Algıladıklarımız Hayal mi ?
Evrenin boyutları karşısında çaresiz kalan insan, çözümü, çok defa, daha kolay bir yol olan doğmatizme kaymakla bulmuştur. Bunun sonucu olarak da ” O vardır ve var olacaktır; evrendeki her şey insan için yaratılmıştır; ne görüyorsak, ne algılıyorsak doğru olan odur” mantık silsilesiyle, bilimsel düşüncenin en önemli öğesi olan ”merak” duygusunu bastırmaya çalışmıştır.
Çeşitli kültürlerde değişik şekillerde ortaya çıkan öykülerle, bu merak duygusu bastırılmaya, insanlar geçici olarak mutlu edilmeye çalışılmış ve bunda uzun yıllar başarılı da olunmuştur.
Fakat doğmatik düşüncenin, yani bu tarihsel rahatlığın faturasının, doğaya ve pozitif bilimlere yabancılaşma gibi ağır bir bedelle ödendiğini, bu konuda yanlış yola girildiğini erken farkeden toplumlar, hızla tornistan edip, toplumları doğmatik düşüncelerden uzaklaştıracak yolları aramaya başlamışlardır.