve buna bağlı olarak salya salınımı, şartlandırılan olgu ise zil sesidir. Zil sesi duyulduğu anda bilinçaltı koşullanmadan dolayı yemek geleceği yanılgısına düşer ve buna bağlı olarak bedensel hormonlar aktif hale gelerek köpeğin salyasının akmasına neden olur.
Sonradan oluşturulan sembollerde de benzer bir mantık vardır. Ama bizim burada şartlandırarak harekete geçirdiğimiz refleksler, hormonsal ve fiziksel düzeyde değil, zihinsel ve ruhsal düzeydedir. Bu şartlandırmayı da ses veya hareketle değil görsel imajla yapmaktayız.
Kendi tılsımınızı nasıl yaratacaksınız?
Arapçada tılsım, literatürde talisman veya sigil (mühür) denen sembollerin oluşturulmasına dair birçok yöntem vardır. Genel anlamda bunlar önceden var olan sırlı tılsımlar (sembolik dilleri evrensel olan, çözülemeyen ama işe yararlılığı olan semboller) ve sonradan oluşturulan tılsımlardır.
Bizim incelediğimiz sonradan oluşturulan sembolik tılsımların yapımı da bilinçaltı ve sembolizm ile iç içedir. Burada üç tür tılsım (sembol) yapımından bahsedeceğim. Bunlar sizin oluşturduğunuz ve enerji yükleyerek bilinçaltınızla evren arasında iletişim kurmanızı sağlayacak dillerdir. Evrenin dili sembolizmden çok iyi anlar çünkü bizler sembolik dili evrene aktarma konusunda daha başarılıyızdır. Bu süreç üç aşamadan oluşur. Doğru ismi ve kelimeyi bulma, tılsımı oluşturma ve tılsımı kutsama…
İlk yöntem en eski tılsım yapma yöntemlerinden biridir. Kelime yazılır, tekrarlayan harfler veya isteğe göre bazı harfler çıkarılır. Ardından birleştirilerek ve düzenlenerek isteğe göre bir tılsım yapılır. İkinci yöntem ise gül-haç kardeşliğinin ve bazı batı tarzı majiyle uğraşan kardeşliklerin kullandığı kabalistik yöntemdir. İkinci yöntemde bir diyagram kullanılır. Bu diyagram üzerinden kelime yazılarak işaretlenir böylece tılsım çıkarılmış olur. Bunlara daha çok sigil (mühür) denir. Çünkü birinci yöntem ile ikinci yöntem arasında temel bir fark vardır.
Birinci yöntemde herhangi bir dileğinizi, isteğinizi bir cümlede özetleyerek ortaya bir sembol çıkartırsınız. İkincisinde ise bir ismi sembol olarak çıkartıp onu, o ismin mührü olarak varsayarsınız.
İkinci kabalistik yöntem vakti zamanında daha çok Allah’ın İbranice adlarının ve çeşitli meleklerin mühürlerini oluşturmak için kullanılmıştır. Aynı diyagrama benzer çalışmalar Havassta (İslam mistizmi ve dua-enerji ilimi) da geçmektedir. Haliyle sadece kabalist çalışma yapanlar tarafından değil birçok enerji çalışması yapan insan tarafından da kullanılagelen bir yöntem olmuştur. Sigil yaratırken aynı zamanda kendi isminiz içinde bir sigil oluşturabilirsiniz. Veya burada seçtiğiniz özel bir kelimenin mesela “bilgelik” kelimesinin, bir sigilini yapabilirsiniz.
Üçüncü yöntem ise batıda “sihirli kare” olarak isimlendirilir. Havassta ise vefk ilmi denir. Bu özellikle kabalada ve havassta bolca geçmektedir. Yöntemde kelimenin sayısal karşılığı bulunur. Karşılık havassta ebced değerleri ile hesaplanır. Ebced ilmine göre her Arapça harfin bir rakamsal karşılığı vardır. İsimlerin harflerinin rakamsal karşılıklarının toplanması, isminizin ebced değerini verir. Daha sonra bu sayıdan üretilen karede, sağdan sola, yukarıdan aşağıya ve çapraz olarak sayıların toplamı, sizin hesapladığınız ebced değerini verir.
Devamı >
http://www.yasamoyunu.net/alternatif_tip_ve_son_trendler/55097-kutsal_sembollerin_isleyisi_ii_olusturulmus_bilincalti_sembolleri.html#post67855
Kutsal Sembollerin İşleyişi II: Oluşturulmuş Bilinçaltı Sembolleri
Kendi Tılsımınızı Nasıl Yaratacaksınız?
Her insan fark etse de fark etmese de hayatta tekamül eder. Ama ruhsal konularla ilgilenen bir insanın en büyük avantajı tekamülünü hızlandırabilme olanağıdır. Bu çalışma bilhassa bilinçaltımız ile evren arasındaki iletişimi sağlar; bu süreçte ruhsal enerjimiz artar, aura güçlenir amacımıza göre enerjiyi yönlendirmeyi öğreniriz. Bu yüzden mistik sembollerle, reikiyle, tai chi veya çigong gibi enerji yükseltme çalışmalarına ihtiyaç duyarız.
Daha önceki yazıda sembolizmin dilini üç ana başlıkta inceleyebileceğimizden bahsetmiştik. İlk olarak Antik Mu döneminden kalan inisiyatik öğrenim için aktarılan ezoterik semboller , ikinci olarak bilinçaltı-bilinç ile evren arasındaki (enerjisel) iletişimi sağlayan sonradan oluşturulan semboller ve evrenin tabiri caizse programlamasında kodlanmış olan evrensel enerjilere bağlı semboller. Burada ezoterik semboller dışındaki diğer semboller, enerjisel çalışmalarda kullanılan mistik sembollerdir.
“Evrensel” semboller ile “oluşturulmuş” semboller arasında temel farklar vardır. Öncelikle evrensel semboller evrenin varoluşunda kullanılmış kodlar gibidir. Her daim vardırlar ve evrene bağlıdırlar. Haliyle bunlar sırlar içeren enerji anahtarlardır. Oluşturulmuş semboller ise kişinin veya bir grubun oluşturup, düzenli meditasyonlarla güçlendirdikleri, bilinçaltı için dizayn edilmiş anahtarlardır. Bu sembole odaklanıldığında veya bu sembol kullanıldığında, bilinçaltındaki kodlanmış enerji açığa çıkar. Örneğin parayı sembolize eden bir sembol oluşturduğunuzu varsayalım. (Diğer bir tabirle tılsım) Bu sembol üzerine odaklanıp para ve sembol arasında bir bağlantı oluşturduğunuzda, bu sembolizmin dili bilinçaltınıza kodlanır. Zamanla sembolü sadece görmeniz (imajine ederek çizmeniz) veya onu bir çalışmada kullanmanız direk bilinçaltında “paranın geleceği” fikrini uyandırır ve bu enerjisel niyete odaklanmaya şartlanırsınız. Böylelikle oluşturulan sembolü kullandığınız anda etrafa ve evrene bereket enerjisi yaymaya başlarsınız. Bu sayede bilinçaltı, bu sembol aracılığıyla evrene maddi bereketi arttırma isteği mesajını gönderir.
Bunun yanı sıra bilinçaltınızdan kopan sembolün taşıdığı “enerji” sizin kendi iç dünyanızdaki enerjiyle uyumludur. Bu yüzden görsel imajinasyon dışında bunu bir kağıda çizip yanınızda taşımanızda, kendi enerji alanınızda rezonans yaratarak, istenen enerjiyi yaymanıza olanak sağlayacaktır.
Tabi ki sonradan oluşturulan sembolün bilinçaltı ve evren arasında gerekli bağlantıyı sağlaması uzun süren disiplin gerektirmektedir. Yine de eskiden beri kullanılagelen bazı sembol (tılsım) oluşturma yöntemleri vardır.
Sembolün İşleyişinde Bilinçaltının Önemi
Bazı Jung’cı felsefeler tüm spiritüel deneyimleri bilinçaltına yorar. Ama burada tam olarak buna katılmamız mümkün değildir. Bilinçaltı, ruhsal gelişim açısından önemli bir araç olmasına rağmen spiritüel büyümede zamanla bilinçaltı devre dışı kalır. Başlarda bilinçaltına ulaşmak için yapılan çalışmalara, evrenle iletişimi daha kolay sağlamak ve bilinçaltını arındırarak bilinci daha özgür kılmak için yoğunluk verilir.
This image has been resized.Click to view original image |
Ama bilinçaltı sadece beyin ile ruh arasındaki bir iletişim noktasıdır. Evrensel düzey bilinçaltımızdan bağımsızdır. Daha yüksek titreşimli bedensiz formlarla iletişime geçtiğinizde (bilgeler, melekler, erenler veya eskiler bu formlara tanrılar tanrıçalar demişlerdir), bu formların sizin bilinçaltınızdaki terimleri kullandığını fark edersiniz. Karşınızda, ruhsal olarak farklı bir enerji boyutunda var olduğuna emin olduğunuz kozmik bir varlık olduğunu bilirsiniz, ama o sizinle iletişime geçmek için tabiri caizse sizin işletim sisteminizi kullanır. Yani bilinçaltınızı… Eğer bilinçaltınızda var olmayan bir gerçekliği kelimelerle anlatmaya çalışırsa bu sizin tarafınızdan zaten “duyulamayacaktır”. Bu noktada özdeki realite bilgisini size aktarmak için bu yüksek titreşimli bilge varlıklar, bilgiyi ruha fısıldar. Bu fısıldama kendini görsel imajlar şeklinde gösterir ve kısa bir süre sonra bilinçaltının evreni genişleyerek, bu bilgiyi de hazmedecek hale gelir. Aynı midenin büyümesi gibi, bilinçaltındaki bilgi haznesi de bu şekilde tabiri caizse görsel eğitimlerle esner. Bilge varlıkların yardımı olmaksızın bu esneme, işte bahsettiğimiz “oluşturulmuş” sembollerle gerçekleştirilir. En nihayetinde sizin bilinçaltı kelimelerinizle tekrar olayı özetleyerek bu bilgeliği idrak etmenizi sağlar. Buna da spiritüalizmde farkındalığın gelişmesi deriz. Yani bir şeyi “fark edebilme” yetisi…
Burada bilinçaltı sadece bir araçtır. Beyin ve ruh arasında bir iletişim olması bedensel olarak şarttır. Bu noktada bilinçaltı devreye girerek ruhun tesirlerinin bilinçli düşünceye aktarılmasını sağlar. Aynı şekilde bilinçte bilinçaltını etkiler (Böylelikle bilincin tesirlerini ruhunuzun tesirlerine aktarabilirsiniz) Ruh ve bilinç arasındaki iletişim güçlendikçe bilinçaltı faktörü ortadan kalkmaya başlar. Bilinçaltı faktörü tamamen ortadan kalktığında artık bilinciniz tamamen ruhun tesiri altına girer, ki buna “aydınlanma” denir. Aynı şey bilinçaltından evrene sinyal gönderme içinde geçerlidir. Burada da bilinçaltına yüklenen semboller kullanılarak evrenle iletişim sağlanır ve bu da enerjileri tezahür ettirme olanağı sağlar.
Bilinçaltına bu sembolizmi bilinç ile yükleriz ve böylece bilinç-bilinçaltı-sembol arasında ciddi bir enerji ağı oluşur.
Pavlov’un Köpeği
Bu bahsettiğimiz sembollerin kullanımına dair işleyişi anlamak için meşhur deneylerden biri olan Pavlov’un Köpeği deneyini inceleyebiliriz. Bu çalışma bize bilinçaltının etkisini fiziksel düzeyde çok güzel açıklar. Deneyi incelerken aynı prensiplerin enerjisel bazda da var olduğunu unutmamamız önemlidir. Bu sayede aslında bilinçaltı sembollerin işleyişini daha iyi kavrayabiliriz.
İvan Pavlov, 1849 yılında doğmuş ve 1936 yılında vefat etmiş önemli bir bilim adamıdır. Fizyolog, psikolog ve hekim olması, deneylerini çoklu bir bakış açısıyla yorumlamasını sağlamıştır. Meşhur deneyini köpekler üzerinde yapmıştır. Pavlov’un yaptığı bu deneylere “klasik koşullanma” adı verilir. Köpeklerin, öncelikle zil çalarak tepkilerini ölçer. İlk olarak köpeklerin bu zil sesine tepki vermediklerini not eder. Ardından köpeklere et verir ve bu eti verdiği sırada zil çalar. Bunu çeşitli şekillerde tekrarlar. Her et verdiğinde zili çalarak, köpeğin bilinçaltında bir “koşullanma” meydana getirir. Yeterli deney süresi sonunda, köpeğe et vermeksizin zili çaldığında köpekteki hormonların kendiliğinden çalıştığını ve sanki et gelecekmiş gibi salyalarının aktığını görür. Yani köpek üzerinde şartlı bir refleks oluşturmuştur. Burada refleks, yemek yeme isteği ve buna bağlı olarak salya salınımı, şartlandırılan olgu ise zil sesidir. Zil sesi duyulduğu anda bilinçaltı koşullanmadan dolayı yemek geleceği yanılgısına düşer ve buna bağlı olarak bedensel hormonlar aktif hale gelerek köpeğin salyasının akmasına neden olur.
Sonradan oluşturulan sembollerde de benzer bir mantık vardır. Ama bizim burada şartlandırarak harekete geçirdiğimiz refleksler, hormonsal ve fiziksel düzeyde değil, zihinsel ve ruhsal düzeydedir. Bu şartlandırmayı da ses veya hareketle değil görsel imajla yapmaktayız.
Kendi tılsımınızı nasıl yaratacaksınız?
Arapçada tılsım, literatürde talisman veya sigil (mühür) denen sembollerin oluşturulmasına dair birçok yöntem vardır. Genel anlamda bunlar önceden var olan sırlı tılsımlar (sembolik dilleri evrensel olan, çözülemeyen ama işe yararlılığı olan semboller) ve sonradan oluşturulan tılsımlardır.
Bizim incelediğimiz sonradan oluşturulan sembolik tılsımların yapımı da bilinçaltı ve sembolizm ile iç içedir. Burada üç tür tılsım (sembol) yapımından bahsedeceğim. Bunlar sizin oluşturduğunuz ve enerji yükleyerek bilinçaltınızla evren arasında iletişim kurmanızı sağlayacak dillerdir. Evrenin dili sembolizmden çok iyi anlar çünkü bizler sembolik dili evrene aktarma konusunda daha başarılıyızdır. Bu süreç üç aşamadan oluşur. Doğru ismi ve kelimeyi bulma, tılsımı oluşturma ve tılsımı kutsama…
İlk yöntem en eski tılsım yapma yöntemlerinden biridir. Kelime yazılır, tekrarlayan harfler veya isteğe göre bazı harfler çıkarılır. Ardından birleştirilerek ve düzenlenerek isteğe göre bir tılsım yapılır. İkinci yöntem ise gül-haç kardeşliğinin ve bazı batı tarzı majiyle uğraşan kardeşliklerin kullandığı kabalistik yöntemdir. İkinci yöntemde bir diyagram kullanılır. Bu diyagram üzerinden kelime yazılarak işaretlenir böylece tılsım çıkarılmış olur. Bunlara daha çok sigil (mühür) denir. Çünkü birinci yöntem ile ikinci yöntem arasında temel bir fark vardır.
Birinci yöntemde herhangi bir dileğinizi, isteğinizi bir cümlede özetleyerek ortaya bir sembol çıkartırsınız. İkincisinde ise bir ismi sembol olarak çıkartıp onu, o ismin mührü olarak varsayarsınız.
İkinci kabalistik yöntem vakti zamanında daha çok Allah’ın İbranice adlarının ve çeşitli meleklerin mühürlerini oluşturmak için kullanılmıştır. Aynı diyagrama benzer çalışmalar Havassta (İslam mistizmi ve dua-enerji ilimi) da geçmektedir. Haliyle sadece kabalist çalışma yapanlar tarafından değil birçok enerji çalışması yapan insan tarafından da kullanılagelen bir yöntem olmuştur. Sigil yaratırken aynı zamanda kendi isminiz içinde bir sigil oluşturabilirsiniz. Veya burada seçtiğiniz özel bir kelimenin mesela “bilgelik” kelimesinin, bir sigilini yapabilirsiniz.
Üçüncü yöntem ise batıda “sihirli kare” olarak isimlendirilir. Havassta ise vefk ilmi denir. Bu özellikle kabalada ve havassta bolca geçmektedir. Yöntemde kelimenin sayısal karşılığı bulunur. Karşılık havassta ebced değerleri ile hesaplanır. Ebced ilmine göre her Arapça harfin bir rakamsal karşılığı vardır. İsimlerin harflerinin rakamsal karşılıklarının toplanması, isminizin ebced değerini verir. Daha sonra bu sayıdan üretilen karede, sağdan sola, yukarıdan aşağıya ve çapraz olarak sayıların toplamı, sizin hesapladığınız ebced değerini verir.
Devamı >
http://www.yasamoyunu.net/alternatif_tip_ve_son_trendler/55097-kutsal_sembollerin_isleyisi_ii_olusturulmus_bilincalti_sembolleri.html#post67855
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bilinçaltı,
İşleyişi,
kutsal,
oluşturulmuş,
sembolleri,
sembollerin
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: D...
