Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

evrime etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
evrime etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2011 Salı

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (1/2)

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (1/2)
Sahne: Rocky Dağları
Oyuncular:


Contorto Çamı 

Sincaplar

Çapraz gagalı kuşlar



Olay örgüsü

Rocky Dağları’nın büyük bölümünde, sincaplar Contorto çamı tohumlarının önemli bir

avcısıdır. Çam kozalaklarını ağaçlardan toplar ve kış boyunca depolarlar. Ancak, çam ağaçları savunmasız değildir: sincaplar, ağır ama daha az tohum barındıran büyük çam kozalaklarıyla epeyce uğraşmak zorunda kalırlar. Bu bölgelerde yaşayan çapraz gagalı kuşlar da çam tohumu ile beslenirler, ama tohumları ilk ele geçiren sincaplardır ve bu yüzden kuşlar yeterince tohum bulamazlar.

Yine de, sincapların olmadığı birkaç yalıtılmış bölgede, çapraz gagalar en önemli Contorto çamı kozalağı avcılarıdır. Ağaçlar yine savunmasız değildir: çapraz gagalar büyük ve kalın pullu kozalaklardan tohumu çıkarmakta epeyce zorlanırlar. Ama kuşların bir karşı saldırı yolu vardır: kimi çapraz gaga kuşları daha derin, kısa ve daha az kıvrılmış gagalara sahiptir ve bu çetin kozalaklardan tohum çıkarmakta çok daha iyidirler.

Sahne kuruldu ama soru hala yanıt bekliyor: birlikte evrim gerçekleşti mi? Birlikte evrimin varlığını kanıtlamak için avın (ağaçlar) avcıya (sincaplar ya da kuşlar) karşılık vermek üzere evrildiğini ve avcının da ava karşılık olarak evrildiğini gösteren delillere ihtiyacımız var. Araştırmacılar Craig Benkman, William Holiman ve Julie Smith, gözlemlerinin birlikte evrim varsayımını destekleyip desteklemeyeceğini görmek için işe koyuldular.


Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon

12 Kasım 2010 Cuma

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (1/2)

Sahne: Rocky Dağları
Oyuncular:


Contorto Çamı

Sincaplar

Çapraz gagalı kuşlar



Olay örgüsü
Rocky Dağları'nın büyük bölümünde, sincaplar Contorto çamı tohumlarının önemli bir avcısıdır. Çam kozalaklarını ağaçlardan toplar ve kış boyunca depolarlar. Ancak, çam ağaçları savunmasız değildir: sincaplar, ağır ama daha az tohum barındıran büyük çam kozalaklarıyla epeyce uğraşmak zorunda kalırlar. Bu bölgelerde yaşayan çapraz gagalı kuşlar da çam tohumu ile beslenirler, ama tohumları ilk ele geçiren sincaplardır ve bu yüzden kuşlar yeterince tohum bulamazlar.

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (2/2)

Bu araştırmayı yapan bilim insanları, varsayımlarına dayanarak bazı tahminlerde bulundular:

1. Çam kozalaklarının arasında coğrafi farklılıklar olmalı.

Eğer ağaçlar tohumlarıyla beslenen avcılara yanıt olarak evrildilerse, kozalaklarda coğrafi farklılıklar gözlememiz gerekir: Sincapların birincil tohum avcısı olduğu bölgelerde, ağaçların sincaplara karşı daha güçlü savunmaları olmalı ve kuşların birincil avcı olduğu yerlerde ise ağaçların kuşlara karşı daha güçlü savunmaları olmalı. Gerçekten de böyle olduğunu görmekteyiz. Sincapların baskın olduğu bölgelerde, kozalaklar daha ağır ve daha az tohumluyken daha ince pula sahip (Bkz: Soldaki kozalak). Sadece çapraz-gagaların olduğu yerlerde ise, kozalaklar daha hafif, daha çok tohumlu ve kalın pullara sahiptir (Bkz: Sağdaki kozalak).



Sincaplara uyarlanmış Contorto çamı kozalakları – çapraz gagalar için daha kolay bir av


Çapraz gagalara uyarlanmış Contorto çamı kozalakları – sincaplar için daha kolay bir av


2. Avcıların coğrafi farklılıkları, avdaki farklılıklarla uyum sağlamalı.


Eğer çapraz gagalar çamlara yanıt olarak evrildilerse, kuşlarda da coğrafi farklılıklar gözlemlememiz gerekir: kozalak pullarının ince olduğu yerlere (aşağıda sağda) kıyasla kozalak pullarının kalın olduğu bölgelerde yaşayan kuşların daha derin ve daha az kıvrık gagalarının olması gerekir (aşağıda solda). Bunun gerçek hayatta da doğru olduğu görülüyor.



Resimdeki kırmızı renkli çapraz gaga dişisinin daha az kıvrık bir gagası var.


Bu kırmızı renkli erkek çapraz gaganın daha çok kıvrılmış bir gagası var.


Böylece ağaçların kuşlara (ve de sincaplara), kuşların da ağaçlara uyarlandığına dair kanıt sağladık. (Ancak sincapların ağaçlara uyum sağladığını gösteren herhangi bir delilimizin olmadığına da dikkat etmekte fayda var.) Bu duruma niçin “birlikte evrim aracılığıyla silahlanma yarışı” dendiğini anlamak oldukça kolay: evrimde yükselen bir değerin bu eğilimi sürdürerek daha da yükselmesi olası görülüyor. Doğal seçilim daha kalın pullu çam kozalaklarını tercih ediyor. Bu da daha derin gagalı kuşların tercih edilmesine neden oluyor. Daha derin gagalı kuşlar, daha da kalın pullu kozalakların seçilmesine neden oluyor… ve bu süreç böyle devam edip gidiyor…

9 Kasım 2010 Salı

Evrim fobisi

''Çalınan bir yüzüğün senin cebinden çıkması bu yüzüğün senin tarafından çalınmış olduğunu kanıtlar mı?"



