Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

18 Ocak 2011 Salı

Düşünce tedavi (thought treatment) Düşünce Gücüyle Tedavi



Düşünce gücünün mucizesi artık her alanda etkinliğini hissettiriyor. Migren, Alfizem gibi fiziksel hastalıklar, düşünce gücüyle tedavi edilebiliyor. Tek yapmanız gereken, hastalıktan kurtulmayı gerçekten istemek. Hastalığın oluşma nedeni ve düşünce gücüyle tedavi ;


Fiziksel bir sorunun olduğunda listeyi kullanma yolu:


1. Sorunun zihinsel nedenine bak ve bunun senin için doğru olup olmadığını düşün.
Değilse, sessizce otur ve kendine sor: “Bende bunu yaratan hangi düşünceler olabilir”
2. Şu sözleri tekrar et: “Bilincimde bu koşulları yaratan düşünce kalıbını bırakmaya
hazırım.”
3. Yeni düşünce modelini birçok kez tekrar et.
4. İyileşmenin zaten başlamış olduğunu varsayıp, iyileşmeyi kabul et.

Addison hastalığı: (Derin boyutta duygusal yoksunluk. Kendine duyulan kızgınlık.)
“Bedenimin, düşüncelerimin, duygularımın bakımını sevgiyle yapıyorum.”

Adrenal sorunlar: (Yenilgi duygusu. Kendine aldırış etmemek. Endişe) “Kendimi seviyorum
ve onaylıyorum. Kendime bakma isteğini duyuyorum.”

Ağlamak: (Gözyaşları hayatın ırmaklarıdır. Üzüntü ve korkudaki kadar sevinçte de gözyaşı
dökülür.) “Tüm duygularımda huzur içindeyim. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.”

Ağrılar, Sızılar:
(Sevgiye hasret çekmek. Dokunulmayı özlemek.) “Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum. Sevecen ve sevilen bir insanım.”

AIDS: (Kendini reddetmek, cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu.) “Hayatın kutsal ve
görkemli bir ifadesiyim. Cinselliğimden haz duyuyorum. Kendimi seviyorum.”

Akciğer sorunları: (Hayatı kabul etmemek. Depresyon. Üzüntü. Dolu dolu bir yaşama
kendini layık görmeme.) “Hayatım mükemmel bir denge içinde. Hayatı dolu dolu yaşamaya
hakkım ve kapasitem var.”

Akıntı: (Eşe duyulan kızgınlık. Cinsel suçluluk duygusu. Kendini cezalandırma.) Başkaları,
kendime duyduğum sevgi ve saygının aynalığını yapıyor. Cinselliğimin coşkusunu
yaşıyorum.”

Allerjiler: (Kime allerji duyuyorsunuz? Kendi gücünü reddetmek) “Dünya güvenli ve dostça.
Güvencedeyim. Hayatla barış içindeyim.”

Alkolizm: (Ne yararı var? Yararsızlık, suçluluk, yetersizlik duygusu. Kendini reddetme.) “Şu
anda yaşıyorum. Her an yeni bir an. Özdeğerimi görmeyi seçiyorum. Kendimi seviyorum ve
onaylıyorum.”

Alzheimer hastalığı: (Yaşamı terketme arzusu. Hayatı olduğu gibi kabul edememek)
“Herşey doğru zaman ve mekan sıralaması içinde gelişiyor. Her şey olması gerektiği gibi
oluyor.”

Amfizem: (Yaşam korkusu. Kendini yaşamaya layık bulmama.) “Dolu dolu ve özgür
yaşamak en doğal hakkım. Hayatı ve kendimi seviyorum.”

Amnezi: (Korku, hayattan kaçış. Kendi ayakları üzerinde duramama.) “Zeka, cesaret ve
özdeğere daima sahibim. Hayatta olmayı seviyorum.”

Kaynak : "Düşünce Gücüyle Tedavi” kitabı- Louise Hay

Beynimiz için faydalı 4 bitki

Birçok şifalı bitki ve baharatın tıbbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin sağlığını da destekleyenler de var. İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak için yemeniz gereken bitkiler!

Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye odaklanmalısınız:
1. Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.
Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.
2. Adaçayı: Nane ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni Alzheimer'a
neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi.
Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.
3. Wasabi: "Japon Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.
Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.
4. Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak, kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor.
Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz. Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.

Parlayan Güzellik İçten Gelir..

Tatminsiz, üzgün,stres altın altında veya depresif bir durum içinde olduğunuzda tüm kremler, makyaj malzemeleri işe yaramaz.



Kendi içinde dengeyi sağlamışsanız stresin ve sorunların daha kolay üstesinden gelen kişi olursunuz. Yaşama karşı mutlu ve güvende hissedersiniz.. Bu memnunluk ve denge yüz ifadenize yansır.

İçimiz nasılsa dışımız da öyledir !..


İçinde yaşadığımız zihinsel ve duygusal dünya yüzümüzde, mimiklerimize ifademize, zamanla yüz hatlarımızda kendini gösterir.


Bize, çevremize tüm yaşamımıza ışık verecek tek şey içimizdeki sevgidir.
Böylece, her durumda kendimize ve çevremizdeki canlılara nasıl davranacağımızın kararı bize aittir !..


S.PEKGÖZ

Nane ve Faydaları

Dolmalarda, çorbalarda ve daha birçok yemekte güzel bir tat veren nanenin aynı zamanda sağlığınıza da sayısız yararı bulunuyor.

Bozulan midenize iyi gelen nanenin yağı düz kaslarınızın gevşemesini sağlıyor, böylece kramplarınızın iyileşmesine yardım ediyor.
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, nanenin faydasının bunlarla sınırlı olmadığını söyleyen uzmanlar, nanenin evde uygulayacağınız tedavilerde mükemmel bir baharat olduğunu belirtiyorlar. İşte nanenin 20 faydası:
Akne, eklem iltihabı, midede toplanan gazın çıkarılması, vücut kokularının giderilmesi, soğuk algınlığı ve grip, öksürük, ekstra enerji, yorgunluk, ayak problemleri, baş ağrısı, hazımsızlık, geğirme, irritabl bağırsak sendromu, hamilelik döneminde oluşan sabah bulantıları, bulantı ve kusma, ağrı kesici, cilt bakımı, boğaz ağrısı, böcek sokmaları ve ısırmaları, sinüzit.

Nanenin içeriği: Nanenin içinde 100'den fazla bileşen bulunduğunu tespit eden uzmanlar, nanenin kesin niteliği bitkinin nerede ve nasıl yetiştiğine bağlı olarak farklılık gösteriyor. Genel olarak nane bağırsakla ilgili spazmları gevşeten, karın ağrısını geçiren, burun açıcı ve topikal ağrı kesici olarak görev yapan mentol, menton, flavonoidler, fenoller, triperten ve tanen içeren uçucu yağ içeriyor.
Bilim adamları ne diyor?
Uzmanlar birçok araştırmanın bitkinin kendisinden çok nane yağı üzerine ve irritabl bağırsak sendromunu iyileştirme özelliğine odaklandığını belirttiler. Son yapılan araştırmada Tahran Üniversitesi Tıbbi Bilimler bölümünde görevli araştırmacılar, irritabl bağırsak sendromu olan 90 hastaya 8 hafta boyunca boş ilaç ile günde 3 kez nane yağı kapsülü verdiler. çalışmanın sonunda, nane yağı kapsülü içen 14 kişi ağrılarından kurtulduğunu açıkladı.
Tayvan'da yapılan bir araştırmaya göre ise, yemeklerden 15-30 dakika önce içilen nane yağı kapsülü karındaki şişkinliği, gazı ve gurultuyu önemli ölçüde azaltıyor. Bazı vakalarda ise karın ağrısının azaldığı ya da tamamen ortadan kaybolduğu belirtildi.

Kemoterapinin yan etkilerine karşı yeşilçay

Yeşilçayın, kanser hastalığının tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının etkilerini azalttığı ve ilacın etkisini ise artırdığı belirlendi.
ABD'den Emory Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Küçük ile Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Doğukan ve Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin tarafından yürütülen bir araştırma kapsamında, yeşil çay, kemoterapi ilacı verilen ve böbrek hastalığı oluşturulan ratlarda (büyük sıçan) denendi.

