Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

4 Eylül 2016 Pazar

Her insanın sesi neden farklıdır?


İNSAN SESİNDEKİ MUHTEŞEM SİSTEM VE YARATILIŞ
-Her insanın sesi neden farklıdır?
-Neden kadınlar erkeklere göre daha ince seslidir?
-Diğer canlılara oranla insan gırtlağının çok daha aşağıda yaratılmış olmasının hikmeti nedir?
-Bebekler doğduklarında neden gırtlakları yukarıdadır?
-Ses konuştuğumuz anda oluşmasına rağmen nasıl olup da her seferinde aynı çıkmaktadır?

Sesimizin oluşabilmesi için gırtlaktaki kaslar, dil, dişler, damak, dudaklar gibi pek çok organ ve hava birbiri ile mükemmel bir uyum içerisinde çalışır. Ancak ses oluşumunda kullanılan organlar ve hava gibi etkenler aynı olmasına rağmen her insanın sesi farklı olabilmektedir.

Ses ve konuşma çevre ile iletişim kurabilmenin, düşünceleri, sevinç, üzüntü gibi duyguları farklı ses tonları kullanarak anlatabilmenin tek yoludur. İnsan sesi çok çeşitli tonlamalar meydana getirmesi ile bugüne kadar
yapılmış tüm müzik aletlerinden milyonlarca defa daha olağanüstü bir yapı ve işleyişe sahiptir. Müzik aletlerinin zaman içinde eskimesi, bozulması ve her zaman bakıma muhtaç olmasına karşın, sesimiz bozulmadan, eskimeden, kendi bakımını sürekli kendisi yaparak, yaşadığımız süre boyunca bize hizmet eder.

İnsan ağız, akciğerler ve ses tellerini kullanarak ses çıkarır. İnsanın sesi,  konuşmasına, şarkı söylemesine, mırıldanmasına, bağırmasına olanak verir.  İnsan sesinin oluşması için önce akciğerlerden gelen hava soluk borusuna dolar ve buradan dışarı çıkar.  Soluk borusunun üst bölümünde gırtlak yer alır. Gırtlakta ses telleri bulunur.  Sert lifleri andıran ses telleri  tıpkı bir kemanın telleri gibi iş görür. Akciğerlerden gelen hava ile titreşirler ve insan sesinin çıkmasını sağlarlar. İnsanlar gırtlak kasları, ağız, dudak ve dişlerinin yardımıyla  bu sesleri sözcüklere dönüştürürler.

Ses Tellerinin Görevi

İnsan sesini oluşturan  en önemli organlar, ses telleri ve onların bağlı bulunduğu kaslardır. Bunlar gırtlağın içinde bulunan mukus tepesi ile kaplı bir çift kastır. Gırtlağın ön kısmında halka biçiminde olan kalkansı kıkırdakların arkasında yer alır. 

Sesin üretilebilmesi için  ''V'' şeklindeki tellerin ''II'' şekline gelmesi gerekir. Ancak eğer birbirlerine çok yaklaşırlarsa veya yeterince gergin değillerse ses kalitesi düşer, hatta konuşma gerçekleşmez. 

Ses tellerinin boyu sesin kalınlığını belirler. Ses telleri ne kadar uzun olursa, ses o kadar ince çıkar. Kadınların erkeklere oranla daha ince sesli olmalarının temelinde yatan neden de budur. Çünkü kadınların ses telleri erkeklerin ses tellerinden daha uzundur.

İnsan dışında hiçbir canlının sesini dinleyerek onun cinsiyetini ayırt edemeyiz. İnsan bu açıdan farklıdır. Konuştuğumuz insanı görmesek bile ses tonundan onun kadın mı yoksa erkek mi olduğunu hemen anlayabiliriz.  Bu elbette Yüce Allah'ın insanlara bahşettiği çok özel bir detaydır. 

Ses tellerinin ses çıkara bilmesi için aralarındaki mesafe, uzunluk, gerilim gibi birçok özelliğin çok ince düşünülmesi ve hesaplanması gerekir. Sadece ses telindeki bu detaylar düşünüldüğünde bunların tesadüfen geliştiğini  iddia etmek elbette imkansızdır.   Ses telleri, bunların titreşimi gibi bir çok detay, Yüce Allah'ın üstün akıl ve her şeyi bir ölçü ile yaratmasının  en güzel delilidir.

Gırtlağın Görevi

Sesin oluşumundaki detaylar sadece ses telleri ile sınırlı değildir. Nefes borumuzun ağız boşluğuna açılan kısmında yer alan gırtlak boyunca, ses telleri dışında uzanan başka kaslar da vardır. Bu kaslar,  teller arasındaki hava boşluğunu ve tellerinin uzunluğunu kontrol ederler ve ses tellerinin titreşe bilmesi, hava akımının geçebilmesi için gırtlağı oluşturan diğer kaslardan bağımsızdır.

