Bu Blogu Takip Et

Sayfalar

Translate

10 Nisan 2011 Pazar

Dünyanın en şanslı insanları

Geç yatmasına rağmen hiç zorlanmadan erkenden uyanabilen insanların, sanılanın aksine çok daha enerjik ve dayanıklı olduğu ortaya çıktı.

Uzmanların ‘doğal kısa uykucular’ diye adlandırdığı bu kişiler, günlerini kafein veya şekerleme takviyesine ihtiyaç duymadan sürdürebiliyor.

Pittsburg Üniversitesi’nde yürütülen araştırmaya göre, bir insanın ‘doğal uykusuz’ olabilmesi için günde en az 6 saat uyuması yeterli bir nitelik değil. 6 saatten az uyuyan her 100 kişiden yalnızca 5’i gerçekten uykusuzluk çekmiyor.

8 Nisan 2011 Cuma

Vücut Geliştirme Kitabı e-kitap indir ( resimli ve yazılı anlatımlar )



Yaz geldi body giymek hepimizin hayali. En kısa sürede ve en etkili görünür şekilde kas oluşumu sağlanması için mutla elinizin altında bulunması gereken e-kitap.

Ulubatlı Hasan Kimdir - Ulubatlı Hasan Hakkında

Ulubatlı Hasan


Ulubatlı Hasan (Uluabat, Karacabey, Bursa; d. 1428 - ö. 29 Mayıs 1453; İstanbul), İstanbul'un fethi sırasında Bizans surlarına ilk sancağı diken olduğu sanılan tımarlı sipahi.

Bizans tarihçisi Phrantzes'in anlatışına göre, Türklerin 29 Mayıs Salı günü sabaha karşı Edirnekapı ile Topkapı arasında umumi bir hücüm başlattıklarını ve savunmanın temel direği olan Venedikli General Giustiniani'nin yaralanıp cepheyi terketmesi üzerine Türk askerlerin heyecana gelmesi ve Fâtih'den gelen Topkapı Surlarına tırmanılması emrinin alınmasıyla birlikte Uluabatlı Hasan isimli küçük rütbeli ve genç bir asker veya subay, maiyyetindeki 30 askerle beraber, Osmanlı bayrağını surlara dikmişlerdir.

Eurovision Song Contest 1958 - Domenico Modugno

Eurovision Song Contest 1958 - Domenico Modugno







,
He was born on 9th January 1928 in Polignano a Mare in the Puglia region. Even as a small boy, his love of music began to show, he learnt to play the guitar and the accordion and wrote his first song when he was fifteen. Keen to live in a big city and not a small town, Domenico moved to the other end of the country and settled in Turin when he was nineteen, finding work in a factory. After completing his national service, he went to Rome where he began his musical career while still having a ‘normal’ job.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Dünyanın ilk 'denizaltı uçağı ! (Video)

Dünyanın ilk 'denizaltı uçağı' okyanusların derinliklerine inecek.

Dünyanın ilk ticari uzay aracını geçtiğimiz ay başarılı bir şekilde test eden ABD'li Virgin Atlantic Airlines şirketinin sahibi Richard Branson, bu sefer de okyanusların derinliklerine inecek jet uçağı benzeri bir denizaltı geliştireceklerini bildirdi.

California'nın Newport Beach bölgesinde düzenlediği basın toplantısında konuşan Branson, 5 buçuk metre uzunluğundaki aracın, yaklaşık 11 bin metreye inerek 'karanlık' suları keşfedeceğini belirtti.
'Virgin Oceanic' adı verilen projeye göre, önümüzdeki iki yıl boyunca denizaltı 5 dalış gerçekleştirecek. İlk deneme, bu yılın sonlarına doğru Pasifik Okyanusu'nda yer alan 10 bin 971 metre derinliğindeki Mariana Çukuru'nda yapılacak. İkinci dalış ise, Atlantik'teki 8 bin 605 metrelik Porto Riko Çukuru'nda gerçekleştirilecek. Denizaltının ineceği diğer noktalar ise şöyle: Kuzey Buz Denizi'ndeki Molloy, Güney Okyanusu'ndaki Sandwich ve Hint Okyanusu'ndaki Diamantina çukurları.
'Necker Nymph' isimli savaş denizaltısı teknolojisine benzer bir yapıya sahip olacak olan aracın 4 buçuk metre uzunluğunda karbon fiber kanatları olacak. İleri teknolojinin kullanılacağı denizaltı uçağı, aynı zamanda sualtı doğasına zarar vermeyecek şekilde inşa edilecek.
Hep daha fazla keşif yapmak için hareket ettiklerini kaydeden Branson, okyanusların derinliklerinde daha önce hiç bilinmeyen, insanoğlunun yararı için kullanılabilecek canlılarla karşılaşmayı umduklarını anlattı.
Projenin maliyetinin 10 milyon doları bulabileceği belirtildi.

Video

3 Nisan 2011 Pazar

Inanç, Evrim ve Programlama Dilleri / Faith, Evolution, and Programming Languages


Faith, Evolution, and Programming Languages
English | 1024x768 | MP3 48 Kbps | 78 MB
Genre: eLearning

Faith and evolution provide complementary--and sometimes conflicting--models of the world, and they also can model the adoption of programming languages. Adherents of competing paradigms, such as functional and object-oriented programming, often appear motivated by faith.
Families of related languages, such as C, C++, Java, and C#, may arise from pressures of evolution. As designers of languages, adoption rates provide us with scientific data, but the belief that elegant designs are better is a matter of faith. This talk traces one concept, second-order quantification, from its inception in the symbolic logic of Frege through to the generic features introduced in Java 5, touching on features of faith and evolution. The remarkable correspondence between natural deduction and functional programming informed the design of type classes in Haskell. Generics in Java evolved directly from Haskell type classes, and are designed to support evolution from legacy code to generic code. Links, a successor to Haskell aimed at AJAX-style three-tier web applications, aims to reconcile some of the conflict between dynamic and static approaches to typing.
Code:

Download Faith_ Evolution_ and Programming Languages - videolectures.net.flv for free on Filesonic.com
http://www.~not allowed, please post direct links~/1881491
Download Lecture.Documents.rar for free on Filesonic.com

Password default: downea.com

2 Nisan 2011 Cumartesi

Bahar alerjisine bitkisel çözüm

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte birçok insanın şikayet ettiği bahar alerjisi, burun akıntısı, solunum yollarındaki rahatsızlıklar, astım ve alerjiye bağlı kaşıntının papatya, andız bitkisi, civanperçemi, huş ağacı ve kırlangıç otu gibi bitkisel yollarla tedavi edilebileceği belirtildi.
Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve ''Şifalı Bitkiler'' kitabı yazarı Prof. Dr. Yusuf Zeynelov, bahar alerjilerinin ağaç ve bitkilerden yayılan polenlere bağlı olarak meydana geldiğini, ancak asıl nedenlerinden birinin de vücuttaki vitamin yetersizliğinden kaynaklandığını belirtti.
Zeynelov, yaz aylarında tüketilen taze meyve ve sebzenin kışın bulunmaması nedeniyle insanların bünyelerinin zayıfladığını dile getirdi.

Vitamin yetersizliğinin vücuttaki bağışıklık sisteminin zayıflamasına, bunun da alerjik hastalıkların daha kolay yerleşmesine neden olduğunu kaydeden Zeynelov, polenin ise ağaç ve bitkilerin yanı sıra evdeki halı, yorgan, yastık gibi yünlü bir çok malzemede bulunabileceğini söyledi.
Bahar alerjisine karşı şifanın doğada olduğunun altını çizen Zeynelov, Türkiye'nin bir çok yerinde bulunabilen andız bitkisinin alerjik hastalıklara en iyi gelen bitki olduğunu söyledi.
Andız bitkisinin kökünün ve çiçeğinin tedavi için kullanılabildiğini belirten Zeynelov, ayrıca papatyanın da iyi bir antibiyotik olması dolayısıyla vücuttaki mikroorganizmaların canlandırılması amacıyla her zaman kullanılabileceğini ifade etti.
Zeynelov, civanperçemi otu olarak bilinen bitkinin Türkiye'de yaklaşık 80 çeşidinin bulunduğunu, Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan 16 çeşit civanperçemi otundan ancak 7 çeşidinin tedavi amacıyla kullanılabildiğini ve bu bitkinin de alerjik hastalıklar için çok faydalı olduğunu söyledi.
Alerji tedavisinde huş ağacının tomurcuk ve yapraklarının da kullanıldığını anlatan Zeynelov, huş ağacının tomurcuklarının mutlaka Nisan ayında toplanması ve hemen tüketilmesi gerektiğini bildirdi.
Alerjik hastalıklarla ortaya çıkan kaşıntı ve sivilce sorununun da doğal çözümü olduğunu kaydeden Zeynelov, bu hastalık için de kırlangıç otunu önerdi.
Bahar aylarında bol miktarda bulunan Kırlangıç otundan alınan sütün direk sivilcelere uygulanmasıyla rahatsızlığın bir kaç saat içinde geçtiğini ileri süren Zeynelov, kırlangıç otunun yapraklarının kaynatılarak bir bezle vücuda uygulanmasıyla da hastaların şifa bulacağını belirtti.


''Bitkileri taze tüketin''
Kendisinin sadece eğitim öğretim hayatı değil, çocukluğundan bu yana bitkilerle uğraştığını ve ''bu işe ömrünü verdiğini'' söyleyen Doç. Dr. Zeynelov, bitkisel tedavi de en önemli konunun bitkilerin taze ve zamanında toplanması olduğunu vurguladı.
''Her bitkinin bir zamanı vardır ve bu bitkiler zamanına göre hastalıklara şifa olabilir'' diyen Zeynelov, zamanında toplanmayan, zamansız kurutulan bitkilerin de faydası olabileceğini ancak zamanında toplanan bitkiye göre faydasının çok az olacağına dikkati çekti.
Zeynelov, bitkilerin kurutulacaksa da en iyi zamanında toplanarak kurutulması gerektiğini bildirdi.

''Kabalak kabızlığa, kızılağaç şekere iyi gelir"
''Şifalı Bitkiler'' adıyla bir de kitap yazan Prof. Dr. Yusuf Zeynelov, bitkilerin en az 10 yıl denendikten sonra faydalarıyla ilgili bilgi verebildiğini belirterek, bazı bitkilerin faydalarını şöyle sıraladı:
Kabalak (Deve Tabanı): Astım hastalıklarının yanı sıra mide ve bağırsaktaki kabızlık sorununa iyi geliyor. İçinde yoğun kobalt maddesi bulunduğu için saçın beyazlanmasında da kullanılıyor. Kökü ve sürgünleri kullanılan bitkinin kökü mart aylarında sürgünleri ise Haziran'a kadar tüketilebiliyor. İlk bu bitkiyi yiyenlerin kökünü direk yememeleri, yoğurtla birlikte yenmesi tavsiye ediliyor. Kanser hastalığını önceden engelleyen en güçlü bitkilerden biri olarak biliniyor.
Kızılağaç: Şeker hastalığına iyi geliyor.
Isırgan otu: Antibiyotik özelliği var, ancak faydalı olması için zamanında toplamak ve kurutmak çok önemli. İltihap sökücü yönü de bulunan otun bağırsakları rahatlatıcı, kanseri sakinleştirici etkilerinin de olduğu ifade ediliyor. Bruselloz hastalığına yüzde 70 oranında şifa olduğunu söyleyen Zeynelov, kendisine gelen her 10 hastadan 7'sini ısırgan otuyla tedavi ettiğini belirtiyor. Isırgan otu ayrıca saç dökülmesinin önüne geçmek için de kilit önemde...
Çakşır: Cinsel gücü artırıcı özelliğiyle tanınıyor. Nisan ayında çıkan çakşırın kan hareketini hızlandırıcı ve damar tıkanıklığını önleyici etkileri de olduğu bildiriliyor.
Kaz ayağı (tere): Mayıs ayında toplanması gereken bu bitkinin, mayıs ayı dışında toplanması halinde hiç bir faydasının olmayacağı belirtiliyor. Şekeri önleyen ve kandaki şeker oranını düşürdüğü belirtiliyor.
Kekik: Hem kokusu hem de verdiği lezzet nedeniyle yemeklerde tercih edilen bu bitki, bağırsak ve midenin rahatlaması için önemli. Kekiğin kesinlikle tam çiçek açtığı zaman toplanması gerekiyor.
Gileburu: Hemeroid hastalığına iyi geliyor. Özellikle Nisan ayında toplanması ve kurutulması gerekiyor.
Prof. Dr. Zeynelov, zamanında toplanmış bu bitkinin 3-5 gün içinde hemeroid hastalığını kesin tedavi ettiğini belirtti.