Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

12 Mayıs 2012 Cumartesi

anneler, en az yetiştirdikleri çocukları kadar dünya tarihine yön verdiler

 Tarihe yön veren anneler

İnsanların en değerli varlıklarının başında anneler gelir. Çoğu zaman ön planda görünmeseler de tarihi kaynaklar annelerin, en az yetiştirdikleri çocukları kadar dünya tarihine yön verdiklerini ortaya koyuyor.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Göksu, dünya tarihine yön veren devlet adamı ve siyasetçileri, ilim ve sanat adamlarını, tarihin akışını değiştiren bütün kahramanları annelerin yetiştirdiğini söyleyerek, ''Tarihin akışını belirleyen insanlardan
bahsederken, bu insanların yetişmesinde büyük rol oynayan annelerini unutmamak gerekir. Çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için her türlü sıkıntıya göğüs geren cefakar anneler, çocuklarının her zaman yanında olmuş, hatta yeri geldiğinde siyasi ve askeri mücadeleler içerisine dahi girerek tarihin seyrini etkilemişlerdir'' dedi.

Tarihte çocukları için yaptıkları fedakarlık ve verdikleri mücadeleler ile dikkat çeken,bu bakımdan da tarih içerisinde en az çocukları kadar yer edinen birçok annenin varlığına dikkat çeken Göksu, bazı annelerin çocukları uğruna gösterdiği fedakarlıklar ve üstlendikleri rollerle devlet ve toplum hayatının geleceğine yön verdiklerini, tarihin seyrini belirleyen hadiselerde rol oynadıklarını ifade etti.

Oğlu adına tahta geçen Kabac Hatun
Tarihin seyrini değiştiren annelerden örnekler veren Yrd. Doç. Dr. Erkan Göksu, Buhara Melikesi Kabac Hatun'un Türk tarihindeki önemli yerine işaret ederek, ''Kabac Hatun, Maveraü'n-nehr'de Batı Göktürk hakimiyetinin zayıfladığı ve Göktürkler'in Çin hakimiyetine girdiği dönemlerde Buhara ve çevresinde yaşanan siyasi kargaşa ve otorite boşluğunda Buhara Melikesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

O, kocası Buhar Hudat Bidun'un ölümü üzerine oğlu Tuğşad henüz süt çocuğu olduğundan, Buhara tahtına oturmuş ve oğlu adına şehri yönetmiştir. On beş yıl kadar bölgede hüküm süren Kabac Hatun, başarılı idaresi sayesinde bölge halkının gönlünde taht kurmuştu. Ölümünden sonra da yerine oğlu Tuğşad geçmiştir''
diye konuştu.

Terken Hatun'un taht mücadelesi

Selçuklu Sultanı Melikşah'ın eşi olan Terken Hatun'un devlet işleri üzerinde büyük nüfuza sahip olduğunu dile getiren Göksu, ''Karahanlılar'ın soyundan gelen ve asıl ismi Celaliye Hatun olan Terken Hatun'un kendine bağlı divanı, memurları, hatta 12 bin kişilik bir süvari kuvveti vardı.

Bu kudreti sayesinde dört yaşındaki oğlu Mahmut'u, Melikşah'ın büyük oğlu Berkyaruk'un yerine veliaht tayin ettirmek için her türlü yola başvurmuş, bu uğurda Nizamü'l-mülk gibi önemli bir devlet adamını bile ortadan kaldırmayı başarmıştır''
dedi.

Sare Hatun'un diplomatik mücadelesi
Doğu Anadolu'da kurulan Akkoyunlu Devleti'nin hükümdarı Uzun Hasan'ın annesi olan Sare Hatun'un da tarihteki önemine dikkati çeken Göksu, şunları anlattı:

''Sare Hatun, 1461 yılında oğlu Uzun Hasan ile Fatih Sultan Mehmed arasında yaşanan mücadele esnasında elçilik görevi yaptı. Fatih Sultan Mehmed'in Toros Dağları'nı aşıp Mardin şehri yakınında ordugah kurması üzerine elçi olarak onunla görüşmeye gitmiştir. Sare Hatun, oğlu Uzun Hasan'ın bağlılık mesajını Fatih Sultah Mehmed'e iletmiştir. Osmanlı Padişahı tarafından büyük bir saygı ile karşılanan Sare Hatun, iki devlet arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını sağlamıştır. Akkoyunluların Timurlu hükümdarı Ebu Said'le yaptığı 1468 tarihli antlaşma da Akkoyunlu elçilik heyetinin başında Sare Hatun vardır''


Türk kadının simgesi Hayme Ana
Türk kadınları için bir simge durumunda olan Hayme Ana'nın Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesi olduğunu ifade eden Göksu, Türk tarihinin en önemli şahsiyetlerden biri olan Hayme Ana'nın Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi'nin yetişmesinde büyük rol oynadığını dile getirerek, şunları söyledi:

''Ona Devlet Ana denmiştir. Rivayete göre Osmanlı Devleti'ni kuran Kayı Boyu'nun Beyi Gündüzalp veya Süleymanşah'ın Fırat Nehri'ni geçerken boğulması üzerine aşiretin başına Hayme Ana geçmiştir. Uzun bir yolculuktan sonra Hayme Ana'nın aşiretini Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat'ın ikta olarak verdiği Ankara'nın Karacadağ bölgesine, daha sonra Domaniç ve Söğüt'e selametle yerleştirmiştir.

Hayme Ana, Kayı Boyu'nun çıktığı bu uzun yolda karşılaştığı savaşlarda cengaverliğiyle yer alarak, idaresindeki Kayı Boyu'nun Domaniç'e kadar uzayan yolu, bir cihan devletine uzanmıştır''


Mektubuyla oğlunun ve ülkesinin geleceğini kurtardı
Dünya tarihinde de tarihin akışına yön veren birçok önemli annenin varlığına işaret eden Göksu, Fransa Kralı Birinci Fransuva'nın annesi Düşes Dangolen'in, Alman Kralı Şarlken tarafından esir alınan oğlunu kurtarmak için gösterdiği çabadan ve büyükelçi Kont Jan de Franjipan ile Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı mektupta dikkati çekti.

Kanuni'nin, oğlunun selameti için yardım dileyen bu kederli anneyi ''Gönlünüzü hoş tutunuz, üzülmeyesiniz'' şeklinde teselli ettiğini anlatan Göksu, ''Kederli bir annenin yardım talebine kayıtsız kalamayan Kanuni, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa kumandasında Osmanlı Donanmasını Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki Nice Limanı'na göndererek Fransuva'nın esaretten kurtulmasını sağladı. Böylece bu kederli annenin mektubu, Fransa ve Avrupa tarihinin seyrini değiştirdi'' dedi.

Yaşam ve İnsan için herşey Genel Kültür, Bilgi Bankası

Hiç yorum yok: