Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

15 Ekim 2025 Çarşamba

Yeryüzünün Yaraları: Sınırların Zehri

Yeryüzü, sonsuz bir şiir gibi doğar: Okyanuslar fısıldaşır kıtalara, rüzgârlar sınır tanımaz dans eder, nehirler özgürce akar toprağın damarlarında. Gaia'nın kalbi, tek bir ritimle atar; Amazon'un soluğu Paris'i serinletir, Pasifik'in dalgaları Asya'yı Amerika'ya öper. Bu ilkel bütünlük, yaşamın nakışlı örtüsüdür – kopmaz ipliklerle örülmüş.


Ama insan eli iner, zehirli kalemle: Ülkeler doğar, dikenli hatlarla yeryüzü kanar. Vestfalya'nın gölgesinde çizilen sınırlar, dağları biçer, nehirleri zincirler. Sömürge rüzgârları Afrika'yı parçalar, haritalar etnik ruhları ezer. Bu, ilk kirlenmedir – doğanın akışını bürokratik dikenler keser; göçmen kuşlar tellere takılır, su döngüsü ulusal kilitlere hapsolur.
Ekolojik ağıt yükselir: Nil gerilir Etiyopya'nın barajlarında, Mekong susuz kalır Vietnam'ın yasını tutar. İklim fırtınası, milliyetçi duvarlara çarpar; ormanlar ulusal açgözlülükte yanar, karbon gözyaşları okyanuslara karışır. Sosyal yara derinleşir: Kürt dağları bölünür, Rohingya gözyaşları sınır ötesinde boğulur. Küreselleşme bir an birleştirir, popülizm duvar örer – kültürel çiçekler solarda.
Umut, ufukta mırıldanır: Biyoregionların çağrısı, nehir havzalarıyla federal rüyalar. Avrupa Birliği gibi, sınırlar erir barışın nefesinde; uydu gözleri paylaşır, AI kalpler birleştirir. Egemenlik illüzyonundan sıyrılmak gerek – yeryüzünü yeniden örmek için.
Zira gezegen, bizim haritalarımızdan büyüktür; o, tek bir soluk, yaralı ama dirençli bir organizmadır. Kirlenmeyi şiirle silmek: Doğal sınırları kucaklayıp yapay zincirleri kırarak, bütünlüğün ezgisini yeniden söylemek.


Yaşam ve İnsan için her şey Genel Kültür, Bilgi Bankası

Hiç yorum yok: