Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

13 Mart 2011 Pazar

Kefir Ve Çocuklara Faydaları

Kefirin Önemli Faydaları, Kefirin İnsan Sağlığı İçin Faydaları, Okul Çağı Çocukları İçin Kefir Faydaları
Kefir ve ev yoğurdu bağışıklık sistemini güçlendirip alerji oluşumunu önlüyor ve vücuttaki mikropların çoğalmasına engel oluyor. Özellikle okula giden çocuklarımız için kefir harika bir yiyecek.
Sağlıklı olmanın ve hastalıklardan uzak kalmanın en önemli yollarından biri doğru beslenme… Özellikle okul çağındaki çocuklarımızı hastalıklardan korumak için onların doğru beslenmelerini sağlamamız gerekiyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emin Mindan, çocukların sağlık açısından çok yararlı olan bazı gıdaları yeterince tüketmediğini söylüyor. Bu gıdaların başında kefirin geldiğini belirten Dr. Mindan, “Kefirin sağlıklı bağırsak florası için gerekli olan en önemli gıda olduğu unutulmamalı” diyor. Dr. Emin Mindan’ın kefirin özelliklerini ve faydalarını anlatıyor:
Atalarımız sütün iyi sindirilmediğini bundan binlerce yıl önce anlamışlar ve sütün içine iki probiyotik ilave ederek yoğurt yapmışlar. Kolay sindirilen bir besin olan yoğurt da çocuklar için çok önemli bir protein ve probiyotik kaynağıdır. Ancak, bu yararlı özellikler sadece ev yoğurdunda bulunuyor. Normalde yoğurttaki probiyotikler çoğalmaz. Ama evde yapılan kefirde 77 adet yararlı probiyotik bulunuyor. Kefir bağırsaklarımızda bulunan 400 çeşit probiyotiğin çoğalmasına yardım eder. Bu nedenle de, günlük pastörize sütü evde kefir veya yoğurt yapımında kullanılmalıdır.
Kefirin faydaları
* Kefir bağışıklık sistemini güçlendirip sindirime yardımcı oluyor. Bağırsaktan zararlı maddelerin geçişini de önlüyor.
* Kefir, ayrıca vitamin üretimi yapar, alerjik hastalıkları engeller, otizm bulgularını hafifletir ve bağırsak geçirgenliğini azaltıp böbrek taşlarına engel oluyor.
* Yararları saymakla bitmeyecek kadar çok olan kefirin yaşlanmayı geciktirdiği, idrar yolları iltihaplarını önlediği ve depresyonu hafiflettiği de biliniyor.

* Kefir ve ev yoğurdu tüketimi alerji oluşumunu önlüyor ve vücuttaki mikropların çoğalmasına engel oluyor.
* Bu mucizevi içecek evde yapılabileceği gibi ev yoğurdu ile karıştırılarak da içilebilir. Yayla çorbası veya cacık yapımında da kefir kullanılabilir.
Çocukların bağırsaklarının sağlığını tükürük testiyle inceleyin
Çocukların bağırsak floralarının sağlıklı olup olmadığı basit bir testle anlaşılabiliyor. Peki bu tükürük testi nasıl yapılıyor?
Çocuğunuz, sabah aç karnına bir su bardağı içme suyunun içine tükürsün. 15 dakika bekleyin.
a. Tükürük suyun üzerinde ise bağırsaklar sağlıklıdır.
b. Tükürük aşağıya doğru saçak şeklinde iner ve dipte birikirse ‘candida’ adlı mantar oluşumu sözkonusudur. Bu durumda şekeri ve beyaz unu hemen kesmek gerekir. Bu sorunun çözümü için de sebzeler, sarımsak, soğan, prebiyotikler ve probiyotikler son derece önemlidir.

Zerdeçal beyin hücrelerini yeniliyor

Amerikalı bilim adamları, kanserden karaciğer hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığa karşı etkili olduğu düşünülen zerdeçalın, diğer adıyla Hint safranının inme geçiren hastalara da umut olabileceğini ortaya koydu.
İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Los Angeles'taki Cedars-Sinai Tıp Merkezinde görev yapan bir grup bilim adamı, Hint safranının içinde bulunan kurkumin adlı pigmentin inme geçiren hastaların beyin hücrelerinin yenilenmesinde etkili olabileceğini gözlemledi.

Henüz sadece hayvanlar üzerinde yürütülen araştırmanın ekibinde yer alan Paul Lapchak, elde ettikleri sonuçların umut verici olduğunu belirterek, özellikle inme vakalarında kullanılacak yeni bir ilacın geliştirilmesine yönelik çalışmaların yakında başlayabileceğini söyledi.
Lapchak, bu yeni ilacın inmenin zarar verdiği beyin hücrelerinin eski haline dönmesini sağlayabileceğini belirtti.

