Hatay yöresinde özellikle Amanos Dağları'nda yetişen ve kekiğe benzerliği ile bilinen ''zahter'' bitkisinin vücuttaki yaralar üzerindeki iyileştirici özelliği kullanılarak, yara örtüsü üretildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) ile Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Araştırma Geliştirme Enstitüsü tarafından yürütülen ortak çalışmayla, vücutta oluşan yara ve yanıklara karşı zahter bitkisinden, bazı maddelerin birleşimiyle yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme elde edildiği bildirildi.
MKÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpaslan Kaya, yaptığı açıklamada, bölgede yoğun olarak bulunan ve antioksidan özelliğe sahip zahteri kullanarak ''Cilt Enfeksiyonlarına Karşı Uçucu Yağ ve Seolit ile Desteklenmiş Kollajen Biometaryallerin Elde Edilmesi Projesi''ni hazırladıklarını söyledi.
Romanya ile iş birliği içerisinde hazırladıkları projenin TÜBİTAK tarafından da onaylandığını ifade eden Kaya, proje kapsamında zahterin de yer aldığı karışımla yara örtüsü ürününü geliştirdiklerini kaydetti.
Geliştirilen yara örtücü biyomalzemeyle cilt üzerinde oluşan yara ve yanıkların enfeksiyon kapmadan daha kısa sürede iyileşmesine imkan sağladığını vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
''Proje kapsamında, Hatay'da genellikle dağlarda bulunan ve toplanması zahmetli olan ve kekiğe benzerliğiyle bilenen zahterin öncelikle yağını elde ettik. Zahteri tercih etme nedenimiz içindeki uçucu yağın fazlalığı, antioksidan, antibakteriyal, antiviral ve analjezik etkiye sahip olması. Bu yağla büyükbaş hayvanların derisinin derma tabakasından elde edilen proteini ve zeoliti de ekleyerek laboratuvar ortamında birleştirip yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme geliştirdik. Romanya'da laboratuvar ortamında elde edilen yara örtüsü adını verdiğimiz ürünün, yanıktan, yatak yarası ile şeker hastalığına bağlı yaralara kadar birçok rahatsızlığın tedavisinde etkili olduğunu gözlemledik. Yara örtücü malzemenin dünya çapında büyük bir problem olan, açık yaralarda kolayca çoğalarak enfeksiyonlara yol açan ve her geçen gün bağışıklık kazanmış staphylococcus aureus ve pseudomonas aeruginosa bakterilerine karşı son derece etkili olduğunu tespit ettik.''
Genellikle yara örtücü malzemelerin üretiminde hayvan derisinin derma tabakasından elde edilen kollajenin Romanya Ulusal Deri ve Tekstil Enstitüsü Kollajen Bölümü tarafından yapıldığını ve 119 farklı hastalığın tedavisinde kullanılan ilaç patentine sahip olduğuna dikkati çeken Kaya, ''Kollajen genelde yara örtücü malzemelerinin yapımında kullanılıyor. Ancak tek başına yara üzerinde etkili olamıyor. Geliştirdiğimiz ve üzerinde çalıştığımız zahter bitkisinin karışımıyla enfeksiyonlara karşı iyileştirici özelliği de katarak tedavide etkili oluyor'' diye konuştu.
Hatay'dan temin edilecek
Kaya, sentetik yollarla elde edilen ve birçok yan etkiye sahip antibiyotikler yerine bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanılması yönteminin gün geçtikçe arttığını vurguladı.
Yara örtücü malzemenin seri üretimine geçilmesi durumunda uçucu yağ ham maddesinin temininin Hatay florasında doğal olarak bulunan bitkilerden elde edileceğini anlatan Kaya, bunun da bölge insanı için yeni gelir kapısı olacağının altını çizdi.
Elde edilen yara örtücü malzemenin patentinin alınması için yıl sonunda başvuru yapacaklarını, bu konuda MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder ve bölümdeki meslektaşlarından büyük destek gördüğünü ifade eden Kaya, ''Patent almamız halinde bundan MKÜ, Hatay, ve ülkemiz ekonomik anlamda yararlanacak ve bölgemizdeki uçucu yağ elde edilen zahter bitkisi değerlendirilecek'' diye konuştu.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui