Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

19 Kasım 2010 Cuma

İçimizdeki Güç Reiki

İÇİMİZDEKİ GÜÇ
REİKİ

Seda PEKGÖZ
Uzakdoğu Şifa Yöntemi olarak anılan Reiki yi tanımlamak tan kaçınmış, Yaşam Biçimi olarak algıladığımı paylaşmıştım.
Reiki (yaşam enerjisi) diğer şifa yöntemlerinden ayrı değildir hepsini içinde barındırır. Reiki yapmanın amacı, iyileşmek ve iyileştirmeye yardımcı olmaktır. Hedefimiz, gerçekte kim olduğumuzu bilmek, gerçeklik içinde mutlu ve huzurlu yaşamaktır.

Reiki için kaynakların verdiği metodolojik bilgileri akış için de bulacaksınız.
Reikinin bu kadar olmadığını yol aldıkça farkedecek, anlamaya başlıyacak ve kendi deneyimlerinizle tanımınızı siz yapacaksınız.

Bu anlamda benim tanımım; Reiki elle, gözle, söz ve davranışlarımızla, duygu ve düşüncelerimizle, yaşam içindeki duruşumuzla gerçekleşen bir şifa gücüdür.



Şifa ancak, gerçek senin kişiliğin sevginin renkleriyle boyandığında gerçekleşir.
Şifa ancak, Tüm kavgalara son verdiğin, korkunun gölgesini aydınlanmanın ışığıyla yok ettiğin de gerçekleşir.
Şifa gücünü tanımladığın zaman göremezsin, ancak seninle bir araya geldiğinde tanımlıyabilirsin.
Varoluşumuzla DNA larımıza kodlanan Reiiki enerjisine açık hale geldiğimiz de o bizim için işler...

İnsan içselleştiremediği hiç bir olguya uyumlanamaz. Bir çok teknik öğrenip yol almaya yönelsek de zoraki bir yolculuk olur bu.

Daha önce, uyumlama yapıp yapmadığımı soran bir arkadaşıma ''Hayır'' demiştim. Reikiyi öğrenmek isteyen sayısız öğrencim den çok az sayı da kişiye uyumlama verdim. Sanırım yukar da verilen kısa bilgiler nedenini vurgulamıştır. Reiki nin amacına ters olduğunu bildiğim den kazanç kaygım hiç olmadı.

Ve karşıma çıkan vermeme olanak sağlayan herşeye teşşekkür içindeyim.

Siz de eğer ilgi duyuyorsanız; Yolculuğu başlatan siz. yardımcınız reiki olacaktır. Yola çıktığınız andan itibaren Reiki nin anlamını anlıyacaksınız. Reiki yi anlamaya çalışırken bakmamız gereken ilk yer; olumsuz duygu ve düşünce kalıplarımız, yanılgılarımız olacaktır. Hasta yanlarımız.
Bu anlam; İçimiz deki Güç tür.

olumlu düşünme

 
Seda Pekgöz


Gıdı ve alt yanak sarkmaları için egsersiz



Gıdı ve alt yanak sarkmaları için


Kalem yerine bu defa bir kaşık alın dudaklarınızın arasına. Alt dudağı, çeneyi öne doğru çıkarın ve yukarı bakın. Alt yanak kasları, çene, boyun kasları, gıdı tümünün gerildiğini göreceksiniz.

Kas gerilince çalıştığınız bölgenin kısaldığını ve alt yanaktaki sarkmaların sıkılaştığını göreceksiniz. Prensip kasları kısaltmak. Mutfakta yemek yaparken kolaylıkla yapabileceğiniz bir hareket......

Geleneksel Reiki'nin Öyküsü

GELENEKSEL REİKİ'nin ÖYKÜSÜ

Geleneksel Reiki nin öyküsü 1800'lerin ortaların da Japonya'da bir Üniversite Rektörü ve aynı zamanda Hıristiyan rahip olan Mikao Usui ile başlar...

Öğrencileri ondan; ''İsa nın şifa yöntemini''öğretmesini isterler. Usui bunu öğrenmek için 10 yılını verir. Japon ya daki Hıristiyan otoriteleri bu şifadan bahsetmenin ve öğrenmenin sözkonusu bile olamayacağını söylerler.
Usui, Hindistan'da ki Buda ve İsa'nın hayatı arasında çarpıcı benzerlikler bulur.
Hindistan'a gider. Budist keşişler -eski ruhsal şifa yöntemlerinin- kaybolduğunu ve ona ancak Budizm in Aydınlanma Yolu ile ulaşabileceğini söyler.
Bunun üzerine Usui ABD ye gider ve 7 yıl kalır. Oradaki Hıristiyan yetkililerden de cevapları alamayınca Chicago Üniversitesi nin İlahiyat Fakültesine yazılır ve -Karşılaştırmalı Dinler ve Felsefe- üzerine doktora yapar.
Bundan sonra Mikao Usui nin ne Hıristiyan ne de rahip olarak adı geçmez.

Japonya ya döndüğünde o artık bir Budist dir. Ve manastıra yerleşir.
Şifa formüllerini anlatan orjinal metinleri Zen Budist Manastır ında bulur.
Ne var ki bulduğu metinler enerjinin nasıl kullanılacağı bilgisini vermez.
Japon ya daki Kurama Dağın da inzivaya çekilir. 21 günlük oruç, dua ve meditasyon sonunda USUi 1920 de Şifa yöntemlerini çözmüş ve semboller kendisine gönderilmiştir.

(Bu oluşun ayrıntıları Reiki2 ve Reiki3 bilgilerinde verilir.)
USUİ bu şifalı enerjiye; Evrensel Yaşam Gücü Enerjisi adını verir.



Başarılı bir şekilde Reiki yi uygulamak için, enerjinin çıkış noktası hk. herhangi bir inanç geliştirmek son derece sakıncalıdır.

Reiki, hiç bir izm'e ve hiçbir ist'e ait değildir. Her yana aittir.
Böylece kişisel olarak kimsenin de tekelin de değildir. Herkese aittir. Ve zaten her birimiz de bulunmaktadır. Sadece hatırlamaya ihtiyacımız var. Kendimizde ve yaşamda zaten varolan bu öğretiyi tekrar geri almak için ücret ödemeyelim.

**** Bir kaç dakika da Reiki ci yaratacağımızı söyleyip, Usui hocanın kemiklerini sızım sızım sızlatmayalım. (Bu sözün gittiği yere...)

Sizler sevgiyle kalın arkadaşlar...


YasamOyunu
  Seda P.
 Reiki Master

“Kehribar Taşı“, “Şifalı Taşlar”

Kehribar Taşı“, “Şifalı Taşlar” arasında sarı renk skalasında yer alır.
Pozitif düşünce üzerine çok etkili bir taştır.
Mutluluk, kendine güven, stres azaltıcı, depresyon üzerinde etkili bir taştır. Geçmişten günümüze kazanç taşı olarak bilinir.
Bunun yanında özellikle “negatif enerji” “astım , bronşit , alerji , guatr” üzerinde şifalı etkiye de sahiptir.
  • Astım, bronşit, alerji, guatr, grip gibi rahatsızlıklar için tedavi edici özelliktedir.
  • Sol el ile taşındığı zaman bedendeki negatif elektriği toplar ve depresyonu giderir.
  • Ağrıyan bölgeler üzerinde tutulduğu zaman ağrıları azaltır.
  • Şifa yüklü enerji vererek bedeni canlandırır.
  • Zihinsel ve ruhsal gelişimi etkiler.
  • Para getiren taşlardan olduğuna inanılır ve bu sebepten dolayı para kasalarına da konur.

Çürükler, Kesikler, Sıyrıklar ve Kıymıklar İçin Bitkisel Tedavi

Bitkiler, ailelerin ilkyardım çantalarında bulunan antiseptik ve iltihaplanmayı önleyici kimyasal ilaçlara, kullanışlı ve etkili alternatifler oluştururlar. Evden uzakta, elinizde acil bir tedavi için kullanabileceğiniz yol kenarındaki bitkilerden başka imkan yokken, bitkisel tedavi gerçekten de değerli bir yöntemdir.
ÇÜRÜKLER İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Çürüklere, yaralanma sonucu derinin altında zarar görmüş damarlardan kaçan kan neden olur. iyileşme sürecinde birçok renk alan bu bölge, altındaki kanın işle¬mez hale geldiğini ve dağıldığını gösteren bir belirtidir.
Arnika ve karakafes iyileşme sürecini hızlandıracak bitkilerdendir.
500 ml sıcak suyun içine, bir çay kaşığı arnika tentürü karıştırın. Yeni oluşmuş morluğa kompres yapacağınız bezi bu karışımla ıslatın. Soğuyan kumaş parçasını sıcak ve yeni bir taneyle değiştirin ve bu işlemi ağrı hafifleyene kadar tekrarlayın. Alternatif olarak, arnika veya karakafes kremini ya da eğer bahçenizde karakafes bitkisi varsa, bir avuç yaprağını öğüterek yapabileceğiniz yara lapasını çürüğe uygulayabilirsiniz.
KESİKLER VE SIYRIKLAR İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Küçük kesik ve yaralanmalarda, tedavi için yarayı sıcak suyla temizlemekten biraz daha fazlasına ihtiyaç olacaktır. Kanamayı durdurmak, iyileşmeyi hızlandırmak ve enfeksiyonu önlemek için bitkisel bir losyon veya krem daha etkili bir yöntemdir. Kiri tamamen temizleyebilmek için yarayı her zaman merkezden kenarlara doğru yıkayın. İyice süzülmüş kadifeçiçeği karışımı iyi bir antiseptik losyondur.
Kanamayı durdurmak için bir çay kaşığı çobançantası tentürünü sıcak suya karıştırın ve temiz bir bezi bu karışımla ıslatıp bir süre yaranın üzerine bastırın. Kadifeçiçeği veya çayağacı kremini antiseptik olarak yaraya sürün ve uygun bir yara bandı veya bandajla üzerini kapatın. Küçük sıyrıklar için, yarayı iyice yıkadıktan sonra aloe vera yaprağının suyunu bölgenin üzerine sürün.
KIYMIKLAR İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Kıymıkları iğne veya cımbız yardımıyla çıkarmak genelde kolaydır; fakat kıymık derine battıysa, bitkisel merhemler çıkarmanıza yardımcı olabilir. Karaağaç veya serçedili merhemi kıymığın olduğu bölgeye doğrudan sürülür, yara bandıyla kapatılır ve en az üç saat bu şekilde bekletilir. Bu yöntem genelde kıymığı derinin yüzeyine çıkarır ve kıymık kolayca çıkarılır. Eğer ilk seferde işe yaramazsa, merhemi tazeleyerek işlemi tekrarlamaya devam edin.

