Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

30 Haziran 2023 Cuma

YAŞAM İÇİN GÜÇLÜ FİKİRLER – SÖZÜN AĞIRLIĞI

MÖ 4. yüzyılda, güneşin altında bir fıçının içinde yaşayan Kinik filozof Diyojen’e sorarlar:
“Bir insanın aklını nasıl ölçersin?
Diyojen gözünü bile kırpmaz:
“Konuşmasından.”
“Peki ya hiç konuşmazsa?”Diyojen bu kez hafifçe güler:
“O kadar akıllısına henüz rastlamadım.”
Bu kısa diyalog, 2400 yıldır değişmeyen bir gerçeği hatırlatır: İnsan, sustuğunda bile bir şey söyler; konuştuğunda ise kendini tamamen ele verir.


Söz, insanın ilk ve son silahıdırBebekken konuşamayız ama yine de derdimizi anlatırız. Tek bir çığlık “açım” der, tek bir kahkaha “mutluyum” der. Yani konuşmak aslında “içimizde bir şeylerin taşması”dır. Taşmayan insanın dili de susar.Antik Yunan’ın en büyük hatiplerinden Demosthenes bunun en çarpıcı örneğidir. Çocukken kekeme, utangaç, mirası çalınmış yetim bir delikanlıydı. Bir gün mahkemede bir avukatın sözlerinin salonu nasıl titrettiğini duydu ve o an kararını verdi: “Ben de böyle konuşacağım.”
Ağzına çakıl taşları doldurup deniz kenarında bağırarak nutuk çekti. Koşarken, yokuş çıkarken, nefesi kesilene dek şiir okudu. Kekemeliği yendi, sesi gürleşti, kelimeleri bıçak gibi keskinleşti. Bugün kimse onun kekeme olduğunu hatırlamaz; sadece “konuşan Yunan” olarak anılır.
Dilimiz, dünyamızın haritasıdırJaponca’da “şinrin-yoku” diye tek bir kelime var. Türkçeye çevirmek istersen koca bir paragraf dökülür:
“Orman banyosu yapmak; ağaçların arasında dolaşıp onların kokusunu içine çekerek ruhu yeniden doğuşa bırakmak.”
Bu kelime tesadüfen ortaya çıkmadı. Japon kültüründe ormanla kurulan o kadar derin bir bağ var ki, dil bu bağı tek bir nefeste ifade edebiliyor. Wittgenstein’ın ünlü cümlesi burada devreye giriyor:
“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.”
Konuşamadığımız şey, çoğu zaman yaşadığımız şey değildir.Kelime hem bıçak hem merhem olabilirİbnü’l Arabî, “kelim” kelimesinin Arapçada hem “söz” hem “yara” anlamına geldiğini söyler.
Söz ya yarayı derinleştirir ya da o yaraya şifa olacak tohumu eker.
Tohum ekilmezse geriye sadece kanayan bir iz kalır.
Yunus Emre bu yüzden der ki:
“Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ide bir söz.”
Yani aynı söz, birini zehirleyebilir de, aynı zehirli aşı bala çevirebilir de. Fark, kalbin niyetindedir.Mevlâna ise daha net:
“Dudaklarından dökülen, kalbinin içindeki stoktur.”
Bugün “mrb, tmm, ok, bye” ile geçiştirilen bir çağda kalbe ulaşmak zorlaştı. Kelimeler kısaldıkça kalpler de daralıyor gibi. Oysa hâlâ tek bir cümleyle bir insanın bütün gününü kurtarabilir ya da mahvedebilirsiniz.Aynı gerçeği iki farklı şekilde söylemekPers kralı bir rüya görür: Bütün sevdikleri denizde boğuluyor.
İlk tabirci gelir: “Majesteleri, ne yazık ki yakınlarınız birer birer ölecek, siz onları gömeceksiniz.”
Kral öfkelenir, adamı zindana attırır.
İkinci tabirci gelir, aynı rüyayı duyar ve şöyle der:
“Majesteleri, müjdelerim! Siz bütün sevdiklerinizden daha uzun yaşayacaksınız, hiçbiri sizi gömmek zorunda kalmayacak.”
Kral bu kez adamı altınla ödüllendirir.Gerçek aynıydı. Kelimeler farklıydı.
Biri yara açtı, biri merhem oldu.
Doğru konuşmak neden bir erdemdir?Buda, acıyı bitirmenin Sekiz Aşamalı Yolunda “doğru konuşmayı (samyag-vāc) dördüncü basamak yapar. Doğru konuşmak demek:
  • Yalan söylememek
  • Dedikodu yapmamak
  • Kaba ve incitici olmamak
  • Boş ve anlamsız laf etmemek
Aşırı “dobra”lık da buraya girmez. Çünkü doğruyu söylemek başka, doğruyu hançer gibi saplamak başkadır.Son tavsiye cümleleri (kısacık, cepte taşınır hali)
  • Pisagor: “Ya sus, ya susmaktan daha değerli bir şey söyle.”
  • Aristoteles: “Akıllı insan her düşündüğünü söylemez, ama her söylediğini düşünür.”
  • Hz. Ali: “Sözü tartmadan söyleyen, okunu nişan almadan atana benzer.”
  • Konfüçyüs: “Kelimeleri dikkatle seç; çünkü bazıları bir daha geri dönmez.”
Ve en güzeli, belki de en zoru:
İyi konuşmak istiyorsan önce iyi dinlemeyi, iyi düşünmeyi, iyi okumayı öğren.
Çünkü dudaklarından dökülecek olan, aslında yıllardır içine doldurdukların olacak.
Sözümüz güzel olsun ki, geçtiği yerlerde çiçek açsın.
Çünkü insan, en sonunda söylediği sözle hatırlanır – sustuğu yerde bile.
Kalbi güzel olanın dili de güzel olur.
Gerisi sadece gürültü.


Yaşam ve İnsan için herşey Genel Kültür, Bilgi Bankası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız.