Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

22 Mayıs 2016 Pazar

Erteleme hastalığından nasıl kurtulabiliriz?

Niçin Erteliyoruz?

     Yapılması gereken bir işi neden tam vaktinde yapmıyoruz? Her ne kadar psikiyatrik hastalıklar listesinde adı geçmiyor olsa da toplum içinde bu durum "erteleme hastalığı" olarak biliniyor. Peki erteleme hastalığından nasıl kurtulabiliriz?




Erteleme, bir hastalık değil, disiplin sorunu


   Yapılması gereken işleri ertelemek, toplumda yaygın olarak görülen alışkanlıklardan biri. Hemen hemen tüm argümanlar hazır olsa da yapılacak işin başına oturamamaktan şikayet edilir her zaman. Bu erteleme sorunu sabah uyanırken kurulan alarmdan sınav döneminde çalışmaları son güne bırakmaya, bilgisayar güncellemesinde hâlâ eski programı kullanmaktan en riskli işlere dahi bir türlü başlayamamaya kadar birçok yerde ortaya çıkıyor. Bütün bunların istemsiz gerçekleştiğinin sanılmasının aksine erteleme; bir hastalık değil, disiplin sorunu.

    Toplum içinde ‘erteleme hastalığı’ olarak bilinen bu durum, psikiyatrik hastalıklar listesinde yer almıyor. Bu sebeple bir hastalık olarak adlandırılmıyor. Erteleme, daha çok, bireyin hem kendisini hem de sonuçları itibariyle çevresindekileri zor durumda bırakan bir disiplin sorunudur. Kronik hale gelen bu durumun mükemmeliyetçilik ve kaygıdan kaynaklanır. İnsanın en iyisini yapma çabası ortaya bir şey koyamama düşüncesine dönüşebilir. Birey zihninde o kadar çok alternatif ve en iyisini yapabilme hedefi geziniyor ki, bütün bu ihtimalleri yerine getirmek ya zaman alıyor ya da bir yerde çıkan bir sorunla ilerleme tıkanıyor. ‘En iyisi olmayacak’ düşüncesi bu işi zihinde erteliyor.”



     Sürekli erteleme sorunu yaşayan insanların ‘Ya yanlış olursa, ya eksik olursa, ya eleştiri alırsam’ gibi kaygılar taşıdığı için bu durumun kişiye sürekli zihinde erteleme komutu verir. Bu kişiler tembel değil, hata toleransının zayıf olduğu kişilerdir. Aşırı kaygılı insanlarda görülen nevrotikliğin bu durumla bir bağlantısı olabilir.


Erteleme sorunu öfke patlamasına dönüşebiliyor





     Bu kişilerin yapacakları işleri ertelediklerinde, kaygıları daha da artar ve depresif duygulanımlar ile birlikte öfke patlamalarına dönüşür. Kaygı, erteleme hastalığının hem sebebi hem sonucu ile ilişkilidir. Ebeveynin ‘Seni severim ancak başarılı olursan, seni takdir ederim ancak hata yapmazsan, sana değer veririm ancak birinci gelirsen’ gibi şartlı sevgi, ilgi ve takdirlerinin çocukta ortaya koyacağı performansla
 ilgili kaygı oluşmasına sebep olur. 

     Erteleme, genelde çocukluğunda kendisini ispatlama çabası içinde olan veya bir şeyleri zor elde etmiş
 bireylerde görülür. Çocuk bazen de kendisine bir kural oluşturabiliyor. ‘Hata yaparsam, annem üzülür, babam beni sevsin, kimseyi üzmeyeyim, abim gibi olayım, öğretmenim kızmasın’ gibi. Yani çocukta oluşan takdir görme, kabul edilme, huzur bulma gibi ihtiyaçlar da onu bu duruma sokabiliyor.


Yaşam ve İnsan için herşey Genel Kültür, Bilgi Bankası

Hiç yorum yok: