Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

27 Kasım 2024 Çarşamba

Kişinin kendini taşıma biçimi.. Kişisel Stil

Kişişel stil ne demek?

Stil, sadece kıyafetlere özgü bir konsept değil, bir kişinin kendini ifade etme biçimidir. Buna kıyafetler kadar tavırlar, davranışlar ve her şeyden öte karakter de girer. Konu stil olunca birçok kişinin yanlış yere odaklanmasının sebebi de aslında bu kavram

Akış Hali (Flow State) Nedir ve Nasıl Sağlanır?

Günlük hayatın hızlı temposunu yakalamaya çalışırken aynı zamanda sürekli olarak üretkenliği artırmanın, yaratıcılığımızı kullanmanın ve tatmin duygusunu bulmanın yollarını arıyoruz. Tüm bunlara yetişmeye çalışırkense çoğu zaman akışın ritmini kaçırıyoruz. Arayış içinde olduğumuz tüm bu değerler aslında “akış hali” denen, derin odaklanma durumunda saklı. Hem psikolojik hem de hormonal etkilerle kendisini belli eden bu ruh hali, bireylerin en üst düzeyde performans göstermesini sağlıyor. 



Akış hali nedir?

Akış hali, kendinizi tamamen yaptığınız şeye kaptırarak en iyi performansınızı

Duygusal Olarak Geceden Kalmak (Emotional Hangover) Nedir ve Nasıl Geçirilebilir?


Dış dünyaya nasıl tepki verdiğimiz iç dünyamıza bağlı yaşanıyor. İç dünyamızın nasıl bir durumda olduğunu ise şu anımız kadar bir önceki gün yaşadıklarımız da etkiliyor. Psikologlara göre hiçbirimiz “yeni bir güne yeni bir sayfa” açarak uyanmıyoruz. Duygusal olarak geceden kalmak da tam olarak bunu anlatıyor. Sabah gözlerimizi açtığımızda kendimizi tükenmiş, endişeli, güçsüz hissediyor ama nedenine tam olarak parmak basamıyorsak biz de bu çok yaygın fizyolojik ve psikolojik fenomeni deneyimliyor olabiliriz. Sizin için duygusal olarak geceden kalma neden yaşanıyor, nasıl tetikleniyor, kimler bu fenomene karşı daha savunmasız sayılıyor ve ertesi gün kendimizi daha iyi hissetmek için neler yapabiliriz sorularını araştırdık.



Duygusal olarak geceden kalmak (Emotional Hangover) nedir?

Duygusal olarak geceden kalma, İngilizce ismi ile emotional hangover, medikal bir terim

Seni ne tanımlıyor? “Ben kimim?”

İnsan doğası gereği, sürekli bir anlam arayışı içinde olabilir. Her şeye bir sebep bulmaya; yaşantımızı, çevremizi ve hatta benliğimizi tanımlamaya çabalayabiliriz. Kendimizi tanımlamamız gerektiğini hissettiğimiz bir dünyada, “Ben kimim?” sorusu zaman zaman bunaltıcı ve içinden çıkamadığımız bir hal alabiliyor. Kimlik, yalnızca bir isimden, meslekten ya da rolden ibaret değildir; nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve dünyayla nasıl etkileşimde bulunduğumuzu şekillendiren deneyimlerin, inançların ve duyguların bir bütünüdür. Toplum, bizi genellikle tek bir kimliğe yönlendirir: “Ben bir ebeveynim”, “Ben bir öğretmenim” ya da “Ben bir sanatçıyım”Oysa, tek bir kimlik, kim olduğumuzu tamamen ifade etmeye yetmez. Hayatın akışının sürekli değişmesi gibi kimliğimiz de sürekli değişir, gelişir ve evrilir. Kimliğimizin nasıl şekillendiğini, neden bazen tek bir kimliğe sıkışıp kaldığımızı ve birden fazla kimliği benimseyerek daha tatmin edici bir yaşam sürmenin yollarını anlattık!



Ben kimim?

