Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

11 Ekim 2016 Salı

Yunuslar Hakkında

Yunuslar Hakkında Bilmedikleriniz
Yunuslar da yarasalar gibi yönlerini bulmak ve avlanmak için seslerini kullanırlar. Yüksek frekanslı sesin objelere ya da diğer canlılara çarpıp yansıması sonucu oluşan ekodan faydalanırlar.

Boğulmalarını engellemek amacıyla yunuslar uyuduklarında beyinlerinin sadece yarısı uykuya dalar, bu şekilde uyanık kalan yarısı sayesinde nefes almaya devam edebilirler.

Tüm memelilerden farklı olarak yunusların bebekleri anne karnından kuyrukları önde çıkar.

Yunuslar 260 metre derinliğe kadar dalabilirler.
Her yunusun kendisine has imzası ya da adı olarak adlandırabileceğimiz bir “ıslığı” vardır.

Kullandığımız sıvı sabunlara dikkat etmeliyiz.

Sıvı sabunlar, bulaşık deterjanları ile şampuan hammaddelerinin orantıları değiştirilmiş halidir. Sabunun sıvılaştırılmışı değildir. 

sıvı sabun kullanımı ile ilgili görsel sonucuBu temizlik mamullerinin içerisindeki kimyasallar insan vücudunda karbon yapımızı kırarak veya oksijeni tüketerek tamiri imkânsız hastalıklara yol açarlar. Sentetik temizlik ürünleri vücuduma dokunmasın gitsinler istiyorsanız yapılacak bir şey vardır:
-Şampuan veya body jel kullanmışsanız 2.000 kg (2 ton veya 250 orta boy kova dolusu) su ile durulanmanız gerekir. 

Bu mamulleri kullandığınız zaman bir diğer tesir ve etkisi ise çevre kirliliğidir. Bunların içerisindeki kimyasalların başlıca özellikleri bulundukları yerde oksijeni tüketmeleridir. Oksijensiz bir yerde ise hayat olmaz. 

Bütün bu sebeplerden ötürü kullandığımız sıvı sabunlara dikkat etmeliyiz. 
Yaşam ve İnsan için herşey Genel Kültür, Bilgi Bankası

4 Eylül 2016 Pazar

Her insanın sesi neden farklıdır?


İNSAN SESİNDEKİ MUHTEŞEM SİSTEM VE YARATILIŞ
-Her insanın sesi neden farklıdır?
-Neden kadınlar erkeklere göre daha ince seslidir?
-Diğer canlılara oranla insan gırtlağının çok daha aşağıda yaratılmış olmasının hikmeti nedir?
-Bebekler doğduklarında neden gırtlakları yukarıdadır?
-Ses konuştuğumuz anda oluşmasına rağmen nasıl olup da her seferinde aynı çıkmaktadır?

Sesimizin oluşabilmesi için gırtlaktaki kaslar, dil, dişler, damak, dudaklar gibi pek çok organ ve hava birbiri ile mükemmel bir uyum içerisinde çalışır. Ancak ses oluşumunda kullanılan organlar ve hava gibi etkenler aynı olmasına rağmen her insanın sesi farklı olabilmektedir.

Ses ve konuşma çevre ile iletişim kurabilmenin, düşünceleri, sevinç, üzüntü gibi duyguları farklı ses tonları kullanarak anlatabilmenin tek yoludur. İnsan sesi çok çeşitli tonlamalar meydana getirmesi ile bugüne kadar

27 Haziran 2016 Pazartesi

Medeniyet Tanımayan Kabile; Chang Tang-Pa


Tibet-Hindistan sınırında yaşayan kabilenin ileri gelenlerinden vize alan İngiliz fotoğrafçı Cat Vinton, 2 ay birlikte yaşadığı kabile ile geçirdiği zamanı fotoğraflayarak hayatlarını kayıt altına aldı.

1. Kaygana yapımı

Kaygana yapımı

2. Yaşlandık galiba ama dinciz

Yaşlandık galiba ama dinciz

3. Çoban dayı

Çoban dayı

4. Yayla zamanı

Yayla zamanı

5. Kimse var mı ?

12 Haziran 2016 Pazar

Déjà Vu Nedir?

İlk kez başınıza gelen bir olayı sanki geçmişte de aynen yaşamışsınız düşüncesine kapılma durumu déjà vu olarak adlandırılıyor. İnsanların %60-%80’inin hayatları boyunca en az bir kez déjà vu yaşadığı biliniyor. Ancak déjà vu hâlâ anlaşılabilmiş değil. Bu durumun en önemli sebebi, déjà vu’yu tetikleyen herhangi bir etken bilinmediği için laboratuvar ortamında déjà vu ile ilgili çalışmalar yapmanın çok zor olması. Déjà vu hakkında tüm bilinenler bu deneyimi yaşamış insanların söylediklerine dayanıyor.

Anılar beyinde temporal lobda saklanır. Dolayısıyla déjà vu’nun anlaşılabilmesi için temporal lob ve hafıza

10 Haziran 2016 Cuma

22 Mayıs 2016 Pazar

Erteleme hastalığından nasıl kurtulabiliriz?

Niçin Erteliyoruz?

     Yapılması gereken bir işi neden tam vaktinde yapmıyoruz? Her ne kadar psikiyatrik hastalıklar listesinde adı geçmiyor olsa da toplum içinde bu durum "erteleme hastalığı" olarak biliniyor. Peki erteleme hastalığından nasıl kurtulabiliriz?




Erteleme, bir hastalık değil, disiplin sorunu


   Yapılması gereken işleri ertelemek, toplumda yaygın olarak görülen alışkanlıklardan biri. Hemen hemen tüm argümanlar hazır olsa da yapılacak işin başına oturamamaktan şikayet edilir her zaman. Bu erteleme sorunu sabah uyanırken kurulan alarmdan sınav döneminde çalışmaları son güne bırakmaya, bilgisayar güncellemesinde hâlâ eski programı kullanmaktan en riskli işlere dahi bir türlü başlayamamaya kadar birçok yerde ortaya çıkıyor. Bütün bunların istemsiz gerçekleştiğinin sanılmasının aksine erteleme; bir hastalık değil, disiplin sorunu.