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: D...: Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: DNA : DNA 1953 yılında Cambridge Üniversitesinden James Watson ve İngiliz Fizikçi Francis...
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Erkeklerde 'sünnet' birçok hastalığı önlüyor
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Erkeklerde 'sünnet' birçok hastalığı önlüyor: Erkeklerde 'sünnet' birçok hastalığı kovuyor Erkek cinsel organına yapılan bir müdahale ile gerçekleştirilen ''sünnet'' ile birçok hasta...
Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim
Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim
Kasırganın bilinmeyenleri
Ülkemizde görülmese de pekçok ülkenin kabusu kasırga... Birçok yerleşim yerini yerle bir edecek kuvvetteki kasırgaya kafa tutanlar da olmuş, onu tanımlamak isteyenlerde... İşte kasırgaya dair bilimsel veriler...
İngilizcede kasırga anlamına gelen “hurricane” sözcüğü, Maya söylencesinde Büyük Tufan’ı yarattığına inanılan fırtına tanrısı Hurakan’dan geliyor.
İngilizcede kasırga anlamına gelen “hurricane” sözcüğü, Maya söylencesinde Büyük Tufan’ı yarattığına inanılan fırtına tanrısı Hurakan’dan geliyor.
Turbo Jet Motorları - Jet Motoru - Jet Motorunun İcadı, Jet Motoru Nasıl Çalışır?
Turbo Jet Motorları
Newton’un 3. hareket yasası olarak adlandırılan tezinin hayata geçirilmesi için yüzyıllarca bilimadamları tarafından uğraşıldı. Yasanın temeli her etkinin aynı büyüklükte ve ters yönde bir tepki doğuracağıydı. Bu temele dayanarak herhangi bir aracın arkasından püskürtülen gaz veya bir sıvının aracı ters yöne hareket ettirmesi gerekiyordu. İlk buharlı jet motoru 1781 yılında bulundu ve bir gemide kullanıldı. Tabi ki bu asıl devrim değildi, sadece bir önhazırlık niteliğindeydi. Frank Whittle gerçektende çok büyük bir başarıya imza atarak bir icat geliştirdi ancak uzun yıllar kabul görmedi.
Newton’un 3. hareket yasası olarak adlandırılan tezinin hayata geçirilmesi için yüzyıllarca bilimadamları tarafından uğraşıldı. Yasanın temeli her etkinin aynı büyüklükte ve ters yönde bir tepki doğuracağıydı. Bu temele dayanarak herhangi bir aracın arkasından püskürtülen gaz veya bir sıvının aracı ters yöne hareket ettirmesi gerekiyordu. İlk buharlı jet motoru 1781 yılında bulundu ve bir gemide kullanıldı. Tabi ki bu asıl devrim değildi, sadece bir önhazırlık niteliğindeydi. Frank Whittle gerçektende çok büyük bir başarıya imza atarak bir icat geliştirdi ancak uzun yıllar kabul görmedi.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Çalışır,
İcadı,
jet,
jet motoru,
motorları,
motoru,
motorunun,
nasıl,
nasıl çalışır,
turbo
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Hepatit hastalarına bitkisel ilaç uyarısı
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Hepatit hastalarına bitkisel ilaç uyarısı: Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Özkan, aflatoksin, ağır metal, hatta arsenik gibi zararlı maddeler iç...
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Kadınlar nelerden etkilenir?
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Kadınlar nelerden etkilenir?: Kadınları etkilemek aslında sanıldığı kadar kolay değildir. Görünüşte değil özde etkilemek için erkeklerin ne yapmasını ister? Çok şey de...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Anlamasanda Olur !..: Düşümüz Aynı - Seda Pekgöz
Anlamasanda Olur !..: Düşümüz Aynı - Seda Pekgöz: Düşümüz Aynı Her insanın bilinçli ve sorumluluk sahibi olduğu, herkesin umut taşıdığı bir dünya hayal ediyorum… Heyecanlanmamak elde değ...
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
28 Eylül 2011 Çarşamba
Black Lotus - Tibetian Dynamic Meditation
Black Lotus - Tibetian Dynamic Meditation
Quote: Black Lotus - Tibetian Dynamic Meditation
English | 75 minutes | 720x480 | MPEG2 | 29.97fps 7859kbps | AC3 192kbps | 4.33GB
Genre: eLearning
Download Links:
Tibetan Dynamic Meditation Black Lotus comes to us from ancient times, and was practiced in secret for many centuries in Tibetan Buddhist monasteries. This miraculous practice is a blend of body movements, breathing, and deep mind meditation, which helps to build energy and mental balance as well as overall good health. This practice is also the basis for our Black Lotus Palm Healing, an instructional guide, coming soon.
Download Provider - ~Spam~
This superbly designed, beautifully filmed DVD is an in-depth, easy to follow, step-by-step guide to "Black Lotus" Tibetan Dynamic Meditation, also known as "Chakra Movements." These movements look similar to Tai Chi, but they are based on energy structure of chakras rather than on the structure of Chinese meridians.
The first thing you will learn on the DVD is how to use the instructional guide. After that, Dmitriy explains the basics of Chakra Energy. Then, you will learn a series of exercises for developing sensitivity and the basic elements of Chakra Movements. After you've accomplished this, you will learn the Chakra Movements themselves. This is followed with a lesson on breathing technique, which should be incorporated into your "Black Lotus" practice.
When you become proficient in "Black Lotus" movements and breathing, you will be able to connect all these elements into one powerful, integrated "Black Lotus" Complex, which will take about 20 minutes of your time for a full session.
The DVD is divided by chapters so you have fast access to each and every step of the session. To the best of our knowledge this is the first instructional guide on Tibetan Chakra Movements in the United States.
DVD FEATURES:
Easy to use DVD menu interface.
Fast and easy to follow, step by step learning system for both beginners and pros.
Great looking graphics and animation for better understanding.
HEALTH BENEFITS:
Awakens your inner self-healing powers.
Promotes personal energy for self-healing and well-being.
Balances your chakra energy.
Better strength, stamina and posture with a regular practice.
Develops your self-awareness and sensitivity.
Improves concentration.
Balances your emotional sphere.
A great tool for stress reduction and management.
More info:
_http://russianhealing.com/Black-Lotus-Tibetian-Dynamic-Meditation.html
Code:
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Code:
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part1.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part2.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part3.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part4.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part5.rar for free on Filesonic.com
Code:
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part5.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part4.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part3.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part2.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part1.rar on Wupload.com
Quote: Black Lotus - Tibetian Dynamic Meditation
English | 75 minutes | 720x480 | MPEG2 | 29.97fps 7859kbps | AC3 192kbps | 4.33GB
Genre: eLearning
Download Links:
Tibetan Dynamic Meditation Black Lotus comes to us from ancient times, and was practiced in secret for many centuries in Tibetan Buddhist monasteries. This miraculous practice is a blend of body movements, breathing, and deep mind meditation, which helps to build energy and mental balance as well as overall good health. This practice is also the basis for our Black Lotus Palm Healing, an instructional guide, coming soon.
Download Provider - ~Spam~
This superbly designed, beautifully filmed DVD is an in-depth, easy to follow, step-by-step guide to "Black Lotus" Tibetan Dynamic Meditation, also known as "Chakra Movements." These movements look similar to Tai Chi, but they are based on energy structure of chakras rather than on the structure of Chinese meridians.
The first thing you will learn on the DVD is how to use the instructional guide. After that, Dmitriy explains the basics of Chakra Energy. Then, you will learn a series of exercises for developing sensitivity and the basic elements of Chakra Movements. After you've accomplished this, you will learn the Chakra Movements themselves. This is followed with a lesson on breathing technique, which should be incorporated into your "Black Lotus" practice.
When you become proficient in "Black Lotus" movements and breathing, you will be able to connect all these elements into one powerful, integrated "Black Lotus" Complex, which will take about 20 minutes of your time for a full session.
The DVD is divided by chapters so you have fast access to each and every step of the session. To the best of our knowledge this is the first instructional guide on Tibetan Chakra Movements in the United States.
DVD FEATURES:
Easy to use DVD menu interface.
Fast and easy to follow, step by step learning system for both beginners and pros.
Great looking graphics and animation for better understanding.
HEALTH BENEFITS:
Awakens your inner self-healing powers.
Promotes personal energy for self-healing and well-being.
Balances your chakra energy.
Better strength, stamina and posture with a regular practice.
Develops your self-awareness and sensitivity.
Improves concentration.
Balances your emotional sphere.
A great tool for stress reduction and management.