Reflü - Reflü İçin Şifalı Bitkiler


Reflü nedir?
Stres, acelecilik, psikolojik sıkıntılar, aşırı nikotin veya alkol tüketimi, yanlış beslenme, bazen kaynağı belli olmayan şikâyetler bunların hepsi midenin dengesinin bozulmasına neden olabilmektedir. Sonuçta mide yanmaları, mide ekşimesi, mideye baskı, mide ağrıları gibi birçok problem ortaya çıkmaktadır.
Mide reflüsü olarak da bilinen Gastro Özafagial Reflü hastalığı mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü bilinen en yaygın belirtileridir. Reflü olan kişide yemekten 30 – 60 dakika sonra oluşan ve uzanıp yatmakla başlayan veya artan yanma belirtileri görülür. Ayrıca tükrük salgısında artış, yutma güçlüğü ve yutma sonrası ağrı duyulması, kusmayla kan gelmesi, dışkının siyah gelmesi ve demir eksikliği anemisi görülebilir.
Fazla kilolu kişilerin büyük kısmında mide yakınmaları ve reflü şikâyeti olabilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda sık yağlı besin tüketiminin kilo almayı artırdığı ve beraberinde reflü oluşumuna neden olabileceği belirtilmiştir.
Reflü şikayetini hafifletmek için;

* Yemekleri az az, sık sık olacak şekilde tüketin.
* Yavaş yiyin, iyi çiğneyin.
* Yiyecek ve içeceklerinizin çok sıcak veya çok soğuk olmamasına dikkat edin.
* Karında basıncı arttıran sıkı kemer, çamaşır kullanmayınız.
* Yemeklerden hemen sonra uzanıp yatmayın.
* Sıvıları öğün aralarında alın.
* İlaçlarınızı yeterli suyla birlikte, tercihen dik pozisyonda alın.
* Alkol ve sigara kullanmayın.
* Sakız çiğnemeyin.
* Yürüyüş yaparak, mide ve bağırsak hareketlerini daha düzenli hale getirin.
* Çok dar ve belinizi sıkan kıyafetler giymeyin.
* Yiyecek ve içeceklerinizin çok sıcak, çok soğuk ve aşırı baharatlı olmamasına dikkat edin.
* Yatmadan önce mide salgısını artırabilecek besin ve ilaç kesinlikle kullanılmamalıdır.
* Sigara içiyorsanız mutlaka bırakmalısınız.
* Yemek yerken mideyi çok doldurmamalısınız.
* Stresten mümkün olduğunca kaçının, stresli ortamlarda bulunmayın.
Reflü şikayeti olanlar için tüketilmesi önerilmeyen yiyecekler ve içecekler;
* Kızartma ve kavurma yöntemiyle pişirilmiş besinler, sakatatlar, pastırma, sucuk, sosis
* Et suyu içeren besinler
* Kurubaklagiller (nohut, mercimek, fasulye)
* Soğan, keskin naneli şeker kahve, çay, neskafe, asitli içecekler, çikolata
* Kereviz, lahana, karnabahar, havuç, kabak, muz, elma, portakal, kayısı
* Acılı baharatlar, baharat olarak kullanılan otlar ,turşu, sirke, limon tuzu, sarmısak
* Aşırı yağ ve yağlı besinler
* Kafein içeren tüm besinler
* Yağda kızarmış yumurta
* Yüksek yağ içeriği olan peynirler
İşte Bitkisel Reçetemiz!
Tahmini 25 gram Meyan kökünü akşamdan derin bir kap içerisine koyup yaklaşık 1,5 litre su ekleyiniz ve demlenmeye bırakınız.Ertesi gün demlenen meyan kökünü bir tülbent yardımı ile süzerek afiyetle içiniz.Şifa bulmanız dileğiyle.

Siyatik ve Siyatik İçin Şifalı Bitkiler

Siyatik siyatik
Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir. Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır. Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken, öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında sinir romatizması da denir. Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır. Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır.

baldıran ( ağuotu)
Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir.Ev ilaçlarında kullanılmaz.Tıpta, özellikle dişçilik alanında kullanılır.Ağrı kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastalıklarinin tedavisinde kullanılır.
turp
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

Hindistan cevizinin ve çam fıstığının faydaları


Hindistan cevizinin ve çam fıstığının faydaları...
KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ
Küçük Hindistan cevizi, birbiri üzerine konmuş, kat kat olmuş, sertleşmiş, kurumuş, sarı ve kırmızımsı renkli yapraklara benzer; ağaç kabuğuna ve oduna benzer bir yapıdadır. Dili dalayıcı ve büzücü bir tadı vardır. Hint biberi gibi keskin lezzettedir. Çin’de yetişir. İbn-i Miskeveyh, onun Hindistan cevizi kabukları olduğunu söylemiştir. Mesih ise, küçük Hindistan cevizinin narmüşke (Hint narı) benzediğini, hatta ondan daha iyi olduğunu söylemiştir.