İnsan gırtlağındaki konuşmaya yönelik başka bir detay, diğer canlılara oranla insan gırtlağının çok daha aşağıda yaratılmış olmasıdır. Bu detay gırtlaktan çıkan nefesin farklı seslere dönüşmesini sağlar.  Gırtlağın bu özelliğinden dolayı nefes borusuna sürekli besin kaçma ihtimali vardır. Bundan dolayı yeni doğan bebeklerin gırtlakları yetişkinlere göre yüksektedir. Böylece henüz konuşamadığı için gırtlak yapısına gereksinim duymayan bir bebek, süt emerken aynı anda nefes alabilir ve yetişkinlerde olduğu gibi yuttuklarının nefes borusuna oradan da akciğerlere kaçma riski taşımazlar. Ancak ileride konuşma için zorluk çıkaracağından, çocuk konuşma çağına girmeden gırtlak aşağıya iner.  Yani tam gereken zamanda tam gereken şekilde gelişir. 

Ağız, Diş, Burun ve Dilin Organizasyondaki Görevi

Dünyanın dört bir yanında farklı diller konuşulur. Fakat tüm insanların ağızlarından benzer harf sesleri çıkar.  Çünkü insanlar Yüce Allah'ın ilhamıyla harfleri söylerken hep aynı organlarını kullanırlar.  İnsanlar her iki dudakları ile ''P'' ve ''B'', Dudak ve Dişleri ile ''F'' ve ''V'', Dilin ön kısmı ile ''T'' ve ''D'' Dilin arka kısmı ile ile de ''K'' ve ''G'' seslerini çıkarırlar. 

Hiç bir bebek doğduğu zaman harfleri söylerken ağız boşluğunu nasıl kullanacağını bilmez.Fakat konuşma zamanı geldiğinde Afrika'daki kabilede yaşayan bir çocuk da, New York'ta oturan bir çocuk da harfleri aynı şekilde söyler. Kuşkusuz bu büyük bir mucizedir ve konuşmanın tek kaynaktan Yüce Allah'tan  gelen ilham ile yapıldığının en güzel delilidir. 

Konuşma esnasında bazı organların diğerlerinden daha baskın kullanılması ise gerek konuşmanın anlaşılması gerekse dinleyenin algılamasında sorunlar oluşturur.  Örneğin konuşurken gırtlak bölgesini kullananların sesi parazitli çıkar ve rahat duyulabilmelerini zorlaştırır.

Sadece ağız boşluğunu kullanan kişiler ağızlarını yeteri kadar   açmadıkları için ''A'' ya da ''O'' yerine ''I'' sesi çıkarır ve bu kişinin seslerini duymak güçleşir.

Yalnızca burun bölgesini kullanan kişilerin  sesi ise tonsuz, enerjisiz ve uğultu halinde çıkar. Bu sorunun nedenlerinden biri yumuşak damağın yeterince çalışmamasındandır. Yumuşak damağın görevlerinden biri, seslerin burun yoluyla çıkmasını engellemek için burun yolunu kapamaktır.  Çünkü bazı sesler burun yoluyla çıkmak ister, bu durumda yumuşak damak o bölgeyi kapatır. Ve seslerin doğru çıkmasını sağlar. 

Şüphesiz burada birkaç örnekle işaret edilen detaylar, seslerin doğru bir biçimde çıkması için tüm sistemin belirli hareketleri aynı anda yapması gerektiğini ortaya koyar. Hiçbirimizin farkında olmadan gerçekleştirdiği bu organizasyon Yüce Allah'ın üstün aklının sonuçlarından biridir.

Tüm konuşmaların organizatörü beyindeki bir bölgedir. Burada düşüncenin ana yapısı oluşur, kulak ve gözlerden gelen sinyallerle birleştirilir ve boğaza gönderilir. Hayvanların beyinlerinde böyle bir bölge yoktur. Bazı papağan ve muhabbet kuşu hatta karga türlerinin  konuşabilmeleri ise bilinçli bir konuşma şekli değildir.  Sadece ezberleme ve tekrar edebilme yeteneklerinden kaynaklanır. 

Buraya kadar anlatılanlar sesin oluşabilmesi için tüm insanlarda olması gereken mucizevi detaylardır. Mucizenin bir diğer tarafı ise tıpkı parmak izi gibi her insanın kendine özgü sesinin olmasıdır. Peki bu mucize nasıl gerçekleşir?

Sesimizdeki Kimlik

Bugüne kadar yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan milyarlarca insan birbirinden farklı ses tonlarına sahiptir ve sahip olacaktır. Bu büyük bir nimettir.  Çünkü bu nimet vasıtasıyla insanlar arasındaki iletişim kolaylaşır., birbirlerini görmeseler bile seslerinden tanıyabilirler. Ayrıca insanların zevk alacakları şarkıları dinleyebilmeleri de ancak ses tonlarının farklı olmasıyla mümkündür. Herkesin sesinin aynı olduğunu düşünürsek farklı insan sesleri olmayacağından tek düze bir müzik anlayışına sahip olurduk. Bunun yanında aynı ses tonuyla bütün insanların telefonla irtibat kurmaları pek çok acıdan riskli ve güç olurdu. Çünkü herkes birbiri adına konuşma yapabilir, bu durumda insanları ayırt etmek mümkün olmazdı. 