Bu soru, cevaplaması çok basit görünen ancak bir o kadar karmaşık bir sorudur. “Sen kimsin?” ya da “Ben kimim?” sorusu ile karşılaştığınızda aklınıza gelen ilk cevap ne oluyor? Muhtemelen isminiz, mesleğiniz ya da sizi tanımlayan güncel bir durum

Uzaktan Çalışma Döneminde Zihinsel Hijyenin Önemi ve Koruma Yöntemleri

Uzaktan çalışma,günümüz iş dünyasının hızla değişen koşulları arasında önemli bir yer edindi. Pandemi döneminde başlayan ve birçok sektörde kalıcı hale gelen bu çalışma modeli, avantajları kadar bazı zorlukları da beraberinde getirdi. Bu zorlukların başında ise zihinsel hijyen geliyor. Uzaktan çalışırken, hem kişisel hem de profesyonel yaşamın sınırlarının belirsizleşmesi, zihinsel sağlığı olumsuz etkileyebilir. İşte bu yüzden zihinsel hijyen kavramı üzerinde durmak, onu anlamak ve koruma yöntemlerini uygulamak, her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Zihinsel hijyen nedir ve neden önemlidir? Zihinsel hijyen, bireyin zihinsel sağlığını koruma ve geliştirme sürecini ifade eder. Bu kavram, günlük yaşantımızda karşılaştığımız stres faktörlerine karşı zihinsel Zihinsel hijyenin önemi, uzaktan çalışma döneminde daha da belirgin hale gelmiştir. İş ve özel yaşamın iç içe geçtiği, sosyal izolasyonun arttığı ve ekran başında geçen saatlerin uzadığı bu dönemde, korunmadığında tükenmişlik,

13 Kasım 2024 Çarşamba

İnsan nasıl özgür olur?

•Aristo - Düşünerek •Platon - Öğrenerek •Camus- Başkaldırarak •Sartre - Eyleme geçerek •İbn Rüşd - Vicdanlı olarak •Nietzsche - Kendin kalarak •Farabi - Kalbine kulak vererek Sizce ?


Yaşam ve İnsan için her şey Genel Kültür, Bilgi Bankası

11 Kasım 2024 Pazartesi

Analitik ve Sistemsel Düşünme Arasındaki Farklar Nelerdir ?

Analitik düşünce, bilindiği üzere tümü parçalara ayırmak üzerine kuruludur. Daha detaylı biçimde ise karmaşık bir konu veya sonun üstesinden gelebilmek adına tümden gelim yöntemiyle bütünü parçalara ayırarak değerlendirmeye denir. Analitik düşünce sistemi, sosyal yaşamımızda olduğu kadar iş yaşamımızda da yaratıcı çözümler üretmemizi sağlar. Sistemsel düşünme biçimde ise sorunun ya da konunun önce parçaları arasındaki ilişkiye odaklanıp bütüne varılır. Bütüne yani geniş resme bakarken parçalar arasındaki ilişkiyi değerlendirerek çözüm yolları aranır. Bu temel tanımlamalardan sonra dilerseniz şimdi analitik ve sistemsel düşünme biçimleri arasındaki farkları açıklamakla devam edelim. 

 ANALİTİK DÜŞÜNME İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER 
Analitik düşünme biçimine sahip kişiler yaratıcı çözümler bulabilen kişilerdir. Karmaşık bir sorun veya konu ile ilgili detayları tespit edebilirler. İş yaşamında ise analitik düşünebilen çalışanlar ekiplerinin toplanan verileri ve hedefleri doğrultusunda bilinçli kararlar almasını sağlayabilirler. Yine iş yaşamında ekiplerinin yeni fikirleri benimsemesi, şirketin hedefleri doğrultusunda büyümesi gibi konularda etkin bir oynayabilirler. Durum böyle olunca birçok insan analitik düşünme becerilerini geliştirmek için çalışmaktadır. Şirketlerin işe alım süreçlerinde yeni işe başlayacak çalışanın analitik düşünme becerileri üzerine yoğunlaşılır. Çalışan adaylarının, analitik düşünme becerisine sahip olması kendi bilgi ve becerilerinden yararlanıp gerektiğinde kaynaklara başvurarak sorunları yönetme becerisi olduğunun göstergesi olarak kabul edilir. Bu sebeple analitik düşünebilen adaylar, sorunları daha oluşmadan tespit etme öngörülerine sahiptir. Hedefe ulaşmak için doğru ve hızlı bir biçimde önceliklendirme yapabilirler. Analitik düşünmeyi geliştirmek için kitap okumak, matematik üzerine yoğunlaşmak, zekâ oyunları oynamak, yeni şeyler öğrenmeye açık olmak gibi pratikler yapılabilir. 

 SİSTEMSEL DÜŞÜNME İLE İLGİLİ DETAYLAR 
Sistemsel düşünme bir anlamda tüme varım yöntemi kullanılarak ulaşılan düşünme biçimidir. Sistemsel düşünmenin önemli unsurlarından biri bütündeki konuların unsurlarının karşılıklı olarak ilişkilerini değerlendirebilmektir. Bir başka önemli detay ise sistemsel düşünme biçiminde bütüne odaklanılıp sorunlara dair çözüm yolları aramasıdır. İş yaşamında ve şirket çalışanlarının işe alımlarında yine dikkat edilen becerilerden biri sistemsel düşünme becerisi olarak karşımıza çıkar. Bir bütün olan şirketin başarısını etkileyen noktalarla ilgili karşılıklı sorunları, olumlu yönleri saptayıp büyük resimde olabilecek iyileştirmeleri görebilen çalışanlar tercih sebebidir. Örneğin satış, pazarlama ve diğer farklı birimlerde başarılar göstermiş şirketlerin bütününe baktığımızda, başarılı bir sonuç göremeyebiliriz. Bir bütün olarak ahenk yakalamamaları da bu başarısızlığın temel sebebi olabilmektedir. Sistemsel düşünme, aslında bir bölümün başarısı veya başarısızlığına değil sorunun birimler arasındaki bağlantı ile bütüne nasıl yansıdığına bakar. Bu sebeple gelecekte olabilecek sonuçları da tahmin edebilmeye, araştırma yapmaya yönelik bir tutum sergiler. Günümüz iş dünyasında da sistemsel düşünme esas olarak tek bir departmanın neden olduğu bir soruna değil, bu birimlerin karşılıklı ve döngüsel etkileşimi ile çözüm aramaya yöneliktir. Bir bütünün sonucu bir diğerinin nedeni veya aynı zamanda sonucu olabilir. Bir anlamda yapılan analizleri sentezlemek, sistemsel düşünmenin işidir diyebiliriz. Konuya yeniden şirket bazında baktığımızda, aslında büyük ve karmaşık işleyen bir yapı görebiliriz. Yönetici olarak çalışanlar, kimi zaman genel çerçeveyi görmekte zorlanabilirler. Sorunların çözümü için tek katmanlı neden/sonuç ilişkilerine takılabilirler. Oysa sistemsel düşünmede bütünü çok katmanlı, çok boyutlu görebilme becerileri gerekmektedir. >Sistemsel düşünme ile verilecek kararlarda şirketin bütünün nasıl etkileneceğinin yanı sıra hangi birimleri, kişileri nasıl etkileyeceğini ve nasıl sonuçlar doğuracağını öngörmeyi sağlamaktadır. Şirketler için bu denli önemli olan sistemsel düşünme becerisine sahip çalışanlar, sorunların kök nedenlerini, iş sistemindeki amaca ve hedeflere uygun çözümler geliştirmeyi sağlar. Ayrıca bu çözümlerin kalıcı olmasına yardımcı olur. 

  ANALİTİK VE SİSTEMSEL DÜŞÜNME SÜREÇLERİNDEKİ TEMEL FARKLAR 

Analitik düşünme biçimi, işlerin nasıl yürüdüğünü anlamımıza yardımcı olurken; sistemsel düşünme biçimi, işlerin nasıl çalıştığını anlamımızı sağlar. Yani analitik düşünce konuyu parçalara ayırırken sistemsel düşünce o konunun neyin parçası olduğuna bakar. Analitik düşünmede ayrılan parçaların detaylarına ve özelliklerine inilir. Sistemsel düşünme, konunun parçasına bakarak bütünün davranışını anlamaya çalışır. Arasındaki temel farklardan biri de analitik düşünmek parçaları anlayarak bütün anlaşılır. Sistemsel düşünmede ise parçanın rolü veya işlevi bütünün bir parçası olarak anlaşılır. Yaşam ve İnsan için her şey Genel Kültür, Bilgi Bankası