18 Kasım 2010 Perşembe

Soylar Arası Evrim - Makroevrim - Ortak Ata ve Makroevrime Kanıt

Soylar Arası Evrim

Makroevrimin Şeması


Evrim bir ilerleme değildir. Evrimin basit hücrelerden daha karmaşık yaşam formlarına ve insanlara (evrimin tepe noktasına) doğru bir gelişmeler dizisi olarak düşünülebileceğine dair populer anlayış doğanın sıralanması kavramına dayandırılabilir. Bu görüş yanlıştır.

Bütün türler ortak bir atadan gelmiştir. Zamanla farklı canlı aileleri çevrelerine uyum sağlayabilmek için atalarından farklılaşmıştır. Bu yüzden evrim en iyi dallanan, her dalın ucunun yaşamakta olan bir türü temsil ettiği bir ağaç ya da çalı olarak gösterilebilir. Bugün yaşayan hiçbir canlı bizim atamız değildir. Yaşamakta olan her tür kendilerine özgü evrimsel tarihçeleriyle bizim kadar moderndir. Varlığını sürdüren hiçbir tür “düşük yaşam formu” ya da insanlığa ulaşan yolda basamak değildir.

Evrimle ilgili buna benzer yaygın bir yanlış insanların bazı yaşayan insansı maymun türlerinden evrildiğidir. Aslında durum bu değildir –insanlar ve insansı maymunlar ortak bir atayı paylaşır. Hem insanlar hem de yaşayan insansı maymunlar tamamen modern türlerdir; evrildiğimiz ata bir insansı maymundu, ama şimdi soyu tükenmiş bulunmakta ve bugünkü insansı maymunlarla (ya da insanlarla) aynı değildir. İnsanların kendini beğenmişliği olmasaydı biz de insansı maymun olarak sınıflandırılırdık. En yakın akrabalarımız şempanze ve cüce şempanzedir. Bir sonraki en yakın akrabamız gorildir.


http://www.yasamoyunu.net/evrim_evrim_teorisi/1650-soylar_arasi_evrim_makroevrim_ortak_ata_ve_makroevrime_kanit.html

Mikroevrimin mekanizmaları

Mikroevrimsel değişime neden olan birkaç temel yol vardır: mutasyon, göç, genetik sürüklenme ve doğal seçilim. Bunların hepsi bir popülasyondaki gen havuzunu doğrudan etkileyen süreçlerdir.

Bir böcek popülasyonunda kahverengi genlerinin sıklığında bir artış, yeşil renk genlerinin sıklığında ise bir azalma gözlemlediğinizi düşünün. Mikroevrim mekanizmalarından birkaç tanesi bir araya gelip bu örüntüye yol açmış olabilir ve bilim insanının görevlerinden biri de bu mekanizmalardan hangilerinin bu değişime yol açtığını ortaya çıkarmaktır.

Mutasyon

Bazı “yeşil genler” gelişigüzel bir şekilde “kahverengi genlere” dönüştüler. Mutasyonlar genellikle çok ender görüldüğü için, bir kuşakta ciddi boyutlarda meydana gelen alel sıklığı değişimlerinin nedeni tek başına bu süreç, yani mutasyon olamaz.)
Image:Evrim101_39_1.gif
Göç (ya da gen akışı)

Kahverengi genlere sahip bazı böcekler başka bir popülasyondan bu popülasyona göç ettiler, ya da yeşil renk geni taşıyan bazı böcekler, bu popülasyondan dışarı göç ettiler.


Genetik sürüklenme

Böcekler ürediklerinde şans eseri, yeşil gene sahip yavruların sayısı kahverengi gene sahip yavrularınkinden daha fazla oldu. Aşağıdaki şekilde, kahverengi gen yavrularda (%29) ebeveynlere (%25) göre biraz daha yüksek sıklıkta ortaya çıkıyor.


Doğal Seçilim

Kahverengi genlere sahip böcekler avcılardan daha iyi kaçmış ve hayatta kalıp yeşil genli böceklere göre daha sık üremişler, böylece bir sonraki kuşağa daha fazla kahverengi gen aktarmışlar.