Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

12 Şubat 2012 Pazar

Sivri çıkışları ve acımasız yorumlarıyla Sirke gibi keskin sözlük

Cesur 4 Yüz ekibi bu hafta yine zorlu bir işe soyundu. Sivri çıkışları ve acımasız yorumlarıyla tanınan yazarlarımız bu kez kendilerini koydu hedef tahtasına; Ekşi Sözlük’e benzer şahsi sözlükler hazırladı.


Dost ve düşmandan kendileriyle ilgili yorumlar toplayan 4 Yüz, gündem yaratacak yepyeni bir dosyayla karşınızda Çekim yapacağımız stüdyoya adımını ilk atan isim Enis Berberoğlu oldu. Başında kasketi ve spor tarzıyla keyifli ama aceleciydi. Şahsi sözlük hazırlama konusunda fikrini sorunca yumuşak bir dille de olsa Ekşi Sözlük’ü eleştirdi: “Sözlük olsun, özgür de olsun. Ama sübjektifliğiyle ilgili bir derdim var benim. Sübjektif olmasın demiyorum ama bir endazesi olsun diyorum. Tamam, benimle ilgili ‘Enis sarışındır’ desinler özgürce. Desinler de ben sarışın değilim ki. O konuda ne yapacağız?” Tam o sırada Sedat Ergin belirdi kapıda. Her zamanki gibi çekimlerin en çekingeniydi. Ama günlük yazısını yetiştirmesi gerektiği için, “Ne istersen yapıyorum Sebati. Yeter ki bir an önce yazımın başına döneyim” dedi ve ondan istenenleri harfiyen yerine getirdi. Bir ara ellerindeki klavyelerle fotoğraf editörümüz Sebati Karakurt’a saldıran Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin gülüşmelere neden oldu. Ama asıl kahkaha Berberoğlu’nun “Aile içi şiddete karşı kampanya yapınca biz de mecburen Sebati’yi dövüyoruz. Bu aile içi şiddet yorumunun resmidir” deyince patladı.Ardından Ertuğrul Özkök katıldı aralarına. Biraz canı sıkkın olan Ertuğrul Bey, mor ve beyaz renklerdeki kıyafetiyle yine en iddialı pozları verdi. Bir önceki gece iyi uyuyamadığı için yorgun olduğunu söyleyen Özkök yine de çekim boyunca ıslık çalmayı ihmal etmedi. Sedat Ergin’in fotoğraflarına bakan Özkök’ün, “Sedat gene mi somurtkan?” sorusu gülüşmelere neden oldu.Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök’ün verdiği poz için “Güzel hareket ama ben asla böyle oturmam” diyerek girdi stüdyoya. Özkök’ün tişörtünü beğendiğini söyleyen Hakan, “En az 20 yaş gençleşmişsiniz” diye iltifat etti Özkök’e. Ama Karakurt’a sorduğu, “Dudaklarıma ironik bir kıvrım kondurayım mı?” sorusuyla günün adamı oldu.
Aşırı iltifatları düzelttirdim
ENİS BERBEROĞLU

“Aslında 100 kişilik bir liste yaptım ama yer durumundan dolayı atmak zorunda kaldım” demek isterdim ama öyle değil... Çünkü konuyu seçince kurumsal kimliğim yani görevim öne çıktı. Her gün bir şekilde temasta bulunduğum siyasilerden, işadamlarından, tanıdığım sanatçılardan talepte bulundum. İki tanesi önemliydi, kısa süre basket oynadığım Beşiktaş’ın başkanıyla, istemeden kırdığım Okan Bayülgen... İkisi de sağolsunlar kırmadılar, yazdılar. Aşırı iltifatları kaynağına düzelttirdim, kalanı bana yetti. Samimiyetle söylüyorum, sinirleneceğim hiçbir giriş yoktu zaten. Kemal Kılıçdaroğlu beni en iyi çalışan siyasetçi olmuş, etkilendim. Ertuğrul Bey için yazmaya kalksam, Hürriyet Sırları’na ihanet olur. Sedat bana, ben Sedat’a yazsam ikimiz de rezil oluruz. Bu yola yeni düşen Ahmet Hakan için tüm samimiyetimle iyi bir şeyler yazarım ama diğerleri kıskanır, umum neşriyat müdürlüğüme yakışmaz diye korkarım.
Mahallemin dışındakilerin kapısını çaldım
SEDAT ERGİN

Tanıdıklarınızdan, dostlarınızdan kendinizle ilgili bir şey istediğiniz zaman sanki kendiniz için methiye topluyormuşsunuz gibi bir görüntü doğuyor. Bu nedenle kendi mahallem dışındaki bazı isimlerin de kapısı çaldım. Ekşi Sözlük’ten bazı alıntılara da yer verdim. Bunların çoğu Milliyet’te genel yayın yönetmeni olduğum dönemle ilgili. Ayrıca, daha çok basın dışından konuklar, örneğin müzik çevrelerindeki arkadaşlarım olsun istedim. Beni çok sinirlendiren bir metin olmadı doğrusu. Yalçın Doğan’ın ve Ayça’nınkilere çok güldüm. 1980’lerde Cumhuriyet’te haberleri geç teslim ettiğim doğru. Hatta o dönem Yalçın Bayer, “Sedat taşra baskıları için değil, sadece şehir baskıları için yazar” diye bir laf attı ortaya ve çok tuttu. Şimdi de Hürriyet yazı işlerinde benzer bir ruh hali var. Ekipten herkes için yazacak çok şey var. Örneğin Enis’le ilgili olarak kafasının çalışma tarzının ne kadar değişik olduğuyla ilgili bir not yazardım. Ertuğrul Özkök’e gelince, tek bir yoruma sığmaz. Bence onunla ilgili özel bir sayı yapmamız lazım. İçinde muhtelif kategori ve başlıklar olmalı: ‘Özkök ve Kadınlar’, ‘Özkök’e Göre Basın Etiği Ne Değildir’, ‘Ertuğrul Özkök ve Ertuğrul Özkök’ gibi... Ahmet için herhalde sürpriz faktörünü vurgulardım. Köşe yazarlığının en önemli becerilerinden biri her gün okurunda, ‘Bugün ne yazdı acaba?’ merakını tetikleyebilmesi, bu merakı canlı tutabilmesidir. Ahmet’in bu yeteneği muazzam. ‘Bonus’ olarak baharat, renk ve polemik de var...

Sözlük denen formata hep imrenerek bakmıştım
AHMET HAKAN

Önce Twitter’daki takipçilerimden yorum istemeyi düşündüm fakat önünde sonunda bir ‘seçme’ söz konusu olacağı için vazgeçtim. Dostlarımdan istemeyi düşündüm fakat onları böyle bir emrivakiyle karşı karşıya bırakmak istemedim. Sonra düşündüm: Ben aslında sözlük denilen formata hep imrenerek bakmış biriyim, o halde neden o format içinde kalarak bir şeyler yazmayayım? Ve kendi sözlüğümü yapmaya karar verdim. Konuları seçerken kafama göre takıldım. Sıfır sansür uyguladım. Sansür yapacağım alanlara zaten girmem. Benim hakkımda söylenenleri başkasına sormak yerine bugüne kadar yazılıp çizilenler arasından derledim. Kızdıranları da, gururumu okşayanları da o listeye ekledim. Yaşadığım bol çatışmalı ortamda kendime yeni cepheler açmak istemiyorum.
Şebek kelimesini bile sansürlemedim
Ertuğrul ÖZKÖK

Kimden yorum istediğimi açıklayamam. Çünkü adları gizli kalmak şartıyla yazdılar. Yani ‘hayalet yazar’ bunlar. Ama portrelerini tarif edebilirim. Sekiz kişiler. Yaşları 24-63 arasında. Üçü kadın, beşi erkek. Aralarında bir de ‘HGY’ var. Yani hayalet gay yazar. Kişilikli, esprili, beni seven ama hakkımda düşüncesini serbestçe yazabilecek kadar özgür ve tabii ki, zeki insanlar. Yorumlardan biri ‘kolektif yorum’ olarak değerlendirilebilir. Ekşi Sözlük’te hakkımda 159 sayfa var. Bunlardan küçük bir potpuri yapmışlar. Hiç sansür yapmadım. Bir arkadaşım, “Hiç olmazsa şu ‘şebek’ ifadesini kullanma” dedi. Onu da dinlemedim. Sırrı Süreya Önder, Meclis’te “Biz ana muhalefetin iktidar, iktidarın da ana muhalefet hakkında söylediği her şeye katılıyoruz” demiş. Böyle bir zekayla söylenen hiçbir şeye itiraz etmem. Her yorum yazısı, başkasını yerden yere vururken, zekasıyla kendini yüceltir veya aptallığıyla asıl kendini vurur. Okuyucu benim hakkımda yazılanları okurken onlara da puan verecek. Bir bakarsınız bu sirke küpünden ben çıkarken, onlar boğulmuş. Ben de hepsi hakkında müthiş yorumlar yazabilirim. Sedat’ın araştırmacı gazeteciliği, Ahmet’in dönekliği ve sonradan görmeliği, Enis’in senaryoları... Hepsi iyi malzeme. Ama imkan vereceklerdi, kendi hakkımda yazacaktım.Bak o zaman ne gümbürtü kopardı.
1- Kimlerden yorum isteyeceğinizi neye göre belirlediniz?
2- Yorum yazdığınız kişileri nasıl seçtiniz?
3- Sansür yaptınız mı?
4- Sizi en çok sinirlendiren, en çok hoşunuza giden ve en doğru tespiti yaptığını düşündüğünüz yorumlar hangileri?
5- 4 Yüz ekibinden biri için yorum yazacak olsanız kime, ne yazarsınız?

