Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2010 Çarşamba

Aşk Tanrı’nın Çocuğudur

Bir söyleşi: Aşk Tanrı’nın Çocuğudur.
Tanrı Ne Zaman Ölürse Aşkı da O zaman Toprağa Verebiliriz.

Aşk çoğu insanın aslında kaçtığını sanıp onunla savaştığı bir olgudur. üç harfin neler anlatabileceğini bize gösterendir aşk. Yaşamla ölümün dansıdır, boşluklarda yer bulduğu gibi kendinde yoktan da var olabilir. Ölümsüzlüğe inandıran, aslında susamamışken seni deli gibi susatandır o. Tanrı’nın en güzel çocuğudur aşk.
Merak ettim. Kendi yaşıtlarım arasında acaba nasıl bakılıyor bu aşk konusuna diye. Birden aklıma arkadaşlarımla sohbet tarzında bir röportaj yapmak geldi. Neden olmasın? İlgi çekici değil mi? Ve bu azimle, arkadaşlarımın görüşlerini öğrenmeye başladım. İşte yeni neslin aşka bakış tarzı...

14 Eylül 2010 Salı

Tanrı karar vermeden önce Biz mutluyduk!

Kayıp Kadınlar
“Tanrı, kadının erkeğin hizmetçisi olacağına karar verinceye kadar erkek-kadın-doğa üçlüsü güzel bir bahçede mutlu- mesut yaşıyorlardı.”
Böyle yazar kutsal kitaplar… Anlattıklarının mevcut bilimselliğe uymadığından kasıtla, eski Çin ve Yunan uygarlıklarının bir takım efsanelerinde çok eskiden kadın ve erkeğin eşit ve yan yana dünyada yaşadıklarını anlatan hikayeler ise; hayal dünyasına aitmiş gibi kabul edilir.
Eski birçok uygarlığın bize bıraktığı çanak çömlekleri, resimleri, evleri, kullandıkları aletleri incelerken binlerce yıl önce yaşamış o ataların, sosyallikleri, kültürleri, örfleri, davranışları ve aile yapıları açısından da incelenmesi zorunludur. Bulduğumuz o eski tarihin kalıntıları içine saklanmış satır araları; bazen şaşırtan bir medeniyet tablosu gösterir ve çağdaş eşitlikçi düşüncenin sadece bizim çağımızın eseri olduğu yanılgısından bizi uyandırır oysaki… En yakın ve en müspet örneği olarak da kendi topraklarımızda yaşamış olan Çatalhöyük insanını inceleyebiliriz.
M.Ö 7000'li yıllarda var olduğu tespit edilen o uygarlık, pek çok alanda olduğu gibi kadın-erkek konumları açısından da ilginç bir durumdadır. Neolitik kültür diye adlandırılan bu dönemde; obsidyenin ustalıkla kullanılması neolitik dönemin en parlak çağı olmasının bir kanıtıdır. O çağda Çatalhöyük civarının ikliminin epey farklı ve bereketli olduğu tespit edilmiştir. Çatalhöyük’lülerin barış, refah, bolluk ve mutluluk içinde yaşadıklarının şüphe götürmeyecek kanıtları vardır. Çatalhöyük söz konusu olduğunda bugün bildiğiniz ne varsa unutmaya hazır olun, mekanları, araçları, iletişimi, teknolojiyi ve hatta inançlarınızı da bir tarafa koyun çünkü Çatalhöyük sizi bambaşka bir yaşam tarzının varlığına götürür. Tam 9000 yıl öncesine bir seyre giderken şaşırmaya hazır olun.