Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

20 Mart 2011 Pazar

Elizabeth Bathory "Vampir Kontes" (1560-1614)

Elizabeth Bathory "Vampir Kontes" (1560-1614)


600’den fazla kızın katili Elizabeth Bathory (Macarca’da Erszebet Bathory) 1560 yılında , Vlad Tepes öldükten yaklaşık 100 sene sonra , Macaristan'ın en zengin ve köklü ailelerinden birinde doğmuştur. Atalarından Prens Steven Bathory , 1546'da Vlad Tepes Eflak'da tacını geri isterken ona yardım etmiştir. Elizabeth doğduğu sıralar , ailesi Macaristan'ın en soylu ve zengin ailelerinden biriydi. Kuzeni Macaristan başbakanıydı. Amcası Stephan ise daha sonra Polonya kralı olmuştur. Bathory ailesi zengin ve soylu olmasının dışında , çok güçlü ilişkilere ve tanıdıklara sahipti. Elizabeth Bathory daha 4-5 yaşındayken sara nöbetlerine katlanmak zorunda kalıyordu ve sorunlu bir çocuk olarak yetişti. Sorunlu ve çekingen yapısına rağmen genel olarak entellektüel , becerikli ve akıllı bir kadındı. 1575 sonbaharında , 15 yaşındayken , 25 yaşındaki Kont Ferencz Nasdasdy ile evlendi ve kendi soyadını devam ettirmek için soyadını ona verdi. Evlilikten sonra Csetjhe Kalesi'ne yerleştiler. Kale ,

Hızır ve İlyas Hikâyesi

Hızır ve İlyas Hikâyesi
Hızır peygamber Allah'ın kendisine bahşettiği güçlerle görevini yapmak için dünyayı dolaşmaktadır. Yolculuklarından birine İlyas peygamber de katılmak ister. Hızır (a.s.), "Bu yolculuğu yapamazsın. Benim Allah'ın bana verdiği bazı görevleri yapmam gerekir, oysa sen bunları anlayamazsın ve soru sorarsın. Oysa anlatmakla memur değilim ve sen ayrılmak zorunda kalırsın." diyerek uyarır onu. Ama İlyas peygamber ısrar eder, "Söz." der, "Ne yaparsan yap soru sormayacağım."
Yola çıkarlar, bir nehir kıyısına kadar gelirler. Karşıya geçmeleri gerekir, bir sandalcı vardır orada ama ona verecek paraları yoktur. Dertlerini söylediklerinde balıkçı, onları karşıya parasız geçirmeyi kabul eder. Balıkçının iki oğlu ve bir karısı da onunla yaşamaktadır. Kadın, ihtiyarın Hızır ile İlyas peygamberi parasız taşımasına itiraz eder. Ama adam yine de kararından dönmez. Balıkçı, iki oğlu ile birlikte seyyahları karşıya geçirir.

Halk inançlarında Hıdrellez

Halk inançlarında Hıdrellez
Hızır'da darda kalanlara yardımcı olma, bereket getirme ve gelecekte dilekleri gerçekleştirme vasıflarını görmek mümkündür. Geceden gül dallarına gümüş kuruşlar, çeyrekler, kırmızı bezler bağlanır, gül dibine genç kızlar yüzük atar, mani söyler, içki sofraları hazırlanır, davullar eşliğinde oyunlar oynanır, su kenarlarında, yeşilliklerde eğlenilir, ateşten atlanılırsa ev sahibi olacağına inanılır. Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır. Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler,

Hun - Hunlar zeki, kurnaz, diplomatik ve çok iyi askerdiler

Dördüncü yüzyılın sonlarına doğru Avrupa korkunç bir panik içindeydi...

Kır faresi derisinden yapılmış giysiler giyen bir takım atlılar, özellikle Avrupa'nın doğusunda görülmeye başlamışlardı. "Hun" adı verilen bu insanlar önlerine çıkan kentleri yağmalıyor, kabileleri soyup soğana çeviriyorlardı. Atlarının üstünde yiyip içiyor ve yine atlarının üstünde uyuyorlar, kendilerine direnmeyip teslim olanlara ise ağır vergiler ödetiyorlardı.






Önceleri bu insanların Xiong-nu isimli göçebe Korelilerin torunları oldukları iddia edildi.

Afrika’daki Çocuk Eğitimi Modeli

Afrika’daki Çocuk Eğitimi Modeli
Afrikalı bir çocuk bireysel değildir. Sosyal ve duygusal bağları vardır. İçinde bulunduğu toplumda yapması gereken sorumluluklar vardır. Bireylerarası ilişki önemlidir. Büyükler çocukların gelişiminde rol oynar.

Afrika'da bugün üç önemli miras, çocuk eğitimini etkilemektedir. Afrika, İslam-Arap kökenler ve Batılı kökenler. Batılı modeller, Afrika'nın kendi modellerini gerici olarak görmüşlerdir. Batılı-Avrupalı yaklaşımlar, diğer yaklaşımların sağlıklı yetişkinler yaratamayacağını savunmuşlardır. Afrika, çocuk eğitiminde kendi kültürel birikimini ve geleneklerini kullanamamıştır.

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Dünyanın en eski bayramı: Nevruz

Yüzlerce toplulukta, farklı adlarla 5 bin yıldan bu yana kutlanan ''nevruz'', kültürel miras yoluyla günümüze kadar ulaşan, Türk dünyasının millet bağını güçlendiren en önemli bayramlardan biri olarak kabul ediliyor.
Dünyadaki birçok toplulukta farklı inanışlarda ve farklı isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı ''Nevruz'', Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda baharın müjdecisi ve ''yeni gün'' olarak biliniyor. Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da Milli Bayram olarak kutlanıyor.

19 Mart 2011 Cumartesi

Orta Dünya'da Rivendell'in Elf prensesi Arwen Çok Güzel Kadın

Arwen





Lady Arwen Undómiel, Tolkien'in yarattığı Orta Dünya'da Rivendell'in Elf prensesi, Yarı-Elf Elrond ile Kraliçe Celebrian'ın kızı olan hayali kişiliktir.

Güneşin Üçüncü Çağının 241. yılında doğan Arwen, döneminin en güzel kızı olarak kabul ediliyordu. Elflerce Akşam Yıldızı olarak biliniyor ve İnsanlar tarafından Undómiel ya da "akşam kızı" adıyla tanınıyordu. Neredeyse üç bin yıl boyunca Rivendell ve Lothlórien'de yaşadı. 2951 yılında Dúnedain krallıklarının veliahtı Aragorn ile karşılaştı ve ona aşık oldu. 2980 yılında sözlendiler fakat Elrond, Aragorn tahta çıkana dek bu evliliği yasakladı. Aragorn'un Yüzük Savaşında yaptıkları, Elrond'un bu şartının yerine getirilmesini sağladı ve Arwen Aragorn'un kraliçesi oldu. Bu Arwen için çok cesur bir seçimdi çünkü evliliği ile tüm ölümlülerin ortak kaderini paylaşmayı da kabul ediyordu. Aragorn'a birkaç kız ile bir oğlu doğurdu ve Aragorn'un Dördüncü Çağın 120. yılındaki ölümüne dek, mutlu ve güzel bir hayat sürdüler. Aragorn'un ölümünü izleyen yıl Arwen, Lothlórien'e giderek, Aragorn ile sözlendikleri Cerin Amroth'da ölmeyi seçti.