Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

romantizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
romantizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2011 Perşembe

Demokrasinin beşiği kabul edilen bir ülkede monarşi nasıl oluyor da varlığını sürdürüyor?

Romantizm, ihtişam, gelinlik vb gibi daha sürükleyici sohbet başlıklarının gerisinde kalsa da, "Demokrasinin beşiği kabul edilen bir ülkede, üstelik de 21. yüzyılda, monarşi nasıl oluyor da varlığını sürdürüyor?" sorusu hem İngiltere'de hem de dünyada bir kez daha sorulur oldu.
Bu soruya verilebilecek en temel yanıt, İngiltere kamuoyunda ve dolayısıyla da siyasetinde aksi yönde güçlü bir talep olmaması, monarşi karşıtlarının onu kaldıracak bir girişime yeterli destek bulamaması galiba.
Peki neden?

30 Nisan 2010 Cuma

Asla, size verilen her şeye kanmayın. Bilinçli olun, kuşku duyun.

Faşizm insana düşman

"Beyaz Bant" (Das weisse Band), özgün, sert ve sorgulayan bir sinema dilinin sürükleyicisi Haneke Usta'dan, faşizm denilen lanet, zalim ve hain rejime ve elbette, yozluğu tetikleyen ve din adı verilen heyulaya yönelik köy ölçeğinde sağlam ve yoğun bir eleştiri, hiç kuşkusuz.
Etkin ve yetkin yönetmen Michael Haneke, Altın Küre’li Beyaz Bant’ta yine hileli yönlendirmeyi kullanıyor ve bizce diyor ki: “Asla, size verilen her şeye kanmayın. Bilinçli olun, kuşku duyun.” Evet, yaklaşık iki buçuk saat boyunca siyah beyaz kurgulanan acımasız ve buyurgan bir dünyaya sürükleneceğiz. Birinci Paylaşım Savaşı’nın öncesinde köyün birinde (Protestan Kuzey Almanya-1913), kadınlar ve çocuklar suiistimal edilir, erk adına salt kötülük, bazı erkeklere adanır. Gündelik yaşamın kâbusa çevrildiği yerde ilk örselenen de masumiyet olur. Gerilimi yol boyunca yedeğinde tutan öykü, bir öğretmenin anılarından demleniyor ve nazizm belasına sarınarak dünyaya korku salacak bir ülkenin temellerinin nasıl atıldığı özetleniyor. Kötülük işbirlikçisi ve tetikleyicisi bir Tanrı söylemi, sadist ve otoriter tipler, korkuyla sertleşen çocuk yürekler, hayvan muamelesi yapılan kadınlar... Kırsalın yalnızlığı, diz boyu bir bağnazlık, sömürmekle özdeş burjuvazi... Kollardaki ve saçlardaki beyaz bantlar, disiplin yelpazesi altında işlenen suçlara dair... Erek, kişiliğin gelişmemesi, mutlak istek; robotlaştırmak... İpucunu seyirciye bırakan, öğretmeye yeltenmeyen ama düşündüren bir film bu... Soğuk, mesafeli, hazmı zor... Ancak inadına güzel ve akılda kalıcı... Kaçırmayın.