Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

18 Nisan 2011 Pazartesi

Quantum (Kuantum) Dokunuş ve Sorular



Kuantum-Dokunuş'la Reiki arasında uygulamada fark varmıdı?

Kuantum-Dokunuş hangi hastalıklara iyi gelir ?


Şİfa uygulanan alanlardan sadece bazıları:


Kuantum-Dokunuş'la Reiki arasında uygulamada fark varmıdır?

Reiki uygularken sadece niyetinizi yapın, Reiki-2 veya üstü iseniz sembolleri çizin her şey tamamdır. Reiki akmaya başlayacaktır,Siz konuşun yada Tv. seyredin fark etmez. Şifa süreci uzun sürebiliyor.

Kuantum-Dokunuş uygulamak için beden taraması ve nefes tekniklerini uygulamak gerekiyor.Aynı zamanda odaklanmamız gerektiğinden başka şeylerle ilgilenme olanağımız olmuyor. Bu nedenledirki, ağrının yada hastalığın durumuna göre bir kaç dakika içinde şifa oluşabiliyor. Kısacası, şifa sürecini hızlandırmada diyebiliriz. Reiki ile Kuantum-Dokunuş enerjilerinin birlikte kullanılması şifaya roket hızı verebiliyor.

Kuantum-Dokunuş hangi hastalıklara iyi gelir ?


Enerji bedende ihtiyaç olan bölgeye gider. Fiziksel yada duygusal sorunlar diye ayrım yapmaz.eanslarda amaç, hastanın duygusal sorunlarını çözmek degil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hislerini bulmasına yardımcı olmaktır.

Fizksel, duygusal ve ruhsal problemlerimize Kuantum-Dokunuş şifa amacıyla uygulanır. Bedenimiz mükemmel işleyen bir yapıya sahiptir, aldığı enerjiyi nerede ve nasıl kullanacağını bizden daha iyi bilir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı, kendi rezonansını yüksek tutabilme yeteneğini öğrenmiştir, elini enerjisi zayıf bedene dokunduğunda o beden kısa sürede yüksek rezonansa kendisini uyumlayacak ve kişinin bedensel zekası şifa için gerekeni yapacaktır.Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı şifa vermez o sadece enerjiye ?kanal? görevi görür, asıl şifacı bu enerjiyi alan kişidir.

Şİfa uygulanan alanlardan sadece bazıları:

-Hafif yanık ve kesikler

-Uyku bozuklukları

-Stres

-Aşırı heyecan

-Tansiyon ( düşük-yüksek)

-Kronik hastalıklar

-Siyatik

-Bel ve Sırt ağrıları

-Diş ve çene

-Baş ağrıları

-Sinüzit

-Göz ağrıları

-Omuz ve boyun ağrıları

-Bilek ve parmaklar

-Romatizma ağrıları

-Solunum bozuklukları

Kemikler ve Kuantum-Dokunuş



Kuantum-Dokunuş ile, özünde taşıdığı güçlü uyumlayıcı enerji yoluyla, kemiklerin kendiliğinden düzene girdiğini, yaraların kısa sürede kapandığını, ağrıların yerini tebessüme bıraktıklarını görebiliriz..

Kemikler üzerinde çalışırken, kemiğin nerede ve nasıl durması gerektiğini bilmek bizim işimiz değildir. Kişinin beden zekası bunu çok iyi biliyor, enerji seviyesi yeterli yüksekliğe ulaştığında kemikleri olması gerektiği yerlere koymayı seçecektir. Kuantum-Dokunuş uygularken eller rahat ve yumusak olmalıdır. Kemikler üzerindeki çalışmalar kişi otuturken veya ayaktayken daha olumlu ve cabuk sonuc verebilir.Bedenin dik olması enerji akımını dahada kolaylaştıracaktır.Burdan kişi yatarsa enerji gerceklesmez diye bir sonuç çıkarılmamalı, bu durumda biraz daha fazla zaman gerektirebilir. Dahası, her nereye gidersek gidelim oturacak veya ayakta duracak bir yer bulunur. Enerjiyi çalıştırdığımızda birçok şifa gercekleşebilir. Hafif bir dokunuş kemiklerin hareket etmesini, hücre seviyesinde bir cok değişikliğin oluşmasını sağlayabilir.