More info:
_http://russianhealing.com/Black-Lotus-Tibetian-Dynamic-Meditation.html
Code:
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Free File Hosting, Online Storage & File Upload with FileServe
Code:
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part1.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part2.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part3.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part4.rar for free on Filesonic.com
Download Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part5.rar for free on Filesonic.com
Code:
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part5.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part4.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part3.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part2.rar on Wupload.com
Get Black_Lotus_-_Tibetian_Dynamic_Meditation.part1.rar on Wupload.com
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
black,
dynamic,
lotus,
Meditation,
tibetian
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Aşk maskelerin döküldüğü, düştüğü yer
Kadın ve Erkek Yaşamı - Yaşam Oyunları: Aşk maskelerin döküldüğü, düştüğü yer: Aşk bir suç mudur? Zeki Demirkubuz, Ahmet Ümit ve Selim İleri 'Aşk bir suç mudur?' sorusunu tartıştılar: ''Aşk, aklımızın tutkumuz tarafınd...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
24 Eylül 2011 Cumartesi
Free Wallpapers, Thema , Screensaver Pictures, Fantastik Resimler: Emre Özcan resimleri, Emre Özcan resmi, Emre Özc...
Free Wallpapers, Thema , Screensaver Pictures, Fantastik Resimler: Emre Özcan resimleri, Emre Özcan resmi, Emre Özc...: Aktör Oyuncu Emre Özcan, Emre Armağan Özcan resimleri '' Oyunculuk sadece mesleğim olabilir yaşam tarzım asla!..''
Televizyon Programları *** Televizyon Magazin *** Dizi Magazin
Televizyon Programları *** Televizyon Magazin *** Dizi Magazin
18 Eylül 2011 Pazar
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Halil Cibran - Halil Cibran'dan Arkadaşlık üzerine...
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Halil Cibran - Halil Cibran'dan Arkadaşlık üzerine...: Halil Cibran'dan Arkadaşlık üzerine çok güzel bir yazı. Arkadaşınız, cevap bulan ihtiyaçlarınızdır. O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biç...
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
11 Eylül 2011 Pazar
Evrimin kayıp halkası
Evrimin kayıp halkası 11 yaşında bir çocuk mu?
Yaklaşık iki milyon yıl önce Güney Afrika'da yaşamış olan "maymun adamların", insanlığın ilk türü olduğu düşünülen Homo erectus'tan bugünkü Homo sapien'lere evrilme sürecinin kayıp halkası olabileceği öne sürüldü.
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir
Evrim Teorisi- O dönemden kalan iki iskelet üzerinde yapılan yoğun çalışmalarda, söz konusu insanların bugünkü insanla anatomik açıdan benzerlik taşıdığı keşfedildi.
İskeletlerden birisi genç bir kadına, diğeri de 11 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir erkek çocuğuna ait.
Güney Afrika'nın Malapa bölgesinde yapılan kazılarda iskeletleri bulan Witwatersand Üniversitesi öğretim üyelerinden Lee Berger, yapılan analizler sonucunda, kemiklerin sahibi olan türün, insana varılan evrimdeki türlerin doğrudan atası olabileceğini öne sürdü.
Berger, "Fosiller karşımıza şaşırtıcı şekilde gelişmiş ama küçük bir beyin, insanınkine benzer uzun bir başparmağa sahip evrimleşmiş bir el, modern çağlarda yaşayan insanlara ait bir leğen kemiği ve hem maymuna hem de insana dair özellikler taşıyan ancak daha önce görülmemiş bir ayak ve ayak bileği çıkardı" diye konuştu.
Hürriyet'in haberine göre; Berger, en az 1.9 milyon yıl önce yeryüzünde dolaştığı düşünülen bu "maymun adamların" araç-gereç yapımına bu tarihten de önce başladığını belirtti.
Yaklaşık iki milyon yıl önce Güney Afrika'da yaşamış olan "maymun adamların", insanlığın ilk türü olduğu düşünülen Homo erectus'tan bugünkü Homo sapien'lere evrilme sürecinin kayıp halkası olabileceği öne sürüldü.
Evrime inanılmaz, Evrim bilinir
Evrim Teorisi- O dönemden kalan iki iskelet üzerinde yapılan yoğun çalışmalarda, söz konusu insanların bugünkü insanla anatomik açıdan benzerlik taşıdığı keşfedildi.
İskeletlerden birisi genç bir kadına, diğeri de 11 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir erkek çocuğuna ait.
Güney Afrika'nın Malapa bölgesinde yapılan kazılarda iskeletleri bulan Witwatersand Üniversitesi öğretim üyelerinden Lee Berger, yapılan analizler sonucunda, kemiklerin sahibi olan türün, insana varılan evrimdeki türlerin doğrudan atası olabileceğini öne sürdü.
Berger, "Fosiller karşımıza şaşırtıcı şekilde gelişmiş ama küçük bir beyin, insanınkine benzer uzun bir başparmağa sahip evrimleşmiş bir el, modern çağlarda yaşayan insanlara ait bir leğen kemiği ve hem maymuna hem de insana dair özellikler taşıyan ancak daha önce görülmemiş bir ayak ve ayak bileği çıkardı" diye konuştu.
Hürriyet'in haberine göre; Berger, en az 1.9 milyon yıl önce yeryüzünde dolaştığı düşünülen bu "maymun adamların" araç-gereç yapımına bu tarihten de önce başladığını belirtti.
Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon
9 Eylül 2011 Cuma
'zahter'' bitkisi vücuttaki yanık ve yaralar
Yanık ve yaralarda 'zahter' mucizesi
Hatay yöresinde özellikle Amanos Dağları'nda yetişen ve kekiğe benzerliği ile bilinen ''zahter'' bitkisinin vücuttaki yaralar üzerindeki iyileştirici özelliği kullanılarak, yara örtüsü üretildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) ile Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Araştırma Geliştirme Enstitüsü tarafından yürütülen ortak çalışmayla, vücutta oluşan yara ve yanıklara karşı zahter bitkisinden, bazı maddelerin birleşimiyle yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme elde edildiği bildirildi.
MKÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpaslan Kaya, yaptığı açıklamada, bölgede yoğun olarak bulunan ve antioksidan özelliğe sahip zahteri kullanarak ''Cilt Enfeksiyonlarına Karşı Uçucu Yağ ve Seolit ile Desteklenmiş Kollajen Biometaryallerin Elde Edilmesi Projesi''ni hazırladıklarını söyledi.
Romanya ile iş birliği içerisinde hazırladıkları projenin TÜBİTAK tarafından da onaylandığını ifade eden Kaya, proje kapsamında zahterin de yer aldığı karışımla yara örtüsü ürününü geliştirdiklerini kaydetti.
Geliştirilen yara örtücü biyomalzemeyle cilt üzerinde oluşan yara ve yanıkların enfeksiyon kapmadan daha kısa sürede iyileşmesine imkan sağladığını vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
''Proje kapsamında, Hatay'da genellikle dağlarda bulunan ve toplanması zahmetli olan ve kekiğe benzerliğiyle bilenen zahterin öncelikle yağını elde ettik. Zahteri tercih etme nedenimiz içindeki uçucu yağın fazlalığı, antioksidan, antibakteriyal, antiviral ve analjezik etkiye sahip olması. Bu yağla büyükbaş hayvanların derisinin derma tabakasından elde edilen proteini ve zeoliti de ekleyerek laboratuvar ortamında birleştirip yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme geliştirdik. Romanya'da laboratuvar ortamında elde edilen yara örtüsü adını verdiğimiz ürünün, yanıktan, yatak yarası ile şeker hastalığına bağlı yaralara kadar birçok rahatsızlığın tedavisinde etkili olduğunu gözlemledik. Yara örtücü malzemenin dünya çapında büyük bir problem olan, açık yaralarda kolayca çoğalarak enfeksiyonlara yol açan ve her geçen gün bağışıklık kazanmış staphylococcus aureus ve pseudomonas aeruginosa bakterilerine karşı son derece etkili olduğunu tespit ettik.''
Genellikle yara örtücü malzemelerin üretiminde hayvan derisinin derma tabakasından elde edilen kollajenin Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Enstitüsü Kollajen Bölümü tarafından yapıldığını ve 119 farklı hastalığın tedavisinde kullanılan ilaç patentine sahip olduğuna dikkati çeken Kaya, ''Kollajen genelde yara örtücü malzemelerinin yapımında kullanılıyor. Ancak tek başına yara üzerinde etkili olamıyor. Geliştirdiğimiz ve üzerinde çalıştığımız zahter bitkisinin karışımıyla enfeksiyonlara karşı iyileştirici özelliği de katarak tedavide etkili oluyor'' diye konuştu.
Hatay'dan temin edilecek
Kaya, sentetik yollarla elde edilen ve birçok yan etkiye sahip antibiyotikler yerine bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanılması yönteminin gün geçtikçe arttığını vurguladı.
Yara örtücü malzemenin seri üretimine geçilmesi durumunda uçucu yağ ham maddesinin temininin Hatay florasında doğal olarak bulunan bitkilerden elde edileceğini anlatan Kaya, bunun da bölge insanı için yeni gelir kapısı olacağının altını çizdi.
Elde edilen yara örtücü malzemenin patentinin alınması için yıl sonunda başvuru yapacaklarını, bu konuda MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder ve bölümdeki meslektaşlarından büyük destek gördüğünü ifade eden Kaya, ''Patent almamız halinde bundan MKÜ, Hatay, ve ülkemiz ekonomik anlamda yararlanacak ve bölgemizdeki uçucu yağ elde edilen zahter bitkisi değerlendirilecek'' diye konuştu.
Hatay yöresinde özellikle Amanos Dağları'nda yetişen ve kekiğe benzerliği ile bilinen ''zahter'' bitkisinin vücuttaki yaralar üzerindeki iyileştirici özelliği kullanılarak, yara örtüsü üretildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) ile Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Araştırma Geliştirme Enstitüsü tarafından yürütülen ortak çalışmayla, vücutta oluşan yara ve yanıklara karşı zahter bitkisinden, bazı maddelerin birleşimiyle yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme elde edildiği bildirildi.
MKÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpaslan Kaya, yaptığı açıklamada, bölgede yoğun olarak bulunan ve antioksidan özelliğe sahip zahteri kullanarak ''Cilt Enfeksiyonlarına Karşı Uçucu Yağ ve Seolit ile Desteklenmiş Kollajen Biometaryallerin Elde Edilmesi Projesi''ni hazırladıklarını söyledi.
Romanya ile iş birliği içerisinde hazırladıkları projenin TÜBİTAK tarafından da onaylandığını ifade eden Kaya, proje kapsamında zahterin de yer aldığı karışımla yara örtüsü ürününü geliştirdiklerini kaydetti.
Geliştirilen yara örtücü biyomalzemeyle cilt üzerinde oluşan yara ve yanıkların enfeksiyon kapmadan daha kısa sürede iyileşmesine imkan sağladığını vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
''Proje kapsamında, Hatay'da genellikle dağlarda bulunan ve toplanması zahmetli olan ve kekiğe benzerliğiyle bilenen zahterin öncelikle yağını elde ettik. Zahteri tercih etme nedenimiz içindeki uçucu yağın fazlalığı, antioksidan, antibakteriyal, antiviral ve analjezik etkiye sahip olması. Bu yağla büyükbaş hayvanların derisinin derma tabakasından elde edilen proteini ve zeoliti de ekleyerek laboratuvar ortamında birleştirip yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme geliştirdik. Romanya'da laboratuvar ortamında elde edilen yara örtüsü adını verdiğimiz ürünün, yanıktan, yatak yarası ile şeker hastalığına bağlı yaralara kadar birçok rahatsızlığın tedavisinde etkili olduğunu gözlemledik. Yara örtücü malzemenin dünya çapında büyük bir problem olan, açık yaralarda kolayca çoğalarak enfeksiyonlara yol açan ve her geçen gün bağışıklık kazanmış staphylococcus aureus ve pseudomonas aeruginosa bakterilerine karşı son derece etkili olduğunu tespit ettik.''
Genellikle yara örtücü malzemelerin üretiminde hayvan derisinin derma tabakasından elde edilen kollajenin Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Enstitüsü Kollajen Bölümü tarafından yapıldığını ve 119 farklı hastalığın tedavisinde kullanılan ilaç patentine sahip olduğuna dikkati çeken Kaya, ''Kollajen genelde yara örtücü malzemelerinin yapımında kullanılıyor. Ancak tek başına yara üzerinde etkili olamıyor. Geliştirdiğimiz ve üzerinde çalıştığımız zahter bitkisinin karışımıyla enfeksiyonlara karşı iyileştirici özelliği de katarak tedavide etkili oluyor'' diye konuştu.
Hatay'dan temin edilecek
Kaya, sentetik yollarla elde edilen ve birçok yan etkiye sahip antibiyotikler yerine bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanılması yönteminin gün geçtikçe arttığını vurguladı.
Yara örtücü malzemenin seri üretimine geçilmesi durumunda uçucu yağ ham maddesinin temininin Hatay florasında doğal olarak bulunan bitkilerden elde edileceğini anlatan Kaya, bunun da bölge insanı için yeni gelir kapısı olacağının altını çizdi.
Elde edilen yara örtücü malzemenin patentinin alınması için yıl sonunda başvuru yapacaklarını, bu konuda MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder ve bölümdeki meslektaşlarından büyük destek gördüğünü ifade eden Kaya, ''Patent almamız halinde bundan MKÜ, Hatay, ve ülkemiz ekonomik anlamda yararlanacak ve bölgemizdeki uçucu yağ elde edilen zahter bitkisi değerlendirilecek'' diye konuştu.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
bitkisinin,
iyileştirici,
özelliği,
üzerindeki,
vücuttaki,
yanık,
yaralar,
zahter
8 Eylül 2011 Perşembe
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Heyulanın Dönüşü - Hepimizi bekleyen kaçınılmaz so...
Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Heyulanın Dönüşü - Hepimizi bekleyen kaçınılmaz so...: Heyulanın Dönüşü "Gidenlerin çoğu asla dönmez. Öbür dünyaya gidenler, onları düşünenler, anımsayanlar, özleyenler ya da ananlar olduğu s...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
4 Eylül 2011 Pazar
Natural Life - Doğa ve Doğal Yaşam: Hidrobotanik ; Bitkilerin Evrimi - Eko Sistem
Natural Life - Doğa ve Doğal Yaşam: Hidrobotanik ; Bitkilerin Evrimi - Eko Sistem: HİDROBOTANİK Dünyamızın üzerindeki dengeye dayalı düzen içinde canlı veya cansız her varlığın kendine has bir rolü ve her rolün de bi...
Naturel Life Channel Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda , canlı yaşamı
Naturel Life Channel Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda , canlı yaşamı
3 Eylül 2011 Cumartesi
Hayalleri apartmanda yaşamak
Özellikle büyük şehirlerin ana caddelerinde mendil satarken, ayakkabı boyarken ya araçların camlarını silerken her gün onlarcasına rastlanan ''sokakta çalışan çocuklar'', sevgi, saygı, ilgi, barınma ve korunma gibi en temel ihtiyaçlarından yoksun büyüyor.
Hacettepe, Anadolu ve Gazi üniversitelerinden uzmanlarca yürütülen, ''7-14 Yaş Arasındaki Ankara Sokaklarında Çalışan Çocukların Gelecek Beklentileri''nin incelendiği araştırmada, çarpıcı sonuçlara ulaşıldı.
Kimsesiz Çocuklar - Sokak Çocukları (Bizim Çocuklarımız)
İçinde bulundukları koşullar ve çevre değerlendirilerek sokakta çalışan çocukların ev, okul, iş ve gelecek beklentilerinin incelenmesini hedefleyen çalışma kapsamında, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığına bağlı Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezine kayıtlı 110 çocuğa anket uygulandı.
Hacettepe, Anadolu ve Gazi üniversitelerinden uzmanlarca yürütülen, ''7-14 Yaş Arasındaki Ankara Sokaklarında Çalışan Çocukların Gelecek Beklentileri''nin incelendiği araştırmada, çarpıcı sonuçlara ulaşıldı.
Kimsesiz Çocuklar - Sokak Çocukları (Bizim Çocuklarımız)
İçinde bulundukları koşullar ve çevre değerlendirilerek sokakta çalışan çocukların ev, okul, iş ve gelecek beklentilerinin incelenmesini hedefleyen çalışma kapsamında, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığına bağlı Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezine kayıtlı 110 çocuğa anket uygulandı.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
apartmanda,
hayalleri,
yaşamak
2 Eylül 2011 Cuma
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Kadın ve erkeğin metabolizması farklı
Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Kadın ve erkeğin metabolizması farklı: İki cinsiyetten alınan kan örneklerinin incelenmesi sonucunda kadın ve erkeğin metabolizma profilinin beklenilenden çok daha farklı olduğ...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Ayılar neden saldırıyor
Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Sağlam, Erzurum'un İspir ilçesinde iki kişinin ölümüyle sonuçlanan ayı saldırısına ilişkin, ''Vatandaşların yabani meyve ağaçlarını kesmesi sonucu, yabani hayvanlar bu tarz besinleri ancak yerleşim alanlarının gelişim civarında bulabiliyor'' dedi.
Doç. Dr. Sağlam, yaptığı açıklamada, ayıların köylere inmesinin sebepleri üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Ayının yaşadığı alanlarda besin bulma noktasında eksiklik olduğu için yerleşim alanlarına indiğini ifade eden Sağlam, ''Asıl sıkıntı, ayının doğal ortamda besinini oluşturan yabani meyve ağaçlarının ve birtakım bitkilerin insanoğlu tarafından azaltmasından kaynaklanıyor. Orman içerisindeki meyve ağaçları, orman ağacı statüsünden çıkartıldıkları için vatandaşlar tarafından rahatlıkla kesilebiliyor'' dedi.