Ancak Alemlerin Rabbi olan Allah büyük bir nimet ve lütuf olarak insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak ve zevk alacakları şarkılar ve sohbetler oluşturmak için, onları birbirinden farklı ve benzersiz ses tonları ile yaratmıştır. Peki bu nasıl gerçekleşmektedir. 

Kadınların seslerinin erkeklere oranla daha ince bir yapıya sahip olmasının nedeni ses tellerinin daha bir yapıya sahip olması  ile bağlantılıdır.  Kadınlara ait ses tellerinin uzun olması, onların sesinin daha ince olmasına neden olmaktadır.  Erkeklerin ses tellerinin kısa olması ise kalın bir yapıya sahip olmasına neden olur. 

İnsan sesi birden  çok faktörün bir araya gelmesiyle meydana gelmektedir. Bu faktörlerin fazlalığı oluşan sesin farklı olmasına yol açar.  Bir sesin oluşmasında en az 11 karakteristik nokta etkilidir. Bunlar nefes ile başlayan ve içinde ses teli, gırtlak, boğaz, dil, diş dudak olarak devam eden unsurlardır.  İşte bu 11 kişisel özellik sesin oluşmasına etki eder. Sesin oluşmasında beynin gönderdiği sinyaller etkili olduğu için kişinin içinde bulunduğu durum, gözlerden ve kulaktan gelen uyarıcılar da etkilidir. Ayrıca gırtlaktaki hava akımı da sesin farklı tonlarda çıkmasında etkili bir unsurdur. 

Ses çıkarabilmemiz için sadece yukarıda sayılan sistemlerin varlığı da yetmemektedir. Aynı zamanda havanın varlığı da şarttır. Üstelik bu hava her insanın gırtlağında farklı girdaplar çizerek sesin kişiye özel olmasını sağlamaktadır.

Sesimizin sadece kendimize özgü olmasını sağlayan sebep jet makineleri çevresindeki girdapların ses üretmeleri aynı yapıdadır.  Bu konuda Cincinnati Üniversitesinden tıp doktoru Sid Kosla ve ekibi jet makineleri ile ilgili uzun süreli araştırmalar yapmışlardır  ve bu araştırmalarda şu sonuca varmışlardır.

Akciğerlerden çıkan hava akımı gırtlak boyunca tıpkı ses motorlarındaki gibi  girdaplar yaparak ses üretmektedirler. Eğer görülebilseydi dönen duman halkalarına benzeyecek olan bu girdaplar, her insanda farklı ton oluşturan seslere dönüşürler. Ancak bu girdapların oluşum mekanizmaları insan aklıyla çözebileceğimizden çok daha karmaşıktır. 

İnsanın oluşum mekanizması hakkında bile tam bir bilgiye sahip olmadığı ve kendine özgü ses yapısının ortaya çıkmasında hiçbir katkısı olmadığı çok açıktır. Kişiye özel ses elbette Yüce Allah'ın yaratma sanatındaki aklın üstünlüğü gösterir. 

Sonuç olarak sesin oluşması için vücudumuzda pek çok organ birbiri ile tam bir uyum içinde çalışır. Bu organlardan bir tanesinin eksikliği veya görevini tam zamanında yerine getirmemesi sesin oluşumunu engeller. Bu nedenle sesi oluşturan tüm sistemin aynı anda, eksiksiz bir biçimde ortaya çıkması ve her birinin görevini bilip kusursuzca işlevini yerine getirmesi gereklidir. Tıpkı bir keman yapan ustanın ancak müzik aletinin bütün parçalarını aynı anda bir araya getirmesi ile sesin çıkması gibi, sesle ilgili donanımımız da Yüce Allah tarafından bir anda yaratılmıştır.

VE biz konuşmak özel bir çaba harcamayız. İstediğimiz sözcüklerin ağzımızdan dökülmeleri için ses tellerinin hangi açıklıkta ne kadar titreşmesi gerektiğini, ağzımızdaki, dilimizdeki, boğazımızdaki yüzlerce kastan hangilerinin hangi sıra ile kaç defa ne oranda kasıp gevşeteceğimizi, ciğerlerimize kaç santimetreküp hava alıp bu havayı
hangi hız ve aralıklarla boşaltmamız gerektiğini oturup da hesaplamayız.  İstesek de bunu yapamayız.Çünkü ağzımızdan çıkan tek bir kelimenin oluşumu, insanın solunum sisteminden sinir sistemine, kaslarından kemiklerine kadar uzanan pek çok yapının uyumlu çalışmasının bir sonucudur 

Yaşam ve İnsan için herşey Genel Kültür, Bilgi Bankası

Hiç yorum yok: