İnsan doğası gereği, sürekli bir anlam arayışı içinde olabilir. Her şeye bir sebep bulmaya; yaşantımızı, çevremizi ve hatta benliğimizi tanımlamaya çabalayabiliriz. Kendimizi tanımlamamız gerektiğini hissettiğimiz bir dünyada, “Ben kimim?” sorusu zaman zaman bunaltıcı ve içinden çıkamadığımız bir hal alabiliyor. Kimlik, yalnızca bir isimden, meslekten ya da rolden ibaret değildir; nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve dünyayla nasıl etkileşimde bulunduğumuzu şekillendiren deneyimlerin, inançların ve duyguların bir bütünüdür. Toplum, bizi genellikle tek bir kimliğe yönlendirir: “Ben bir ebeveynim”, “Ben bir öğretmenim” ya da “Ben bir sanatçıyım”. Oysa, tek bir kimlik, kim olduğumuzu tamamen ifade etmeye yetmez. Hayatın akışının sürekli değişmesi gibi kimliğimiz de sürekli değişir, gelişir ve evrilir. Kimliğimizin nasıl şekillendiğini, neden bazen tek bir kimliğe sıkışıp kaldığımızı ve birden fazla kimliği benimseyerek daha tatmin edici bir yaşam sürmenin yollarını anlattık!
Ben kimim?
Bu soru, cevaplaması çok basit görünen ancak bir o kadar karmaşık bir sorudur. “Sen kimsin?” ya da “Ben kimim?” sorusu ile karşılaştığınızda aklınıza gelen ilk cevap ne oluyor? Muhtemelen isminiz, mesleğiniz ya da sizi tanımlayan güncel bir durum