Sağlam, ''Vatandaşların yabani meyve ağaçlarını kesmesi sonucu, yabani hayvanların bu tarz besinleri ancak yerleşim alanlarının gelişim civarında bulabildiklerine'' dikkati çekerek, şöyle devam etti:
Doç. Dr. Sağlam, yaptığı açıklamada, ayıların köylere inmesinin sebepleri üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Ayının yaşadığı alanlarda besin bulma noktasında eksiklik olduğu için yerleşim alanlarına indiğini ifade eden Sağlam, ''Asıl sıkıntı, ayının doğal ortamda besinini oluşturan yabani meyve ağaçlarının ve birtakım bitkilerin insanoğlu tarafından azaltmasından kaynaklanıyor. Orman içerisindeki meyve ağaçları, orman ağacı statüsünden çıkartıldıkları için vatandaşlar tarafından rahatlıkla kesilebiliyor'' dedi.
Sağlam, ''Vatandaşların yabani meyve ağaçlarını kesmesi sonucu, yabani hayvanların bu tarz besinleri ancak yerleşim alanlarının gelişim civarında bulabildiklerine'' dikkati çekerek, şöyle devam etti:
Cımbız - Cımbızın Tarihi
Cımbız, 1500 yıl önce de vardı
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi sınırları içinde yer alan Assos Antik Kenti'nde bu yıl yapılan kazılar antik dönem kadınlarının güzellik ve bakım yöntemlerine ilişkin izler taşıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, bu yılki kazılarda önemli olduğunu düşündükleri cımbız, altın küpe, tıp aleti ve ''Üçlü tanrıça'' elde ettiklerini söyledi.
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi sınırları içinde yer alan Assos Antik Kenti'nde bu yıl yapılan kazılar antik dönem kadınlarının güzellik ve bakım yöntemlerine ilişkin izler taşıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, bu yılki kazılarda önemli olduğunu düşündükleri cımbız, altın küpe, tıp aleti ve ''Üçlü tanrıça'' elde ettiklerini söyledi.
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Cımbız,
Cımbızın Tarihi
1 Eylül 2011 Perşembe
Ezoterik Semboller; İnisiyatik Öğretim
Ezoterik semboller aslında bir tür öğretim sistemi için doğmuştur. Eski ezoterik tarihe göre Kozmik Mi döneminde, evrensel sırlar ve bilgiler sembollerin dili ile öğretiliyor, bu da öğretimi kolaylaştırıyordu. Görsel hafıza ile yapılan eğitimin gücünü hepimiz biliriz. Hala da sembolleri kullanarak sayfalarca açıklamayı tek bir sembolle insanlara aktarabilmekteyiz. Mesela trafik işaretleri bu tür bir eğitimin yansımasıdır. Tek bir levha, görsel hafızayı hareketlendirmekte ve trafik ile ilgili bilgi vermektedir. İşte bu trafik levhaları gibi hem bilginin gelecek nesillere daha kolay anlatılması hem de ezoterik eğitim için semboller kullanılmıştır.
Eski Mu ve Atlantis dönemindeki sembolik eğitimlerin yararlı olduğu kesindir. Zira bu eğitim öğrencinin sadece bir şeyi daha kolay öğrenmesini sağlamıyor, aynı zamanda mantıksal çıkarımla daha fazla şey öğrenilmesi ve kendiliğinden keşfetmesi sağlanıyordu. Örnek olarak eski sembolizmde daireyi alırsak, daire ezoterik olarak güneş ile özdeşleştirilmiştir. Güneşin sembolizmi olan dairenin ezoterik açılımı yapıldığında; İlahi kaynak ortaya çıkar. Dairenin sonu veya başı yoktur. Yuvarlak hali en kusursuz şekillerden biridir. Sonu ve başı olmadığı için sürekli devri-daim yapar. Dairenin içi boştur ama o boşluk istenilen şeyle doldurulabilir, böylelikle dairenin “kapsama” anlamı da vuku bulmuş olur. Yaratıcı’nın bir başlangıcı veya sonu yoktur, her daim varolmuş olandır, bu yüzden köşeleri ve ucu olmayan herhangi bir sayı ile bağdaştırılamayan (Sonra 0’a dönüşmüştür) daire sembolü ile Yaratıcı’nın kudreti anlatılmıştır. Bu noktada benzetme olarak güneş kullanılmış çünkü güneşte Dünya’ya ışınlarıyla yaşam veren, sonsuz bir enerji kaynağına sahip olan bir yıldızdır. Böylelikle sembolik bir anlatımla öğrencilere Yaratıcı anlatılmıştır. Öğretmen tek bir daire çizdiğinde, dönemin öğrencileri Yaratıcı’nın tüm vasıflarını (Doğmamıştır, doğrulmamıştır, ebedi ve ezelidir, sonsuz bir döngüyü yaratır ve her şey onun içinde vuku bulur.) anlamış oluyorlardı, sonra daire içine çizilen çeşitli şekillerle de bilgi detaylandırılıyordu. Mesela yin-yang sembolünün gelişimiyle Daire içine aydınlık ve karanlık taraflar çizilmiştir. Bu da Yaratıcı’nın yaratımında dualitenin meydana geldiği ama zıtlıkları bütünleri oluşturduğu felsefesini ortaya çıkarmıştır. Bildiğimiz gibi yin ve yang sembolü hakkında bir kitap bile yazılır. İşte bir kitaplık bilgi bir sembol ile aktarılabilmektedir.
Bu Antik Mu ve Atlantis dönemindeki sembolizmin dili, çeşitli kıtalara yayılmış, mağara duvarlarında, piramitlerde, kutsal mabetlerde yerini almıştır. Haliyle O dönemden bize kitaplar ve bilgiler kalmasa da yığınla ezoterik bilgi taşıyan semboller kalmıştır. Eğer bu ezoterik sembolleri daha detaylı incelemek istiyorsanız James Churchward’ın Kayıp Kıta Mu isimli serisini okuyabilirsiniz.
Günümüzdeki öğretim sistemi yeniden bu tür bir bilgeliği kullansaydı, inanıyorum ki, eğitim süreci hem daha kısa hem daha güçlü olacaktı. Antik sembolik eğitim o kadar detaylı bir sistemdi ki, önce temel semboller anlatılırdı; Üçgen, kare, daire vb… (Bunlar aynı zamanda evrensel sembollerdir ve evrenin enerjisel-çok boyutlu sistemini oluşturur). Bu temel semboller üzerine yeni semboller eklenerek eğitim detaylandırılırdı. İç içe iki üçgen (Heksagram), daire içinde kare, kare içinde daire ve benzeri gibi semboller aktarılırdı. Örnek vermek gerekirse “+” sembolünün kolları uzatılıp kıvrılarak gamalı haç dediğimiz sembol üretilmiştir.
“+” sembolü dört enerjiyi tanımlar, bu dört enerji evrenin ve dünyanın akışını sağlar. “+” sembolü sadece dört enerjiyi anlatmak için kullanılırdı, ama swastika (gamalı haç) sembolü oluşturulduğunda bu dört enerjinin sürekli devridaim yaptığını ve bütünü oluşturduğunu anlatır. Swastikayı zihninizde hareketlendirin, en hızlı ana geldiğinde sanki tek bir daire gibi gözükür. Ama aslında dört enerji hiçbir zaman birbirine tam olarak temas etmez, lakin döngü o kadar süreklidir ki, yine de temas olmaksızın bütünü oluşturabilirler. Gamalı haç ve “+” sembolü ile anlatılan 4 enerji, ateş, hava, su ve topraktır. Bu dört unsur evrenin dört zeminini oluşturur. Evrensel açıdan bakarsak ateş yıldızları, hava kara delikleri, su galaksileri, toprak ise gezegenleri anlatır. Dünya açısından bakarsak su denizleri-okyanusları ve yağmurları, ateş magmayı ve güneşin yaşam enerjisini, hava rüzgarları, oksijeni, toprak ise dünyanın zeminini yani toprağı anlatırdı. Bu dört unsur beşinci unsurun üzerinde hareket ederlerdi (Bu da “+” sembolünün tam ortası) Beşinci unsur ise eter veya ruhtur. Ayrıca gerektiğinde dört temel enerji üçgenlerin çeşitli şekilleriyle ayrı ayrı sembolize edilirdi
Bu temel geometrik sembolik eğitimin ardından daha girift hayvansal anlatımlar gelirdi; Köpek, baykuş, karga, geyik vb… Bu tür hayvansal semboller aslında doğanın dolayısıyla evrenin sistemini anlatmak için birebirdir. Genelde her bir hayvan bir kişiliksel özelliği veya bir erdemi anlatırdı. Mesela baykuş sembolü bilgeliğin sembolünü anlatmak için kullanılmıştır. Baykuş çizimi ile ilahi bilgelik, gözlemleme ve Spiritüel keşifler anlatılırdı.