Hindistan Cevizinin Faydaları

Siğillere bitkisel çözüm

Siğil tedavisi için bitkisel siğil kürü formülü ve bitkisel tedavi yolları.. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu siğil tedavisi için tavsiye ettiği sivil kürleri tarifleri.. “Siğil nasıl geçer ve nasıl yok edilir” merak ediyorsanız işte Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun faydalı kür tarifleri..
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu siğil kürü formülü 1
Söğüt yaprağı tahta havanda ezilirek ya da parmaklarla kırarak iyice ezilir. Bu siğil kürü siğillerin üzerine, tam kapatacak biçimde, konulup 30 dakika kadar bekletilir. Bu kür 1 hafta boyunca 3-4 defa tekrar edilir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bu kürü uygulayan hastaların, ilk günlerden itibaren, siğillerinin küçülmesini farkettiklerini belirtiyor.
Bitkisel siğil tedavisi: Siğil kürü 2
Taze sütleğen isimli bitkinin yaprağından çıkarılan süt siğillerin üzerlerine damlatılır. Söğüt yaprağı kürü gibi, bu kür de, 1 hafta içinde 3-4 defa tekrar edilir.
Dikkat: Sütleğen bitkisinin sütü zehirli olduğu için çocuklardan uzak tutulmalı ve kesinlikle ağız yolu ile alınmamalıdır!

Yukarıda tarifini verdiğimiz, Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tavsiyeli siğil kürleri sadece el parmaklarındaki ve ayak tabanlarındaki siğiller için etkilidir.
Bu içerik siğil nasıl geçer, bitkisel siğil tedavisi, siğil tedavisi bitkisel, siğil tedavisinde bitkisel çözüm, ıbrahım saraçoglu siğil kürü, siğile bitkisel çözüm, siğillere bitkisel çözüm, siğiller nasıl geçer, siğil için bitkisel tedavi, siğil bitkisel tedavisi, Sigil bitkisel tedavi, Sigil nasil yok edilir, ayak siğili nasıl geçer, yassı siğil bitkisel tedavisi, ayaktaki siğil nasıl geçer, siğil ilaçları, siğilin bitkisel tedavisi, siğiller için bitkisel çözüm, siğillerin bitkisel tedavisi, dudakta siğil konularını barındırır.

Zinde kalmak için zeytin tüketin

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Özcan, içerisinde çok sayıda yararlı madde ile A, D, E ve K vitaminleri bulunan zeytinin tüketilmesi halinde, daha sağlıklı ve dinamik kalınabileceğini bildirdi.
Sağlıklı Yaşam
Prof. Dr. Özcan, sofraların baş tacı olan zeytinin hem katı hem de fonksiyonel bileşiklerinden dolayı bir sağlık kaynağı olduğunu belirtti. Zeytinin, içerdiği fonksiyonel yararlı maddelerin yanı sıra yağından dolayı A, D, E ve K vitaminleri açısından da çok zengin olduğunu ifade eden Özcan, kahvaltıların kaçınılmaz çeşnilerinden biri olan zeytinin özellikle yağının oleik asidinden dolayı adeta sağlık kaynağı olduğunu bildirdi.
Bu nedenle hiçbir zararı bulunmayan zeytinin sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, şunları kaydetti:
''Zeytinde, zeytin ve zeytinyağına has bir bileşik olan, acılık hissi veren oleuropein maddesi de bulunmaktadır. Zeytinde buruk, acı ve yakıcı tat hissinden sorumlu olan fenolik bileşikler, zeytinin duyusal özelliklerinin oluşmasına katkıda bulunuyor. Zeytinde oleuropein, tyrozol gibi çok sayıda fenolik bileşikler bulunur. Zeytinin içerdiği D vitamini kemiklerin gelişmesinde önemli rol almaktadır. Bu nedenle özellikle gelişme çağındaki, ilkokul çağındaki çocuklar zeytini düzenli şekilde tüketmeli. Sabah sofralarımızın vazgeçilmezlerinden olan zeytin, içerdiği fenolik maddeler nedeniyle daha sağlıklı ve dinamik olmamızı sağlamaktadır.''

Prof. Dr. Özcan, trafik, iş yaşamı ve benzeri nedenlerden kaynaklanan stresin, sağlığımızı olumsuz yönde etkilediğini dile getirerek, günde tüketilecek 15-20 zeytin ile bu stres ve yorgunluğun bir nebze de olsa hafifletilebileceğini, daha sağlıklı yaşam sürmemizi sağlayacağını bildirdi.
Tüketilecek zeytin yağının imkanlar ölçüsünde sızma yağ olarak tercih edilmesi gerektiğini, rafinasyon sırasında zeytin yağına has vitamin ve fenolik bileşiklerin çoğunun yağdan uzaklaştırılabildiğini anlatan Özcan, ''Zeytin yağının en önemli yağ asitlerinden biri olan oleik asidin, damar tıkanıklılıklarını önlediği araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Bu nedenle zeytin meyvesi içerdiği doymamış yağ asitlerinden dolayı hem sindirimi hem de bağırsak faaliyetini kolaylaştırmaktadır. Zeytin meyvesinde rafinasyon söz konusu olmadığı için tüm bu faydalı maddeler insan vücuduna alınabilir'' diye konuştu.
Türkiye'nin zeytin tüketiminde İspanya, İtalya, ve Yunanistan'dan sonra Avrupa'da 4. sırada olduğunu anımsatan Özcan, zeytin tüketiminin daha da artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.