Bir gün hakimlik görevinde bulunan bir arkadaşım, "Çalınan bir yüzüğün senin cebinden çıkması bu yüzüğün senin tarafından çalınmış olduğunu kanıtlar mı?" diye sordu. Elbette yüzüğü cebime bir başkası koymuş olabilirdi. "Peki yüzüğü bir başkası neden özellikle senin cebine koysun?" dediğinde ise "Belki benim hırsız olmam bir başkasını memnun edebilir" dedim. "Neden senin hırsızlığın bir başkasını memnun etsin ki?" şeklinde bir soru daha sordu. Elbette bunun çok çeşitli nedenleri olabilirdi. Aklıma ilk gelen nedenleri sıraladım. Gördük ki sağlam bir kanıt olmadığında benim hırsız olmam hukuken olanaksızdı. Ben hırsız bile olsam bu gerçek ispatlanamadığı sürece masumdum.


Biyoloji bilimini öğrenebilmek ve uygulayabilmek için evrim teorisi bilmek zorundasınız. Bunda kuşku gerektirecek hiçbir yön yok. Bu yüzüğün varlığı kadar gerçektir. Yüzük kimin cebinde olursa olsun vardır. Bu varlık mantıklı kimseler tarafından inkar edilemez. Evrim Teorisisinin belirlediği canlıların sınıflandırılması (sistematik) günümüz biyoloji biliminin en temel verisidir. Bu veri olmadan canlılar, kaba bir tabirle basitten gelişmişe sıralanamayacak ve en baştan biyoloji yöntem olarak öğretilemeyecektir. Sanırım buna itiraz etmek sadece evrim teorisine fobik bir yaklaşımdan öteye geçemez.

Ancak ortada yüzüğün çalınmış olduğu sorunu var. Böyle bir sorun elbette bize yüzük gerçekten çalındı mı yoksa yüzüğe çalınmış süsü mü verildi şeklinde bir ikincil şüphe verecektir. Amaç yüzüğü çalmak mı yoksa yüzük kullanılarak birini hırsız ilan edip onun itibarına leke sürmek mi? İşte bizim ülkemizde evrim teorisi konusunda buna benzer şekilde oluşmuş bir ikincil sorun var: Evrim teorisi bir din midir? Faşist/Komünist bir refleks midir? Evrim düşüncesi karanlık bir düşünce midir ve bu düşünceye saplanıldığı zaman toplumsal ve dini yönlerimizden doğan pozitif değerler yok mu olur? Yani evrim canlıların oluşumuyla ilgili bir teori süsü verilmiş dinsizleştirme kuramı ya da projesi midir?

Bu teoriyi bir tehlike olarak görüyor ve korkuyoruz, tabiri caizse bu korku çerçevesi bizleri korkulan şeye saldır şeklinde güdülüyor. Anlamadan dinlemeden saldırmaya başlıyoruz. Yani elimizde mantık sınırları içinde evrimin olmadığına dair sağlam tek bir kanıt yok ama bizler gene de evrim teorisi konusunda korkular içindeyiz. Yılan ölünce zehri de ölür zihniyetiyle bilimsel bir konuyu dalga konusuymuş gibi maymundan mı geldik basitliğinde tartışıp öldürmeye çabalıyoruz. İlkokuldan başlayarak bu teoriyi küçümsüyor ve önyargı oluşturuyoruz. Bu önyargı biyoloji bölümünde okuyan gençlerin büyük bir bölümünde dahi var. Şöyle ki evrim dersinden okulu uzatan bir biyolog adayı, arkadaşlarına, “ulan adam maymundan geldiğini sanıyor, aklı bu kadar işte bana da Cuma Namazına gittiğim için takmıştı zaten. Şimdi memnun olmuştur” diyebiliyor. Sanırım bu sosyolojik bir hadise. Dine inanmayan birisinin dine inanlara antipatisi olduğunu savlayan (genellemeci) hastalıklı bir düşünce var. Evrim konusu da bu paralelde bilimsel bir olgudan çok dini bir olgu gibi algılanmakta ve kutuplaşmalar doğurmaktadır. Yani yüzüğü beni sevmeyen birisinin benim cebime koymuş olabileceği, beni hırsız diye damgalayarak itibarıma leke sürmeyi planladığı paranoyası gibi ihtimalen çok uzak değil ama alternatifsiz de olamayan genellemeci bir görüşe koşulsuz inanmak kadar tehlikeli bir durum ortaya çıkmakta bu durumda. Tehlikeli çünkü eğer siz bir şeye kesin inanmışsanız ve inandığınız gerçek değilse siz gerçeğe asla ulaşamazsınız.

Oysa evrim teorisi dinamik bir hadise. İnançlardan farklı bir altyapıya sahip. Bu altyapı deneysellik. Bu altyapı biraz da teknolojiye bağlı olması. Bilimsel araçlar teknoloji ilerledikçe ilerliyor ve bizlere canlılar ve canlılık hakkında daha fazla bilgi sağlıyor. Bilim insanları gerçek peşindeler. Takım tutar gibi bir anlayışı tutamazlar. Sizin takıma ne geçirdik gibi basit bir tavırları olamaz. Ama üzgünüm ki günümüzde evrim teorisi söz konusu olunca sadece iki tarafın laf yarıştırmasına şahit oluyoruz. Bilmem belki de buna felsefe diyorlar.