Hiç bir şey değişmemiş gibi görünebilir bu şifanın olmadığı anlamına gelmemelidir. Şifa saniyeler içindede gelebilir 20-30 dakika içindede.Bu tamamen hastalıgın durumuna baglıdır..

Kuantum-Dokunuş ve duygular

Çözümlenmemiş duygular enerjiyi bloke ederek hastalığın geri gelmesine neden olabilir. Kuantum-Dokunuş'un amacı kişinin duygusal sorunlarını çözmek değil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hissini bulmalarına duygularını daha olumlu ve sorumlu olarak kullanmalarına yardımcı olmaktır. Kuantum-Dokunuş seansından sonra kişinin duyguları daha dengeli ve uyumlu olacaktır. Enerji duygusal yada fiziksel sorun diye bir ayrım yapmaz , nerde ihtiyac varsa oraya akar ve gerekeni yapar.

Uygulayıcı kendi enerjisini mi kullanıyor ?

Çok sık karşılaşılan bir soru. Benden taraması ve nefes teknikleriyle enerji üretldiği için karmaşık gibi görünsede, Kuantum-Dokunuş enerjisi evrensel yaşam enerjisidir.

Yer'le Gök arasında uzanan uzanan çakralar aracılığı ile (beden taraması) toplanan ve nefes yardımıyla körüklenen enerjinin eller aracılığı ile alıcıya iletmesidir. Uygulayıcı sadece enerjinin akımında aracılık eder, aynı zamanda kendiside şifalanır bu enerjiden.

Kuantum-Dokunuş?un yan etkileri var mıdır ?

Hayır. Bu güne dek her hangi bir yan etkisi duyulmamıştır.Zaten, genel anlamıyla uyumlama tekniğidir. Uygulayıcının yüksek rezonansına şifacının (uygulamayı alan kişi) bedensel zekası kısa sürede uyum sağlayıp şifanın gercekleşmesine zemin hazırlar.Uygulandığı her canlıyı doğal haline dönüştürme,toksinlerinden arındırma özelliği taşır. Amerikada bir çok hastanenin doktor ve hemşireleri hastalarına kuantum-dokunuş uyguluyorlar .

Kuantum-Dokunuş modern tıbbın yerini tutar mı ?

Kesinlikle hayır. Kuantum-Dokunuş, teşhis-tedavi ile ilgilenmez o tıbbın işidir. Kuantum-Dokunuş uygulayıcıları, teşhis-tedavi gerektiren hallerde, kişileri modern tıbba yönlendirmelidirler. Bizim işimiz sadece şifa işlemine kanal olmaktır.

Kuantum-Dokunuş'u tıbba destek olarakta algılayabiliriz. Kalp ameliyatını yapamayız ama, ameliyat sonrası ağrıları hafifletmek hatta ameliyat izlerinin daha çabuk iyi olması için kullanabiliriz (deneyin şaşıracaksınız)

Dializ için çağrılan bir hastanın böbreğini değiştiremez ama, kan değerlerini düzene koyup dialize gerek bırakmayabilir.

Kanser hastalığının duygusal nedenlerin ağırlığından olduğu artık modern tıp tarafındanda kabul görmeye başladı. Kuantum-Dokunuş şifa seansları bu durumlarda hastanın duygusal dengesi üstünde çalışıp hastalığın hızını kesebilir.Hatta hastalığın gerilemesine, hastanın kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir.

Bu şifaya herkesin ihtiyacı vardır kuantum-touch uygulaması almak için hasta olmak gerekmez.
Enerjiyi almak ağrılı mıdır ?