Prof. Dr. Kazım Şahin, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının oksidatif stres gibi bilinen birçok yan etkisi olduğunu belirterek, ratlarda denenen yeşil çayın, bu yan etkileri azalttığını saptadıklarını bildirdi. Deneyde kullanılan ve böbrek rahatsızlığı oluşturulan ratlara, 2 hafta süreyle kemoterapi ilacı ile birlikte yeşil çaydan elde edilen ''epigallocatechin-3-gallate'' maddesini verdiklerini anlatan Prof. Dr. Şahin, bu ratların, yeşil çay verilmeyen kontrol gurubundaki ratlarla karşılaştırmasını yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Kemoterapi ilaçları kontrolsüz çoğalan kanser hücrelerine etki ederken aynı şekilde vücudumuzdaki fonksiyonların devamı için aşırı çoğalan normal canlı vücut hücreleri üzerine de etki ederler. Bu da normal hücrelerin zarar görmesine ve yan etkilerinin ortaya çıkmasına neden olur. İşte bizim ratlar üzerinde yaptığımız çalışmada bu yan etkinin yeşil çay ile azaltılabileceğini tespit ettik. Yeşil çay verilmeyen ratlarda kemoterapi ilaçlarının bilinen birçok yan etkisi ortaya çıkarken, yeşil çayda bulunan 'epigallocatechin-3-gallate'' maddesini verdiğimiz ratlarda kemoterapi ilacının olumsuz etkisinin azaldığı, kemoterapi ilacının etkisini ise olumlu yönde artırdığını saptadık.''
Prof. Dr. Şahin, araştırma sonucunda elde edilen bulguların kanser hastaları için büyük önem taşıdığını ifade ederek, ''Yeşil çayın antikanserojen bir özelliğe sahip olduğu biliniyordu. Bizim araştırmamızda hangi mekanizma ile etkili olduğunu ortaya koyduk. Bundan sonra kemoterapi ilacı alan kanser hastalarına yeşil çaydaki 'epigallocatechin-3-gallate' maddesi de verilerek hastalığın yan etkileri azaltmak mümkün olacak'' diye konuştu.

30 Kasım 2010 Salı

Darwin olayı ve tarihte akılcılık-nakilcilik mücadelesi

TÜBİTAK'ın dergisinde Darwin'in sansür edilmesi birdenbire gündemin başına oturdu. Darwin ve karşıtlarının mücadelesi, dünyada akıl ve bilime karşı dogmanın mücadelesini simgeler. Bu nedenle Türkiye’de bilimin kalesi olması gereken bir kurumun akıl - dogma mücadelesinde dogmadan yana bir davranış göstermesi üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir olaydır. Atatürk'ün "en hakiki mürşit ilimdir" ilkesinden yıllar sonra ülkemizin en önemli bilim kurumu dogmadan yana tavır koyuyorsa, bunun nedenlerini ve almamız gereken önlemleri bulmalıyız.

Bilim Teknik

Gerçek, Hipotez, Yasa, Kuram nedir?

Bilimin Doğasını Anlatmakta Kullanılan Terimler

Gerçek: Bilimde, tekrar tekrar doğrulanan bir gözlem pratik olarak "doğru" kabul edilir. Ancak bilimdeki "doğru"luk hiç bir zaman son değildir. Bugün için doğru kabul edilen yarın bir değişime uğrayabilir ya da tümüyle yanlış olduğu gösterilebilir.

Hipotez: Doğal dünyaya ilişkin ve sınanabilecek çıkarımları olan, değişmeye açık bir öneri. Çıkarımlar doğrulanırsa, hipotezin doğru olma olasılığı artar. Eğer yanlışlığı gösterilirse, önerilen biçimiyle hipotez terk edilir veya değişikliğe uğrar. Hipotezler daha karmaşık ilişkiler ve açıklamalar oluşturmakta kullanılabilir.

Yasa: Belirtilen koşullarda doğal evrenin bir parçasının nasıl davranacağını gösteren bir genelleme.

Kuram (Teori): Bilimde, doğal evrene ilişkin olarak bilimsel anlamda gerçekleri, yasaları, çıkarımları ve sınanmış hipotezleri içeren ve kuvvetle desteklenen bir açıklama.


Evrimin "bir bilimsel gerçek olarak değil, yalnızca bir kuram" olarak öğretilmesini isteyenler, gerçekte bu sözcüklerin genel kullanım anlamlarıyla, bilimsel anlamlarını karıştırmaktadırlar. Bilimde, bulguların birikimiyle kuramlar gerçeğe dönüşmezler. Tam tersine, kuramlar bilimin son noktasıdır. Kuramlar, yoğun bir gözlem, deney ve bilimsel yaratıcılık sonucu geliştirilmiş ileri bir anlayışı gösterirler. Çok büyük miktarda bilimsel gerçek, sınanmış hipotez ve mantıksal çıkarım içerirler. Bu anlamda evrim, en güçlü ve yararlı bilimsel kuramlardan biridir.

Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi (NAS)