Ardından deniz, göl, akarsu, dağ vb.. gibi doğal unsurların sembolizması öğretilirdi. En son olarak istenilen ezoterik sır diyagramlar ile aktarılırdı. Mesela su sembolünün yanına bir baykuş konduğunda, suyun bilgeliği anlatılmak istenirdi. Ama o baykuşun ve su sembolünün derinliği ile detayları öğrenciler tarafından bilinirdi. Veya su, göz ve beden semboller yan yana konduğunda şifa anlaşılırdı çünkü su elementi, bedeni şifalandırma özelliğine de sahiptir. Toprak içine çukur kazıldığında ölüm, üzerine yumurta konduğunda yeniden doğum anlaşılırdı. Çünkü yumurta (kozmik yumurta) evrensel doğumun sembolüydü. Böylelikle çeşitli diyagramlar ve simgelerin birleşimi ile bilgelikler inisiyatik öğretiye girenlere aktarılırdı.
Bu ezoterik öğretim sistemi okültizm içinde çeşitli yerlerde kendini göstermiştir. Mesela simya dalını incelerseniz bir çok okült sembolle karşılaşırsınız. Daha süslü resimler içerisinde sembolizmalar ile inisiyatik bilgi aktarılmıştır.
Günümüzde ise görsel hafıza eğitimleri ile aslında bu sembolizmalara dayalı eğitim yeniden canlanmaktadır. Oldukça gelişmiş olan bu ezoterik sistemle aşamalı olarak en derin bilgiler daha kısa sürede öğrencilere aktarılabilmekteydi. Umarım bir gün bizim de eğitim sistemimiz bu tür bir derinliğe ulaşır ve yıllar süren ezberci sistem yerine, bu tür bir ezoterik sistem yerleşir. Her ne kadar şimdilik gerçekleşmeyecek gibi gözükse de, bu konuda önemli adımlar atıldığını çeşitli eğitim seminerleri ile biliyoruz ve bu konuda eğitim sisteminin güçlenerek evrenselleşeceğine dair umutlarımızı yaşatmaya devam ediyoruz.
Eski Mu ve Atlantis dönemindeki sembolik eğitimlerin yararlı olduğu kesindir. Zira bu eğitim öğrencinin sadece bir şeyi daha kolay öğrenmesini sağlamıyor, aynı zamanda mantıksal çıkarımla daha fazla şey öğrenilmesi ve kendiliğinden keşfetmesi sağlanıyordu. Örnek olarak eski sembolizmde daireyi alırsak, daire ezoterik olarak güneş ile özdeşleştirilmiştir. Güneşin sembolizmi olan dairenin ezoterik açılımı yapıldığında; İlahi kaynak ortaya çıkar. Dairenin sonu veya başı yoktur. Yuvarlak hali en kusursuz şekillerden biridir. Sonu ve başı olmadığı için sürekli devri-daim yapar. Dairenin içi boştur ama o boşluk istenilen şeyle doldurulabilir, böylelikle dairenin “kapsama” anlamı da vuku bulmuş olur. Yaratıcı’nın bir başlangıcı veya sonu yoktur, her daim varolmuş olandır, bu yüzden köşeleri ve ucu olmayan herhangi bir sayı ile bağdaştırılamayan (Sonra 0’a dönüşmüştür) daire sembolü ile Yaratıcı’nın kudreti anlatılmıştır. Bu noktada benzetme olarak güneş kullanılmış çünkü güneşte Dünya’ya ışınlarıyla yaşam veren, sonsuz bir enerji kaynağına sahip olan bir yıldızdır. Böylelikle sembolik bir anlatımla öğrencilere Yaratıcı anlatılmıştır. Öğretmen tek bir daire çizdiğinde, dönemin öğrencileri Yaratıcı’nın tüm vasıflarını (Doğmamıştır, doğrulmamıştır, ebedi ve ezelidir, sonsuz bir döngüyü yaratır ve her şey onun içinde vuku bulur.) anlamış oluyorlardı, sonra daire içine çizilen çeşitli şekillerle de bilgi detaylandırılıyordu. Mesela yin-yang sembolünün gelişimiyle Daire içine aydınlık ve karanlık taraflar çizilmiştir. Bu da Yaratıcı’nın yaratımında dualitenin meydana geldiği ama zıtlıkları bütünleri oluşturduğu felsefesini ortaya çıkarmıştır. Bildiğimiz gibi yin ve yang sembolü hakkında bir kitap bile yazılır. İşte bir kitaplık bilgi bir sembol ile aktarılabilmektedir.
Bu Antik Mu ve Atlantis dönemindeki sembolizmin dili, çeşitli kıtalara yayılmış, mağara duvarlarında, piramitlerde, kutsal mabetlerde yerini almıştır. Haliyle O dönemden bize kitaplar ve bilgiler kalmasa da yığınla ezoterik bilgi taşıyan semboller kalmıştır. Eğer bu ezoterik sembolleri daha detaylı incelemek istiyorsanız James Churchward’ın Kayıp Kıta Mu isimli serisini okuyabilirsiniz.
Günümüzdeki öğretim sistemi yeniden bu tür bir bilgeliği kullansaydı, inanıyorum ki, eğitim süreci hem daha kısa hem daha güçlü olacaktı. Antik sembolik eğitim o kadar detaylı bir sistemdi ki, önce temel semboller anlatılırdı; Üçgen, kare, daire vb… (Bunlar aynı zamanda evrensel sembollerdir ve evrenin enerjisel-çok boyutlu sistemini oluşturur). Bu temel semboller üzerine yeni semboller eklenerek eğitim detaylandırılırdı. İç içe iki üçgen (Heksagram), daire içinde kare, kare içinde daire ve benzeri gibi semboller aktarılırdı. Örnek vermek gerekirse “+” sembolünün kolları uzatılıp kıvrılarak gamalı haç dediğimiz sembol üretilmiştir.
“+” sembolü dört enerjiyi tanımlar, bu dört enerji evrenin ve dünyanın akışını sağlar. “+” sembolü sadece dört enerjiyi anlatmak için kullanılırdı, ama swastika (gamalı haç) sembolü oluşturulduğunda bu dört enerjinin sürekli devridaim yaptığını ve bütünü oluşturduğunu anlatır. Swastikayı zihninizde hareketlendirin, en hızlı ana geldiğinde sanki tek bir daire gibi gözükür. Ama aslında dört enerji hiçbir zaman birbirine tam olarak temas etmez, lakin döngü o kadar süreklidir ki, yine de temas olmaksızın bütünü oluşturabilirler. Gamalı haç ve “+” sembolü ile anlatılan 4 enerji, ateş, hava, su ve topraktır. Bu dört unsur evrenin dört zeminini oluşturur. Evrensel açıdan bakarsak ateş yıldızları, hava kara delikleri, su galaksileri, toprak ise gezegenleri anlatır. Dünya açısından bakarsak su denizleri-okyanusları ve yağmurları, ateş magmayı ve güneşin yaşam enerjisini, hava rüzgarları, oksijeni, toprak ise dünyanın zeminini yani toprağı anlatırdı. Bu dört unsur beşinci unsurun üzerinde hareket ederlerdi (Bu da “+” sembolünün tam ortası) Beşinci unsur ise eter veya ruhtur. Ayrıca gerektiğinde dört temel enerji üçgenlerin çeşitli şekilleriyle ayrı ayrı sembolize edilirdi
Bu temel geometrik sembolik eğitimin ardından daha girift hayvansal anlatımlar gelirdi; Köpek, baykuş, karga, geyik vb… Bu tür hayvansal semboller aslında doğanın dolayısıyla evrenin sistemini anlatmak için birebirdir. Genelde her bir hayvan bir kişiliksel özelliği veya bir erdemi anlatırdı. Mesela baykuş sembolü bilgeliğin sembolünü anlatmak için kullanılmıştır. Baykuş çizimi ile ilahi bilgelik, gözlemleme ve Spiritüel keşifler anlatılırdı.
Ardından deniz, göl, akarsu, dağ vb.. gibi doğal unsurların sembolizması öğretilirdi. En son olarak istenilen ezoterik sır diyagramlar ile aktarılırdı. Mesela su sembolünün yanına bir baykuş konduğunda, suyun bilgeliği anlatılmak istenirdi. Ama o baykuşun ve su sembolünün derinliği ile detayları öğrenciler tarafından bilinirdi. Veya su, göz ve beden semboller yan yana konduğunda şifa anlaşılırdı çünkü su elementi, bedeni şifalandırma özelliğine de sahiptir. Toprak içine çukur kazıldığında ölüm, üzerine yumurta konduğunda yeniden doğum anlaşılırdı. Çünkü yumurta (kozmik yumurta) evrensel doğumun sembolüydü. Böylelikle çeşitli diyagramlar ve simgelerin birleşimi ile bilgelikler inisiyatik öğretiye girenlere aktarılırdı.
Bu ezoterik öğretim sistemi okültizm içinde çeşitli yerlerde kendini göstermiştir. Mesela simya dalını incelerseniz bir çok okült sembolle karşılaşırsınız. Daha süslü resimler içerisinde sembolizmalar ile inisiyatik bilgi aktarılmıştır.
Günümüzde ise görsel hafıza eğitimleri ile aslında bu sembolizmalara dayalı eğitim yeniden canlanmaktadır. Oldukça gelişmiş olan bu ezoterik sistemle aşamalı olarak en derin bilgiler daha kısa sürede öğrencilere aktarılabilmekteydi. Umarım bir gün bizim de eğitim sistemimiz bu tür bir derinliğe ulaşır ve yıllar süren ezberci sistem yerine, bu tür bir ezoterik sistem yerleşir. Her ne kadar şimdilik gerçekleşmeyecek gibi gözükse de, bu konuda önemli adımlar atıldığını çeşitli eğitim seminerleri ile biliyoruz ve bu konuda eğitim sisteminin güçlenerek evrenselleşeceğine dair umutlarımızı yaşatmaya devam ediyoruz.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
Ezoterik Semboller; İnisiyatik Öğretim
Kutsal Sembollerin İşleyişi: Ezoterik Semboller ve İnisiyatik Öğretim
Kutsal Sembollerin İşleyişi: Ezoterik Semboller ve İnisiyatik Öğretim
Semboller, her tarafımızı sarmış durumdalar. Okulda, işte, çevrede, sosyal yaşantımızda, trafikte, kitaplarda… Eskilerin antik sembolizminden şimdiki trafik sembolizmine kadar insanoğlu, var olduğu sürece sembolleri kullanmıştır.
Daha yazının olmadığı dönemlerde insanlar iki şey ile iletişim kurar ve bilgiyi aktarırdı; Ses ve Sembol… Ses, kısa ve net ses öbekleriyken (ah, aaa, vs..) semboller ise basit ama derin çizimlerdi. Daha sonra bu semboller, alfabelere ve alfabelerde yazıya dönüştü. Hala daha insanoğlu her alanda sembolizmin dilini kullanmaktan geri kalmıyor.
Sembolleri incelediğimizde elimizde birçok veri bulunur. İlk olarak tılsımsal ve büyüsel semboller vardır; Arapça tılsımlar, batı tarzda talismanlar, Afrika voodoo veveleri, sigiller… Nazara iyi gelenler, kısmet açanlar, defedenler ve çeşitli amaçlarla geçmiş bilgelerin kullandığı tılsımlı semboller. İkinci olarak incelediğimizde sonradan yaratılmış ama işe yarayan semboller görürüz. Bunlar tabiri caizse bilinçaltı ve evren arasında oluşturulmuş birer otoyollardır. Görsel imajinasyonu güçlendirirler. Mesela mandalalar ve kişisel semboller gibi. Ve asıl karşımıza çıkanlar ise ezoterik-okült sembollerdir. En eski zamandan bu zamana kadar gelmiş olan bu semboller bize bazı ezoterik yani gizli sırları anlatırlar. Bazen bu üç sembolizm dili birbirine karışır veya birbirinden türer.
Mesela Horus’un gözü sembolü hemen hemen her kültürde geçer; Meryem’in eli, Fatma Ana’nın Eli, hamsa… Sembol ezoterik açıdan her şeyi görme, kapsama demektir. Sembolün açılım her şeyi gören gözdür. Bu göz enerjiler arasındaki bağlantıyı da temsil eder, bu yüzden gözden çıkan enerjiyi de temsil eder. Bu açıdan Eski Mısır’da bu aynı zamanda şifa anlamına (nazara karşı) gelmekteydi. Zira gözlerden çıkan enerji bir yeri şifalandırmaya yetiyordu. Bunun el sembolü ile birleştirilmesi elin şifa vermesi anlamına geldi. Ve günümüzde nazardan korunmak için önemli bir tılsım oldu. Ezoterik bir anlatım, tılsıma dönüştü ve her kültürde yerini aldı.
Bu örnekte olduğu gibi simgeleri sınıflandırmaya çalışırken net bir sınır çizemeyiz. Yine de kafamızda bazı noktaların netleşmesi açısından ben üç başlık altında incelemek istiyorum; Ezoterik Semboller, Bilinçaltı Kökenli Semboller, Evrensel Semboller. Bu yazıda sadece ezoterik sembollere değinip, bir sonraki sayıda bilinçaltı sembollerinden bahsedeceğiz. Burada hem bilinçaltımızla oluşturduğumuz semboller hem de ortak bilince sinmiş sembollerin mekaniğini araştıracağız. Böylelikle ezoterik sistemin dışında, bilinçaltı ile şekilsel semboller arasındaki bağlantıyı göreceğiz.
Daha yazının olmadığı dönemlerde insanlar iki şey ile iletişim kurar ve bilgiyi aktarırdı; Ses ve Sembol… Ses, kısa ve net ses öbekleriyken (ah, aaa, vs..) semboller ise basit ama derin çizimlerdi. Daha sonra bu semboller, alfabelere ve alfabelerde yazıya dönüştü. Hala daha insanoğlu her alanda sembolizmin dilini kullanmaktan geri kalmıyor.
Sembolleri incelediğimizde elimizde birçok veri bulunur. İlk olarak tılsımsal ve büyüsel semboller vardır; Arapça tılsımlar, batı tarzda talismanlar, Afrika voodoo veveleri, sigiller… Nazara iyi gelenler, kısmet açanlar, defedenler ve çeşitli amaçlarla geçmiş bilgelerin kullandığı tılsımlı semboller. İkinci olarak incelediğimizde sonradan yaratılmış ama işe yarayan semboller görürüz. Bunlar tabiri caizse bilinçaltı ve evren arasında oluşturulmuş birer otoyollardır. Görsel imajinasyonu güçlendirirler. Mesela mandalalar ve kişisel semboller gibi. Ve asıl karşımıza çıkanlar ise ezoterik-okült sembollerdir. En eski zamandan bu zamana kadar gelmiş olan bu semboller bize bazı ezoterik yani gizli sırları anlatırlar. Bazen bu üç sembolizm dili birbirine karışır veya birbirinden türer.
Mesela Horus’un gözü sembolü hemen hemen her kültürde geçer; Meryem’in eli, Fatma Ana’nın Eli, hamsa… Sembol ezoterik açıdan her şeyi görme, kapsama demektir. Sembolün açılım her şeyi gören gözdür. Bu göz enerjiler arasındaki bağlantıyı da temsil eder, bu yüzden gözden çıkan enerjiyi de temsil eder. Bu açıdan Eski Mısır’da bu aynı zamanda şifa anlamına (nazara karşı) gelmekteydi. Zira gözlerden çıkan enerji bir yeri şifalandırmaya yetiyordu. Bunun el sembolü ile birleştirilmesi elin şifa vermesi anlamına geldi. Ve günümüzde nazardan korunmak için önemli bir tılsım oldu. Ezoterik bir anlatım, tılsıma dönüştü ve her kültürde yerini aldı.
Bu örnekte olduğu gibi simgeleri sınıflandırmaya çalışırken net bir sınır çizemeyiz. Yine de kafamızda bazı noktaların netleşmesi açısından ben üç başlık altında incelemek istiyorum; Ezoterik Semboller, Bilinçaltı Kökenli Semboller, Evrensel Semboller. Bu yazıda sadece ezoterik sembollere değinip, bir sonraki sayıda bilinçaltı sembollerinden bahsedeceğiz. Burada hem bilinçaltımızla oluşturduğumuz semboller hem de ortak bilince sinmiş sembollerin mekaniğini araştıracağız. Böylelikle ezoterik sistemin dışında, bilinçaltı ile şekilsel semboller arasındaki bağlantıyı göreceğiz.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui
Etiketler: alternatif tıp,sağlık,resim,sanat
ezoterik,
İnisiyatik,
İşleyişi,
kutsal,
öğretim,
semboller,
sembollerin
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Arzın merkezinin manyetik sırları
Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Arzın merkezinin manyetik sırları: Depremler, püskürmeler ve Dünya'nın sürekli değişen manyetik alanları üzerinde yapılan gözlemler, uzmanların gezegenimizin merkezine yen...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)