Genellikle evet. Bazan insanlar enerji alırken ağrıların arttığını hatta dayanmaktan zorlandıklarını hissederler.Bu kadar şiddetli tepki gösteriliyorsa bu enerjinin yoğunluğunu gösterir. Bu çok normaldir, ve saniyeler veya dakikalar içinde kaybolacaktır. Bu gibi durumlar şifanın gerçekleşmekte olduğunun işaretidir. Burda önemli olan uygulayıcının ağrı geçineye kadar seansa devam etmesidir. O anada seansı bırakmak, kişiyi rahatsız haliyle bırakmak olacaktır.

Uygulama yaptıkcamı gücümüz artar?

Tabi, enerjinin çalışması zihinsel ve bedensel odaklanma gerektirir bıda uygulama ile olur. Yaklaşık 80-100 saatlik bir uygulama sürecinden sonra gücünüzün kat kat arttığını göreceksiniz. Uzun süre ara vermiş olsanız dahi ne zaman uygulamaya karar verirseniz verin o hep sizinle ve kullanılmaya hazırdır.

Enerjiyi kendimiz içinde çalıştırmalımıyız?

Anlınıza gelen her yerde her zaman enerjiyi çalıştırmak iyi fikirdir. En azından, sabah akşam beşer dakika enerjiyi çalıştırırsanız normal bir denge sağlamış olursunuz.

Yeterince iyi yapamadığım konusunda endişelerim var

Bu bir yeterlilik sınavı değildir. Ehliyet almak için yeterli değilim, bu iş için yeterli değilim ...vs. diyebilirsiniz, ancak bu Quantum-touch için geçerli değildir. Beden taraması ve nefes tekniklerini yapabiliyorsanız, ellerinizi hisedebiliyorsanız endişeye gerek yok yeterlisiniz demektir.

Kuantum-Dokunuş, uygulama ve yeteneklerinizi keşfetme sürecidir, yanlış yapamazsınız...

Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı yada alan kişinin inanması gerekiyormu ?

Hayır. "Islanmak için okyanusun varlığına inanmanız gerekmez" diyor Richard Gordon. Reiki'de olduğu gibi Kuantum-Dokunuş'tada inanmak gerekli değildir. Ancak inanarak yapılan bir şeyin gücü inkar edilemez biliyoruz.

İlk uygulamada yapılabilecek hatalar nelerdir ?

Aslında ilk defa uygulama yapacak kişiler daha başarılı ve etkilidirler. Ama sorunun cevabı üç başlıkta toplanabilir:

1-Uygulamacı nefes almayı unutur. Demircinin körüğü çalışmıyorsa ateş çıkmayacaktır. Onun içindirki, derslerde sık sık tekrar edilen sözcük "nefes almaya devam edin" dir.

2-Eller çok sıkıdır. Enerjinin daha iyi çalışması için ellerin oldukca gevşek olması gereklidir. Sıkılmış eller enerjiyi bloke edebilirler.

3-Seans bitmeden bırakmak. Yeni uygulayıcıların genelde yapabilecekleri en belirgin hatadır. Enerjiyi alan kişinin her hangi bir tepkisi veya "yeter bırak" demesi karşısında paniğe kapılıp seansı bırakabilir.

Kuantum-Dokunuş seanslarından sonra yorgun olunurmu ?

Nefes teknikleri Kuantum-Dokunuş un önemli bir parçasıdır. Nefes almaya devam ettiğiniz sürece yüksek enerji frekansına sahip olursunuz. Daha yüksek bir enerjiye sahip olduğunuzdan yorgunluk söz konusu değildir.

Kuantum-Dokunuş seansında elbiseleri çıkarmak gereklimidir ?

Giysilerin çıkarılması gereksizdir. Ancak ceket kazak gibi ağır giysilerin çıkarılması seansın rahatlığı açısından iyi olabilir. Birde, Deri enerji akışını engelleme yada zorlaştırma özelliğine sahip olduğundan deriden yapılan giysilerin çıkarılması yararlı olur.

Fazla enerji verilirse zararı olurmu ?

Kişinin bedensel zekası, elimizi koyduğumuz bölge yeterli enerjiyi aldığı zaman gelen enerjiyi ihtiyacı olan başka bölgelere yönlendirecektir. Eger tüm beden o an yada o gün için yeterli enerjiyi almışsa beden kendisini enerjiye kapatacaktır. Dolayısıyla fazla enerji verebilmeniz söz konusu olmayacaktır. Unutulmaması gereken diğer husus Quantum-Touch uyumlama tekniğidir bozma değil.

Ağrıyı kovalamak nedir ?

Bir kişinin omuz ağrısı için omuzuna enerji veriyorsunuz, kısa süre sonra o kişi ağrının dirseğine indiğini söyleyebilir. O zaman sizde ellerinizi kişinin dirseğine kaydırırsınız.Bu işlem kol hatta ele kadarda inebilir. Bu ağrıyı kovalama tekniğidir. Burda önemli nokta enerji verdiğiniz kişiyle zaman zaman konuşup neler hissettiğini sormamız yararlı olur.

Seansın bittiğini nasıl anlarız ?

Bazı hallerde uygulayıcının elleri ile enerjiyi alan kişinin bedeni eşleşir. Bu durumda uygulayıcı "bir şey hissetmiyorum, enerji akımı durdu" diye seansı bırakmak ister. Önerimiz, seansı bırakmadan önce ellerini bir kaç saniyeliğini çekip neler hissettiğine baksın. Ellerini tekrar alıcının bedenine koyduğunda yine bir şey hissetmiyorsa, beden yeterli enerjiyi almış ve kendisini enerjiye kapatmış demektir.

Quantum - Kuantum Dokunuş Nedir

Ya�am Enerji: Quantum - Kuantum Dokunu� Nedir

15 Nisan 2011 Cuma

Köy Enstitüleri ve Toprak Sorunsalı

Kuruluşunun 71. yıldönümünde, dönüp 71 yıl geriye baktığımızda Köy Enstitülerinin, eğitim öğretimde bir yazboz tahtası değil, devinim gücünü ve var olma ilkesini 1923 devriminden alan, aydınlığa yürüyen bir halk hareketi olduğunu görebiliyoruz.


17 Nisan 1940 gün ve 3803 sayılı Köy Enstitüleri Yasası’nın l. maddesinde “Köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek üzere, ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan köylerde, Maarif Vekâleti’nce Köy Enstitüleri açılır” denilmektedir. Maddenin içeriğinden, açılacak kurumların enstitü olarak adlandırılmasından da anlaşılacağı gibi, Köy Enstitüleri daha başından, üretici yöntemlerle çalışacak ve öğrenmeyi öğretecek kurumlar olarak tasarçizimlenmiş (dizayn) bulunuyordu.

Bununla da yetinilmiyor, temel yasaya bağlı olarak yürürlüğe konulan örgenleşme (teşkilatlanma) yasası ve yönetmeliklerle yüzde yüze yakını okuma yazma bilmeyen Anadolu insanının Türk abecesiyle tanıştırılması, Etilerden kalma çiftçilik/çobanlık tarımcılığının çağdaşlaştırılması ve toprak düzenini devlet düzeni eşliğinde alımlayan, “Bir ülkede toprak sorunsalı aşılmadan hiçbir devrim yerine oturamaz...” içerikli Kemalist algıların sorumluluğunu da üstlenmiş oluyordu Köy Enstitüleri.

Balinalar şarkı söylüyor

Balinalar şarkı söylüyor

Avustralya'da yapılan bir araştırma, erkek kambur balinaların liste başı olan şarkılar ürettiklerini ortaya koydu.
Amerikan Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, üreme mevsiminde erkek balinaları izleyen ve çıkardıkları melodik sesleri yani söyledikleri şarkıları kaydeden araştırmacılar, erkek balinalar arasında tutulan bir şarkının liste başı olabildiğini ve üreme döneminde hepsinin bu şarkıyı söylediklerini keşfettiler.

Bitkiler kardeşçe yaşıyor

Bitkiler kardeşçe yaşıyor

Bitki dünyasındaki kimyasal alışverişi yakından inceleyen bilim insanları, bitkilerin kendi aralarında özel bir iletişim ağı kurduklarını ortaya çıkarttı. Bitkiler bu şekilde bilgi alışverişinde bulunuyor, birbirlerinin eksikliklerini tamamlıyor ve tehlike durumunda bir diğerini uyarıyor.
Bir süredir bitkilerin birbirleriyle iletişim içinde olduğu biliniyordu, ancak aralarındaki iletişimin ne kadar gelişmiş ve karmaşık olduğu yeni yeni anlaşılıyor. Bitkiler sürekli olarak bir diğerinin kimyasal “gevezeliğine” kulak verirler. Bunu bazen bencillikten, bazen de yardım amacıyla yaparlar. İskandinavya’ya özgü orman gülü bitkisinde olduğu gibi bazı bitkiler, sınırlı kaynaklarını paylaşarak komşularına destek olur. Diğerleri yakın akrabalarını tanır ve onları yabancılar karşısında kayırır.

Yaşam mücadelesinin belgeleri

Due Date (Git Başımdan) Öngörülemeyen bir yol öyküsü

Öngörülemeyen bir yol öyküsü

The Hangover’ın (Felekten Bir Gece) yönetmeni Todd Phillips ikinci komedisinde dostluk, hoşgörü, yetişkin olmak, vicdan, empati temalarını eğlenceli bir vurguyla anlatıyor.
Heyecanlı mimar Peter Highman ilk çocuğunun doğumuna yetişmek üzere Atlanta’dan Los Angeles’a doğru yola çıkar.
Havaalanında başarısız oyuncu Ethan Tremblay’le karşılaşana dek herşey yolunda gidiyordur. Peter’ın bavulu Ethan’ınkiyle karışır, içinde uyuşturucu bulunur, uçakta yaşanan gerginlikten ötürü Peter uçamayanlar listesine girer, bavulunu da el konur.

14 Nisan 2011 Perşembe

Uzaylılar nerede

Dünya dışı yaşama dair iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Uzaylı kolonilerinin kara deliklerde gizlendiği iddia edildi.

Moskova'daki Rus Bilimler Akademisi Nükleer Araştırma Enstitüsü'nden Profesör Vyacheslav Dokuchaev'e göre, bazı kara deliklerin iç yapısı karmaşık ve bu karmaşık iç yapı fotonların, moleküllerin ve gezegenlerin merkezi bir tekilliğin yörüngesinde dönmesine imkan veriyor.
Tekillik, kara delikte uzayın ve zamanın sonsuz olduğu bölgeye deniyor. Ama profesör, belli kara deliklerin merkezinde ve doğru koşullar altında uzay ve zaman çatısının bir kez daha var olduğu bir bölgenin mevcudiyetini iddia ediyor. Buna göre, eğer yüklü ve dönen bir kara delik yeterince büyükse, olay ufkunun yani ışığın ve hiçbir şeyin olmadığı noktanın ötesindeki çekim güçlerini zayıflatabilir ve kara deliğin çekiminden kaçabilmek söz konusu olabilir.
Bilim insanları, uzun zamandır fotonların istikrarlı periyodik yörüngelerde, böyle yüklü kara deliklerin içinde hayatta kalabileceğini biliyor. Ancak profesör, bir kara deliğin dahili Cauchy ufkunun (boyutların yeniden geri döndüğü bölge) moleküllere ve hatta gezegenlere ev sahipliği yapıyor olabileceğini öne sürüyor.
Profesör, "Tüm dış iki ufukla gizlenen bu iç kara delik alanı, gerçekten uygun bir yer. Gelişmiş medeniyetler, dışarıdan görülmeden galaktik çekirdekte süper kara deliklerin içinde güvenle yaşıyor olabilir" diyor.
Bilim insanları geçen yıl M87 kara deliğinin sanılandan neredeyse iki kat daha büyük olduğunu keşfetmişti.