Her partinin gazetecisiyim

11 Şubat 2012 Cumartesi

Anlamasanda Olur !..: “Hiç…” gününüz kutlu olsun

Anlamasanda Olur !..: “Hiç…” gününüz kutlu olsun: Hiç baba olmamışların da bir günü olmalı; senede değilse bile, ömürlerinde bir günü. Hiç anne olmamışların, hiç sevgili olmamışların, hiç...

Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale

Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Kadınların Şarkısı / Aşk, cisimsel ya da bedensel değil bir yürek işidir

- Sent using Google Toolbar

Yeni Çıkan Kitaplar Kitap - Yeni Kitaplar

10 Şubat 2012 Cuma

Çıplak Protestolar / Çıplak Eylemler

Boğa güreşine karşı soyundular

Colombia'da bir grup üniversite öğrencisi, boğa güreşlerini protesto etmek için eylemdeydi. Öğrenciler, çıplak protestolarıyla yoğun ilgi topladı.


Boğa güreşine karşı çıplak protesto
Çıplak Protestolar / Çıplak Eylemler
Colombia'nın başkenti Bogota'da 200 öğrenci, eylem için kent meydanıydı. Öğrencilerin amacı geleneksel boğa güreşlerini protesto etmekti.

6 Şubat 2012 Pazartesi

Haftalık Burç Yorumları

Koç - Bu hafta önemli bir hayalinize ulaşmak isteği var aklınızda Sevgili Koçlar. Başvurularınızın birçoğunda şans da size yardım edecek. Sanat, spor ve çocuklarla ilgili alanları zorlayabilirsiniz Maddi alanda İş hayatınızda önemli insanlardan alacağınız destekler fazla olacak. İşte bu insanlardan alacağınız tavsiyeler doğrultusunda harekete geçebilirsiniz Çarşamba günü, aşk ve güzelliklerin gezegeni Venüs, Balık burcundan ayrılıp burcunuza geçiyor. Koç “ liderlerin ve ben” burcudur ve Balık kadar fedakâr değildir. Aşkta ve duygularda daha bencil ama aynı zamanda daha heyecanlı

5 Şubat 2012 Pazar

Televizyon Vitrini Ekran Aynası: Film setlerinin ışıltıları içinde çocukluklarını u...

Televizyon Vitrini Ekran Aynası: Film setlerinin ışıltıları içinde çocukluklarını u...: Dizi Setlerinde Kaybolan Çocukluklar Altına girdikleri yükün ağırlığının farkında değildir ki bu çocuklar. Yaptıkları iş onla...

Televizyon Programları *** Televizyon Magazin *** Dizi Magazin

Dile Benden Ne Dilersen

  Dile Benden Ne Dilersen        
                                   Ağaçlar ve Dilekler
                          Hayatımızda ne kadar çok dilek dilediğimizi hiç düşündünüz mü? Genelde         'umarım' ile başlayan bu         dilekler, her daim geleceğe dair umutları içerir.         Her dilek, geleceğin bir potansiyelidir aslında.
                          
                 Geleceğe         dair bir hayaliniz veya isteğiniz varsa, bilin ki bu gelecekte         olasılıklardan biri olduğu için zihninize düşmüştür. Ama bir de bu         olasılıkları abartan ve açgözlülüğe çeviren nefsimizin sesi vardır.         Dileklerle ilgili ilk bilmemiz gereken şey sade ve içten olmasıdır.         Nefsin etkisinden uzak, arınık ve kalpten gelmelidir.